İHTİYAÇ ANINDA BANKADAN KREDİ ÇEKMENİN HÜKMÜ NEDİR?
SORU: Bir öğrencinin eğitimini tamamlayabilmesi yahut bir ailenin kullanası için araba satın alınması yahut evi olmayan bir aileye ev satın alınması için faiz içeren kredi çekmenin hükmü nedir? Belirtmek isterim ki; bu kişi kendisine borç verecek kimseyi bulamamış ve zor durumda kalmıştır.
CEVAP: Faiz her ne şekilde olursa olsun haramdır. Faizi alan kimsenin fakir olması, zengin olması arasında fark yoktur. Her kişi için faiz haramdır. Faizin araba satın almak yahut ev ya da dükkân satın almak için alınması arasında da fark yoktur. Faizin azıda çoğu da haramdır. Faiz alanlar lanetlenmiştir. Bu konuyla ilgili genel ayet ve hadislerin delalet ettiği üzere faizi veren de alanda günahkârdır. Faize yardım eden, yazan, şahitlik eden günahkârdır.
Ubade bin Sabit şöyle dedi: Resulullah(s.a.v.) buyurdu: "Altına mukabil altın, gümüşe mukabil gümüş, buğdaya mukabil buğday, arpaya mukabil arpa, tuza mukabil tuz misli misline, müsavisi müsavisine ve elden ele peşin olarak mubadele edilecektir. Şayet bu sınıflar başka nevi şeylerle mubadele ediliyorsa, artık bunları teslim, tesellüm satış yerinde olmak ve sonradan yapılacak bir teslime dayanmamak üzere istediğiniz tarz ve şekilde satabilirsiniz."(Müslim, 108)
“Faiz yiyenler, ancak şeytanın çarptığı kimsenin kalktığı gibi kalkarlar. Bu, onların, “Alışveriş de faiz gibidir” demelerinden dolayıdır. Oysa Allah, alışverişi helâl, faizi haram kılmıştır. Bundan böyle kime Rabbinden bir öğüt gelir de (o öğüte uyarak) faizden vazgeçerse, artık önceden aldığı onun olur. Durumu da Allah’a kalmıştır. (Allah, onu affeder.) Kim tekrar (faize) dönerse, işte onlar cehennemliklerdir. Orada ebedî kalacaklardır.”(Bakara, 275)
Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:“Ey iman edenler! Allah’tan korkun! Eğer mü’minler iseniz faizden geri kalan kısmı bırakın! Eğer böyle yapmazsanız, Allah ve Rasulü ile harbe girdiğinizi bilin! Tevbe ederseniz, ana malınız sizindir. Ne haksızlık edersiniz, ne de haksızlığa uğratılırsınız.”(Bakara 278, 279)
Bu suçun Allah (Azze ve Celle) katındaki kötülüğünü açıklamaya bu kadarı yeter.
Devletlerin ve fertlerin yaşam seviyelerine bakan; faizle alış-veriş yapmanın yolaçtığı iflası, çöküntü ve yıkımı görür. İşlerin kesat gittiğini ve piyasa durgunluğunu görür.
Borçların ödenemediğini, iktisadi hayatın felç olduğunu, işsizlik oranının yükseldiğini, birçok şirket ve müessesenin battığını; günlük kazanç ve alın terinin, tefecilerin bitmek-tükenmek bilmeyen faizini ödeme yolunda akıtıldığını; büyük miktardaki sermayenin birkaç insanın tekelinde toplanması sebebiyle toplumda ortaya çıkan tabakalaşmayı görür. Ve belki de bu; Allah’ın, faizle muamelede bulunanları tehdit ettiği savaşın açıkça bir görüntüsüdür.
Faize karışan asıl tarafların, aracıların ve yardımcı olanların hepsi, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in diliyle lanetlenmişlerdir. Cabir (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), faiz yiyene ve yedirene, faizi yazana ve şahit olanlara lanet etti ve:‘Onların hepsi aynıdır’ buyurdu.”(Müslim 3/1229)
Dolayısıyla; faizin yazılması, miktarının belirlenmesi ve kaydedilmesi, teslim edilmesi ve alınması, emanet bırakılması ve korunması işlerinde çalışmak caiz değildir. Genel anlamıyla, hangi surette olursa olsun faize karışmak ve yardım etmek haramdır.
Abdullah ibni Mes’ud (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):‘Faiz yetmiş üç kısımdır. En basiti kişinin annesiyle nikâhlanması gibidir. Ve faizin en kötüsü Müslüman bir kimsenin ırzına dil uzatmak gibidir’ buyurdu.”(Hâkim Müstedrek 2/37, Albânî Sahihu’l-Cami 3533)
Abdullah ibni Hanzala (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
‘Kişinin bilerek yediği bir dirhem faiz otuz üç zinadan daha kötüdür’ buyurdu.”(Ahmed Müsned 5/225, Albânî Sahihu’l-Cami 3375)
Faizin haramlığı geneldir. Bazılarının zannettiği gibi “zenginle fakir arasında olursa” şeklinde bir kayıt yoktur. Tersine, her durumu ve her kişiyi kapsar. Birçok zengin insan ve büyük tüccar faiz sebebiyle iflas etmiştir. Yaşanılanlar buna şahittir. Miktar olarak artsa bile en azından malın bereketi kaybolur. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyuruyor: “Faiz çokluk getirse bile şüphesiz ki sonunda bir azlık olacaktır.”(Hâkim Müstedrek 2/37, Albânî Sahihu’l-Cami 3542)
Faizin haramlığı; yüzdesinin yüksekliğiyle, kıymetsizliği, azlığı ve çokluğuyla da kayıtlı değildir. Hepsi haramdır. Faiz yiyen; Kıyamet günü, şeytan çarpmış kimselerin cinnet nöbetinden ve saradan kalktığı gibi mezarından kalkar.
Allah, bu suçun çirkinliğine rağmen ondan tevbe edilebileceğini ve nasıl tevbe edilmesi gerektiğini bildirir. Ve Allah (Azze ve Celle) bununla ilgili olarak faizcilere şöyle buyuruyor:
“Eğer tevbe edip vazgeçerseniz, ana sermayeniz sizindir; ne haksızlık etmiş, ne de haksızlığa uğramış olursunuz.”(Bakara, 279)
İnanan insan bu büyük günahtan nefret etmeli ve çirkinliğini kalbinde hissetmelidir. Paralarını, kaybolmasından ya da çalınmasından korktukları için mecburen faizli bankalara koyanların da zaruret hissini duymaları gerekir. Onların durumu leş yemek gibi veya daha kötü bir durumdur.
Bununla birlikte Allah-u Teâlâ’dan bağışlanma dilemeli ve mümkün olduğunca başka bir çare bulmak için uğraşmalıdırlar. Bankalardan paralarının faizini talep etmeleri caiz değildir. Hatta parasının faizi hesabına işlense bile caiz olan bir şekilde bu faizden kurtulması gerekir. Sadaka olarak veremez. Çünkü Allah, temizdir; ancak temiz şeyleri kabul eder.
Herhangi bir şekilde faizinden yararlanması da caiz değildir. Ne yemede, ne içmede, ne giyinmede, ne ev edinmede; ne eşine, çocuğuna, anne ve babasına yapması gereken harcamada; ne zekât olarak vermede, ne vergilerini ödemede, ne de bir haksızlığı gidermede kullanılabilir. Sadece Allah-u Teâlâ’nın darbesinden korkarak ondan bir şekilde kurtulur.
Faiz yemenin ne kadar büyük bir günah ve haram olduuğnu gösteren çokça hadisler vardır:
-Süleyman bin Amr bin el-Ahvas babasından rivayet ederek şöyle dedi: “Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’i veda haccında işittim:‘Dikkat edin, cahiliye faizlerinden her faiz iptal edilmiştir! Size mallarınızın aslını almak vardır, bu şekilde ne zulüm eder ne de zulme uğratılırsınız...’ buyuruyordu.” (Ebu Davud 3334, Tirmizi 3087, İbni Mace 3055, Albânî İrva 5/279)
-Cabir (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): ‘...Cahiliye faizi de kaldırılmıştır. Faizlerimizden ilk kaldırdığım faiz Abdulmuttalib bin Abbas’ın faizidir. O tamamıyla geçersiz kılınmıştır…’ buyurdu.”(Müslim 1218/147, Ebu Davud 1905, Nesei 2711, İbnu’l-Carud 465, İbni Mace 3074, İbni Hibban 3944, Ahmed 14447, Albânî 1017)
- Abdullah ibni Mesud (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:“Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):‘Faiz yetmiş üç baptır. Onların günah cihetinden en hafifi, kişinin annesi ile zina etmesi gibidir. Bilin ki, faizin en şiddetlisi Müslüman kişinin ırzıdır!’ buyurdu.”(Hakim 2259, İbni Mace 2274, İbnu’l-Carud 647, Albânî Cami 3539)
-Cabir (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) faiz yiyene, yedirene, faiz muamelesini yazan kimseye ve bu muamelenin şahitlerine lanet etti! ve:‘Onlar günahta eşittir!’ buyurdu.”(Müslim 1598/106, Ebu Yağla 1849, İbnu’l-Carud 646, Beyhaki 5/275, Begavi 2054, Ahmed 1/393, 3/304, Tayalisi 343, İbni Hibban Mevarid 1112)
-Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi: “Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):‘Helak edici yedi şeyden uzak durunuz!’ buyurdu.
Sahabeler: Ya Rasulallah! Onlar nelerdir? dediler.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
1) ‘Allah’a şirk koşmak,
2) Sihir yapmak,
3) Haklı olmanın dışında Allah’ın haram kıldığı nefsi öldürmek,
4) Faiz yemek,
5) Yetimin malını yemek,
6) Düşmanla karşı karşıya iken savaştan kaçmak ve
7) Zinadan korunmuş saf mü’min kadınlara zina iftirasında bulunmaktır!’ buyurdu.”(Buhari 2615, Müslim 89/145, Ebu Davud 2874, Nesei 3673, Albânî İrva 1335)
Bir Müslüman hiçbir bir durumda faiz yememesi gerekir çünkü bu büyük bir günahtır. Şeytan insanları: Sen zor durumdasın, sen iş kuracaksın, eve ihtiyacın var sen kiradasın vs sözlerle kandırarak haram işletmektedir. Mümin kimse Allah tan korkmalı, Allah tan yardım istemeli ve Ona tevekkül etmelidir…
SORU: Bir öğrencinin eğitimini tamamlayabilmesi yahut bir ailenin kullanası için araba satın alınması yahut evi olmayan bir aileye ev satın alınması için faiz içeren kredi çekmenin hükmü nedir? Belirtmek isterim ki; bu kişi kendisine borç verecek kimseyi bulamamış ve zor durumda kalmıştır.
CEVAP: Faiz her ne şekilde olursa olsun haramdır. Faizi alan kimsenin fakir olması, zengin olması arasında fark yoktur. Her kişi için faiz haramdır. Faizin araba satın almak yahut ev ya da dükkân satın almak için alınması arasında da fark yoktur. Faizin azıda çoğu da haramdır. Faiz alanlar lanetlenmiştir. Bu konuyla ilgili genel ayet ve hadislerin delalet ettiği üzere faizi veren de alanda günahkârdır. Faize yardım eden, yazan, şahitlik eden günahkârdır.
Ubade bin Sabit şöyle dedi: Resulullah(s.a.v.) buyurdu: "Altına mukabil altın, gümüşe mukabil gümüş, buğdaya mukabil buğday, arpaya mukabil arpa, tuza mukabil tuz misli misline, müsavisi müsavisine ve elden ele peşin olarak mubadele edilecektir. Şayet bu sınıflar başka nevi şeylerle mubadele ediliyorsa, artık bunları teslim, tesellüm satış yerinde olmak ve sonradan yapılacak bir teslime dayanmamak üzere istediğiniz tarz ve şekilde satabilirsiniz."(Müslim, 108)
“Faiz yiyenler, ancak şeytanın çarptığı kimsenin kalktığı gibi kalkarlar. Bu, onların, “Alışveriş de faiz gibidir” demelerinden dolayıdır. Oysa Allah, alışverişi helâl, faizi haram kılmıştır. Bundan böyle kime Rabbinden bir öğüt gelir de (o öğüte uyarak) faizden vazgeçerse, artık önceden aldığı onun olur. Durumu da Allah’a kalmıştır. (Allah, onu affeder.) Kim tekrar (faize) dönerse, işte onlar cehennemliklerdir. Orada ebedî kalacaklardır.”(Bakara, 275)
Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:“Ey iman edenler! Allah’tan korkun! Eğer mü’minler iseniz faizden geri kalan kısmı bırakın! Eğer böyle yapmazsanız, Allah ve Rasulü ile harbe girdiğinizi bilin! Tevbe ederseniz, ana malınız sizindir. Ne haksızlık edersiniz, ne de haksızlığa uğratılırsınız.”(Bakara 278, 279)
Bu suçun Allah (Azze ve Celle) katındaki kötülüğünü açıklamaya bu kadarı yeter.
Devletlerin ve fertlerin yaşam seviyelerine bakan; faizle alış-veriş yapmanın yolaçtığı iflası, çöküntü ve yıkımı görür. İşlerin kesat gittiğini ve piyasa durgunluğunu görür.
Borçların ödenemediğini, iktisadi hayatın felç olduğunu, işsizlik oranının yükseldiğini, birçok şirket ve müessesenin battığını; günlük kazanç ve alın terinin, tefecilerin bitmek-tükenmek bilmeyen faizini ödeme yolunda akıtıldığını; büyük miktardaki sermayenin birkaç insanın tekelinde toplanması sebebiyle toplumda ortaya çıkan tabakalaşmayı görür. Ve belki de bu; Allah’ın, faizle muamelede bulunanları tehdit ettiği savaşın açıkça bir görüntüsüdür.
Faize karışan asıl tarafların, aracıların ve yardımcı olanların hepsi, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in diliyle lanetlenmişlerdir. Cabir (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), faiz yiyene ve yedirene, faizi yazana ve şahit olanlara lanet etti ve:‘Onların hepsi aynıdır’ buyurdu.”(Müslim 3/1229)
Dolayısıyla; faizin yazılması, miktarının belirlenmesi ve kaydedilmesi, teslim edilmesi ve alınması, emanet bırakılması ve korunması işlerinde çalışmak caiz değildir. Genel anlamıyla, hangi surette olursa olsun faize karışmak ve yardım etmek haramdır.
Abdullah ibni Mes’ud (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):‘Faiz yetmiş üç kısımdır. En basiti kişinin annesiyle nikâhlanması gibidir. Ve faizin en kötüsü Müslüman bir kimsenin ırzına dil uzatmak gibidir’ buyurdu.”(Hâkim Müstedrek 2/37, Albânî Sahihu’l-Cami 3533)
Abdullah ibni Hanzala (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
‘Kişinin bilerek yediği bir dirhem faiz otuz üç zinadan daha kötüdür’ buyurdu.”(Ahmed Müsned 5/225, Albânî Sahihu’l-Cami 3375)
Faizin haramlığı geneldir. Bazılarının zannettiği gibi “zenginle fakir arasında olursa” şeklinde bir kayıt yoktur. Tersine, her durumu ve her kişiyi kapsar. Birçok zengin insan ve büyük tüccar faiz sebebiyle iflas etmiştir. Yaşanılanlar buna şahittir. Miktar olarak artsa bile en azından malın bereketi kaybolur. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyuruyor: “Faiz çokluk getirse bile şüphesiz ki sonunda bir azlık olacaktır.”(Hâkim Müstedrek 2/37, Albânî Sahihu’l-Cami 3542)
Faizin haramlığı; yüzdesinin yüksekliğiyle, kıymetsizliği, azlığı ve çokluğuyla da kayıtlı değildir. Hepsi haramdır. Faiz yiyen; Kıyamet günü, şeytan çarpmış kimselerin cinnet nöbetinden ve saradan kalktığı gibi mezarından kalkar.
Allah, bu suçun çirkinliğine rağmen ondan tevbe edilebileceğini ve nasıl tevbe edilmesi gerektiğini bildirir. Ve Allah (Azze ve Celle) bununla ilgili olarak faizcilere şöyle buyuruyor:
“Eğer tevbe edip vazgeçerseniz, ana sermayeniz sizindir; ne haksızlık etmiş, ne de haksızlığa uğramış olursunuz.”(Bakara, 279)
İnanan insan bu büyük günahtan nefret etmeli ve çirkinliğini kalbinde hissetmelidir. Paralarını, kaybolmasından ya da çalınmasından korktukları için mecburen faizli bankalara koyanların da zaruret hissini duymaları gerekir. Onların durumu leş yemek gibi veya daha kötü bir durumdur.
Bununla birlikte Allah-u Teâlâ’dan bağışlanma dilemeli ve mümkün olduğunca başka bir çare bulmak için uğraşmalıdırlar. Bankalardan paralarının faizini talep etmeleri caiz değildir. Hatta parasının faizi hesabına işlense bile caiz olan bir şekilde bu faizden kurtulması gerekir. Sadaka olarak veremez. Çünkü Allah, temizdir; ancak temiz şeyleri kabul eder.
Herhangi bir şekilde faizinden yararlanması da caiz değildir. Ne yemede, ne içmede, ne giyinmede, ne ev edinmede; ne eşine, çocuğuna, anne ve babasına yapması gereken harcamada; ne zekât olarak vermede, ne vergilerini ödemede, ne de bir haksızlığı gidermede kullanılabilir. Sadece Allah-u Teâlâ’nın darbesinden korkarak ondan bir şekilde kurtulur.
Faiz yemenin ne kadar büyük bir günah ve haram olduuğnu gösteren çokça hadisler vardır:
-Süleyman bin Amr bin el-Ahvas babasından rivayet ederek şöyle dedi: “Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’i veda haccında işittim:‘Dikkat edin, cahiliye faizlerinden her faiz iptal edilmiştir! Size mallarınızın aslını almak vardır, bu şekilde ne zulüm eder ne de zulme uğratılırsınız...’ buyuruyordu.” (Ebu Davud 3334, Tirmizi 3087, İbni Mace 3055, Albânî İrva 5/279)
-Cabir (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): ‘...Cahiliye faizi de kaldırılmıştır. Faizlerimizden ilk kaldırdığım faiz Abdulmuttalib bin Abbas’ın faizidir. O tamamıyla geçersiz kılınmıştır…’ buyurdu.”(Müslim 1218/147, Ebu Davud 1905, Nesei 2711, İbnu’l-Carud 465, İbni Mace 3074, İbni Hibban 3944, Ahmed 14447, Albânî 1017)
- Abdullah ibni Mesud (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:“Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):‘Faiz yetmiş üç baptır. Onların günah cihetinden en hafifi, kişinin annesi ile zina etmesi gibidir. Bilin ki, faizin en şiddetlisi Müslüman kişinin ırzıdır!’ buyurdu.”(Hakim 2259, İbni Mace 2274, İbnu’l-Carud 647, Albânî Cami 3539)
-Cabir (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) faiz yiyene, yedirene, faiz muamelesini yazan kimseye ve bu muamelenin şahitlerine lanet etti! ve:‘Onlar günahta eşittir!’ buyurdu.”(Müslim 1598/106, Ebu Yağla 1849, İbnu’l-Carud 646, Beyhaki 5/275, Begavi 2054, Ahmed 1/393, 3/304, Tayalisi 343, İbni Hibban Mevarid 1112)
-Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi: “Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):‘Helak edici yedi şeyden uzak durunuz!’ buyurdu.
Sahabeler: Ya Rasulallah! Onlar nelerdir? dediler.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
1) ‘Allah’a şirk koşmak,
2) Sihir yapmak,
3) Haklı olmanın dışında Allah’ın haram kıldığı nefsi öldürmek,
4) Faiz yemek,
5) Yetimin malını yemek,
6) Düşmanla karşı karşıya iken savaştan kaçmak ve
7) Zinadan korunmuş saf mü’min kadınlara zina iftirasında bulunmaktır!’ buyurdu.”(Buhari 2615, Müslim 89/145, Ebu Davud 2874, Nesei 3673, Albânî İrva 1335)
Bir Müslüman hiçbir bir durumda faiz yememesi gerekir çünkü bu büyük bir günahtır. Şeytan insanları: Sen zor durumdasın, sen iş kuracaksın, eve ihtiyacın var sen kiradasın vs sözlerle kandırarak haram işletmektedir. Mümin kimse Allah tan korkmalı, Allah tan yardım istemeli ve Ona tevekkül etmelidir…