Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

İlmi Konu İnancın Bozulmasında Zayıf ve Uydurma (mevzu) Hadislerin Rolü

ABDULHAK Çevrimdışı

ABDULHAK

الإذلال هو بعيد عنا
Admin
İNANCIN BOZULMASINDA ZAYIF VE UYDURMA (mevzu) HADİSLERİN ROLÜ

Birincisi: Allah (c.c)’in isim, sıfat ve Tevhidi hakkında uydurulan hadisler:

Allah (c.c)’in sıfatları ve isimleri konusunda Rasulullah’a isnad eden bircok uydurma hadis vardır:

- Rasulullah’a soruldu:
Allah hangi maddedendir? Rasulullah şöyle demiş:
Allah akan bir sudandır. Topraktan ve gökten değildir. Atlar yarattı ve onlari koşturdu. Sonra atlar terledi. Bu terden de kendi nefsini yaratti.


Bu uydurma hadis Ibnil Cevzi’nin mevzu hadisler kitabinda (c: 1 s: 105 ) nakledilmistir.

Allah-u Teala Kur’an ayetlerinde ve sahih sunnetlerde kendi sifatlarini aciklamisken bir insanin Allah’in hangi maddeden oldugu hakkinda Allah (c.c) ’a iftirada bulunmasindan daha cirkin bir sey olabilir mi? Bu uydurmayi Rasulullah asla soylememistir, bunu affetmekten daha cirkin bir davranis olabilir mi? Ve bu sekilde insanlari aldatmaktan daha kotu bir yol varmıdır? Allah bunu uyduranlara lanet etsin. Zira bunu ne bir musluman, ne sakaci bir insan ve ne de akli olmayan bir kimse uydura bilir.

- “Geceleyin Beytil Makdis’e giderken Cibril beni babam Ibrahim’in mezarına götürdü ve dedi ki: -”Ey Muhammed ! Burada in ve iki rekat namaz kıl” sonra Beytil Lahm şehrine götürdü ve
-”Burada dur ve iki rekat namaz kıl, çünkü burada kardeşin İsa dünyaya geldi.”, dedi. Sonra beni bir kayaya götürdü ve dedi ki: Buradan Rabbin semaya yükseldi.


Bu uydurma ise Ibn-il Arak’in Tenzihis Seria kitabinda gecmektedir.

Ibn-il Cevzi bu sozu naklettikten sonra soyle dedi:

“Bu sozleri uyduran daha cirkin sozler de uydurdu, fakat bu sozleri cirkinligi sebebiyle burada zikretmek istemiyorum.

Bu sozleri uyduran Abdul Muneccem Ibn Idris ve babasidir.”

Dare Kutni: “Abdul Muneccem ve babasinin rivayetleri kabul edilmez demistir.”

-“Zor duruma düşerseniz mezarda bulunanlardan yardim isteyiniz.”

Bu uydurma bir hadistir.

İşte sapıklığın ve saptırmanın en çirkin örneği...

Bu şeriat; her kimin olursa olsun, mezar veya mezarlıkları ziyaret edip, oralarda namaz kılmayı ve yaratılanları yüceltmeyi kesinlikle yasaklamıştır.

Bu şeriat mescit uc mescidin disinda hicbir mescid ve memleketin yuceltilip, ozellikle ziyaret dilmesini kesinlikle yasaklamistir.

Yine bu seriat kaya, duvar, agac, tahta yiginlari veya bunlar gibi putlastirilmasi mumkun butun varliklarin yuceltilip ziyaret edilmesini de kesinlikle yasaklamistir.

Hal böyleyken bu tur eski cahiliyyet adetlerini uzerlerinden atamayan habis ruhlu seytan yandaslari bu arzularini tatmin edebilmek ve cevreden tepki gormemek, bu pis ve reddedilmis adetleri mesrulastirmak icin Rasululah’a ve bu dine yakismayan sozler uydurmuslardir.Bu sozler kendileri gibi cahil olanlarin hoslarina gitmis ve boylece kisa surede yayilma ortami bulmustur.

Gunumuzde bu tur uydurmalar genellikle tasavvuf ehli bidatcilerin kitaplarinda, yasantilarinda ve inanclarinda mevcuddur.

Bunlarin etkiledigi cahil halk da ,maalesef gunumuzde hala bu yoldadir ve bunu Islam’dan sanip sevap bekleyerek yapmaktadirlar. Keske sapik olup sevap yerine gunah kazandiklarin, mukafat yerine azap goreceklerini bilselerdi...

“Allah (c.c) şöyle demis:
Ben gizli bir hazine idim. Taninmayi istedim. Halki yarattim ve bunlarin vasitasiyla tanindim.”
Ibn Teymiyye bu soz hakkinda soyle demistir:”Bu uydurma(mevzu) bir hadis olup kesinlikle Rasulullah’in sozu degildir.Bu rivayetin ne sahih ne zayif hicbir senedi yoktur.”


Zerkasi soyle dedi: Hafiz Ibn Hacer el-Askalalani <<Leali’ kitabinda , Imam Suyuti ve baskalarinin da Ibn Teymiye ‘nin görüşünde olduklarını zikretmiştir.>>

Seyh Ismail Ibn Muhammed el-Acluni <<Keşful Hafa >> adli kitabinda bu hadis hakkinda: <<Bu rivayet uydurma olmasina ragmen tasavvufcularin kitabinda cok gecmektedir. Ve bu rivayete dayanan temeller kurmuşlardir. >> demistir. (Keşf'ul Hafa)

Halk arasinda hadis olarak yayilan: - << Kendini bilen Rabbini bilir. >> sozu aslinda uydurma bir hadistir.

Imam Suyuti bu sozu mevzu hadisler arasinda zikretmistir.

Imam Nevevi ve Ibn Teymiyye bu hadis icin uydurma demislerdir.

- << Ben gizli bir hazine idim. Taninmayi istedim. Halki yarattim ve bununla tanindim. >>

- << Kendini bilen nefsini bilir. >>

Bu iki uydurma hadis vahdeti vucuda inanan tasavvufcularin temel dayanagidir.

Vahdet'il Vucud inanci soyledir: << Kevnde (kainatta) sadece Allah vardir. Yaratilanlar Allah’in bir goruntusunden baska bir sey degildir. Onlara göre kendini bilen Rabbini bilir, sözünün manasi:
Nefsin hakikatini bilen kendinin Allah olduğunu bilir. Cünkü insan yeryuzunde Allah’in goruntusunden bir görüntudur. Onlarin sapik inancina gore Allah yarattigi seylerde degisik olarak ortaya cikabilir.


Bu yüzden bazi tarikat şeyhleri:

Subhani (her turlu noksan sifatlardan münezzehim...)
Bir başkası:
Ben O (yani Allah), O (Allah) Benim
Biz ikimiz bir bedende iki ruhuz
. >>


Feriddin Attar şöyle demistir:
<< Köpek de, domuz da ilahımızdan başka bir şey değildir. Ve Allah kilisedeki papazdan başka bir şey değildir.>>


Zındiklarin uydurdugu bu sozde hakli olduklari tek bir yon vardir. Oda bizzat kendilerinin birer kopek ve domuz olduklarıdır. Hatta bu hayvanlar bile Alah’a devamli kulluk ettiklerinden dolayi, bunlardan daha ustundurler.
Allah (c.c) onlardan ve onlarin uydurmalarindan munezzeh ve yucedir.
Bu inanc karanlik ve sapik bir akide olup yahudi ve hristiyanlarin akidesinden daha da sapik bir akidedir. Cunku yahudiler yanlizca Uzeyr’i Allah’a nisbet ederek; Uzeyr Allah’in ogludur, dediler. Hristiyanlar ise yalniz Isa (a.s)’i Allah’a nisbet ederek; << o Allah’in oglu ve ucten biridir >> dediler.
Fakat Vahdeti Vucuda inananlar Allah-u Tealayi tamamen inkar ederek yarattıklarıyla bir tutmus ve bu sapık düşüncelerine de şu uydurma hadisi delil getirmislerdir:


-<< Ben yerlere ve göklere sığmadım. Fakat mu’min kulumun kalbine sığdım. >>

Bu söz Gazali’nin << Ihyau Ulumiddin >> adli kitabinda gecmektedir.

Hafiz el-Iraki bu hadis hakkinda: << Bu uydurma bir hadistir. Asli yoktur>>, demistir.

Ibn Teymiyye bu hadis (söz) hakkinda soyle demistir:

<< Bu israiliyatta gecmekte olup bilinen bir senedi yoktur. Uydurmadir, sapik tasavvufcular bu uydurma hadisi soyle acikladilar:

<< Kainatta sadece Allah’in var olduguna inanan kisi Allah’i bilmis olur. Iste hakiki mu’min olan ve hakikati kesfeden Arif budur.

Bu sapık dusunce ehli uydurduklari hadisleri batil olan akidelerini desteklemek icin delil gösterdiler. Halbuki bu delil olarak gosterdikleri hadislerin herhangi bir sahih senedi yoktur. Fakat kendi kitaplarinda yazdiklari bu sozler zamanla insanlar arasinda yayilarak meshur olmustur. Maalesef gunumuzde hala bazi yazar ve hatipler hadis olarak bildikleri sozlerin dogruluk ve saglamlik derecesini araştirmadan insanlara aktararak uydurma hadislerin insanlar arasında yayilmasina bilerek veya bilmeyerek sebeb olmaktadirlar.

Iste Ehli Kitabin dinlerin tahrif etmek icin kullandiklari yol da zaten budur. Allah’a ait olmayan bu sifatlar insanlar arasında yayildikca insanlar artik Allah’i asil sifatlariyla degil icinde sirk ve kufur bulunan sifatlarla tanimaya basladilar ve hatta Allah’a Kur’an ve sunnetteki asil sifatlarini vermekten korkar oldular. Boyle yapinca gunaha gireceklerine inandilar. Iste boylece inanclarini sapık yonde degistirdiler.

Halk arasinda meshur olan bir baska uydurma hadis:

- << Yaşlı kadınlarin dinine sarılın. >>

Aliy’ul Kari << el-Esrar el-Merfua Fil Ahbaril Mevdua >> da bu hadisi zikrederek soyle demistir:
Es-Sehavi bu hadis icin; << Bu hadisin aslı yoktur >> demistir.
Zerkeşi, Deylemi bu hadisi Ibn Omer’den su lafizla rivayet etmistir:


<< Zamanın sonu yaklaşıb da görüşler ayrılınca kadınlarin dinine sarılın. >> Bu hadisin senedine zayiftir demistir.

Sanani bu hadis icin uydurma demistir.
Bu ve daha onceki hadis, Allah’in isim ve sifatlarinin Kur’an ve sunnette gectigi gibi olmadigini bunlarin, bilinemeyecegini, bu sebeple Allah’a havale edilmesi gerektigini sanan sapik goruslerin delil aldigi hadislerdir. Onlar bu inancı Rasulullah’in tavsiye ettigini ve ayni zamanda hem sahabelerin hem de ehli sunnetin bu goruste oldugunu iddia etmislerdir.


Bu görüşü bu sekilde insanlara aktardılar. Halbuki bu konuda ehli sunnetin gorusu sudur:

<< Kur’an ve sunnette gecen Allah (c.c)’nun isim ve sifatlari kabul edilip bunlarin Allah’in zatin layik olan isim ve sifatlar olduguna, mahlukata benzetmeyerek ve ortadan kaldirmayarak oldugu gibi iman etmek gerekmektedir.

Akide ve imanlarini Kur’an’dan ve sahih sunnetten almayip uydurma hadislere dayandiran bu sapiklar oyle bir duruma geldiler ki yeryuzundeki herseyden menfaat bekler oldular. Bu inanclarina yine uydurma olan su hadisi delly gosterdiler:

- << Kişinin fayda verecegine inandığı şey bir taş bile olsa o taş kisiye mutlaka fayda verir. >>
Ibn Teymiye bu hadis icin uydurma demistir.
Seyh Aliyyu'l Kari ve Ibn’ul Kayyım bu hadis icin şöyle dediler:
<< Bu hadis uydurma hadistir. Bu, putlara tapan ve taştan menfaat bekleyen putperestlerin sözüdür.


İbn Hacer el-askalani bu hadis icin: << Bu hadis uydurmadır. Aslı yoktur.>> demistir.

Buna benzer bir baska hadis de sudur:

-<<Bir kimse herhangi bir seyin Allah’tan olduğuna ve bunu yaptığında bir sevab kazanacağına inanarak o seyi yaparsa o sey Allah’tan olmasa bile muhakkak o kişiye fayda verir. >>

Bu hadisin asli yoktur ve uydurmadir.

Iste bu ve buna benzer uydurma hadisler subhesiz ki şirkin kapılarını ardına kadar acan hadislerdir.

Cunku boyle olunca birseyin doğruluğuna inanmanin ölcüsü o şeyin fayda vermesi olmuş olur. Hatta o sey fayda verici olmasa bile sırf fayda vereceğine inanılmasi onu doğru olarak kabul etmeye kâfi görülür.

Mesela:

Bir seyin fayda verdigine inanilirsa bu bir tas bile olsa Allah subhanehu ve Teala o tasin o kimseye fayda vermesini saglar. Hatta kisi sapik bir inancin fayda verecegine inanarak ona baglansa Allah o sapik inanci kisiye fayda verici kilar Bu ve benzeri inanclar yahudu ve hristiyanlardan kalma adetlerdendir ve onlar tarafindan bu dine sokulmaya calisilmistir.

Onlar:

- << Filan velinin mezarina gittik de hastamiz oyle sifa buldu. >> ya da;

- << Filan kisinin turbesine gittik ve ondan istedik de bizim ihtiyacimizi giderdi. >>

Iste bunlar mademki fayda veriyor oyleyse onlara inanmamiz gerekir,derler. Ve bu goruslerine yukarida bahsedilen uydurma hadisleri delil gostererek insanlar arasinda yayilmasi insanlari yaydilar. Sonunda insanlar oyle bir hale geldiler ki, uluhiyette Allah’a sirk kosmaya basladilar. Halbuki Rasuller insanlari ozellikle sirkin bu turunden sakindirmak icin gelmislerdi.

Bu ve buna benzer hadislerin hepsini burada anlatmamiz mumkun degildir.Bizim buradaki amacimiz ornekler vererek insanlarin Allah (c.c)’nun isim ve sifatlari konusunda uydurulan hadislerin insanlarin akidelerine ne kadar zarar verdigini vurgulamaktadir.

İkincisi: Rasulullah (s.a.v) hakkında uydurulan hadisler:

Hadis uyduranlar ve yalancilar, Rasulullah hakkinda oyle seyler uydurdular ki, bu uydurduklari seyler, halis sahih akideye cok buyuk darbeler indirdi.

Rasulullah (s.a.v)’in ilk yaratilan mahluk oldugunu nurdan yaratildigini, goklerin ve yerlerin, cennet ve cehennemin onun hatiri icin yaratildigini iddia ederek Rasulullah (s.a.) hakkindaki saglam inanci tahrif ettiler.Hatta onlar, Rasulullah (s.a.v)’in; dua ederken kendisinin yuzu suyu hurmetine dua edilmesini insanlara emrettigini, haccedildiginde kendisinin kabrini ziyaret etmeyenlerden yuz cevirdigini iddia ettiler. Dahasi arsa istiva edenin ve Kur’ani indirenin bile o oldugunu soyleyebildiler. Bir baska grup da yemek, icmek, tip ce cinsel konularda Rasulullah’a kotu isnadlarda bulunan oyle hadisler uydurdular ki, bunlar aslinda Rasulullah’in getirdigi risaleti ve ona inen vahyi incitmekte, kucuk gostermekte ve islam dusmanlarinin diline alay konusu kilmayi amaclamaktadir.

İşte bu sapıkların bu mesele hakkinda uydurmalariyla ilgili bazi ornekler:

<< Allah beni nurundan yarattı. Benim nurumdan Ebu Bekiri, Ebu Bekir’in ruhundan Ömer’i yaratti. Benim ümmetim ise Ömer’in nurundan yaratılmıştır. Ömer cennet ehlinin ışığıdır . >> (Tenzihis-Seria s: 337 c: 1 )

Bu hadis ayni kitapta zikredilerek ravisi olarak Ebu Naim gosterilmistir. Fakat Ebu Naim bu hadis bu hadis hakkinda uydurma demistir.

Zehebi << Mizan >> adli kitabinda << bu hadis yalandır ve uydurmadır. >> Bu hadisin senedinde Ahmed b. Yusuf el-Mesih’i vardir. Ve yalancıdır, demistir.

Cabir b. Abdillah el-Ensari’ye nisbet edilen su hadiste Cabir (r.anh) demiski:

- << Rasulullah’a sordum: << Ey Allah’in Rasulu! Annem babam sana feda olsun. Nebilerden once Allah Subhanehu ve Teala’nin yarattığı ilk şey nedir?
Rasulullah (sa.v): << Ey Cabir Allah (c.c) Nebilerden önce kendi nurundan ilk olarak benim nurumu yaratti. Bu nurun istedigi yerde dolasmasini diledi. Daha o zaman ne Levhi Mahfuz, ne kalem, ne gokler, ne yerler, ne gunes, ne de ay vardi.


Benim nurumun birinci cüzünden kalemi, ikinci cuzunden levhi mahfuzu, ucuncu cuzunden arsi yaratti. Dorduncu cuzunu ise dort kucuk cuze ayirarak, onun birinci cuzunden arsi tasiyan melekleri, ikinci cuzunden kursuyu, ucuncu cuzunden kalan diger melekleri yaratti ve kalan dorduncu cuzu dorduncu cuzu de dort bolume ayirarak, birinci bolumunden gokleri, ikinci bolumunden yerleri, ucuncu bolumunden cennet ve cehennemi yaratti ve dorduncu bolumunu de dort kisma ayirarak, birinci kismindan mu’minlerin gozlerinin nurunu ikinci kismindan Allah’i bilme olan kalblerin nurunu, ucuncu kismindan ise, mu’minleri teselli eden tevhidi ( Lailehe illallah Muhammedun Rasulullah’i)yaratti.

Sonra Allah Subhanehu ve Teala o rasulunun nuruna bakti ve o nurdan ter akmaya basladi. Tam 224. 000 damla akti. Allah Subhanehu ve Teala bu damlalarin her birinden bir rasul veya bir nebinin nurunu yaratti. Sonra o nebilerin ve rasullerin ruhlarina nefes verdi. Bu nefeslerden de kiyamet gunune kadar gelecek olan velilerin, mutlu olacaklarin, sehidlerin ve itaatkarlarin ruhlarini yaratti.

Ars, kursi, akil, ilim ve imani bulma, nebi ve rasullerin ruhlari da hep benim nurumdan yaratilmistir. Kiyamette mutlu olacaklarin ve salihlerin ruhlari da benim nurumdan yaratilmis olan nurdan yaratilmistir.

Sonra Allah Subhanehu ve Teala yerden Ademi yaratti ve dorduncu kismin nurunu ona verdi. O nur Adem oldukten sonra Sit (a.s)’a intikal etti.Ve bu sekilde temizden temize ta Abdullah b. Abtulmuttalibe ulasti. Sonra annem Amineye gecti ve Allah Subhanehu ve Teala annem Amineden beni çıkarttı. Boylece Rasullerin seyyidi, nebilerin sonu, kahramanlarin lideri kildi.>>

Bu hadisin bastan sona tamamini naklettik ki, Rasulullah’a atilan iftira, yalan, uydurma, sacma sozler daha iyi anlasilsin.

Bu hadis bazi tasavvufcularin temel dayanagi olmustur. Onlar bu ve bunun gibi hadislere dayanarak Rasulullah’in bu kainatin kubbesi, ilk var olan varlik ve nurundan bir cuz olduguna inandilar. Insanlara da bu sekilde yaydilar. Allah (c.c) onlarin uydurduklarindan yuce ve munezzehtir. Butun mahluklarin da Rasulullah’in nurunun bolumlerinden yaratildigini iddia etmislerdir.

Tarikatçı olan Ibn Arabi Allah’in arsina istiva edenin Rasulullah (s.a.v) oldugunu iddia etmistir. O soyle demistir:

- << Hiçbir şey yokken ilk once Allah’in arşına istiva edecek olan Rahmani Muhammed’in hakikati yaratilmistir. >> (El Futuhatul Mekkiyye c: 1 s: 152)

İşte bu sapık kitap gunumuzde de halen bir cok dile cevrilerek insanlarin beyinlerini zehirlemektedir.

Bu uydurma, yalan olan ve Cabir (r.a)’a atfedilen hadis gunumuz mutasavvifcilarinin dayanak aldigi hadistir. Bu hadise gore Kur’ani Rasulullah (s.a.v)’in kendisi gokten indirmis, Cibril’e yedi gokte vermis ve sonra yeryuzunde yine Cibril’den almistir.

Muhammed Osman Abdu el-Burhani << Tebriati’z-Zimme Fi Nashil Umme >> (Gunahtan kurtulmalari icin ummete nasihatler) adli kitabinda soyle diyor:
Rasulullah (s.a.v) Cabir ( r.anh)’ya
<< Allah’in ilk yarattigi sey benim ruhumdur >> deyince Cibril hayret etti. Rasulullah (s.a.v) Cibril’in bu konudaki hayretini gorunce Cibril’e soyle dedi: Ey Cibril! Kac yasindasin? Cibril: Bilmiyorum. Fakat dorduncu perdede bir yildiz vardi. Her yetmis bin senede bir defa cikardi. Ben onu 70 bin defa gordum Rasulullah ona soyle dedi: Allah’in izzetine yemin ediyorum ki o yildiz benim. >>
Sonra Rasulullah (s.a.v) Cibril’e sunu sordu:
Vahiy sana nereden geliyor?
Cibril: Ben goklerde ve yerlerde dolasirken bir zil sesi duyarim. Duyunca Beyt’il Ma’mura giderim. Ve Vahyi oradan alip yeryuzundeki nebi ve rasullere veririm.


Rasululah (s.a.v) ona: Simdi Beytul Ma’mura ve benim isim ve nesbimi (soyumu) orada soyle. Cibril hemen hizli bir sekilde Beytul Ma’mura gitti. Ve Rasulullah (s.a.v)’in dedigi gibi onun isim ve nesebini soyledi (Muhammed b. Abdullah b. Abdul Muttalib-....) Daha once hic acilmayan Beytul Ma’murun kapisi ilk defa o zaman acildi. Ve Cibril (a.s) Beytil Ma’murun icinde Rasulullah (s.a.v)’i oturmus olarak gordu. Hayret ederek hizli bir sekilde yeryuzunde Rasulullah’in bulundugu yere indi. Rasulullah’i daha once Cabirle konusurken biraktigi yerde gordu. Sonra tekrar Beytul Ma’mura dondu. Rasulullah’i orada yine oturmus olarak buldu. Sonra tekrar yeryuzune indi. Bu sefer de Cabir’le konusurken gordu. O zaman Cibril Cabir (r.a)’ya sordu:
<< Rasulullah (s.a.v) yerini hic terketti mi? >>
Cabir: << Hayir ey Arab kardes. Bizim konustugumuz mevzu sen bizden ayrildigin zamandan beri hala bitmedi, konusmaya devam ediyoruz. >>
Cibril o zaman Rasulullah’a soyle dedi:
<< Eger vahiy senden sana ise niye beni yoruyorsun? >>
Rasulullah (s.a.v): << Bu tesri ( insanlar arasinda hukum vermek ) icin ey kardesim Cibril! dedi. Ve sonra Rasulullah (s.a.v) su ayeti okudu:

<< Sana o Kur’an’in vahyi tamamen ulastirilmazdan once Kur’an’i okumak icin acele etme ve deki: << Ey Rabbim ilmimi arttir. >> (Taha:114)


Iste bu kitabin yazari Muhammed Osman Abdu el-Burhani bu rivayeti naklettikten sonra soyle devam etti:

Bu deliller, Rasulullah (s.a.v) ‘in en buyuk mucizesi olan Kur’an’in Beytul Ma’murda Cibril’den once Rasulullah (s.a.v)’in yaninda var oldugunu gosteriyor.Bu Kur’an Rasulullah’in ahlakidir. Ayni Kur’an’da gectigi gibi. Kisinin ahlaki o kisinin bir parcasidir.Dolayisiyla Kur’an Rasulullah’in bir parcasidir. (Tebriatuz-Zimme sayfa: 100-101)

Bu kufur ve zindikliktan daha buyuk bir kufur ve zindiklik yoktur. Bu sacmalik ve uydurmadan baska bir sey degildir. Bu kimselerin Rasulullah’a nisbet edip delil diye gosterdigi sozler, hicbir hadis kitabinda olmayan uydurma ve iftira olan sozlerdir. Bu uydurma sozler tasavvufcularin kitaplarinda gecmektedir. Bu sebeple bu sozler ancak tasavvuf kitaplarinda bulunabilir. Ve ustelik bunlari yazmakla ummete nasihat verdiklerini iddia ediyorlar. Ayni Muhammed Osman’in soyledigi gibi...

Daha once ismini zikrettigimiz Tebriatuz –Zimme kitabi on sene once Misir’da basilmis ve piyasaya ciktigi zaman, o gunun alimleri bu kitapta bulunan seylere inanan kisinin kafir oldugunu haber vermislerdir. Fakat maalesef bu kitap defalarca basilarak yahudi zihniyetli insanlar tarafindan her yere dagitilmistir.
Bu batini, sahih olmayan akideye inananlarin dayandigi baska bir uydurma hadis sudur:
<< Ben nebilerden en once yaratilanim. Ve rasul olarak en son gonderilenim. >>
Diger birisi:
<< Adem daha su ile camur arasida bir haldeyken ben nebi idim.>>


Bu hadisler hakkinda Ibn Teymiye uydurma hadis demistir.

Abdullah Ibn Mes’ud (r.a)’a nispet edilen bir uydurma hadiste soyle bir olay gecmektedir:

Rasulullah (s.a.s)’in yaninda Kur’an okurken: <<Allah seni Makami Mahmuda gondersin >> ayetini okuyunca Rasulullah (s.a.s) bu ayetin manasini bana soyle acikladi:<<Bu Allah beni ars uzerine oturtacak demektir.>>

Imam Zehebi <<el-Ulum>> kitabinin 55. bu hadis icin uydurma hadistir. Cunku bu hadisin ravilerinin icinde Selemet’ul Ahmar vardir ve bu zat guvenilir degildir, demistir.

Baska bir sirk ve hurafe ehli grup da Rasulullah (s.a.v) hakkinda soyle bir iddiada bulunmustur:

Rasulullah (s.a.v) olmeyip mezarinda diri olarak durmakta, insanlardan kendisini ziyaret etmelerini istemekte ve insanlarin Allah tarafinda affolunmalari icin kendisinin araci tayin edinilmesinin gerekli oldugunu buyurmaktadir.

Bu inanci desteklemek icin uydurduklari hadislerden bir kaci:

- << Kim bir imkan bulup da beni ziyaret etmezse benden uzaktir. >>

- << Kim benim kabrimi ziyaret ederse ben ona kiyamet gununde sefaat ederim. Kim benim ve Ibrahim (a.s)’in kabirlerini ayni senede ziyaret ederse cennete girer. >>

Ibn Teymiyye, Nevevi, ve Suyuti bu hadis icin << aslı olmayan uydurma hadislerdir >> demistir.

-<< Kim haccedib de benim kabrimi ziyaret etmezse benden uzaklasmis olur. >>

Imam San’ani bu hadis icin << Uydurma hadis >> demistir.

-<< Benim yuzumun suyu hurmeti icin Allah’a yalvarin. Cunku Allah katinda benim cok değerim vardir. >>

Ibn Teymiyye bu hadisin uydurma oldugunu ve hicbir hadis kitabinda bulunmadigini soylemistir.

Iste bu ve buna benzer uydurma hadisler Rasulullah (s.a.v)’in mezarini ziyaret etmenin mustehap oldugunu, hatta hac farizasi gibi farz oldugunu ve oraya gidildiginde Allah’tan istendigi gibi Rasulullah’tan da istenebilecegini iddia edenlerin temel dayanagidir.

Bu uydurma hadislere sarilip asagidaki gibi sahih olan hadisleri terkettiler.

<< Ancak üç yeri ziyaret etmek icin yolculuk yapılır : Mescid'il Haram, Mescid'i Nebevi ve Mescid'il Aksa. >> (Buhari-Muslim)

Mesele boyleyken onlar uydurma hadislere dayanarak Medine-i Munevvere’ye Mescid-i Nebevi’de namaz kilmak icin degil de Rasulullah’in kabrini ziyaret etmek icin gidilmesi ve orada dua edilmesi gerektigine iman ve iddia ederler.

Halbuki bu ziyaretin amaci Mescid-i Nebevi’de namaz kilmaktir. Yoksa Rasulullah’in mezarini ziyaret etmek degildir.

Rasulullah (s.a.v)’e cirkin ve yakismayan seyler nisbet edip onu kucultup alcaltmak niyetiyle hadis uyduran Islam dusmanlari ozellikle yemek ve icmek konusunda sahih hadislere zit olan bir cok hadis uydurdular.
Bazilari:
- << Uzum ve karpuz ummetimin ilk baharidir. >>


- << Kim baklayi kabugu ile beraber yerse Allah Subhanehu ve Teala onun misli kadar yiyenin vucuduna sifa verir. >>

- << Patlican her derde devadir. >>

- << Patlican yenildigi niyete gore fayda verir. >>

- << Balık yemek hasedi giderir. >>

- << Allah Subhanehu ve Teala Adem’i camurdan yaratti ve dolayisiyla camurun yenmesini Adem’in zurriyetine haram kildi. >>

- << Mercimegi yiyin. Cunku o mubarektir. Kalbi inceltir. Goz yaslarini arttirir. Yetmis nebi bunun hakkinda mubarek oldugunu soylemistir. >>

- << Pirinc adam olsaydi hikmet sahibi olurdu. >>

- << Pirinc benden ben pirinctenim >>

(Tenzihis-Seria s: 235- 267 )

Bunun gibi uydurma, sacma, Rasulullah’in soylemedigi ve hicbir hadis kitabinda gecmeyen, sirf Rasulullah (s.a.v)’e ve bu dine zarar vermek, kucuk dusurmek ve de eziyet vermek icin uydurulmus sozlerdir. Bunlar hadis diye bir cok cahil insanlarin kafalarini bulandirmislardir.

Üçüncüsü : Ali ve ailesi hakkinda uydurulan hadisler:

Kişilerin kendi görüş, fikir ve hevalarini destekleyip herhangi bir seyden pay cikartmak icin uydurduklari hadisler de coktur.

Tenzihis-Seria adli kitabin sahibi Ebu Hasen Ali b. Irak soyle dedi:

Bazi hafizlar soyle dediler:

<< Yalniz Kufe ehlinin, Ali (r.a.) ve ailesinin fazileti hakkinda uydurdugu hadisleri arastirinca 393 binden fazla uydurma hadis olduğunu gorduk. >> (Tenzihis-Seria)

Bunlardan bazi ornekler:
El-Hatib <<Tarih >> adli kitabinda soyle rivayet edilmistir:


Enes b. Malik’den Rasulullah (s.a.v) guya soyle demistir:
- Ben nebilerin sonuncusuyum. Ey Ali! Sen de velilerin sonuncususun!
>>
El-Hatib bu hadis icin uydurma hadistir hikayecilerden, Omer b. Vasil uydurmustur, demistir.


- << Ben ve Ali Nur’dan yaratildik ve arsin sag tarafinda Adem (a.s)’in yaratilmasindan bin sene once biz orada idik. Sonra Allah ve Teala Adem (a.s)’i yaratti ve sonra biz atalarimizin sulbunden sulbune ta Abdulmuttalib’in sulbune gelinceye kadar gectik. Allah Subhanehu ve Teala bizim ismimizi kendi isminden turetmistir. Allah’in ismi Mahmud’dur. Benim ismim ise Muhammed’dir. Allah’in ismi el-Ala ve Aliyyun’dur. Ali’nin ismi ise Ali’dir. >>

Bu hadisi rivayet eden Cafer b. Ahmed b. Ali b. Beyan hadis uyduran yalanci Rafizilerden bir kimsedir.
<< Kim Ali icin o insanlarin en hayirlisidir demezse kafir olur. >>


Bu hadisi rivayet eden Muhammed b. Kesir el-Kufi yalanci ve guvenilmez bir kisidir.

<< Ben ilmin sehriyim Ali ise bu sehrin kapisidir. Kim ilim tahsil etmek istiyorsa once kapiya gelsin. >>

Rasuullah (s.a.v)’in, Ali (r.a) ikindi namazini kacirdigi zaman namazi kacirmasin diye gunese tekrar geri donmesini emrettigi hadis de uydurmadir.

<< Ali’ye bakmak ibadettir. >>

<< Kur’an’daki benim ismim << Ves-Semsi ve Duhaha, Ali’nin Kur’an’daki ismi ise << Vel Kameri iza teleha >> Hasan ve Huseyin’in Kur’an’daki isimleri << Vennahariu iza celleha, Muaviye’nin (Ibn Umeyye’nin ) Kur’an’daki ismi ise << Velleyli iza yegsaha >>dir.

Imam Zehebi << Ezzeyl >> kitabinda bu hadisin uydurma ve yalan bir hadis oldugunu soylemistir.
Ali (r.a) soyle demis:
<< Ben Rasulullah’i yikadim ve goz cukurlarinin suyundan ictim. Bundan dolayi gecmis ve gelecekteki butun her seyin ilmine vakif oldum. >> (El Fevaid s: 983)
Bu da uydurma bir hadistir.


Ibn Abbas’dan:
Rasulullah’a sordum ki, Adem (a.s)’in Allah’a soyledigi ve Allah’in da bu sebeple onu affettigi kelimeler hangileridir?
Rasulullah (s.a.v) soyle cevab verdi: << Adem (a.s)’in Allah’a soyledigi ve bundan dolayi affolundugu kelimeler sunlardir: << Muhammed’in, Ali’nin Fatma’nin Hasan ve Huseyin’in hakki icin beni affet. << Iste bundun dolayi Allah onu affetmistir. >>

(Tenzihis-Seria c: 1 s: 395)


Bu gibi uydurma hadisler o kadar coktur ki bu kucuk kitaba sigdirmamiz mumkun degildir.
Bunlari uyduranlarin ve bu inancta olanlarin Musluman olmadiklarina ve bilakis Islam dusmani olduklarindan hicbir suphe yoktur. Buradaki gayemiz ornek vermek ve bu gibi hadislerle Islam’i ve Islam ummetini degisik inanclar ortaya cikararak parcalamak isteyenlere dikkat cekmektir.


Dördüncüsü: Hurafe ve bid’atlerin ortaya çıkmasına sebep olan uydurma hadisler:

İnsanlarin, Islamin esas hakikatini, temellerini ve saglam akideyi ogrenmemesi icin Islamla alakasi olmayan oyle seyler uydurulmustur ki, cahiller yuzyillarca bunlarla oyalamis, gercege yonelememislerdir. Islam oyle cirkin gosterilmis ki insanlar uzun zamandan beri gercek Islamdan uzak durmus, ona yaklasmak istememislerdir. Bu konuda cok hadis uydurulmustur. Ama bunlarin hepsini burada zikredemeyecegimiz icin sadece ornekler vermekte yetinecegiz.

<< Allah (c.c) birinci semanin meleklerini inek suretinde, ikinci semanin meleklerini kartal suretinde, ucuncu semanin meleklerini insan suretinde, dorduncu semanin meleklerini Hur’il iyn suretinde besinci semadaki melekleri kus suretinde, altinci semadaki melekleri at suretinde yaratmistir. Yedinci semadaki melekler ise arsin tasiyicisi kilmistir. >> (Tenzihis-Seria)

<< Harut ve Marut iki melek idiler. Yere insan seklinde inmislerdi. Insanlardan bir kadin onlari fitneye dusurmus boylece Onunla zina yapmislar. Sonra da Allah (c.c) bu kadini gezegen suretine cevirmis Bu gezegenin ismi de Zehra imis. Bu iki melek isledikleri suca karsilik dunya azabini secmisler. >> (Tenzihis-Seria s: 209)

Rasulullah (s.av)’e iftira ederek onun soyle dedigini soylediler:

<< Allah’in oyle bir horozu vardir ki onun boynunun altinda sarkan kismi yerde, ibigi ise arsin altindadir. Namaz vakti oter, O ottukten sonra gok ve yerlerin horozlari oter. Onlar << Ruh ve meleklerin Rabbini tesbih ve takdis ederiz >> diye oterler. >> (Tenzihis-Seria s: 189)

Rasulullah (s.a.v)’e iftira ederek onun soyle soyledigini soylediler:


<< Ey Muaz! Ben seni kitap ehline telig etmen icin gonderiyorum. Eger gokteki kuyruklu yildiz hakkinda sorarlarsa soyle cevap ver: << O ars altinda bulunan yilanin tukurugudur. >> demis.
<< Allah (c.c) gunes icin dokuz melek gorevlendirdi. Her gun ona kar atarlar. Boyle yapmasaydilar. Gunes herseyi yakardi. >>


<< Dunya su uzerinde, su ise bir kaya uzerinde, kaya ise Yunus baliginin uzerindedir. O baligin kenari arsa dayanir ve ayaklari havada olan bir melegin sirtindadir. >>

<< Suheyl adindaki yildiz insanlara zulmederek harac alan bir insandi. Sonra Allah (c.c) onu yildiz sekline cevirdi. >>
<< Hurma agaci Adem (a.s)’in yaratildigi camurun artan kismindan yaratilmistir. >>

(Tenzisih-Seria s: 209-210)


<< Allah (c.c) oyle bir dag yaratti ki onun ismi Kaf’tir. Butun alemi sarar, dagin bir tarafi dunya uzerinde olan kayaya ulasir. Allah (c.c) bir beldede zelzele yapmak isterse, daga emir verir, dagda o belde hangi tarafta ise o tarafi sarsar ve bu sekilde zelzele (deprem) meydana gelir. >>

<< Dunya bir kaya uzerinde kaya bir boganin boynuzlari uzerindedir. Boga kafasini sallayinca yer sallanir ve deprem meydana gelir. >> (El Esraril Merfua s : 450-45)

Bu ve bunun gibi uydurma hadisler o kadar coktur ki bu kitaba sigdirmamiz mumkun değildir. Fakat hepsinin tek gayesi vardir: Islam akidesini bozmak, islami kotulemek, Rasulullah (s.a.v)’i küçültmektir.

Beşincisi: Kur’an hakkında uydurulan hadisler:

Akide konusunda en cok tahribat yapan uydurma hadisler Kur’an hakkinda soylenen uydurma hadislerdir.

Kiyamete kadar mucizesi baki kalacak ve insanlarin hayatini duzenleyici sistem olan Kur’an’i, hurafelerden ibaret, sadece oluler icin mezarda veya hastaliklar icin okunan, icinde uydurma hikayeler bulunan bir kitap olarak gostermeye yetmistir.

Bu konudaki uydurmalara bazi ornekler:

<< Dediler ki: Ey Musa! Orada zorba bir millet vardir. Onlar oradan cikmadikca biz o yere girmeyiz. Eger onlar cikarsa biz o zaman gireriz. (Maide: 22)

Bu ayeti soyle tefsir etmislerdir:
- << O beldede yasayan insanlar oyle kocamanmislar ki, onlardan birinin cenesinin golgesi Musa’nin kavminden yetmis kisi golgelendirmeye yetermis. Musa Filistindeki Eriha sehrine bu amalikalar hakkinda bilgi edinmek icin beni Israil’den on kisiyi onlara gondermis. Bunlar o amalikalilar hakkinda oyle seyler gormusler ki, bu gorduklerinden dolayi onlardan cok korkmuslar.


Bu on iki kisi bir amalikalinin bostanina girmisler, bostan sahibi onlari yakalayip meyve sepetinin icine koymus, kralina goturmus ve meyvelerle birlikte kralin masasina onlari dokmus. >>

Simdi insan ister istemez dusunuyor:
Amalikalilar bu kadar buyuk olduguna gore acaba o zamanki portakalin buyuklugu ne kadardi?!
Bu gibi sacma sapan uydurma hikayeler maalesef bazi tefsir kitaplarinda da gecmektedir.


<< Allah Teala onlara yaratilisi tam ve duzgun bir cocuk, kendilerine verdigi bu cocuk hakkinda ona sirk kosmaya basladilar. Allah onlarin ortak kostuklarindan yucedir. >> (Araf: 190)

Sapiklar bu ayetin tefsirinde kast olunanlarin Adem ile Havva oldugunu soylediler ve bu suretle Adem ile Havva (a.s)’a sirk isnadinda bulundular.
<< Umulur ki Rabbin seni bir Makami Mahmda yukseltir.>> (Isra:79)


- Yine o sapiklara gore; << Buradaki Makam-i Mahmud’dan kasıd; << Arstir >> ve Rasulullah (s.a.v) arsin uzerinde oturacaktir. >>

- << Nuh (a.s)’in gemisi Kabe’yi yedi defa tavaf etti. Makami Ibrahim’in arkasinda iki rekat kildi. >>
Bunu hadis olarak Abdurrahman b. Zeyd b. Eslem Rasulullah (s.a.v)’e isnad ederek rivayet etmistir. Hakim ve Ebu Naim bu hadis icin uydurmadir. Cunku Abdurrahman b. Eslem mevzu hadisler rivayet eden yalanci ve guvenilmez bir kimsedir, demislerdir.


Bu ayet ve hadisler Tenzihis-Seria da c: 1 s: 250’de gecmektedir.

<< Ve onu (hz. Nuh’u) tahtalari birbirine percinlenmis bir gemiye yerlestirdik. >> ( Kamer: 13 )

Yani: << Bu geminin percinleri bes cividen ibarettir. Birinci civi; Rasulullah’in ismi, ikinci civi Ali’nin, ucuncu civi Fatima’nin, dorduncusu Hasan’in, besincisi de Huseyin’in ismidir. >>

Rasulullah (s.a.s) bu konu hakkinda soyle demis:<<Levhalar geminin tahtalari, percinleri ise biziz. Biz olmasaydik gemi yuruyemezdi.>> (Tenzihis-Seria c: 1, s:249)

Bazi tefsir kitaplarinda, kimi mufessirler kafalarindan bir adam uydurarak ona Ivac b. Unuk’it Tavil ismini vermis ve onunla ilgili su uydurma hikayeleri uydurmuslardir:

- <<Bu adamin boyu 3333 arsinmis. Nuh (a.s) bu kisiyi tufanla korkuttugunda Nuh’a: << Senin o tabagim kadar olan gemine nasil bineyim demis. Ve tufan koptugunda sular sadece dizine kadar ulasmis. Denize girdiginde deniz ancak topuk kemigine kadar gelmis. Denizden Yunus baligi avlar, gunes isiginda pisirip yermis.

Daha sonra Musa’nin askerleri buyuklugunde bir kaya koparmis bunu Musa’nin askerlerine atmak istemis, fakat Allah-u Teala bunu onun boynuna gerdan gibi dolaşmis, da o kayayi atamamis. >>

Ibn Kayyim bu rivayet hakkinda: Bu ve bunun gibi rivayetler, Rasullerle ve Islam diniyle alay etmek icin uydurulmus seylerdir. Bunlar zindiklarin isleridir, demistir. (El-Esraril Merfua s: 484)

- << Ibrahim (a.s) Nemrut tarafindan atese konuldugunda, atesten korunmak icin Allah’a dua etmemis, Cibril ona gelip ne istedigini sorunca da ona soyle demis:
<< O benim halimi nasil olsa biliyor, ondan bir sey istemem gerekmez
. >> (Tenzihis-Seria c: 1 s: 420)


<< Iblis ve zurriyeti size dusman oldugu halde, onlari dost mu ediniyorsunuz? >> (Kehf: 50)
Bu ayetin tefsirinde soyle bir uydurma rivayet vardir:
Rasulullah (s.a.v) iblis hakkinda soyle demis:
<< Ben şimdi; Iblisin kendi kuyrugunu kendi duburune sokup yedi yumurta cikarttigini goruyorum. Her yumurtadan kendine bir cocuk doguruyor. Birinci yumurtadan cikan; fakihlerle ilgileniyor, onlara ilmi unutturuyor ve devamli abdest aldiriyor. Ikinci yumurtadan cikan; insanlarin mescidde uyumalarini sagliyor. Ucuncu yumurtadan cikan ise; pazarlardaki insanlarla ilgileniyor...>> (Tenzihis-Seria c: 1 s: 250)


Hafiz Ibn Hacer bu rivayet hakkinda soyle dedi:
<< Bu apacik bir uydurmadir.>>
- << Suleyman (a.s) zamaninda konusan karinca kopek büyüklüğündeydi. >>


- << Bir adam varmis. Ismi Hama b. el-Heym b. Lakays b. Iblismis. Yeryuzunde ifsad edici birisiydi. Sonra tevbe etti.Bu adam Nuh, Hud,Salih,Musa,Isa ve sonra da Muhammed (s.a.v) zamaninda yasamistir. Bu adam Muhammed (a.s) oldugu halde olmemis yasamaktadir. >> (Tenzihis-Seria s: 239)

Mirac hakkinda Ibn Abbas’a nisbet eden ve sahih olmayan uydurma hadisler de vardir. Ibn Merdivih tefsirinde, Ibn Abbas’a senedle, semanin sifatlarini anlatmistir.

- << Birinci sema; dumandan, ikinci sema; demirden ucuncu sema; bakirdan, dorduncu sema; gumusten, v.s....>>

Bir de daha sapik bir baska grup Kur’andaki Adem (a.s) kissasini Ebcet (Ebcet, Hevves, Hutti, Kelimun) hesaplariyla tefsir etmislerdir.
<< Herseyin bir sebebi vardir. Ama herkes bu sebepleri bilemez. >>
Ebcet hakkinda ilginc bir olay anlatilmistir.
Ebcet Allah’a itaat etmeyip yasak olan agactan yemis.
Hutti de butun gunahlari affetmek anlamindaymis,
Kelimun ise; agactan yedi. Sonra Allah onun tevbesini kabul etti
, anlamindaymis.


Ebcet hesabiyla Kur’an’i tefsir etmek buyuk bir bid’at ve sapikliktir. Hatta tarih boyunca Melek ve rasulerin bile bilemedigi ancak Allah (c.c)’in bildigi kiyametin vaktini ebcet hesabiyla tayin eden kimselerin ciktigi da gorulmustur.

Bu rivayet Ibn Cerir’in Taberi tefsirinde gecmektedir. Cok uydurma bir rivayettir. Zaten ibn Cerir Taberi bu uydurma rivayetleri insanlar ogrensin ve cekinsinler diye kitabinda zik-retmistir. Yoksa sahih oldugundan degil. Zaten ibn Cerir sakinsinlar diye sapik rivayetleri boyle onemli bir kitapta almasaydi daha iyi olurdu. Cunku cahil kimseler bunlarda hakikatten bir pay oldugunu zannedebilirler.

Maalesef tefsir kitaplarinin cogunda boyle hurafe, uydurma, sahih olmayan, zayif rivayetler gecmektedir. Hatta bir tefsir kitabi hakkinda alimler soyle demislerdir: << Tefsir dışında her şey vardir. >>

Bu zayif, uydurma, hurafe olan hikayelerin tefsir kitaplarinda gecmesi ve mufessirlerin bu hikayeleri gerekli arastirmalari yapmadan nakletmeleri Islam’a buyuk bir zarar vermistir. Cahillerin gozunde Kur’an’i bir hayat sistemi olmaktan uzaklastirip bir masal kitabi haline getirmisler.
Hatta hadis uyduranlar oyle seyler uydurdular ki Kur’an’in her sey icin oldugunu iddia ettiler.
Bu konuda soyle uydurma bir rivayet vardir:
- << Kur’andan dilediginiz yerden, dilediginiz şeyi alin, fayda verir. >>


Bu rivayet batil ve uydurma bir rivayettir. Tasavvufcular bunun gibi rivayetlere dayanarak Kur’an’in her ayetinin bir hastaliga sifa olarak indigini soylemislerdir.
Mesela;
<< Gece ve gunduzde sakin olan her sey onundur. >>
ayetini bas agrisi icin, (En’am: 13 )


<< Daglar hakkinda sorar, Allah onu dumduz yapacak.>> (Ta-ha: 105) ayetini bacak sismesi ve romatizma icin,

<< Her hamile tasidigi cocugu dogurur. >>
(Hac: 2) ayetini dogum yapacak fakat dogumu zor olan kadin icin sifa verdigini ve bunlarin da tecrubeyle sabit oldugunu her insana anlatirlar. Ustelik sozlerini desteklemek icin soyle derler:


Zaten Rasulullah (s.a.v)’de Kur’andan dilediginizi alin size fayda verir, demistir.

Suphesiz Kur’anin ayetleri bu sekilde tefsir edilerek menfaatperestler tarafindan bir gelir kaynagi olarak kullanilmistir. Sonunda Kur’an bir hayat sistemi, bir hidayet kitabi olma ozelliginden uzaklastirilip alay, oyun, insanlardan mal kazanmak ve Muslumanlarin akidesini bozmak icin kullanilan bir kitap haline getirilmiştir.
Abdurrahman Abdulhak
 
MuhacirSelman Çevrimdışı

MuhacirSelman

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Bu uydurma Hadisleri İlk Defa Burada Okudum.. Şok edici uydurma hadisler söylenmiş.. SubhanALLAH. Delaletten (sapıklıktan) kurtaran Hakka çağıran, dilediğini doğru yola kavuşturan Allah'a hamd olsun. Efendimiz Muhammed (s.a.v)'e, Onun aline, ashabına ve kıyamete dek yolunda gidenlere salat-ü selam olsun.
 
Üst Ana Sayfa Alt