Çözüldü İmam Zehebi İstiğase Yapmış mıdır?

Mert Gezici Çevrimdışı

Mert Gezici

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Esselemu aleykum ve rahmetullahi ve berakatuh,

''İmam Zehebî’ şu sözünü da hatırlayalım: İmam Zehebî İmam et-Tebarânî ile kendisi gibi hadis imamı olan Ebû Bekr b. Mukrî ve Ebû’ş-Şeyh dördü Medine’de bulundukları zamanlardan birinde, açlık içinde geçen birkaç günün sonunda Ebû Bekr b. Mukrî, “kabr-i saadet”e giderek, “Ey Ellah’ın Resûlü! Açlık bizi perişan etti!” diye serzenişte bulunur.

Medine’de oturanlardan birisi aynı günün akşamı kapılarını çalar ve “Bizi Hazreti Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)’e şikâyet etmişsiniz. Rüyama geldi ve size yardım etmemi emir buyurdu” diyerek elindeki yiyecek dolu sepeti kendilerine verir.
İmam Zehebî bu olayı anlatıyor tenkit etmiyor. Bu olayda Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)’eme yapılan bir istek ve isteğe verilen karşılık. Şahitler ile bize ulaşmış yaşanmış bir gerçek.
Bunun gibi birçok yaşanmış olay ve örnek vardır: Şâfiî ulemasından Allame Şihab er-Remlî “Bazı insanlar zorluklarla karşılaştıklarında: ‘Ya Şeyh filan!’ gibi nidalarla, peygamberlerden, velilerden, âlimler ve salihlerden istiğasede bulunuyor (meded dileniyor)’lar, bu caiz midir? Bu zatların, vefatlarından sonra bir iğaseleri (yardımları) var mıdır?” diye sorulduğunda şöyle cevap vermiştir:
“Resûllerin, nebilerin ve velilerin, vefatlarından sonra da yardımları vardır. Çünkü peygamberlerin mucizeleri ve velilerin kerametleri ölümlerinden sonra kesilmez.

ez-Zehebî, Siyeru A’lâmi’n-Nübelâ, XVI, 400-401.''

Bu rivayet sahih midir?
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
كُنْتُ أَنَا وَالطَّبَرَانِيُّ، وَأَبُو الشَّيْخِ بِالمَدِيْنَةِ، فضَا
قَ بِنَا الوَقْتُ، فَوَاصَلْنَا ذَلِكَ اليَوْمَ، فَلَمَّا كَانَ وَقت العشَاءِ حضَرتُ القَبْرَ، وَقُلْتُ:يَا رَسُوْلَ اللهِ الجُوْع، فَقَالَ لِي الطَّبَرَانِيُّ:اجلسْ، فَإِمَّا أَنْ يَكُونَ الرِّزْقُ
أَوِ المَوْتُ. فَقُمْتُ أَنَا وَأَبُو الشَّيْخِ، فحضرَ البَابَ عَلَوِيٌّ، فَفَتَحْنَا لَهُ، فَإِذَا مَعَهُ غُلاَمَانِ بِقفَّتَيْنِ فِيْهِمَا شَيْء كَثِيْرٌ، وَقَالَ: شَكَوْتُمُونِي إِلَى النَّبِيِّ - صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ - ؟رَأَيْتُهُ فِي النَّوْمِ، فَأَمَرَنِي بِحَمْلِ

شَيْءٍ إِلَيْكُمْ
) سير أعلام النبلاء (31/473)
Zehebi bu kıssayı Ebu Bekir b. Ebi Ali’nin rivayeti olarak İbnul-Mukri’den nakletmiştir. Bu rivayete göre İbnu’l-Mukri şöyle demiştir:
“Ben, Taberâni ve Ebu’ş-Şeyh Medine-i Munevvere’de bulunuyorduk. Vakit bizi sıkıştırdı, o günü aç geçirdik. Yatsı vakti olunca ben Rasulullah’ın kabrinin yanına gittim ve: ‘Ey Allah’ın rasulu! Aç kaldık’ dedim.
Taberâni
Bana: ‘Otur (bu şikayetinden sonra), mutlaka bir yerden ya rızık veya ölüm gelirdedi.
Sonra ben ve Ebu’ş-Şeyh ayağa kalktık, o esnada bir Alavî (Ali r.anh evladından birisi) kapıya geldi. Ona kapıyı açtık. Beraberinde iki genç vardı, yanlarında iki sepet dolusu yiyecek bulunuyordu.

Bize dedi ki: ‘Beni Nebî’ye -sallallahu aleyhi ve sellem- şikâyet mi ettiniz? Onu rûyamda gördüm. Bana Size bir şeyler getirmemi emretti.’"
(Ebu Abdullah Şemseddin Muhammed b. Ahmed b. Osman Zehebi, Siyeru A'lâmi'n-Nubelâ, muesseset’ur-risale, 1405/1985, 16/400-4001; Tarihu’l-İslam, Beyrut, 1407/1987, 27/39)

Bahsedilen olay ise hadis kapsamında değil; menkıbe / rûya anekdotu niteliğindedir. Bu yüzden sahihlik niteliği verilmez: rivayet usulünde kabul edilen türden bir isnad zinciri yoktur
Bu rivâyetin sahihliği veya sıhhati hakkında bir açıklama yapılmamış olup, zaten kaynak olarak verilen tarih kitablarıdır. Aslen pek sahih bir rivâyete de benzememektedir.

Tasavvufçuların Tevessüle Delil Sandıkları Rivayetlerin Sıhhati ve Açıklamaları Nedir?

 
Üst