‘Onları müthiş deprem (sarsıntı) yakalayınca, Musa dedi ki: ‘Ey Rabbim! Dileseydin onları da beni de daha önce helak ederdin. İçimizden birtakım sefihlerin (beyinsizlerin) işlediği günah yüzünden bizi helak mı edeceksin? Bu iş senin imtihanından başka bir şey değildir. Onunla dilediğini sapıtırsın, dilediğini de hidayete erdirirsin. Sen bizim velimizsin. Bizi bağışla, bize acı (merhamet et). Sen bağışlayanların en hayırlısısın.’ (Araf/155)
‘Zina yayılınca depremler çoğalır.’ (Deylemi)
depremlerin ve afetlerin gelmesi günahlar yüzündendir… Düşünün! ‘Musa dedi ki; Ey Rabbim…! İçimizden birtakım beyinsizlerin işlediği günah yüzünden bizleri helak mı edeceksin?’
Bu depremlerin olmasındaki en büyük faktör bu toplumların günahlara dalmalarıdır. Biri çıkıpta ‘Ölenlerin hepsine günahkar demek ne kadar doğrudur?’ veya ‘İçlerinde iyi insanlarda vardır’ derse, ona Resulullah s.a.v’in şu hadisini hatırlatırız;
‘Ya Resulallah! Geçmiş ümmetlerden bir kısmına deprem ile azap yapıldı. Toprak altında kaların arasında Salihlerde vardı’ denildiğinde ‘Evet, Salihler de birlikte helak oldular. Çünkü Allah’a isyan olunurken susmuşlardı.’ (Taberani)
‘Günahlar açıktan işlenmeye başlanınca, iyi kötü herkes genel bir azaba maruz kalır.’ (Taberani)
وَظَنُّوا أَنَّهُم مَّانِعَتُهُمْ حُصُونُهُم مِّنَ اللَّهِ فَأَتَاهُمُ اللَّهُ مِنْ حَيْثُ لَمْ يَحْتَسِبُوا وَقَذَفَ فِي قُلُوبِهِمُ الرُّعْبَ
‘…Onlar da kalelerinin, kendilerini Allah'tan koruyacağını sanmışlardı. Ama Allah’ın (azabı), onlara beklemedikleri yerden geliverdi. O, yüreklerine korku düşürdü…’ (Haşr/2)
Hatırlarsanız, Irma kasırgası Amerika’yı vurduğunda her taraf kırmızıya bürünmüştü… Allah Resulü s.a.v bazı günah hasletlerinden bahseder ve der ki; ‘Bunlar olunca kızıl rüzgarı… Bekleyin’ (Tirmizi)
Evet, aynen onları kızıl bir kasırga kuşatıvermişti…
‘Nitekim her birini günahları sebebi ile yakaladık. Onlardan kiminin üzerine taşlar savuran kasırgalar gönderdik. Onlardan kimini bir nara (sayha, bir çığlık) yakaladı. Onlardan kimini yerin dibine geçirdik. Onlardan kimini suda boğduk. Allah onlara zulmetmiyordu, lakin onlar kendi kendilerine zulmediyorlardı.’ (Ankebut/40)
Günahlar işleyerek imanlarını sarsanlar, yer sarsıntılarıyla imtihan edileceklerini beklesinler… Ey Kardeşim! İmanların sarsıntısı, yerlerin sarsıntılarını beraberinde getirir, bunu unutmayasın!
Depremler kıyametin habercisi, günahlarda depremlerin habercisidir. O halde Allah’tan korkun! Günahlardan kaçının!
‘Ey insanlar! Rabbinizden korkun! Çünkü kıyamet vaktinin depremi çok büyük bir şeydir.’ (Hac/1)
‘Depremler çoğalmadıkça kıyamet kopmaz.’ (Buhari)
Hz. Ömer r.a hutbede iken yer sarsılmaya başlayınca cemaati topluca tevbeye davet eder. Kendisi de tevbe edip Allah’a sığınarak yere inerek ‘Asasını yere vurarak şöyle der ‘Ey yer! Ben tevbe ettim, sen de sakin ol!’ ve yer sakinleşir…
‘Hz. Ömer r.a in halifeliği döneminde deprem oldu. Halk çok korkmuştu, depremden sonra Hz. Ömer r.a halkı topladı. Minbere çıkıp hutbe okudu. Hutbede şu hadisi nakletti:
‘Yerin zelzelesi iki şeyden olur; Zinanın yaygınlaşmasından ve zulmün artmasından…’
ظَهَرَ الْفَسَادُ فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِ بِمَا كَسَبَتْ أَيْدِي النَّاسِ لِيُذِيقَهُم بَعْضَ الَّذِي عَمِلُوا لَعَلَّهُمْ يَرْجِعُونَ
‘İnsanların bizzat kendi işledikleri yüzünden karada ve denizde düzen bozuldu, ki Allah yaptıklarının bir kısmını onlara tattırsın; belki de (tuttukları kötü yoldan) dönerler.’ (Rum/41)
‘En büyük azaptan önce, onlara mutlaka en yakın azaptan tattıracağız, olur ki dönerler.’ (Secde/21)
Bu afetlerin gelmesi elektro şok görevi görür… Kendilerine gelmeleri için, günahlarını hatırlayıp tevbe etmeleri için onları Allah’a yöneltir. Umulur ki kötü fiillerinden dönerler.
‘…(Rabbimiz!) İçimizden birtakım sefihlerin (beyinsizlerin) işlediği günah yüzünden bizi helak etme…!’
‘…(Rabbimiz!) Sen bizim velimizsin. Bizi bağışla, bize acı (merhamet et). Sen bağışlayanların en hayırlısısın.’ (Araf/155)
‘Zina yayılınca depremler çoğalır.’ (Deylemi)
depremlerin ve afetlerin gelmesi günahlar yüzündendir… Düşünün! ‘Musa dedi ki; Ey Rabbim…! İçimizden birtakım beyinsizlerin işlediği günah yüzünden bizleri helak mı edeceksin?’
Bu depremlerin olmasındaki en büyük faktör bu toplumların günahlara dalmalarıdır. Biri çıkıpta ‘Ölenlerin hepsine günahkar demek ne kadar doğrudur?’ veya ‘İçlerinde iyi insanlarda vardır’ derse, ona Resulullah s.a.v’in şu hadisini hatırlatırız;
‘Ya Resulallah! Geçmiş ümmetlerden bir kısmına deprem ile azap yapıldı. Toprak altında kaların arasında Salihlerde vardı’ denildiğinde ‘Evet, Salihler de birlikte helak oldular. Çünkü Allah’a isyan olunurken susmuşlardı.’ (Taberani)
‘Günahlar açıktan işlenmeye başlanınca, iyi kötü herkes genel bir azaba maruz kalır.’ (Taberani)
وَظَنُّوا أَنَّهُم مَّانِعَتُهُمْ حُصُونُهُم مِّنَ اللَّهِ فَأَتَاهُمُ اللَّهُ مِنْ حَيْثُ لَمْ يَحْتَسِبُوا وَقَذَفَ فِي قُلُوبِهِمُ الرُّعْبَ
‘…Onlar da kalelerinin, kendilerini Allah'tan koruyacağını sanmışlardı. Ama Allah’ın (azabı), onlara beklemedikleri yerden geliverdi. O, yüreklerine korku düşürdü…’ (Haşr/2)
Hatırlarsanız, Irma kasırgası Amerika’yı vurduğunda her taraf kırmızıya bürünmüştü… Allah Resulü s.a.v bazı günah hasletlerinden bahseder ve der ki; ‘Bunlar olunca kızıl rüzgarı… Bekleyin’ (Tirmizi)
Evet, aynen onları kızıl bir kasırga kuşatıvermişti…
‘Nitekim her birini günahları sebebi ile yakaladık. Onlardan kiminin üzerine taşlar savuran kasırgalar gönderdik. Onlardan kimini bir nara (sayha, bir çığlık) yakaladı. Onlardan kimini yerin dibine geçirdik. Onlardan kimini suda boğduk. Allah onlara zulmetmiyordu, lakin onlar kendi kendilerine zulmediyorlardı.’ (Ankebut/40)
Günahlar işleyerek imanlarını sarsanlar, yer sarsıntılarıyla imtihan edileceklerini beklesinler… Ey Kardeşim! İmanların sarsıntısı, yerlerin sarsıntılarını beraberinde getirir, bunu unutmayasın!
Depremler kıyametin habercisi, günahlarda depremlerin habercisidir. O halde Allah’tan korkun! Günahlardan kaçının!
‘Ey insanlar! Rabbinizden korkun! Çünkü kıyamet vaktinin depremi çok büyük bir şeydir.’ (Hac/1)
‘Depremler çoğalmadıkça kıyamet kopmaz.’ (Buhari)
Hz. Ömer r.a hutbede iken yer sarsılmaya başlayınca cemaati topluca tevbeye davet eder. Kendisi de tevbe edip Allah’a sığınarak yere inerek ‘Asasını yere vurarak şöyle der ‘Ey yer! Ben tevbe ettim, sen de sakin ol!’ ve yer sakinleşir…
‘Hz. Ömer r.a in halifeliği döneminde deprem oldu. Halk çok korkmuştu, depremden sonra Hz. Ömer r.a halkı topladı. Minbere çıkıp hutbe okudu. Hutbede şu hadisi nakletti:
‘Yerin zelzelesi iki şeyden olur; Zinanın yaygınlaşmasından ve zulmün artmasından…’
ظَهَرَ الْفَسَادُ فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِ بِمَا كَسَبَتْ أَيْدِي النَّاسِ لِيُذِيقَهُم بَعْضَ الَّذِي عَمِلُوا لَعَلَّهُمْ يَرْجِعُونَ
‘İnsanların bizzat kendi işledikleri yüzünden karada ve denizde düzen bozuldu, ki Allah yaptıklarının bir kısmını onlara tattırsın; belki de (tuttukları kötü yoldan) dönerler.’ (Rum/41)
‘En büyük azaptan önce, onlara mutlaka en yakın azaptan tattıracağız, olur ki dönerler.’ (Secde/21)
Bu afetlerin gelmesi elektro şok görevi görür… Kendilerine gelmeleri için, günahlarını hatırlayıp tevbe etmeleri için onları Allah’a yöneltir. Umulur ki kötü fiillerinden dönerler.
‘…(Rabbimiz!) İçimizden birtakım sefihlerin (beyinsizlerin) işlediği günah yüzünden bizi helak etme…!’
‘…(Rabbimiz!) Sen bizim velimizsin. Bizi bağışla, bize acı (merhamet et). Sen bağışlayanların en hayırlısısın.’ (Araf/155)
Son düzenleme: