Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Iman Erimesi, Kafa Karışıklığı Akabinde Umutsuzluk Ve Çaresizlik Hissi

M Çevrimdışı

Mutedil Olun

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Esselamu aleykum kıymetli kardeşlerim.
Bu satırları yazmamın sebebi birçok kardeşimin bu sıkıntıdan muzdarip olmasıdır. Evvela aynı rahatsızlıkları birçok mü'min genç gibi ben de yaşadım. Rabbime hamd olsun şimdilik böyle bir sorunum yok. Rabbimin üzerimdeki bu nimetini, kardeşlerime yapacağım tavsiyelerle bir şükür vesilesi kılmak istiyorum.

Evvela sorunumuzun adı, şüpheler, hayaller, zihin karışıklığı ve bunların sebep olduğu müthiş iç sıkıntısı, huzursuzluk, ibadetlerden zevk alamama, ilme vakit ayıramama vs.

İkinci olarak hastalığımızın sebeplerini aktarmaya çalışayım. Bu hastalığı tecrübe etmiş bir kardeşiniz olarak muhtemel sebepleri saymak istiyorum. Yoksa herhangibir ilmi, psikolojik bir araştırma yapmış değilim. Fakat sebepler genellikle aynıdır.

1. sebep: İlmi bir altyapıya sahip olmadan, bir mürşidin, alimin yol göstermesine ihtiyaç hissetmeden ilme bodozlama dalmak. Mesela sarf-nahv bilmeden, belagat, nesh-mensuh bilmeden, sağlam bir arapçaya sahip olmadan, hangi ayet mekki hangi ayet medeni araştırmadan, nüzul sebeplerinden habersiz, muhkem-müteşabih kavramlarını bilmeden Kur'an'ın derinliklerine dalmak insanı kafir bile yapabilir, nitekim yapmıştır da. Hidayet kitabı olan Kur'an, mealden okunduğunda bazılarının ayaklarının kaymasına sebep olmuştur. Zaten ülkemizdeki ahmak ateistlerin en popüler sloganı da meal okuyundur.
Kur'an sadece bir misaldi. Hayatında tefsirin T'sini duymamış birinin, açıp Kurtubi'yi 1 haftada baştan sona okuması da rahatsızlığa sebep olacaktır. Kurtubi, ahkam tefsirinde zirvedir ve ilmin tüm ağırlığı hissedilebilir bir kitaptır. Kurtubi okuyup tefsir alimi olmayı hayal eden, tıpkı okuma-yazma öğrenmiş birinin tıp ansiklopedisi okuyup doktor olma hayali kurması gibidir. Kurtubi'nin veya diğer Şer'i ilimlerin, belli bir temele sahip olmadan ve bir alimin gözetimi ve yol göstermesinden uzak bir şekilde tahsil edilmesi Fıkhul Ekber'de yer alan şu zatın tecrübe ettiği rahatsızlığa ne kadar benziyor. İsim verilmeden aktarılıyor:
''Yatağıma girip yorganımı başıma çekiyorum, sabaha kadar onun bunun delillerini karşılaştırarak düşünüyorm, bir tecih yapamıyorum. Bu dereceye gelmiş bir kişiyi eğer Allah Teala rahmeti ile, teveccuhu ile kurtarmazsa zındıklaşır ve kötü bir akıbetle karşılaşır. Bu hastalığa fayda verecek olan ilaç: ''Ey kalpleri çeviren Allah'ım! Benim kalbimi dinin üzerine sabit kıl...'' diye dua etmektir.''

- Bu hastalığın bir başka sebebi ise fikirlerden çok isimleri tenkit etmektir. Mesela görüşünü beğenmediği kişiyi defterinden siliyor. Dolayısıyla o kişiden gelecek faydalı bilgilerden mahrum kalıyor. Şunu kabul etmek zorundayız, her alim, mütefekkir, mucahid bizim zihin yapımıza uygun sözler söylemeyebilir. O kendi doğru bildiğini söylüyordur. Fakat bizim kafa yapımıza uymadı diye bu zatı ve faydalı görüşlerini yok sayamayız. Eğer böyle yaparsak kaynaklarımızı daraltmış oluruz. Evet hatalı görüşler olabilir fakat bunu kişinin tüm görüşlerine maal edemeyiz. Hatasız kim var ki? İmam Zehebi ne güzel söylüyor, eğer sağlam görüşleri zayıf görüşlerinden fazla ise sağlamlar alır zayıfları terkederiz. Fakat 80 yanlış konuşuyor 10 tane doğru konuşuyor. Bu kişiyi dikkate almayabiliriz. Kısaca arı gibi olmalıyız. Çiçek çiçek dolaşıp bal toplamalıyız. Bal bulamadığız çiçekten, başkalarının bal bulabileceği ihtimalini de unutmayız. Konduğumuz çiçeğin balını toplarken, tozunu toprağını da almayız.

Eğer kişiyi değil de görüşünü kabul etmezsek hiçbir sıkıntı olmayacak. O kişiden gelecek hayırlı ve doğru yola ileten, müşkil meseleleri çözen görüşlere zihnimiz açık olacak. Tabiki bu söylediklerim Kur'an ve Sünnet'i kendisine rehber edinen fakat metod ve güncel meselelerde ictihadi farklılıkları bulunan kişiler için geçerli. Tevbe suresinin 2 ayeti sonradan konmuştur diyen edip yüksel ahmağını kastetmiyorum şüphesiz.

- Diğer mühim sorunumuz, müslüman görünüp de gayesi apaçık saptırmak olan insanların yazılarını okumak, videolarını izlemektir. Şeytan bizi bu konuda şöyle kandırıyor: ''bir oku, bir dinle bak bakalım bu sapıkların görüşü neymiş.'' yada nefsimiz öfkesini kusacak yer arıyor ve bunları izleyip, okuyup öfke kusmak istiyor. Fakat şunu unutuyoruz, farkında olmadan bu fitnecilerin tohumu kalbimize düşüyor. Şeytan bunu güzel bir bitki gibi yetiştiriyor ve bir bakmışız kafamız allak bullak olmuş. Allah Teala ne buyuruyor:
''Allah size Kitab (Kur'an)da: "Allah'ın âyetlerinin inkâr edildiğini ve onlarla alay edildiğini işittiğiniz zaman, başka bir söze geçmedikleri müddetçe, o kâfirlerle oturmayın. Aksi halde siz de onlar gibi olursunuz" diye hüküm indirdi...'' (Nisa - 140)

Biz bir şey olmaz sanıyoruz, kendimize çok güveniyoruz ve belki de biraz eğlenmek amaçlı ''şu gomunistler ne diyomuş bir bakayım'' mantığıyla bu sapıkların vesveselerine maruz kalıyoruz.

- Diğer sorunumuz, cedeli çok seviyoruz. Şunu beynimize kazımak zorundayız, tartışarak şimdiye kadar kimse kimseyi ikna edememiştir. Tam aksine aradaki uçurum derinleşmiş, nefret ve kin tohumu ekilmiştir. Halk tabakasından iki müslümanın din konusunda tartışması ne büyük bir bid'attir. Alimler bile cedelden çekiniyorken!
Ebu Ümâme (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
"Bir kavm, içinde bulunduğu hidayetten sonra sapıttı ise bu, mutlaka cedel sebebiyle olmuştur."

(Tirmizî, Tefsir, Zuhruf, (3250); İbnu Mâce,Mukaddime 7.)

Hele hele bir forum sitesinde derin ilmi konulara girmek, ancak alimlerin şura ile karar verebilecekleri cihad, siyaset gibi konularda tartışmak ne kötü! Karşındaki kim bilmiyorsun, saptırmak için mi, hakikatin ortaya çıkması için mi yazıyor hiçbir fikrin yok, birkaç ayet hadis yazıyor, asrın müceddidi sanıyorsun. Veya gerçekten alim birisi, gerçekten ihlasla bir şeyler yazıyor fakat sen de onu anlayacak ilmi bir birikim, yeterince olgunlaşmış bir iman olmadığı için hakkı inkar ediyorsun ve inatla tartışıyorsun. Dolayısıyla kafalarda sürekli bir soru işareti, kalplerde bir huzursuzluk ve en önemlisi de mü'minler arasına soğukluk peyda oluyor.

Bazen görüyorum bir mesele hakkında 2 tarafta koca koca alimlerden nakiller, ayetler-hadisler vs. birbirlerine girmişler. Diyelim ki iki tarafta ihlasla hakikatı ortaya koymak istiyor. İyi de mübarek adam bu herkese açık bir forum sitesi. Hiç burası böyle ağır bir ilmi tartışmaya uygun mu? Senin vesilenle insanların kafaları karışmayacak mı sanıyorsun? Ne diyor Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem):
“İnsanlara akılları nisbetinde konuşun.” (Ebû Davud, Edeb, 20)


Bunlar gibi birçok sebep olabilir. Benim gerek üzerimde gerek de çevremde müşahede ettiğim sebepler bunlardır. Bu fitneden Rabbimize sığnırız. Bol bol dua etmek zorundayız. Özellikle de Kur'an ve hadisler de geçen şu dualara devam etmeliyiz:
''Ey Rabbimiz! Bize ihsan ettiğin hidayetten sonra kalblerimizi haktan saptırma, bize kendi katından rahmet ihsan eyle! Şüphesiz ki, Sen bol ihsan sahibisin.'' (Ali imran - 3)

Ey gökleri ve yeri yaratan! Sen dünyada da ahirette de benim sahibimsin. Beni müslüman olarak öldür ve beni sâlihler arasına kat!» (Yusuf - 101)

''Ey Rabbimiz! Bize bol bol sabır ver, müslüman olarak canımızı al, dediler.'' (A'raf 126)

"Ey kalpleri evirip çeviren Allah'ım, kalbimi dininin üzerinde sabit kıl." (Tirmizî)
 
Üst Ana Sayfa Alt