Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Içi Boşaltilmiş Kavramlar!!!

A Çevrimdışı

Askalani

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
günümüzde ,Kur-an'da ki kavramlarının çoğunu anlamını bilmeden ,içi boşaltılmış bir şekilde kullanmaktayız.bu bölümüm de içi boşaltılmış kavramları gerçek anlamlarıyla ele alacağız.ilk konumuz ŞEHİD

bu konuda o kadar çok şey söylenip yazılıp çiziliyorki ne nedir karıştı iyice
şehid ve şahadet günümüzde oldukça lüzümsüz yerler de kullanılır oldu.yok basın şehidi,yok emek şehidi görev şehidi,sağlık şehidi,eğitim şehidi vb.bu yelpazeyi yeryüzünde var olan meslek gruplarının sayısı kadar genişletebiliriz.bazen bu hatayı bilinçli gördüğümüz kimseler de yapmaktalar.bu konuyla alakalı fikirlerinizi bu bölümde paylaşmanızı temenni ediyorum.
 
A Çevrimdışı

Askalani

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
ŞEHİD KİMDİR? KİME DENİR?

Şehid, kelime olarak kesin bir haberi veren, bildiğini söyleyen, hazır olan, bulunan, bir hadiseye şahid olan, şahitlik eden
Dinî anlamda, Allah rızası için, O'nun yolunda canını fedâ eden müslümana verilen isimdir Ona bu ismin verilmesinin sebebi, cennetlik olduğuna şahitlik edilmiş olması veya onun Yüce Allah'ın huzurunda yaşıyor bulunması yahut ölümü sırasında meleklerin hazır bulunması yahut ta ruhunun doğrudan doğruya Daru's-Selâm'da (Cennet'te) bulunması veya Allah tarafından çeşitli mükâfatlarla mükâfatlandırılmış olmasıdır
Arapça bir kelime olan şehid, "şehi-de" fiilinden türemiş olan bir isimdir Mastarı, şehâdettir Şehidin çoğulu, "şuhedâ" ve "eşhâd" olarak gelir (el-İsfahânî, el-Müfredât, 267 vd; et-Tahtavî, Haşiye ala Merâki'lFelâh, Mısır 1970, 516 vd)

Kur'an'da otuz beş dolayında "şehid" kelimesi ve yirmi civarında da, çoğulu olan "şuheda" kelimesi geçmektedir Aynı kökten gelen kelimelerle beraber, Kur'an'da geçen "şehid" kelimesi, daha çok şâhid manasınadır Şehid, aynı zamanda Yüce Allah'ın isimlerinden biridir Bir kaç âyette de, bu manayı ifâde etmektedir Bu âyetlerden birinin meâli şöyledir:
Biz onlara, ufuklarda ve kendi canlarında âyetlerimizi göstereceğiz ki o (Kur'an)'ın gerçek olduğu, onlara iyice belli olsun Rabb'inin her şeye şâhit olması, (her şeyi görmesi) yetmez mi?” (Fussilet, 41/53) Bu anlamdaki şehid için, "Şehâdet" ve "Şâhid" maddelerine bakınız
Burada konumuz olan şehid ise Kur'an'da daha çok "ka-te-le" fiilinin mechûlü ile, Allah yolunda öldürülme anlamında kullanılmaktadır Şehidlik büyük bir derecedir Şehidler hem Allah'ın övgüsünü ve hem de Hz Muhammed (sas)'in sevgisini kazanan bahtiyar insanlardır
Yüce Allah, şehidlerin ma'nen ölmediklerini, onlara ölüler denilmemesinin gerektiğini, Kur'an'ın değişik yerlerinde dile getirmiştir:
Allah yolunda öldürülenleri, ölüler sanma Hayır, (onlar) diridirler Rabb'leri katında rızıklanmaktadırlar Allah'ın keremiyle kendilerine verdiklerinden sevinçli olarak, arkalarında henüz (şehid olup) kendilerine yetişemeyenlere de korku olmadığı, onların da üzüntüye uğramayacakları müjdesiyle sevinmektedirler Allah'ın nimeti ve keremiyle ve Allah'ın mü'minlerin ecrini zayi etmeyeceği müjdesiyle sevinirler" (Âlu İmran, 3/169, 170, 171)
Mesrûk (ra) Abdullah'a bu âyette zikredilen şehidlerin halini sormuş, o şöyle cevap vermiştir: Biz de bunu Hz Muhammed (sas)'e sormuştuk Bize şu cevabı vermişti: "Şehidlerin ruhları yeşil kuşların karnındadır Onların arşa asılı kandilleri vardır Diledikleri gibi cennette serbestçe dolaşır, sonra o kandillere geri dönerler" (Müslim, İmâre, 121; Ebû Davûd Cihâd 25; Tirmizî, Tefsiru Sure, 3/19; İbn Mâce, Cenâiz, 4; Cihâd, 16)

Allah yolunda ruhunu teslim eden şehidlerin amellerinin boşa gitmeyeceği, büyük ecir ve sevap kazanacakları, Kur'an'da şöyle haber verilmiştir:
Dünya hayatını âhiret hayatı karşılığında satarlar, Allah yolunda savaşsınlar Kim Allah yolunda savaşır da öldürülür veya galip gelirse, biz ona yakında büyük bir mükâfat vereceğiz" (en-Nisa,4/74)
"(Savaşta) inkâr edenlerle karşılaştığınız zaman, hemen boyunlarını vurur Nihâyet onları iyice vurup sindirinceye kadar bağı sıkıca bağlayın (onları esir alın) Ondan sonra artık ya lütfen bırakır veya karşılığında fidye alırsınız Harb ağırlığını bırakıncaya (savaş sona erinceye) kadar (böyle yaparsınız)Allah dileseydi, (kendisi) onlardan öç alırdı Fakat sizi birbirinizle denemek için (size savaşı emrediyor) Allah yolunda öldürülenler (yok mu, Allah) onların yaptıkları işleri zâyi etmeyecektir" (Muhammed 47/4)

Şehidlerin günahlarının af olunacağı da, Kur'an'da müjdelenmiştir:
Rabb'leri onlara karşılık verdi: Ben, sizden erkek, kadın, hiç bir çalışanın işini zâyi etmeyeceğim Hep birbirinizdensiniz Göç edenler yurtlarından çıkarılanlar, yolumda işkence edilenler Elbette onların kötülüklerini örteceğim ve onları, altlarından ırmaklar akan cennetlere koyacağım (Yaptıklarına), Allah katında bir karşılık olarak (bu nimetleri vereceğim) Şüphesiz karşılıkların en güzeli Allah katındadır" (Âlu İmrân, 3/195) Hz Muhammed (sas)'in, şehîd olmanın fazileti hakkında söylemiş olduğu iki hadisin meali de şöyledir:
"Cennete giren hiç bir kimse, dünya üzerindeki her şey kendisine verilse bile, dünyaya dönmek istemez Ancak şehid müstesnadır O, göreceği ikramdan dolayı tekrar dünyaya dönüp on defa daha öldürülmeyi (şehid olmayı) temenni eder" (Buhârî, Cihâd 6; Müslim, İmâre,108,109; Neseî, Cihâd 33)
"Muhammed'in nefsi, elinin kudretinde olan Allah'a yemin ederim ki, Allah yolunda savaşmak ve öldürülmek, sonra savaşmak ve yine öldürülmek, sonra yine savaşmak ve öldürülmek isterdim" (Buhâri, İman, 26; Müslim, İmâre,103,107; Neseî, Cihad, 37)
 
M Çevrimdışı

muvahhide

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
kıymetli kardeşim,bu yazının sahibi sizmisiniz?değilseniz eğer kaynağı paylaşırsanız sevinirim.zira bu yazı benim başka bir forumda eklediğim bir yazı.eğer kaynak belirtmezsek emek hırsızlığı yapmış sayılırız.selam ve dua ile.
 
E Çevrimdışı

Ebu Katade

Misafir
EMEK HIRSIZLIĞIMI????? eğer size ait ise bizimlede askalani kardeşimin vesilesi ile ulaşmış oldu emek hırsızlığı göremedim
 
K Çevrimdışı

Kumtanesi

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
kıymetli kardeşim,bu yazının sahibi sizmisiniz?değilseniz eğer kaynağı paylaşırsanız sevinirim.zira bu yazı benim başka bir forumda eklediğim bir yazı.eğer kaynak belirtmezsek emek hırsızlığı yapmış sayılırız.selam ve dua ile.

güzel kardeşim...forumda çok yeni olmama rağmen bazı müslüman kardeşlerimizin tutumlarını hayret ile izlemekteyim..sizde bu kardeşlerimizden biri oldunuz...

siz Allah adına bir hizmette bulunmuş faydalı bir ilmin yayılmasına bundan bir BEKLENTİ içinde olarak ön ayak olmuşsunuz..dolayısı ile bu bilginin ilk kaynağı siz iseniz nasıl olsa bu paylaşılıp yayıldığı sürece siz BEKLEDİĞİNİZ HASENATA kavuşacaksınızdır.Bu yüzden nefsani kibir duygularına kapılarak kardeşi emek hırsızlığı ile suçlamak,alıntı belirtilmesini isteyerek Riya,ya kapılmak çok yanlış bir usul...İlim tüm insanlığa aittir kimsenin onu sahiplenme,yayılmasını engelleme gibi bir hakkı yoktur..Allaha Şükür ki mezhep imamları ve muhaddis alimler sizler gibi düşünmedikleri için bizler bu gün islamı gerçek kaynaklarından hiçbir bedel ödemeden öğrenebiliyoruz,yoksa her birine yazdıkları eserler için telif hakkı ödemeye kalksaydık halimiz nice olurdu ?

selamun aleykum
 
A Çevrimdışı

Askalani

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
alıntı yaptığım sitede herhangi bir kaynak belirtilmemiş, demek ki onlarda alıntı yapmış.
açtığın konunun altına nikini yazsaydın aynen onuda alırdım ama öyle bir şey göremedim.
 
M Çevrimdışı

muvahhide

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
Bu yüzden nefsani kibir duygularına kapılarak kardeşi emek hırsızlığı ile suçlamak,alıntı belirtilmesini isteyerek Riya,ya kapılmak çok yanlış bir usul..

kabul ediyorum ve özür diliyorum.emek hırsızlığı diyerek kaba ve haksız bir tabir kullandım.lakin savunma saymazsanız ki savunma değil,bir konu paylaşılınca o paylaşımın kaynağıda belirtilmeli.ben kaynağı belirtmesini isteme noktasında hata yaparken kardeşim askalani belirtmeme hatası yapmış.sizde kastımızı anlamayarak riya gibi çirkin bir ithamla kalbimizi kırmış bulundunuz.hele paylaşımdan telif hakkı isteme gibi bir şey ne amacımız ne isteğimiz.bu kadar ağır konuşma hakkını ise kimden aldınız anlamış değilim.ben bir nevi emeğe haksızlık demek isterken evet yanlış kelime kullandım.tekrar askalani kardeşimden özür dilerim.kuluz hata da yapabiliyoruz.ama kardeşiz ve kardeşler birbirlerinin hatalarını affederler.art niyetli olsaydım ki bundan ALLAH'a sığınırım sonunda selam ve dua ile demezdim.şimdi söylediğim gibi selam ve dua ile
 
M Çevrimdışı

muvahhide

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
bahs ettiğim diğer sitemizde bu içi boşaltılmış kavramlara kelime-i tevhidle devam etmiştik.isterseniz burada da bu aynı kavramla devam edelim.

içi boşaltılmış kavramlara kelime-i tevhid ile devam ediyoruz.

KELIME-I TEVHÎD


Tevhîd birlestirme, birleme, bir oldugunu kabul etme ve bu sekilde inanma demektir. Istilahi manasi ise; Allah'tan baska ilâh olmadigina iman etmek, O'ndan baska Rab ve Ma'bud tanimamaktir. Baska bir deyisle; ihtiva ettigi manaya gönülden inanarak "Lâilâhe illALLAH Muhammedun Rasûlüllah" sözünü söylemektir. iste "Allah'tan baska ilâh yoktur Muhammed Onun Rasûlüdür" anlamina gelen bu söze"Kelime-i Tevhîd" denir.

"Kelime-i Tevhîd " tüm semâvî dinlerin ortak inanç esaslarinin temelini teskil eder. Bu temele dayanmayan inanislarin ve ibadetlerin tümü batildir, Allah'in yaninda makbul degildir. Nitekim, Cenab-i Allah'in göndermis oldugu elçilerinin tümüne vahyettigi ve insanlara teblig edilmesini istedigi en önemli husus, "Tevhîd" inancinin esasini teskil eden bu kutsal kelimedir. Hak Teâlâ, Kur'ân-i Kerîm'de, son elçisi Hz. Muhammed (s.a.s)'e hitaben:

"Senden önce hiçbir rasûl göndermedik ki ona; Benden baska ilâh yoktur, su halde bana kulluk edin, diye vahyetmis olmayalim" (el-Enbiyâ, 21/25) buyurmakla bu gerçegi dile getirmistir.

Allah'tan baska ilâh tanimamak ve yalnizca O'na ibadet etmek tüm semâvî dinlerin ortak hedefidir. En güzel ifadesini "Kelime-i Tevhîd"de bulan bu husus, ehemmiyetine binaen, hem Kur'ân-i Kerîm'de, hem de Rasûlüllah (s.a.s.)'in hadislerinde çokça zikredilmistir. Kur'ân'da:

"Allah, kendisinden baska hiçbir ilâh bulunmayandir" (el-Bakara, 2/255).

"Allah, kendisinden baska ilâh olmayandir, en güzel isimler O'na mahsustur" (Tâhâ, 20/8).

"O, sizin Rabbiniz olan Allah'tir. O'ndan baska ilâh yoktur. Herseyin yaraticisi O'dur" (el-En'âm, 6/102).

"Allah ile birlikte baska bir ilâh çagirma. O'ndan baska ilâh yoktur. O'nun zatindan baska her sey helâk olacaktir. Hüküm O'nundur ve siz O'na döndürüleceksiniz" (el-Kasas, 28/88) buyurulmaktadir. Rasûlüllah (s.a.s.)'in hadislerinde de "Kelime-i Tevhid"le ilgili su ifadelere rastliyoruz:

"Her kim, Lâ ilâhe illâllâh der ve Allah'tan baska tapilan seyleri reddederse, onun malina ve canina dokunmak haram olur. Hesabi da Allah'a kalmistir" (Müslim, iman, 37).

"Lâilâhe illALLAH , Allah için yüce ve serefli bir sözdür. Bunu samimiyetle söyleyen cenneti kendine vacip kilar. Yalandan söyleyen de malini ve kanini korumus olur, fakat gidecegi yer cehennemdir" (Alauddin Ali el-Hindi "Kenzü'l-Ummâl", l, 220).

"Allah'tan baska ilâh olmadigina ve Muhammed'in, O'nun elçisi olduguna sehadet getirerek Allah'a mülaki olan kimse cennete girer" (a.g.e., l, 215).

"Lâilâhe illALLAH " çok vecîz ve mana yönünden oldukça kapsamli bir sözdür. Türkçe'ye"Allah'tan baska ilâh (tanri) yoktur" seklinde tercüme edilebilir. Ne var ki, Allah ve ilâh kelimelerinin ifade ettigi manalar tam olarak anlasilmadikça "Allah'tan baska ilâh yoktur." sözü; "Kelime-i Tevhid"in, kafalara ve gönüllere yerlestirmek istedigi mefhumu ifade etmekte çok kisir kalacaktir. Kaldi ki, hiç kimsenin mü'min ve muvahhid sayilabilmesi için, Kur'ân'in tanimladigi sekilde Allah'a iman etmesi ve tüm içtenligiyle O'na teslim olmasi gerekir. Aksi takdirde "Kelime-i Tevhid"i diliyle söyledigi halde, tevhide aykiri düsünce ve davranislarindan dolayi iman dairesinden çikarak kâfir olmasi içten bile degildir.

Kur'ân-i Kerîm, Cenab-i Allah' söyle tanimliyor:

"Allah bir tektir (el-ihlâs, 112/1), O'ndan baska hiçbir ilah yoktur (el-bakara, 2/255). Tüm âlemlerin Rabbi'dir (Fatiha, 1/1), herseyin yaraticisi O'dur (el-Enam, 6/102), hüküm yalnizca Allah'indir (ez-Zümer, 39/3), rizki veren O'dur (ez-Zariyat, 51/58), dirilten de öldüren de (Alû imran, 3/156), hastalara sifa veren de O'dur (el-En'âm. 5/59). O, her seyi; gizli olani da açikta olani da bilir. (ibrahim, 14/38). O'nun irade ve izni olmadan bir yaprak dahi dalindan düsmez" (el-Mâide, 6/59). Kisacasi Allah, akla gelebilecek her türlü noksanliklardan münezzeh ve en mükemmel sifatlarla muttasiftir.

Kur'ân âyetlerinden de anlasilacagi gibi, insanin mü'min ve muvahhid sayilabilmesi için, Allah hakkindaki düsüncelerinin saglikli olmasi, "Tevhîdi" çizgiyle paralellik arzetmesi gerekir. Bir yandan "Allah'tan baska ilâh yoktur " deyip diger Yandan O'nun hükmünü reddetmek ya da hâkimiyetinde O'na ortak kosmak, kesin olarak haram kildigi bir seyi helâl, helâl kildigi bir seyi haram saymak, yalnizca kendisine mahsus özelliklerden birini veya birkaçini, yaratilmislardan herhangi birine isnad etmek, Allah'a yaklastiracak veya O'nun katinda sefaatçi olacak diye O'ndan baska dostlar edinip bunlari ulûhiyyet derecesine çikarmak, Tevhîd inanciyla asla bagdasmaz. Bu tür düsünce ve inançlara sahip kimse "Allah'tan baska ilah yoktur." demekle iman etmis sayilmaz. Cenab-i Allah bu gibi kimseleri yalanci ve inkarci diye nitelemektedir:

"Halis din yalniz ve yalniz Allah'indir. O'ndan baska dostlar edinenler; bizi, sadece Allah'a yaklastirsinlar diye onlara ibadet ediyoruz, derler. süphesiz Allah, ayriliga düstükleri seylerde aralarinda hüküm verecektir. Allah, yalanci ve inkârciyi hidayete erdirmez" (ez-Zümer, 39/3).

"Yoksa onlar, câhiliyye hükmünü mü ariyorlar? iyi anlayan bir toplum için hükümranligi Allah'tan daha güzel hüküm veren kim vardir?" (el-Tevbe, 5/50).

"Allah'i birakip bilginlerini ve rahiplerini ve Meryem oglu Mesih'i rabler edindiler. Halbuki onlara; yalniz bir ilaha tapmalari emredilmisti. O'ndan baska hiçbir ilâh yoktur, onlarin ortak kostuklari seylerden uzaktir " (et-Tevbe, 9/31).

Evet, "Kelime-i Tevhîd"; düsünce ve davranislarda, sirkin her türlü pisliginden arinmayi, sadece Allah'in emirlerine boyun egerek tâgûtun her çesidini reddetmeyi gerektirir. Artik:

"Her kim tâgûtu reddedip Allah'a inanirsa, asla kopmayan, saglam bir kulpa yapismis olur" (el-Bakara, 2/256. Ayrica bk. La ilaha illALLAH ). (muvahhide)
 
M Çevrimdışı

muvahhide

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
yukarıda kelime-tevhid ile ilgili ayetler ve hadislerden örnekler paylaşmıştık,şimdi kelime-i tevhidi kelime kelime açıklayalım.
"Allah'tan başka ilah yoktur, Muhammed (sav) onun elçisidir"
Bir hıristiyan veya başka din mensubu islam dinini seçtiği zaman, kendisinin müslüman olması için kelime-i tevhid getirmesi gerekir
Kelime-i tevhid getirir, annelerimiz, anneannelerimiz ölen yakınlarınızın ardından 100'lerce kez çekerler tesbihini
Acaba ne okuyoruz, Allah'a ne sözler veriyoruz?

Allah'tan başka ilah olmadığına şehadet ediyoruz, O'nun Rasulünün Muhammed (sa) olduğuna şehadet ediyoruz
Biz şimdi bunu biraz açalım : "La" arapçada hayır demektir

"La" ile başlıyoruz kelime-i tevhide
Yani ne yapıyoruz önce hayır diyoruz
Hayır kabul etmiyorum, reddediyorum, diyoruz Neyi reddediyoruz; "ilahe" bütün ilahları reddediyorum diyoruz.İlah ne demek? Önce bunu bir kavramamız gerekiyorki, neyi reddettiğimizi kavrayabilelim

İlah; sözlük anlamı:
"Kendisine tapılan, mabut, ilah "
Mabut da kendisine ibadet edilen demek

Peki ibadet ne demek ?
İbadet; verilen buyrukları yerine getirmek, itaat etmek

ilah; herşeyi yaratan, herşeyin sahibi maliki, yoktan varedeni demek.Şimdi tamamen toparlarsak ilah: Herşeyi yoktan var eden, yaratan, Her şeyin sahibi, maliki (hükümdarı) ve kendisine ibadet edilen yani verdiği tüm emirlere uyulan varlık

Şimdi bütün yaratıcıları, emir verenleri, hüküm koyanları yani ilahları reddediyoruz !!!

"La ilahe" dediğimizde ve temizlik yapmış oluyoruz
Zihnimizdeki tüm ilahları ilah olabilecek varlıkları yok ediyoruz, kafamızı ve yüreğimizi temizledikten sonra:"illALLAH " diyoruz

İşte "illa"
arapçada;ancak, yalnızca, sadece anlamına gelir biz "illa" dediğimizde de temiz olan zihnimize ve kalbimize bir tek varlığı ilah olarak yerleştirmeye hazırlanıyoruz

O yüce varlık bizi yaratan, yoktan vareden, olduğu gibi bizi kendi halimize bırakmayan, Allah yerleşiyor
Allah'tan başka yaratıcıları, emir verenleri tanımıyoruz, ancak Allah'ı ilah olarak kabul ediyoruz
Artık O'ndan başkasının emirlerine uymadıkça kazananlardan oluyoruz

Allah-u teala bizi yaratan olduğuna göre,
bizi en iyi tanıyan da O'dur
Bu nedenle bizim ne yaparsak iyi olacağımızı bilen de O'dur
Bize de peygamberleri aracılığıyla bildirmiştir

En son peygamber Allah'ın Rasülu Hz Muhammed'dir
Son olarak peygamberimizin Allah'ın elçisi olduğuna şahitlik ediyoruz ve böylece Allah'ın peygamberimiz aracılığıyla bize göndermiş olduğu Kur'an-ı Kerim'i de kabul etmiş oluyoruz
Bizler kitabımızı çok iyi öğrenmeliyiz

Kaynaklar:Büyük Türkçe Sözlük , Şehadet (Said Havva)
 
K Çevrimdışı

Kumtanesi

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
Bu yüzden nefsani kibir duygularına kapılarak kardeşi emek hırsızlığı ile suçlamak,alıntı belirtilmesini isteyerek Riya,ya kapılmak çok yanlış bir usul..

kabul ediyorum ve özür diliyorum.emek hırsızlığı diyerek kaba ve haksız bir tabir kullandım.lakin savunma saymazsanız ki savunma değil,bir konu paylaşılınca o paylaşımın kaynağıda belirtilmeli.ben kaynağı belirtmesini isteme noktasında hata yaparken kardeşim askalani belirtmeme hatası yapmış.sizde kastımızı anlamayarak riya gibi çirkin bir ithamla kalbimizi kırmış bulundunuz.hele paylaşımdan telif hakkı isteme gibi bir şey ne amacımız ne isteğimiz.bu kadar ağır konuşma hakkını ise kimden aldınız anlamış değilim.ben bir nevi emeğe haksızlık demek isterken evet yanlış kelime kullandım.tekrar askalani kardeşimden özür dilerim.kuluz hata da yapabiliyoruz.ama kardeşiz ve kardeşler birbirlerinin hatalarını affederler.art niyetli olsaydım ki bundan ALLAH'a sığınırım sonunda selam ve dua ile demezdim.şimdi söylediğim gibi selam ve dua ile

ALLAH bizleri affetsin...Değerli kardeşim,sizinle islam kardşliği dışında hiçbir bağımız bulunmamakta iken ve bu güne kadar sizle hiçbir polemiğe ve sürtüşmeye düşecek sorunlarımız olmadığı halde sizi neden riya suçlaması ile kırmak isteyeyim söylermisiniz? Amacımın böyle bir şey olmadığını umarım anlamşsınızdır..fakat yazdığınız mesajı ilk okuduğumda kapıldığım duygular bunlardı.sizin yapmış olduğunuz bir paylaşımın sırf sizden alındığı belirtilmeden yapılmasına göstermiş olduğunuz tepki bende bu duygular içerisinde olduğunuz izlenimini uyandırdı.Şunu unutmayın kardeşim siz öyle bir yazı yazmamış olsaydınız biz şimdi bu konuşmaları yapmak zorunda olmayacaktık.ne sizi ben istemeyerekte olsa kırmış olacaktım nede siz benim müslüman bir kardeşim hakkında şeytanın sui zan tuzağına düşmeme sebeb olmuş olacaktınız.sonuç olarak hataları görüp tevbe etmek aynı hatalarda israrcı olmaktan hayırlıdır.sizi kırdıysam hakkınızı helal edin,ben helal ediyorum..ALLAH,a emanet olun kardeşim..


not : kaynak belirtilmeli konusundaki düşüncenize malesef katılmıyorum.ümmet için faydalı olan herşeyin kaynağı belirtilmek zorunda değil.bir şey eğer ALLAH,ın rızası gözetilerek yapılıyorsa başka bir beklenti içinde olmuş izlenimine yol açabilecek durumlardan kaçınmak gereklidir diye düşünüyorum.

selamun aleykum.
 
A Çevrimdışı

Askalani

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Bu yüzden nefsani kibir duygularına kapılarak kardeşi emek hırsızlığı ile suçlamak,alıntı belirtilmesini isteyerek Riya,ya kapılmak çok yanlış bir usul..

kabul ediyorum ve özür diliyorum.emek hırsızlığı diyerek kaba ve haksız bir tabir kullandım.lakin savunma saymazsanız ki savunma değil,bir konu paylaşılınca o paylaşımın kaynağıda belirtilmeli.ben kaynağı belirtmesini isteme noktasında hata yaparken kardeşim askalani belirtmeme hatası yapmış.sizde kastımızı anlamayarak riya gibi çirkin bir ithamla kalbimizi kırmış bulundunuz.hele paylaşımdan telif hakkı isteme gibi bir şey ne amacımız ne isteğimiz.bu kadar ağır konuşma hakkını ise kimden aldınız anlamış değilim.ben bir nevi emeğe haksızlık demek isterken evet yanlış kelime kullandım.tekrar askalani kardeşimden özür dilerim.kuluz hata da yapabiliyoruz.ama kardeşiz ve kardeşler birbirlerinin hatalarını affederler.art niyetli olsaydım ki bundan ALLAH'a sığınırım sonunda selam ve dua ile demezdim.şimdi söylediğim gibi selam ve dua ile
estağfirullah
ama önceki msjımdada belirtim alıntı yaptığım sitede kaynak yada herhangi bir nik yazmıyordu böyle olunca site adı yada konuyu açan kişinin -kim olduğunu belirtmediği halde-nikini yazmama ne kadar doğru olur?
 
Üst Ana Sayfa Alt