Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Iran Cumhuriyeti Anayasa Tasarısının

  • Konbuyu başlatan suatt
  • Başlangıç tarihi
S Çevrimdışı

suatt

Guest
وَأَنْ احْكُمْ بَيْنَهُمْ بِمَا أَنزَلَ اللَّهُ وَلاَ تَتَّبِعْ أَهْوَاءَهُمْ وَاحْذَرْهُمْ أَنْ يَفْتِنُوكَ عَنْ بَعْضِ مَا
أَنزَلَ اللَّهُ إِلَيْكَ فَإِنْ تَوَلَّوْا فَاعْلَمْ أَنَّمَا يُرِيدُ اللَّهُ أَنْ يُصِيبَهُمْ بِبَعْضِ ذُنُوبِهِمْ وَإِنَّ آَثِيرًا مِنْ
النَّاسِ لَفَاسِقُونَ ( 49 ) أَفَحُكْمَ الْجَاهِلِيَّةِ يَبْغُونَ وَمَنْ أَحْسَنُ مِنْ اللَّهِ حُكْمًا لِقَوْمٍ يُوقِنُونَ [المائدة:
[50-49
بسم الله الرحمن الرحيم
Allah’ın indirdikleri ile hükmet / yönet. Onların arzularına uyma. Allah’ın sana indirdiği
hükümlerin bir kısmından seni saptırmalarından sakın. Eğer yüz çevirirlerse, bil ki Allah,
ancak günahlarının bir kısmını onların başına bela etmek ister. İnsanların birçoğu da zaten
yoldan çıkmışlardır. Yoksa onlar cahiliyye (İslâm dışı) yönetim mi istiyorlar? İyi anlayan bir
toplum için, hükmü Allah’tan daha güzel kim vardır? [Maide: 49-50]
Devlet:
Bir devletin İslâmî bir devlet olabilmesi için üç şart gerçekleşmelidir:
1. Devlet, İslâmî Akîde’ye dayanmalıdır.
2. Anayasası ve bütün kanunları ve onun varlığını meydana getiren her unsur bu Akîde üzerine
oturmuş olmalıdır.
3. Bütün kanaatleri, kavram ve ölçüleri İslâmî Akîdenden fışkırmalıdır.
Yoksa, sadece devletin esasının Akîdeden olması yeterli olmaz. Bu esas; varlığını oluşturan ve
onu ilgilendiren büyük - küçük her şeyde temsil edilmelidir. Bu nedenle, İslâmî Akîde’den
kaynaklanmadığı için, Demokrasi kavramlarına, daha doğrusu Küfür Nizamlarına devletin
temelinde hiçbir zaman yer verilmez. Yine İslâmî Akîde’ye dayanmadığı için, Millîyet ve Vatan
kavramları, devletin varlığında birer unsur olamazlar. Çünkü İslâmî Akîde onu reddediyor ve
haram kabul ediyor. Ayrıca devlet teşkilatlarında Demokrasi mefhumu ile bakanlıklar kurulması
câiz olmadığı gibi; krallık, imparatorluk veya cumhuriyet gibi bir yönetim şeklinin de bulunması
câiz değildir. Çünkü bu yönetim şekilleri, İslâmî Akîde’den kaynaklanmadığı gibi, İslâmî
Akîde’den fışkıran hiçbir mefhum ve hükümlere de uymamaktadır.
Dâr’a gelince;
Bir memlekette iki şart gerçekleşmedikçe, o yer Dâr-ul İslam olamaz.
1. Her bölgesine İslam Ahkâmı’nın tatbik edilerek o yer, İslam Sultası (Otoritesi) ve Hâkimiyeti
altında bulunmalıdır.
2. Oranın emniyeti, güvenliği Müslümanların güç ve sultasıyla sağlanmış olmalıdır.
Anayasa’ya gelince;
Bir anayasanın, İslâmî Anayasa olabilmesi için de iki şart var olmalıdır.
1. İslâmî Akîde temeli üzerine oturmalıdır.
2. Her maddesi; Allah’ın Kitâbı olan Kur’an-ı Kerîm’den ve Rasulullah [SallAllahu ‘Aleyhi ve Sellem]’in
Sünneti’nden veya bu ikisinin gösterdiği ölçülerden (Sahâbe İcmâı ve Kıyas) olmalıdır.
Yukarıda zikredilenlerin ışığı altında, bu Anayasa Taslağı hakkındaki görüşlerimizi arz
edelim. Ancak ayrı ayrı bölümlere, bend ve şıklarına geçmeden önce, bu anayasa taslağını,
incelemekle vardığımız neticeyi açıklamakta yarar görüyoruz: Her şeyden önce bu taslağı
hazırlayan kimse bunun; bütün Müslümanları kapsayan İslâmî bir devletin anayasasını
hazırladığını adeta hiç düşünmemiştir. Yine bu taslağı hazırlayan, bu anayasanın küfür nizamları
altında ezilen bütün Müslümanları birleştirecek, onların yaşadıkları bütün İslam memleketlerini
tek bir parça haline getirecek, hepsini kaynaştırarak tek bir Devlet yapacak ve bütün
Müslümanların Halîfesi olacak bir başkanın hükmüyle idâre edilecek İslâmî bir Devletin
anayasası olacağını hiçbir zaman aklından dahi geçirmemiştir.
Yine bu anayasayı hazırlayan kimse, bunu; İslam Devleti’nin anayasası olarak hazırlayacağı
yerde, Kavmi (Millîyetçi) bir devletin yani İran Devleti’nin anayasası olarak hazırlamıştır. Bunun
için anayasada geçen bir çok ibârede bu anayasanın İran Cumhuriyeti’nin anayasası olduğu,
Devlet başkanının, bakanların ve meclis üyelerinin İranlı olmalarının şart olduğunu ifade ediyor.
İranlı olma şartını her bölümde ve birçok maddede
belirtmeye gayret etmiş, devletin bayrağını
İran Bayrağı ve yazı ve haberleşmede Farsça’yı resmî dil olarak kabul etmiştir. Bütün bunlardan
anlaşıldığı gibi bu anayasa, İslâmî bir Devletin değil, aksine bir kavmin anayasası olarak
görülmüştür. Çünkü İslâmî bir anayasa, kavmi hiçbir ibâre taşımayacağı gibi, bütün maddeleri
Şer’î hükümlerden olur. Aynı zamanda böyle bir anayasa, bir cemaate veya gruba değil, bütün
Müslümanlara şamil olur.
Evet, bu Anayasa Taslağı’nı hazırlayan zat, İslâmî Akîde’yi temel olarak almayı düşünmediği
için haliyle maddeleri de İslâmî Akîde’den kaynaklanmamıştır. Bundan dolayı, bu maddeler
Allah’ın Kitâbı ve Rasulü [SallAllahu ‘Aleyhi ve Sellem]’in Sünneti’nden alınmamıştır. Ancak bazı
maddelerde İran’da resmî dinin İslam olduğu ifade ediliyor. Bazı maddeleri de Tevhid Nizamına,
İslam ahlâk ve mânâsına işaret ediyor. Fakat anayasayı hazırlayan zat; Batı’da ve Amerika’daki
Kanun çıkartma, Hâkimiyet ve Kanun uygulama yetkilerini millete veren, halkı tek yetki kaynağı
kabul eden Batı Demokrasisi mefhumunu düşünerek bu anayasayı hazırlamıştır ki, Batı’daki tüm
anayasalar, bu temel esasa göre hazırlanırlar. Onlara göre bütün yetki, milletindir.
Halbuki, İslam, Demokrasi kavramını, küfür kavramı olarak kabul etmektedir. Ona dayanan
tüm anayasaları ve anayasa hükümlerini küfür kabul etmektedir. Çünkü bunlar, İslâmî Akîde’den
alınmadığı gibi, Kitâb ve Sünnet’ten de kaynaklanmamışlardır. Bunlar; beşeri yani insanın
yaptığı kanunlardır. Durum böyle iken, Anayasa Taslağı’nı hazırlayan bu şahsın, Demokrasinin
bu mefhumundan, ondan kaynaklanan anayasalardan, Batı’nın kanun ve nizamlarından ilham
alarak bunları hazırladığını, bu Anayasa Taslağı’nın hemen hemen bütün maddelerinde görmek
mümkündür. Bu zat çalışmalarında, ne İslâmî Akîde’yi ne de İslâmî hükümleri gözetmiştir.
Birinci bölümde Genel Esaslar kısmındaki bazı maddeleriyle, İkinci bölümdeki İslâmî
Hükümlerin uygulanmasında herhangi bir değer taşımayan “ İran’ın Resmî dini İslam’dır “
ifadesinden başka, bu bölümlerde İslam’dan hiçbir şeye yer vermemiştir.
Anayasa Taslağı’nı hazırlayan bu zat, yönetim nizamını ve devlet başkanı, bakanlar, Şûrâ
meclisi, kaza (yargı) ve ordudan meydana gelmiş devlet teşkilatını izah etmiş ve devlet şeklini de
Batı kanunlarından ilham almak suretiyle ortaya koymuştur. Devlet başkanının yetkileri ile
bakanlar ve Şûrâ meclisinin bütün yetkileri, İslâmî Akîde’den kaynaklanan, Allah’ın Kitâbı ve
Rasulü [SallAllahu ‘Aleyhi ve Sellem]’in Sünneti’nden alınmış Şer’î hükümlerin belirledikleri yetkiler
olmayıp, Batı Demokrasisine ait kavramların belirlediği yetkilerdir.
 
Üst Ana Sayfa Alt