Din hakkında ileri-geri,olur-olmaz ve Rasulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)’den bu yana 1430 küsür yıldır hiç söylenmemiş,alışagelmemiş ve aslı astarı ne ayette,ne hadiste ne de yaşayan dört hak mezhepte (hanefi,şafi,maliki,hanbeli) olmayan sözler sarf ederek,ani ve enteresan çıkışlar yaparak GÜNDEME gelmeye çalışanlar,gün geçtikçe artmakta.Daha önce ‘Miraç yok,kadere iman yok’ gibi sözleri ile medyaya çıkan ilahiyatçı İhsan ELİAÇIk şimdi de ‘Kurban şaman kültürüdür’ diyerek yeni bir çıkış yaptı.
Bu ve bu gibi şahısların ismini vermek onların işine geliyor ve meşhur oluyorlar gibi gözükse de,bunu yapmakta ki gayemiz,o kişileri izleyen ve dinden pek bilgisi olmayan kardeşlerimizin hatalara düşmemesidir.
İHSAN ELİAÇIK DİYOR Kİ ;
“Türkiye üzerinde kurbanın bu kadar yaygın olmasının nedeni Kuran ve İslam değildir. Şaman kültüründen kaynaklanıyor. Şaman kültüründe namaz kılmak ve tapınak yoktur, Şaman kültüründe dinin direği kurban kesmektir. Bir kurban ritüeli dört saat sürer. Kurban kesmeyene dindar denmez. Kurban kesilir alınlara sürülür, tanrının günahlarımızı af etmesi için mutlaka kurban kesilmesi gerektiği söylenir. Kurban açık alanda kesilir. Yurdum insanının ısrarla açık alanda kurban kesmek istemesinin sebebi nedir biraz düşünsünler. İslamdan kaynaklamıyor ki. Genetiğimize sinmiş bir Şaman kültürü var. Kuran’ın dediği yapılsaydı bu kadar yaygın şekilde kurban kesilmesine gerek kalmayacaktı.”
“Hacca gitmeyenlerin kurban kesmesine gerek yoktur. İslamda 3 mezhebe göre kurban hacca gidenler tarafından yerine getirilir. Sadece hanefi mezhebindeki küçük bir gruba göre herkes kurban kesmelidir. Kevser suresinde namaz kıl, kurban kes dendiği iddia edilir.”
İhsan ELİAÇIK’a REDDİYE
Hanefi Mezhebi’ne göre Kurban kesmek vaciptir.’küçük bir gruba göre’ tarifi yanlıştır. (bkn.fıkıh kitapları)
Diğer 3 mezhepte kurban yoktur demek yanlıştır.Şafii,maliki ve hanbeli mezhebleriine göre kurban ‘sünnet-i müekked’dir.
‘Kurbanı yalnızca hacılar keser’ ifadesi yanlıştır.Hacılara has olan kurbana “hedy/hac kurbanı”, diğer müslümanların kestiğine de “udhıye/kurban” denir. Bu ikisi birbirinden ayrıdır.
Yani kurban bayramında,hac farzını ifa eden müslümanların kestiği kurban hedy(hac kurbanı),hacda olmayan müslümanların kestiği kurban udhiye/kurban’dır. (bkn.fıkıh kitapları).Efendimiz’in hayatında her ikisinin de ayrı ayrı yeri vardır. O farklı zamanlarda hem hedy kesmiştir, hem udhıye kesmiştir. Mesela sahih rivayetlerde hedy olarak 100 deve kestiği bildirilir. Udhıye olarak da Medine’de iki boynuzlu alaca koç kestiği sahih rivayetlerde yer alır. Hatta yine sahih rivayetlerde kurbanını bayram namazından önce kesenlerin iade etmelerini istediği de geçer. (Bu da vacip olmasına delildir)
Aşağıdaki iki hadis,Rasulullah’ın udhiye kurban’ı kestiğine delildir.Buhari’nin ‘Edahi’ bölümünde zikredilir
Enes b. Mâlik (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) boynuzlu alaca renkli iki koçu kendi eliyle keserek kurban etti. Besmele çekti, tekbir aldı ve keserken ayağını koçların sağ yanı üzerine koydu.” (Buhârî, Edâhî: 7; Müslim, Edâhî: 3)
Ebû Saîd el Hudrî (r.a.)’den rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem), ağzı siyah, gözlerinin etrafı siyah ayakları siyah damızlık iki koçu kurban etmişti.” (Ebû Dâvûd, Dahaya: 3; İbn Mâce, Edahî: 4)
cihadhaber
Bu ve bu gibi şahısların ismini vermek onların işine geliyor ve meşhur oluyorlar gibi gözükse de,bunu yapmakta ki gayemiz,o kişileri izleyen ve dinden pek bilgisi olmayan kardeşlerimizin hatalara düşmemesidir.
İHSAN ELİAÇIK DİYOR Kİ ;
“Türkiye üzerinde kurbanın bu kadar yaygın olmasının nedeni Kuran ve İslam değildir. Şaman kültüründen kaynaklanıyor. Şaman kültüründe namaz kılmak ve tapınak yoktur, Şaman kültüründe dinin direği kurban kesmektir. Bir kurban ritüeli dört saat sürer. Kurban kesmeyene dindar denmez. Kurban kesilir alınlara sürülür, tanrının günahlarımızı af etmesi için mutlaka kurban kesilmesi gerektiği söylenir. Kurban açık alanda kesilir. Yurdum insanının ısrarla açık alanda kurban kesmek istemesinin sebebi nedir biraz düşünsünler. İslamdan kaynaklamıyor ki. Genetiğimize sinmiş bir Şaman kültürü var. Kuran’ın dediği yapılsaydı bu kadar yaygın şekilde kurban kesilmesine gerek kalmayacaktı.”
“Hacca gitmeyenlerin kurban kesmesine gerek yoktur. İslamda 3 mezhebe göre kurban hacca gidenler tarafından yerine getirilir. Sadece hanefi mezhebindeki küçük bir gruba göre herkes kurban kesmelidir. Kevser suresinde namaz kıl, kurban kes dendiği iddia edilir.”
İhsan ELİAÇIK’a REDDİYE
Hanefi Mezhebi’ne göre Kurban kesmek vaciptir.’küçük bir gruba göre’ tarifi yanlıştır. (bkn.fıkıh kitapları)
Diğer 3 mezhepte kurban yoktur demek yanlıştır.Şafii,maliki ve hanbeli mezhebleriine göre kurban ‘sünnet-i müekked’dir.
‘Kurbanı yalnızca hacılar keser’ ifadesi yanlıştır.Hacılara has olan kurbana “hedy/hac kurbanı”, diğer müslümanların kestiğine de “udhıye/kurban” denir. Bu ikisi birbirinden ayrıdır.
Yani kurban bayramında,hac farzını ifa eden müslümanların kestiği kurban hedy(hac kurbanı),hacda olmayan müslümanların kestiği kurban udhiye/kurban’dır. (bkn.fıkıh kitapları).Efendimiz’in hayatında her ikisinin de ayrı ayrı yeri vardır. O farklı zamanlarda hem hedy kesmiştir, hem udhıye kesmiştir. Mesela sahih rivayetlerde hedy olarak 100 deve kestiği bildirilir. Udhıye olarak da Medine’de iki boynuzlu alaca koç kestiği sahih rivayetlerde yer alır. Hatta yine sahih rivayetlerde kurbanını bayram namazından önce kesenlerin iade etmelerini istediği de geçer. (Bu da vacip olmasına delildir)
Aşağıdaki iki hadis,Rasulullah’ın udhiye kurban’ı kestiğine delildir.Buhari’nin ‘Edahi’ bölümünde zikredilir
Enes b. Mâlik (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) boynuzlu alaca renkli iki koçu kendi eliyle keserek kurban etti. Besmele çekti, tekbir aldı ve keserken ayağını koçların sağ yanı üzerine koydu.” (Buhârî, Edâhî: 7; Müslim, Edâhî: 3)
Ebû Saîd el Hudrî (r.a.)’den rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem), ağzı siyah, gözlerinin etrafı siyah ayakları siyah damızlık iki koçu kurban etmişti.” (Ebû Dâvûd, Dahaya: 3; İbn Mâce, Edahî: 4)
cihadhaber