Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

'Irak-Şam İslam Devleti, direnişi zedeler'

Kuteybe Çevrimdışı

Kuteybe

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
2013526101710-b.jpg
Irak - Şam islam Devleti fikrinE bir eleştiride bizzat içeriden geldi. El Kaide'nin iki numaralı ismi olan Adem Yahya Gadahn'ın yayınladığı mesajda da Irak İslam Devleti örgütünün El Kaide'nin üst düzey yetkililerine danışmadan böyle bir açıklama yaptıkları, bunun ise hareketin içinde bölünmeye yol açabileceği ifadeleri geçti.




Irak ve Şam'da bir İslam devletinden söz etmek güzel bir hayal... Ancak, hayal ile gerçekler arasında çok büyük bir uçurum var ve bu uçurumu görmeden siyaset yapanlar büyük bir hataya düşerler.
Öldürülmeden kısa bir süre önce Pakistan'ın Abbottabad eyaletinden bir mesaj gönderen Usame bin Ladin, şunları söylüyordu: "Tam anlamıyla başarıyı elde etmeden önce bir devlet oluşturma konusu her ne kadar iyi bir yansıma olarak gözükse de, aslında bu direnişin kırılması anlamına gelmektedir."
Aynı şekilde El Kaide'nin iki numaralı ismi olan Adem Yahya Gadahn'ın yayınladığı mesajda da Irak İslam Devleti örgütünün El Kaide'nin üst düzey yetkililerine danışmadan böyle bir açıklama yaptıkları, bunun ise hareketin içinde bölünmeye yol açabileceği ifadeleri geçiyordu.
Suriye'de Nusra Cephesi kendisini halkla bütünleştirmeye çalışırken, liderleri de uluslararası basına yaptıkları açıklamalarda aslında Irak İslam Devleti örgütünün işgal zamanında yaptığı direniş hatalarından kaçınmaya çalıştıklarını anlatıyorlardı. Ebu Bekir El Bağdadi'nin, Nusra Cephesi'nin Irak El Kaidesi'nin bir uzantısı olduğunu açıklaması, iki örgütün birleşip isimlerini "Irak ve Şam İslam Devleti" şeklinde değiştireceklerini ifade etmesi ise herkes için büyük bir sürpriz oldu.
Aslında El Kaide'nin bir kolu olarak bilinen Irak İslam Devleti örgütü orijinalliğini kaybetmiş bir harekettir. Bölgenin en güçlü silahlı örgütü olan Irak İslam devleti örgütü arada sırada yaptığı başarısız bombalı eylemler dışında bir faaliyet sergilememektedir. Örgütün son açıklaması ise gerek Irak'taki gerekse Suriye'deki siyasi durumu gözlemleme açısından önem arz ediyor.
Bilindiği üzere Irak El Kaidesi Amerikan işgaline karşı büyük bir direniş sergilemişti. Ebu Musab Zerkavi liderliğindeki "Tevhid ve Cihad Örgütü" El Kaide'ye katılmış, daha sonra ismini Irak İslam devleti olarak değiştirmiş ve Amerikan işgalcilerine karşı aktif rol oynamıştı. Sonrasında ise bu örgütün kanlı eylemleri gün yüzüne çıkmaya başladı. Siyasi güçleri, diğer direniş örgütlerini, Irak'taki aşiretleri hedef alan eylemlerin yanında hedefte Şii siviller de bulunmaktadır. İşte bu nedenle örgüt halktan kopmaya başlamış, toplumun nezdindeki itibarını kaybetmiştir. Sünni Araplar dahi işgal sürecinde ve sonrasında bir takım siyasi oluşumlara ( Irakiye bloku gibi) katılmak suretiyle karşı karşıya kaldıkları zor durumdan çıkmak için arayış içine girmişlerdir. Tabi ki burada tüm sorumluluğu örgütün genç üyelerine yüklemek haksızlık olacaktır. Örgütün siyasi arenadaki sözcüleri de bu kaderi hazırlayanların başında gelmektedir. Buna ek olarak, hareketin güç kaybetmesinde de yine kaybolan iç disiplin ve işgal sonrasında ortaya çıkan işbirlikçilerinin hatalarını da göz önünde bulundurmak gerekmektedir.
Irak'ta başta El Kaide olmak üzere direniş gösteren tüm hareketler, şu ana kadar elde ettiklerinin daha fazlasını kazanabilirlerdi. Siyasi güçlerin de desteğiyle işgalden sonra bölge üzerinde büyük pay sahibi olabilirlerdi ama durum böyle olmadı. Pastadan en büyük payı alan, -beklentilerin aksine- İran oldu. Irak, gerek dışarıdan gerekse içeriden beslediği tabanı sayesinde İran'ın elide bir rehin olarak kaldı.
Suriye'de durum Irak'takinden çok daha farklı. Irak İslam Devleti veya diğer örgütlerin aksine Suriye'de devrimi veya çatışmaları başlatan Nusra Cephesi değildi. Aslında hiçbir hareket Suriye'de silahlı çatışmanın sahibi olmamıştır. Çünkü Mısır, Libya ve Tunus'ta olduğu gibi Suriye'de de devrim barışçıl amaçlarla başlamış ve ilk altı ay hiçbir muhalif gruptan tek bir kurşun bile atılmamıştır. Bu durumda Irak'takinin aksine Suriye'deki devrimin öncüleri zaferden sonra pastadan pay almaya çalışanlar değil, özgürlük ve adalet isteyenler olmuştur. Bu nedenle Suriye'deki örgütler, hedeflerini gerçekleştirmek için kendilerinden daha güçlü olan kuruluşların şemsiyesi altına sığınma ihtiyacı hissetmemişlerdir. Çünkü bir mücahidi, bir hareketi veya bir örgütü Allah yolunda savaştığı için sevmek, onun sistemini birebir kabullenmek için yeterli olmamaktadır. Bu durumda, hiç kimse ya da hiçbir örgüt, devrimin kıvılcımını tutuşturmadığı müddetçe devrimi sahiplenemez, onun üzerinde bir hegemonya kuramaz. Çünkü devrimi başlatan halktır, yakıtı da şehid olan, göç eden, işkence gören, tutuklanan insanlardır. Tabii ki bunların hiç birisinde rejimle mücadele eden Nusra cephesinin katkısı olmadığını söyleyemeyiz. Sistemli operasyonları sayesinde Nusra cephesi tabanda güçlü bir varlık elde etmiş, bu itibar sayesinde terör listesine alınması yüksek seslerin çıkmasına neden olmuş ve siyasi güçler tarafından "terörist örgüt" etiketi reddedilmiştir.
İşte tam bu noktada Suriye devriminin taraftarlarının çoğu, El Bağdadi'nin Irak ve Şam İslam devleti açıklamaları karşısında dehşete düşmüştür. Ebu Muhammed El Colani'nin bu davete olan reaksiyonu ise bir taraftan olumlu karşılanırken, öbür taraftan yaptığı diğer bir açıklama problem teşkil etmiştir. Nusra Cephesi'nin Irak ve Şam İslam devleti fikrine katılmadığını açıklaması sevindirici bir gelişme ama aynı açıklamada Eymen Zevahiri'ye biat edildiğinin duyurulması birçok çevrede endişe uyandırdı. Daha önce de Colani ile Zevahiri arasında dolaylı yoldan siyasi ilişkilerin olduğu biliniyordu ama bu sözlerle biat tam anlamıyla teyid edilmiş oluyordu.
Bağdadi'nin açıklamaları ile Colani'nin Eymen Zevahiri'ye biat ettiklerini duyuran açıklamaları birçok boyutta ele alınabilir: Öncelikle, Bağdadi'nin açıklamaları sadece Nusra Cephesini değil, bölgede savaşan tüm savaşçı birliklerini ilgilendiriyor. Bu noktada Bağdadi büyük bir zamanlama hatasına düşmüş oluyor. Şu an devrim mücahitlerinin daha fazla koordineye ve özveriye ihtiyaçları var. Yani parça parça hareket edip başkalarının gölgeleri altına girmeleri mümkün değil. Çünkü çatışmalar Şam'a sıçramış durumda ve burada köylerde veya kasabalarda olduğu gibi grup grup mücadele etmek mümkün gözükmüyor. Kaldı ki buradan sonra da artık hiçbir grubun tek başına hareket etmesi de mantıklı değil.

'Irak-am slam Devleti, direnii zedeler' - Vahdet Haber
 
Kuteybe Çevrimdışı

Kuteybe

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
bu haberde açıklamadan cok yoruma yer verilmiş. bu yüzdenokuyanlar dikkatli okusun. elcezirenin kendi fikirleri
 
Üst Ana Sayfa Alt