Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

İlk yalancı: Şeytan

rucane Çevrimdışı

rucane

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Şeytanın bazı özelliklerini, Allah (cc) Kur'an'da şöyle bildirir:
"O, size yalnızca, kötülüğü, çirkin-hayâsızlığı ve Allah'a karşı bilmediğiniz şeyleri söylemenizi emreder." (Bakara Sûresi, 169)

Yalancılık da, şeytanın insanlar üzerindeki kötü etkilerinden biridir. Şeytan, yalanı insanlara kolay bir yol gibi gösterir ve bu yönde telkinde bulunur. İmanı zayıf olan insanlar ise, şeytanın bu fısıltılarına uyarlar. 11. yüzyılın İslâm âlimlerinden Abdülkadir Geylani, "Şeytan sana neler yapmadı ki... Yalanı sana sevdirdi. Kötü işleri sana süsledi" sözleriyle şeytanın yalancılığı sevdirmesi özelliğine dikkat çekmiştir.
Şeytanın bir başka özelliği ise, ilk yalancı olmasıdır. Allah ilk insan olan Hz. Adem'i yarattıktan sonra, tüm meleklere Hz. Adem'e secde etmelerini emretmiştir. Tüm melekler Allah'ın emrine itaat etmişler, ancak şeytan kibirinden ve kıskançlığından dolayı itaat etmemiştir. Allah, onu bu nedenle huzurundan kovmuş ve ahirette cehennem azabı içinde olanlardan olacağını bildirmiştir. Şeytan ise, insanları Allah'ın yolundan alıkoymak için and içmiştir. İlk olarak ise, Hz. Adem ve eşini aldatmaya çalışmış ve onlara yalan söylemiştir. Şeytanın Hz. Adem'e söylediği yalanı, Allah Kur'an'da şöyle bildirir:
"Şeytan, kendilerinden 'örtülüp gizlenen çirkin yerlerini' açığa çıkarmak için onlara vesvese verdi ve dedi ki: 'Rabbinizin size bu ağacı yasaklaması, yalnızca, sizin iki melek olmamanız veya ebedi yaşayanlardan kılınmamanız içindir.' Ve: 'Gerçekten ben size öğüt verenlerdenim' diye yemin de etti." (Araf Sûresi, 20-21)

Şeytan, kendisini son derece iyi niyetli göstermiş ve onlara öğüt vererek iyilik yaptığını söylemiştir. Bunun içinse yemin etmiştir.
İnsan bir karar verirken, bir şeyi düşünürken, içinde hem vicdanının sesi hem de şeytanın fısıldamaları olur. Akıl ve vicdan sahibi, Allah'a ve ahirete inanan bir mümin her zaman vicdanının sesini dinler. Diğerleri ise çoğunlukla şeytanın sesini dinler. Ancak, şeytanın her söylediği yalandır. Sözgelimi, fakir insanlara yardım etmek isteyen bir insanın şeytanı ona, "Eğer bu parayı fakirlere verirsen senin paran azalır, ileride bir şey olsa bir güvencen kalmaz" gibi sözler söyleyerek onu iyilik yapmaktan, hayır işlemekten alıkoymaya çalışır. Oysa, şeytan her zamanki gibi yalan söylemektedir. Çünkü insan bir hayır işlediğinde, Allah onun yardımcısı ve dostudur. Ayrıca rızkı veren Allah'tır. O insan istediği kadar cimrilik yaparak parasını korumaya çalışsın, Allah dilemedikçe hiçbir kazanç elde edemez.

Veya vicdanına uyarak namaz kılmaya başlamaya niyet eden bir insana şeytan, "İleride yaşlanınca nasıl olsa kılarsın. Şimdi kılmasan da olur" benzeri telkinlerde bulunur. Şeytan yine yalan söylemektedir. Çünkü insanın ne kadar ömrü olacağı, ne zaman nerede öleceği bilinemez. Bu nedenle insan hayırlı gördüğü bir şeyi ertelemeden, hemen o anda uygulamalıdır.

Hırsızlık yapan birini de şeytan boş vaadlerle ve yalanlarla aldatmaktadır. "İhtiyacın var, şunu alsan ne olur? Zaten kimse de seni görmez. Bu hırsızlık bile sayılmaz, küçücük bir şey" gibi sözler söyler. Gerçekte ise, hiç kimse görmese ve fark etmese dahi, Allah her an görmekte ve işitmektedir. Allah, Kur'an'da insanları şeytana karşı uyarmış ve onun insanları aldattığını ve aldananların sonunun cehennem olduğunu bildirmiştir:
"(Şeytan) Onlara vaadler ediyor, onları en olmadık kuruntulara düşürüyor. Oysa şeytan, onlara bir aldanıştan başka bir şey vaad etmez. Onların barınma yerleri cehennemdir, ondan kaçacak bir yer bulamayacaklardır." (Nisa Sûresi, 120-121)

Şeytanın insanlara söylediği yalanlardan bir diğeri de, insanlara bir kötülüğü telkin edip sonra da "Şimdi bunu yap, sonra tevbe eder kurtulursun" demektir. Birçok insan şeytanın bu tuzağına düşer. Halbuki bu da bir yalandır, çünkü Allah kötülükleri yapıp sonra kendilerine ölüm gelince tevbe edenlerin tevbelerinin kabul edilmeyeceğini bildirmektedir. İlk baştan bir hesap yaparak, "Nasıl olsa tevbe ederim" diyerek her türlü kötülüğü yapmak, büyük bir samimiyetsizlik ve akılsızlıktır. Allah (cc) bir âyetinde şöyle hükmetmektedir:
"Tevbe; ne, kötülükleri yapıp-edip de onlardan birine ölüm çatınca, 'Ben şimdi gerçekten tevbe ettim' diyenler, ne de kâfir olarak ölenler için değil. Böyleleri için acı bir azap hazırlamışızdır." (Nisa Sûresi, 18)

Bir insanın şeytanın yalanlarını görüp, ona uymaması için tek çözüm, Kur'an ahlâkını iyi bilmesi ve yaşamasıdır. O zaman hem şeytanın, hem nefsinin hem de diğer insanların yalanlarını ve samimiyetsizliklerini çok iyi görebilir ve bunlardan sakınabilir. Allah, bir âyetinde şeytanın hilesinin inanan kulları için çok zayıf olduğunu şöyle bildirmektedir:
"Hiç şüphesiz, şeytanın hileli-düzeni pek zayıftır." (Nisa Sûresi, 76)

Vakit gazetesi 05-04-2005
 
C Çevrimdışı

cigdem

Üye
İslam-TR Üyesi
Allah'ıma şükürler olsunki yalan söylemek gibi bir huyum yok.
Rabbimiz bizleri şeytanın şerrinden korusun. :uzgunumm
Rabbimiz sendende razı olsun. :vahh
 
E Çevrimdışı

ebumuhammed

Üye
İslam-TR Üyesi
allah cc razı olsun kardeşim.

iblis in açtığı bu yolda yürüyenlere uyarıların bazılarını nakledeyim inş.

müslüman aslen yalan söylememeli ,ama şeytan boş durmuyor,iman edenleri yoldan çıkartmak için her fırsatı kullanıyor.

İmam Mâlik'e ulaştığına göre, İbnu Mes'ud radıyallahu anh şöyle demiştir: "Kul yalan söylemeye ve yalan söyleme niyetini taşımaya devam edince bir an gelir ki, kalbinde önce siyah bir nokta belirir. Sonra bu nokta büyür ve kalbinin tamamı simsiyah olur. Sonunda Allah nezdinde "yalancılar" arasına kaydedilir."

Muvatta, Kelam 18, (2, 990).

İbnu Mes'ud radıyallahu anh anlatıyor: "Şeytan insan suretinde temessül eder ve bir cemaate gelerek onlara yalan şeyler söyler. Bir müddet sonra cemaattekiler dağılırlar. Onlardan biri:

"Bir adam dinledim, yüzünü de tanırım ama ismini bilmiyorum. Şöyle şöyle söylemişti" diyerek (onun yalanını bilmeden tekrar eder)"

Müslim, Mukaddime 7.


İbnu Mes'ud radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Sıdk insanı birr'e (Allah'ı razı edecek iyiliğe) götürür, birr de cennete götürür. Kişi, doğru söyler ve doğruyu arar da sonunda Allah'ın indinde sıddik (doğru sözlü) diye kaydedilir. Yalan da kişiyi haddi aşmaya götürür. Haddi aşmak da ateşe götürür. Kişi yalan söyler ve yalanı araştırır da sorunda Allah'ın indinde yalancı diye kaydedilir."

Buhari, Edeb 69; Müslim, Birr 102, 103, (2606, 2607); Muvatta, Kelam 16, (2, 989); Ebu Davud, Edeb 88, (4989); Tirmizi, Birr 46, (1972).


Yine Ebu Hüreyre radıyallahu anh hazretleri anlatıyor: "Resûlullah buyurdular ki: "Din nasihatten (hayırhahlıktan) ibarettir!" Yanındakiler sordu: "Kimin için ey Allah'ın Resulü?"

"Allah için, kitabı için, Resulü için, müslümanların imamları ve hepsi için! Müslüman müslümanın kerdeşidir. Ona yardımını kesmez, ona yalan söylemez, ona zulmetmez. Herbiriniz, kardeşinin ayinesidir, onra bir rahatsızlık görürse bunu ondan izale etsin."

Tirmizi, Birr 17, 18, (1927, 1928, 1930); Müslim, İman 95, (55).
 
Üst Ana Sayfa Alt