Çevrimdışı
“İman edenler arasında şaiyaların (fuhşiyat ve kötülüklerin) yayılmasını arzu edenler için, dünyada ve ahirette elim bir azap vardır. Allah bilir siz bilmezsiniz.” (Nur/19)
Değerli kardeşler! Allah nasip ederse yazımız, internet ve internet fakihleri üzerine olacaktır. Umulur ki bu yazılanlar interneti daha dikkatli kullanmamızı sağlar. Yazılanlardan interneti tamamıyla yerdiğimiz anlamı çıkarılmasın. Amacımız sadece bazı tehlikelerine işaret etmek içindir.
Araştırma yeri olarak değil de ilim tahsili medreselerine dönüşmesi!
İnternet fakihleri dedik... Evet ne yazık ki internet sayesinde birçok kişi büyük bir siyasetçi ve büyük bir alim oldu. İnternetleri kesilse siyaset hayatları da biter ilimleri de... İlimleri kesintiye uğrar büsbütün karanlıklar ve cehalet içerisinde kalırlar. Çünkü bütün bilgilerini burada tahsis etmişlerdir.
Hatta öyle bir hal almıştır ki, bazı âlimlerin özlü sözlerini hadis olarak zannetmişlerdir. Birine karşı çıkarken veya reddiye verirken bu sözleri hadis olarak kullanmışlardır. Ona bu söz hadis değil denildiğinde, falan kişi bana hadis olarak göndermişti, diyebiliyor. Halbuki bu adam “Kim benim adıma hadis uydurursa cehennemdeki yerine hazırlansın” hadisi hakkında kafa yorsaydı, iyi bir tahkik yapardı. Onun tahkiki ise bana bu sözü gönderen hadis olarak göndermişti, demekten ibaret. Çünkü ilim tahsil ettiği kişi öyle söylemiş!
Allah Resulü sav Abdullah b. Ömer’e şöyle der:
“...Dinini kimden öğrendiğine çok dikkat et! İlmi istikamet ehli alimlerden al, istikametten sapanlardan alma!” (Hatib el-Bağdadi)
“...Elleriyle yazdıklarından dolayı yazıklar olsun onlara...” (Bakara/79)
Sözün doğruluğunu tahkik etmeden beğenip onaylama!
Her beğeni bir şahitliktir... Eğer bu tweet yalan ise o yalana şahitlik edilmiş olunur. Yine aynı şekilde doğru bir tweet ise retweetleyip onay vermiyorsa doğruyu onaylamıyor demektir.
Öyle bir hal almış ki, kendini akıllı sanan nice ahmaklar mesnetsiz paylaşımlara muvafakat göstermiş... Biri kalkıp bir tweet atsa dese ki 'Falan sahabe İsrail ajanıydı' böyle bir tweet dahi kendine taraftar bulabiliyor.
“... Elleriyle yazdıklarından dolayı yazıklar olsun onlara...” (Bakara/79)
Gerekli malumatları olmadan her şey hakkında fikir beyan eden müfekkirlerin (!) Türemesi...
Bunların bir de ümmi olanları vardır; Kitabı bilmezler. Onların bütün bildikleri bir sürü kuruntulardır. Onlar sadece zanda bulunurlar.”. (Bakara/78)
Hayatında bin doları bir arada görmemiş kişiler IMF'nin politikaları hakkında konuşabiliyor...
Hayatında cihad meydanlarını görmemiş kişiler cihad meydanları aleyhinde konuşabiliyor.
Hayatında ilim talep etmemiş kişiler âlimler aleyhinde konuşabiliyor...
Hayatında strateji bilmeyen, siyasetten anlamayan, her konuda müslüman cemaatleri eleştiri oklarına hedef yapabiliyor.
Kalkıp sahabeye yahut da alimlere reddiye verenler oluyor. Belki de sabah namazına bile kalkmamıştır.
Kasım er-Rimi der ki:
“Tüm sadık âlim ve mücahitlerimizin üzerimizde hakları vardır. Eğer kendi aralarında çekişirlerse, onlar âlim ve mücahittirler, birbirlerini tanırlar. Bizim onların bu çekişmelerinde olan durumumuz, amcası ve dayısını birbirleri ile tartışırken gördüğünde, tarafgillik yapmayan, bilakis arayı düzeltmeye ve sözlerini birleştirmeye çalışan kimse gibidir.”
Hem Cerh ve Tadil ilminde “Kelam’ul-Akran” yani akran olan alimlerin birbirleri hakkında söz söylemesi, diye bir başlık vardır.
İlim, siyaset, tecrübe, amel vs. konularda onlarla akransan konuş aksi takdirde Şeriat kendinden faziletli birine laf etme durumuna izin vermez.
“... Elleriyle yazdıklarından dolayı yazıklar olsun onlara...” (Bakara/79)
Sırların ve ayıpların ifşa edilmesi...
“İnsanlar üzerine aldatıcı yıllar gelecektir. O zaman da yalancı doğrulanacak, doğru söyleyen yalanlanacak, haine güvenilecek, emin kimseye hain nazarıyla bakılacak! O zamanda ruveybida konuşacak” buyurdu.
Denildi ki: Ruveybida nedir ey Allah’ın Resulü?
Buyurdu ki: “İnsanların önemli ve büyük işleri hakkında konuşan 'aşağılık' kimsedir.”
(İbn-i Mace, imam Ahmed)
وَيَنْطِقُ فِيهَا الرُّوَيْبِضَةُ “yetekellemu” “konuşacak” demiyor. يَنْطِقُ “nutuk atacak.” diyor. Demek ki meydanlarda halka hitap edecek ve emin insanları hainlikle suçlayacak. Hiç şüphesiz internet, meydanlara inip de mitinglerde insanlara nutuk atan kişilerin etkisinden daha büyüktür. İnternet ortamında insanlara daha fazla ulaşma imkanı vardır.
Gıybeti buna ekleyin, iftirayı buna ekleyin, yalan sözleri bunlara ekleyin... Evet, bu tür masiyetleri insanlara ulaştırma potansiyeli eskiye oranla kat be kat daha fazla...
Kasim er-Rimi der ki:
“Sırlarınızı ve mahrem olan işlerinizi sosyal medya hesaplarından ifşa etmeyin... Bu hesaplar üzerinden meselelerinizi ve yöntemlerinizi görüşüp tartışmaktan sakının... Çünkü buralar düşmanın tüm detaylarından haberdar olduğu yerlerdir.”
“... Elleriyle yazdıklarından dolayı yazıklar olsun onlara...” (Bakara/79)
Değerli kardeşler! Allah nasip ederse yazımız, internet ve internet fakihleri üzerine olacaktır. Umulur ki bu yazılanlar interneti daha dikkatli kullanmamızı sağlar. Yazılanlardan interneti tamamıyla yerdiğimiz anlamı çıkarılmasın. Amacımız sadece bazı tehlikelerine işaret etmek içindir.
Araştırma yeri olarak değil de ilim tahsili medreselerine dönüşmesi!
İnternet fakihleri dedik... Evet ne yazık ki internet sayesinde birçok kişi büyük bir siyasetçi ve büyük bir alim oldu. İnternetleri kesilse siyaset hayatları da biter ilimleri de... İlimleri kesintiye uğrar büsbütün karanlıklar ve cehalet içerisinde kalırlar. Çünkü bütün bilgilerini burada tahsis etmişlerdir.
Hatta öyle bir hal almıştır ki, bazı âlimlerin özlü sözlerini hadis olarak zannetmişlerdir. Birine karşı çıkarken veya reddiye verirken bu sözleri hadis olarak kullanmışlardır. Ona bu söz hadis değil denildiğinde, falan kişi bana hadis olarak göndermişti, diyebiliyor. Halbuki bu adam “Kim benim adıma hadis uydurursa cehennemdeki yerine hazırlansın” hadisi hakkında kafa yorsaydı, iyi bir tahkik yapardı. Onun tahkiki ise bana bu sözü gönderen hadis olarak göndermişti, demekten ibaret. Çünkü ilim tahsil ettiği kişi öyle söylemiş!
Allah Resulü sav Abdullah b. Ömer’e şöyle der:
“...Dinini kimden öğrendiğine çok dikkat et! İlmi istikamet ehli alimlerden al, istikametten sapanlardan alma!” (Hatib el-Bağdadi)
“...Elleriyle yazdıklarından dolayı yazıklar olsun onlara...” (Bakara/79)
Sözün doğruluğunu tahkik etmeden beğenip onaylama!
Her beğeni bir şahitliktir... Eğer bu tweet yalan ise o yalana şahitlik edilmiş olunur. Yine aynı şekilde doğru bir tweet ise retweetleyip onay vermiyorsa doğruyu onaylamıyor demektir.
Öyle bir hal almış ki, kendini akıllı sanan nice ahmaklar mesnetsiz paylaşımlara muvafakat göstermiş... Biri kalkıp bir tweet atsa dese ki 'Falan sahabe İsrail ajanıydı' böyle bir tweet dahi kendine taraftar bulabiliyor.
“... Elleriyle yazdıklarından dolayı yazıklar olsun onlara...” (Bakara/79)
Gerekli malumatları olmadan her şey hakkında fikir beyan eden müfekkirlerin (!) Türemesi...
Bunların bir de ümmi olanları vardır; Kitabı bilmezler. Onların bütün bildikleri bir sürü kuruntulardır. Onlar sadece zanda bulunurlar.”. (Bakara/78)
Hayatında bin doları bir arada görmemiş kişiler IMF'nin politikaları hakkında konuşabiliyor...
Hayatında cihad meydanlarını görmemiş kişiler cihad meydanları aleyhinde konuşabiliyor.
Hayatında ilim talep etmemiş kişiler âlimler aleyhinde konuşabiliyor...
Hayatında strateji bilmeyen, siyasetten anlamayan, her konuda müslüman cemaatleri eleştiri oklarına hedef yapabiliyor.
Kalkıp sahabeye yahut da alimlere reddiye verenler oluyor. Belki de sabah namazına bile kalkmamıştır.
Kasım er-Rimi der ki:
“Tüm sadık âlim ve mücahitlerimizin üzerimizde hakları vardır. Eğer kendi aralarında çekişirlerse, onlar âlim ve mücahittirler, birbirlerini tanırlar. Bizim onların bu çekişmelerinde olan durumumuz, amcası ve dayısını birbirleri ile tartışırken gördüğünde, tarafgillik yapmayan, bilakis arayı düzeltmeye ve sözlerini birleştirmeye çalışan kimse gibidir.”
Hem Cerh ve Tadil ilminde “Kelam’ul-Akran” yani akran olan alimlerin birbirleri hakkında söz söylemesi, diye bir başlık vardır.
İlim, siyaset, tecrübe, amel vs. konularda onlarla akransan konuş aksi takdirde Şeriat kendinden faziletli birine laf etme durumuna izin vermez.
“... Elleriyle yazdıklarından dolayı yazıklar olsun onlara...” (Bakara/79)
Sırların ve ayıpların ifşa edilmesi...
“İnsanlar üzerine aldatıcı yıllar gelecektir. O zaman da yalancı doğrulanacak, doğru söyleyen yalanlanacak, haine güvenilecek, emin kimseye hain nazarıyla bakılacak! O zamanda ruveybida konuşacak” buyurdu.
Denildi ki: Ruveybida nedir ey Allah’ın Resulü?
Buyurdu ki: “İnsanların önemli ve büyük işleri hakkında konuşan 'aşağılık' kimsedir.”
(İbn-i Mace, imam Ahmed)
وَيَنْطِقُ فِيهَا الرُّوَيْبِضَةُ “yetekellemu” “konuşacak” demiyor. يَنْطِقُ “nutuk atacak.” diyor. Demek ki meydanlarda halka hitap edecek ve emin insanları hainlikle suçlayacak. Hiç şüphesiz internet, meydanlara inip de mitinglerde insanlara nutuk atan kişilerin etkisinden daha büyüktür. İnternet ortamında insanlara daha fazla ulaşma imkanı vardır.
Gıybeti buna ekleyin, iftirayı buna ekleyin, yalan sözleri bunlara ekleyin... Evet, bu tür masiyetleri insanlara ulaştırma potansiyeli eskiye oranla kat be kat daha fazla...
Kasim er-Rimi der ki:
“Sırlarınızı ve mahrem olan işlerinizi sosyal medya hesaplarından ifşa etmeyin... Bu hesaplar üzerinden meselelerinizi ve yöntemlerinizi görüşüp tartışmaktan sakının... Çünkü buralar düşmanın tüm detaylarından haberdar olduğu yerlerdir.”
“... Elleriyle yazdıklarından dolayı yazıklar olsun onlara...” (Bakara/79)
