İNSANI SAPTIRMA KONUSUNDA
ŞEYTANIN UYGULADIĞI METODLAR
Mesela, bir kimse elli yıl belirli bir işi yapsa,o işin girdisini çıktısını, yöntemini ve püf noktalarını çok iyi bilen tecrübeli birisi olur.
İşte bu İblis'in (ALLAH ona lanet etsin) Cennetten kovulduğu günden,şu ana kadar,insanları saptırmak ve ayartmaktan başka bir işi olmamıştır.Bu uzun sure ve geniş tecrübe ona,çeşitli kandırma ve saptırmalar icat ettirmiştir.Bu hilelerden bazıları şunlardır:
1.BATILI GÜZEL GÖSTERMEK
Batılın çirkin ve hayasız bir yüzü vardır.Bu sebeple şeytan,batıla yönelip onu güzel bir örtüyle örter. Sonra onu süsleyip püsler.Bunun arkasından kulu,onunla kandırmaya başlar.Biz bunu ancak,şeytanın bizzat şu sözünden öğrenmiş oluyoruz:
''Ey RABBİM ! Beni azdırmana karşılık bende yeryüzünde onlara günahları süsleyeceğim ve onların hepsini azdıracağım.'' (Hicr 39)
İbnu'l Kayyim şöyle der: Şeytanın hilelerinden biri de şudur: insanı tuzağa düşürmek için ,aklı daima büyülemesidir.Onun büyüsünden ancak ALLAH'ın dilediği kişiler kurtulabilir.Şeytan ona,zararlı fiili süslü gösterir.Hatta ona,kendisinin en faydalı şey olduğu zannını verir.En faydalı olan fiilden nefret ettirir.Öyle telkinlerde bulunur ki,la ilahe illallah'ı bile zararlı olarak gösterebilir.Şeytan kendisine has hile ve tuzaklarla nicelerini büyüleyip fitne ve dalalete düşürmüş,onların kalpleriyle iman,islam ve ihsan arasına girip felakete uğramalarına sebep olmuştur.
Nice batıl ve hurafeleri ''yüce hakikatler'' şekline sokmuş,nice hak ve hakikatleri de ''çirkin ve müstehcen'' e çevirmiştir.Nice geçmez akçeyi,ilim ve tenkit ehline süsleyip kabul ettirmiş,nice saçma ve çerçöp kabilinden şeyleri arif geçinenlere yutturmuş.Akılları,geçersiz ve değersiz fikir ve arzular üzerinde ısrarla durmaya teşvik eden odur.Her dalalet vadisinde,her bid'at ve hurafe peşinde ademoğlunu koşturan da odur. Böylece o, dalaletten dalalete,felaketten felakete sürükler,İnsanlara,putlara tapmayı,akrabalardan ilgiyi kesmeyi,kız çocuklarını diri diri toprağa gömmeyi ve anneyle nikahlanmayı güzel gösterir.Onlara küfür,günah ve isyanla birlikte cenneti elde etmeyi vadeder.Bir tür tazim (saygı) şeklin de onlara şirki gösteren,ALLAH'ın sıfatlarını inkar ettiren,tenzih etmek şeklinde ALLAH'ın kitapları hakkında konuşturan odur.
''Siz Kendinize bakın'' ( Maide 105)
Sözünü prensip edinerek insanlarla iyi geçinmek ve onlarla dost kalmak için iyiliğin emredilmesini ve kötülüğün yasaklanmasını önleyen de odur.Taklit perdesi altında ,Rasulullah'ın (s.a.v) getirdiklerinden yüz çevirten,güya ondan daha bilgili olanın sözüyle yetindiren insanlar arasında yaygın olan geçim düşüncesi şeklinde ALLAH'ın dinine nifak ve yağcılık sokan da odur.
2.GÜNAHLARA SEVİLEN ADLAR TAKMAK
Bu süsleme şekillerinden biri de,çirkinliğini ve kötülüğünü gizlemek için,kötülük ve günahlara,nefislere hoş gelen isimler vermektedir.Çünkü o,ağaca ''Ebedilik ağacı''adını verendir.
''Sana ebedilik ağacını ve eskimeyen bir saltanatı göstereyim mi ?'' (Taha 120)
İbnu'l Kayyim şöyle der: ''O (şeytan) kendine tabi olanlara haram olan şeyleri,nefislerine hoş gelen isimler vermeyi öğretmiştir.Bu yüzden onlara içkiye ''Ummu'l Efrah = Sevinç ve neşelerin anası (kaynağı)'' demişlerdir.
Onlar faize ''kar'',açılıp saçılmaya ''kadına serbestlik'',şuursuzca kadın erkek bir arada bulunmayı,''ilericilik ve medeniyet'',günahkar bir şarkıcı kadına ''sanatkar'',açık saçık rol yapan bir kadına ''yıldız'',sanatçı adını verirler.bütün bu günah ve isyanları,sanat adı altında bir araya getiriyorlar.Bunların hepsi,insanların kalplerini,kötülük ve çirkinliklerine çekmek içindir.
3.İBADETLERE NAHOŞ ADLAR TAKMAK
Hakkın üzerinde nurdan bir belirti vardır.Ondan bir parlaklık yükselir.Eğer o,çirkinleştirilmeden olduğu gibi kalırsa,gönüller ona meyleder,kulaklar onu dinler ve kalpler ona yönelir.Bu sebeple şeytanın ilk görevi ,hakkın şeklini çirkinleştirmek ve ona nahoş adlar takmaktır.Ad kavminde ki kafir dostlarına,
Peygamberleri Hud'a : '' Biz seni bir beyinsizlik içinde görüyoruz ve gerçekten seni yalancılardan sanıyoruz'' ( Araf 66) demelerini söyleyen de odur.
Medyen kafirlerinden olan dostlarına halka:
''Şuayb'e uyduğunuz takdirde,siz mutlaka ziyana uğrarsınız''. ( Araf 99) demelerini söyleyen de odur.
Firavun'un milletinin kafirlerinden olan dostlarına,Hz Musa ile Harun'a büyücü adını takmalarını da söyleyen odur.
''Bu ikisi,sihirleriyle sizi yurdunuzdan çıkarmak ve sizin ideal yolunuzu ortadan kaldırmak isteyen iki sihirbazdırlar sadece dediler.''( Taha 63)
Kureyş kafirlerinden olan dostlarına,Rasulullah'a (s.a.v) büyücü,kahin,şair,büyülü,mecnun (deli) ve başka nahoş isimler verilmesini söyleyen odur.
''O zalimler müminlere,siz olsa olsa büyüye tutulmuş bir adama uymaktasınız,dediler''
( Furkan 341)
Fakat yüce ALLAH,Resulüne (s.a.v) isnat edilen her türlü yalan ve iftirayı reddetmiştir.
''Ey Muhammed ! sen öğüt ver.RABBİ'nin nimetiyle sen ne bir kahinsin,ne de bir deli.'' (Tur 29)
''O bir şair sözü değildir.Ne de az iman ediyorsunuz.Bir kahin sözü de değildir O.Ne de az düşünüyorsunuz.O,alemlerin RABBİ tarafından indirilmiştir.'' (Hakka 41-43)
Kureyş kafirlerinden olan dostlarına,Hz Peygamber'e (s.a.v) uyanlara,sabii adını vermelerini söyleyen odur.Şeytan,daima aynı plan içinde ve hatta günümüzde bile bu vasıtalarla hareket etmektedir.Dostlarına,açık açık ve gizlice,peygamberin yoluna uyanları ''aşırı ve fanatik''diye adlandırmalarını da söyleyen odur.
Nitekim onlar,günahlardan ve günah işleme evlerinden uzak durmaya ''kapalılık''derler.RABBİ'nin emrini tutup evinde oturan kadına ''gerici'' derler.Bunların hepsi,şeytanın onlara fısıldadığı şeylerdendir.
Fakat ben hak ve hakikatten ayrılmayanlara şöyle sesleniyorum:
Bu sizin azminizi kırmasın.Peygamberimizin (s.a.v) sünnetinden vazgeçmeyin,Hatta daha çok sarılın.
Cin,Şeytan,büyü ve nazardan korunma sayfa 192-193-194
Şeyh Vahid Bâli İbrahim Emin
Daha geniş bilgi için kitabı temin edip okuyabilirsiniz !
ŞEYTANIN UYGULADIĞI METODLAR
Mesela, bir kimse elli yıl belirli bir işi yapsa,o işin girdisini çıktısını, yöntemini ve püf noktalarını çok iyi bilen tecrübeli birisi olur.
İşte bu İblis'in (ALLAH ona lanet etsin) Cennetten kovulduğu günden,şu ana kadar,insanları saptırmak ve ayartmaktan başka bir işi olmamıştır.Bu uzun sure ve geniş tecrübe ona,çeşitli kandırma ve saptırmalar icat ettirmiştir.Bu hilelerden bazıları şunlardır:
1.BATILI GÜZEL GÖSTERMEK
Batılın çirkin ve hayasız bir yüzü vardır.Bu sebeple şeytan,batıla yönelip onu güzel bir örtüyle örter. Sonra onu süsleyip püsler.Bunun arkasından kulu,onunla kandırmaya başlar.Biz bunu ancak,şeytanın bizzat şu sözünden öğrenmiş oluyoruz:
''Ey RABBİM ! Beni azdırmana karşılık bende yeryüzünde onlara günahları süsleyeceğim ve onların hepsini azdıracağım.'' (Hicr 39)
İbnu'l Kayyim şöyle der: Şeytanın hilelerinden biri de şudur: insanı tuzağa düşürmek için ,aklı daima büyülemesidir.Onun büyüsünden ancak ALLAH'ın dilediği kişiler kurtulabilir.Şeytan ona,zararlı fiili süslü gösterir.Hatta ona,kendisinin en faydalı şey olduğu zannını verir.En faydalı olan fiilden nefret ettirir.Öyle telkinlerde bulunur ki,la ilahe illallah'ı bile zararlı olarak gösterebilir.Şeytan kendisine has hile ve tuzaklarla nicelerini büyüleyip fitne ve dalalete düşürmüş,onların kalpleriyle iman,islam ve ihsan arasına girip felakete uğramalarına sebep olmuştur.
Nice batıl ve hurafeleri ''yüce hakikatler'' şekline sokmuş,nice hak ve hakikatleri de ''çirkin ve müstehcen'' e çevirmiştir.Nice geçmez akçeyi,ilim ve tenkit ehline süsleyip kabul ettirmiş,nice saçma ve çerçöp kabilinden şeyleri arif geçinenlere yutturmuş.Akılları,geçersiz ve değersiz fikir ve arzular üzerinde ısrarla durmaya teşvik eden odur.Her dalalet vadisinde,her bid'at ve hurafe peşinde ademoğlunu koşturan da odur. Böylece o, dalaletten dalalete,felaketten felakete sürükler,İnsanlara,putlara tapmayı,akrabalardan ilgiyi kesmeyi,kız çocuklarını diri diri toprağa gömmeyi ve anneyle nikahlanmayı güzel gösterir.Onlara küfür,günah ve isyanla birlikte cenneti elde etmeyi vadeder.Bir tür tazim (saygı) şeklin de onlara şirki gösteren,ALLAH'ın sıfatlarını inkar ettiren,tenzih etmek şeklinde ALLAH'ın kitapları hakkında konuşturan odur.
''Siz Kendinize bakın'' ( Maide 105)
Sözünü prensip edinerek insanlarla iyi geçinmek ve onlarla dost kalmak için iyiliğin emredilmesini ve kötülüğün yasaklanmasını önleyen de odur.Taklit perdesi altında ,Rasulullah'ın (s.a.v) getirdiklerinden yüz çevirten,güya ondan daha bilgili olanın sözüyle yetindiren insanlar arasında yaygın olan geçim düşüncesi şeklinde ALLAH'ın dinine nifak ve yağcılık sokan da odur.
2.GÜNAHLARA SEVİLEN ADLAR TAKMAK
Bu süsleme şekillerinden biri de,çirkinliğini ve kötülüğünü gizlemek için,kötülük ve günahlara,nefislere hoş gelen isimler vermektedir.Çünkü o,ağaca ''Ebedilik ağacı''adını verendir.
''Sana ebedilik ağacını ve eskimeyen bir saltanatı göstereyim mi ?'' (Taha 120)
İbnu'l Kayyim şöyle der: ''O (şeytan) kendine tabi olanlara haram olan şeyleri,nefislerine hoş gelen isimler vermeyi öğretmiştir.Bu yüzden onlara içkiye ''Ummu'l Efrah = Sevinç ve neşelerin anası (kaynağı)'' demişlerdir.
Onlar faize ''kar'',açılıp saçılmaya ''kadına serbestlik'',şuursuzca kadın erkek bir arada bulunmayı,''ilericilik ve medeniyet'',günahkar bir şarkıcı kadına ''sanatkar'',açık saçık rol yapan bir kadına ''yıldız'',sanatçı adını verirler.bütün bu günah ve isyanları,sanat adı altında bir araya getiriyorlar.Bunların hepsi,insanların kalplerini,kötülük ve çirkinliklerine çekmek içindir.
3.İBADETLERE NAHOŞ ADLAR TAKMAK
Hakkın üzerinde nurdan bir belirti vardır.Ondan bir parlaklık yükselir.Eğer o,çirkinleştirilmeden olduğu gibi kalırsa,gönüller ona meyleder,kulaklar onu dinler ve kalpler ona yönelir.Bu sebeple şeytanın ilk görevi ,hakkın şeklini çirkinleştirmek ve ona nahoş adlar takmaktır.Ad kavminde ki kafir dostlarına,
Peygamberleri Hud'a : '' Biz seni bir beyinsizlik içinde görüyoruz ve gerçekten seni yalancılardan sanıyoruz'' ( Araf 66) demelerini söyleyen de odur.
Medyen kafirlerinden olan dostlarına halka:
''Şuayb'e uyduğunuz takdirde,siz mutlaka ziyana uğrarsınız''. ( Araf 99) demelerini söyleyen de odur.
Firavun'un milletinin kafirlerinden olan dostlarına,Hz Musa ile Harun'a büyücü adını takmalarını da söyleyen odur.
''Bu ikisi,sihirleriyle sizi yurdunuzdan çıkarmak ve sizin ideal yolunuzu ortadan kaldırmak isteyen iki sihirbazdırlar sadece dediler.''( Taha 63)
Kureyş kafirlerinden olan dostlarına,Rasulullah'a (s.a.v) büyücü,kahin,şair,büyülü,mecnun (deli) ve başka nahoş isimler verilmesini söyleyen odur.
''O zalimler müminlere,siz olsa olsa büyüye tutulmuş bir adama uymaktasınız,dediler''
( Furkan 341)
Fakat yüce ALLAH,Resulüne (s.a.v) isnat edilen her türlü yalan ve iftirayı reddetmiştir.
''Ey Muhammed ! sen öğüt ver.RABBİ'nin nimetiyle sen ne bir kahinsin,ne de bir deli.'' (Tur 29)
''O bir şair sözü değildir.Ne de az iman ediyorsunuz.Bir kahin sözü de değildir O.Ne de az düşünüyorsunuz.O,alemlerin RABBİ tarafından indirilmiştir.'' (Hakka 41-43)
Kureyş kafirlerinden olan dostlarına,Hz Peygamber'e (s.a.v) uyanlara,sabii adını vermelerini söyleyen odur.Şeytan,daima aynı plan içinde ve hatta günümüzde bile bu vasıtalarla hareket etmektedir.Dostlarına,açık açık ve gizlice,peygamberin yoluna uyanları ''aşırı ve fanatik''diye adlandırmalarını da söyleyen odur.
Nitekim onlar,günahlardan ve günah işleme evlerinden uzak durmaya ''kapalılık''derler.RABBİ'nin emrini tutup evinde oturan kadına ''gerici'' derler.Bunların hepsi,şeytanın onlara fısıldadığı şeylerdendir.
Fakat ben hak ve hakikatten ayrılmayanlara şöyle sesleniyorum:
Bu sizin azminizi kırmasın.Peygamberimizin (s.a.v) sünnetinden vazgeçmeyin,Hatta daha çok sarılın.
Cin,Şeytan,büyü ve nazardan korunma sayfa 192-193-194
Şeyh Vahid Bâli İbrahim Emin
Daha geniş bilgi için kitabı temin edip okuyabilirsiniz !