Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Ilgilenmesi Gereken, Bakima Muhtaç Bir Hastasi Olan Ve Kendisinden Başka Bu Hastaya Bakacak Kimsesi

H Çevrimdışı

halitbinvelid

Üye
İslam-TR Üyesi
İLGİLENMESİ GEREKEN, BAKIMA MUHTAÇ BİR HASTASI OLAN VE KENDİSİNDEN BAŞKA BU HASTAYA BAKACAK KİMSESİ OLMAYAN KİMSENİN CİHADA ÇIKMASI GEREKİR Mİ?

Cihadın farzı ayın olduğu bir zaman da şu konuda sizlerden fetva istiyorum(Allah sizleri mübarek kılsın)

Şeker hastası ve babasız olan bir yetim kız ile evlenmiş olan bir din kardeş var. Bu kardeşin hakkında evla olan nedir?

Eşi ile ilgilenmesi mi yoksa eşini o halde bırakıp cihada gitmesi mi?

Bu kardeş cihada gitmez ve oturanlardan olursa günaha girer mi?

Yahut eşinden dolayı cihada gitmeyip oturanlardan olduğu için Allah katında mazeretlimidir?

CEVAP:

Elhamdülillah Ves Salatü ev S selamü Ala rasulilllah…

Farzı ayın olan bir cihaddan geri kalmayı mübah kılan durumlardan biri de; Başka bir bakacak kimsesi olmayan bir hastaya bakmaktır.

-Remli “Nihayetü-l Muhtaç” da şöyle demiştir: Çocuk, cihad hususunda mazeretlidir. Ayrıca bir bineğe (araca) binmeye normal şartlarda güç yetiremeyen yahut savaşmaya gücü yetmeyen kimseye de cihad yoktur. Bununla birlikte kendisinden başka bakacak kimsesi olmayan hasta bakıcıda mazeretlidir.

-Heysemi “Tuhfe” de şöyle demiştir: Bir bineğe binemeyen, savaşmaya güç yetiremeyecek olan bir hasta, zahir (kuvvetli ve tercih edilen) görüşe göre; bu kimsenin teyemmüm yapması mübah olmasa da cihada gitme hususunda mezeretlidir. Bundan daha kötü durumda olan kör kişi de evla olarak mazeretlidir. Ayrıca kendisinden başka bakacak kimsesi olmayan hasta bakıcıda kimse de mazeretlidir.

Buna binaen diyoruz ki: Sizin sormuş olduğunuz soruda bahsi geçen kadın (Din kardeşinizin eşi) , her zaman birileri tarafından bakılmaya, ilgilenilmeye muhtaç ve kocasından başkada hiç kimsesi yok ise böyle bir durumda kocasının cihada çıkmaması ve geri kalmasında konusunda mazereti vardır.

Fakat kadın, kocasının bakmasına, ilgilenmesine ihtiyaç duymuyor ve kendi başına yaşayabiliyor ise böyle bir durumda kocası mazeretli sayılmaz. Nitekim cihad farzı ayın bir cihad ise bu kimsenin cihada gitmesi gerekir ve cihaddan geri kalması için muteber bir mazereti yok demektir.

Şayet anne ve baba hayatta iseler, çocuklarının cihada gitmesine izin vermiyorlarsa; böyle bir durumda dahi izinlerine bakılmadığına göre, bu sizin sormuş olduğunuz durumda eşin iznine hayli hayli bakılmaz.

-Hafız İbni Hacer “Fethul Bari de” şöyle demiştir: Âlimlerin cumhuru demiştir ki; Anne ve baba Müslüman olmak şartı ile şayet cihad farzı kifaye ise böyle bir durumda evladın cihada çıkması haram olur. Çünkü Anne ve babaya iyilik yapmak farz, cihad ise farzı kifayedir. Şayet cihad farzı ayın ise Anne ve babanın iznine gerek yoktur.

Bir mücahidin savaşması ibadet etmesi demektir. Bu cihad; Peygamber efendimiz (s.a.v) döneminde de olduğu gibi; evlatlarının yetim, eşlerinin dul, annelerin evlatsız kalmasına yol açsa da; Allah yolunda cihad etmek şüphesiz bir ibadettir. Mücahid kimse (farzı kifaye olan cihada çıktığı zaman) ailesi için yetecek miktarda nafaka koyması gerekir. Şayet ailesinin geçimini sağlayacak nafaka temin edemezse cihada çıkmayabilir. Ta ki ailesine cihad müddeti boyunca yetecek miktarda nafaka imkanı sağlayana dek cihada çıkmaz.

-İmam Şafii (r.a), “Üm” kitabında şöyle demiştir: şayet (farzı kifaye olan) cihada çıkılacak yer, uzak bir yer ise sıhhatli ve sağlam olan kimseler; binek, silah ve ayrıca cihada kalacağı müddet boyunca ailesine yetecek miktarda nafaka temin edemez ise cihada çıkmaz. Nafakanın bir kısmını temin etse ve bir kısmını temin edemese bu kimse mazeretli kimselerdendir.

- İbnü Abdil-ber (r.a) 1/464 “Fıkhu Ehli Medine” kitabında cihaddan mazeretlerinden dolayı geri kalabilecekler bölümünde şöyle demektedir: Farzı kifaye olan bir cihad durumunda hastalığından dolayı ayağa kalkamayan, hareket kabiliyeti kısıtlanan kimse yahut kör, topal kimseler cihaddan mazeretli oldukları için geri kalabilirler. Sağlıklı kimsede cihada çıktığı süre içerisinde ailesine infak edecek bir nafaka ayarlayamazsa, ailesine bırakacak bir şey bulunmuyor ise bu kimselerin cihada çıkması gerekmez. Şayet farzı kifaye cihada çıkabilecek imkânı ve sağlığı elverişli fakat borcu var ise ve borcunu ödeyemiyor yahut başka bir kimseye de havale edemiyor ise bu kimsede çıkmaz. Ayrıca Müslüman anne ve babaya sahip olup ta birisi yahut ikisi evlatlarının cihada çıkmasını hoş görmezler ise bu kimsede cihada çıkmaz.

-İbnü-l Arabi (r.a) “Ahkam” adlı eserinde şöyle demektedir: Altıncı mesele: “Kendilerine binek sağlaman için sana geldiklerinde: Sizi bindirecek bir binek bulamıyorum, deyince, harcayacak bir şey bulamadıklarından dolayı üzüntüden gözleri yaş dökerek dönen kimselere de (sorumluluk yoktur). (Tevbe, 91)

Bu ayet mazeretli ihtiyaç sahibi ve fakir kimsenin cihada çıkmaması konusunda özrünün kabul edilmesi hususunda en kuvvetli delildir. Böyle bir durum zaten kişinin halinden anlaşılır: kişinin cihada istekli olmadığı fakat bir takım sebeplerden ötürü aciz oluşu hemen ortaya çıkar. Mesela: cihada gidemediği için gözleri yaşarır, ağlar. Yüz şeklinden ve ahlinden bu kimsenin sadık olup olmadığı belli olur. Ayette buyrulduğu gibi: “Üzüntüden gözleri yaş dökerek dönen kimselere de (sorumluluk yoktur).

Farzı kifaye olan bir cihad durumunda, cihad süresince ailesine bırakabileceği nafakanın dışında yol için yeterli maddi imkâna sahip olmayan kimseye de cihad gerekmez. Tevbe 91. Ayet buna delildir.

-İmam Şirbini (r.a) “El Minhac” adlı eserin şerhinde şöyle demektedir:Bir kimse cihad için silah ve teçhizata sahip değilse bu kimseye cihad gerekmez. Şayet cihad namazı kısaltma mesafesinde bir mesafe ise yine durum böyledir. Fakat namazı kısaltma mesafesinden daha az yürünebilecek bir mesafe de ise cihada çıkması gerekir. Elbette bu durum aynı hac gibi; ailesi ve yol ihtiyaçlarını temin ederse söz konusu olur. Şayet cihad kapısının önünde yahut etrafında ise nafaka ve ihtiyaç şartı düşer ve bunlar gözetilmez, cihada çıkması gerekir. Bunu El-Kadı ve Ebu’t Tayib ve başkaları zikretmiştir.

-İbni Kudame (r.a)Muğni” de şöyle demiştir:nafaka cihad için şarttır. Çünkü rabbimiz şöyle buyurur: “Harcayacak bir şey bulamadıklarından dolayı üzüntüden gözleri yaş dökerek dönen kimselere de (sorumluluk yoktur). (Tevbe, 91) çünkü cihad silahsız ve aletsiz olmaz. Bundan dolayı bunlara sahip olmak cihada imkan bulmak demektir. Şayet cihad, namazı kısaltma mesafesinden daha az bir mesafe ise yol ihtiyaçları, ailesinin cihada çıktığı sürede nafakasının temini ve savaşabileceği silah gerekir…

-El-Behuti “Münteha El İradat” da şöyle demiştir: cihad ancak erkeğe vaciptir. Çünkü Aişe validemizden nakledildiği üzere Peygamber efendimize (s.a.v) : Kadınlara cihad var mıdır? Diye sorduğunda, hayır yoktur diye cevap vermiştir. Onların cihadı savaşsız cihadlardır ki: hac ve umredir.

Cihadın üzerine vacip olduğu bir diğer kimse ise cihada çıktığı süre içerisinde ailesine yetecek miktarda nafakaya sahip olan kimse. Çünkü ayette şöyle buyrulur: “Harcayacak bir şey bulamadıklarından dolayı üzüntüden gözleri yaş dökerek dönen kimselere de (sorumluluk yoktur). (Tevbe, 91)

-“El Mevsuat El Fıkhıyye” (Kuveyt fetva Ansiklopedisi) de şöyle denmiştir: Cihadın şartlarından biriside silah sahibi olmaktır. Aynı şekilde cihada çıkabilecek yol için lazım olan şeylere sahip olmaktır ve bu süre içerisinde ailesine yetecek miktarda nafakaya sahip olmaktır. Ayette: “Harcayacak bir şey bulamadıklarından dolayı üzüntüden gözleri yaş dökerek dönen kimselere de (sorumluluk yoktur). (Tevbe, 91)

Fakat cihad farzı ayın ise gücü yeten bütün Müslümanlar üzerine cihad vacip olur. Bu hüküm cihadın farziyetinin fakihler arasında üzerinde ittifak edilmiş bir hükümdür. Şayet kişinin gücü yok ise cihada çıkması istenmez çünkü mazeretlidir. Allahü Teâlâ mazeret sahibi kimseleri kitabında açıklamıştır: “Kör, topal ve hasta kimsenin cihada çıkmamasında bir sakınca yoktur” Ayet peygamber efendimiz (s.a.v) ile cihada çıkmaya niyetlenen kimseler hakkında inmiştir. Nitekim ayet kimlerin cihada çıkmayacağını açıklamıştır. Aynı şekilde bir diğer ayette: “Harcayacak bir şey bulamadıklarından dolayı üzüntüden gözleri yaş dökerek dönen kimselere de (sorumluluk yoktur). (Tevbe, 91)

Bu iki ayetten açıkça anlaşılıyor ki, kişileri mazeretli kılacak bütün sebeplerden ötürü sorumluluk kalkmıştır.

Allah en doğrusunu bilendir.

Cevap Veren: Muhammed Salih El Müneccid.
 
Üst Ana Sayfa Alt