Rahman ve Rahim olan Allah'ın Adi ile
''Allah indinde (katında) din ancak İslam'dır.'' (Al-i İmran, 19 ayet)
''Kim İslam'dan başka bir din ararsa, o istediği din kendisinden asla kabul olunmaz ve o kimse ahirette hüsrana uğrayanlardandır.'' ( Al-i İmran,85.ayet)
''Sonra da seni din konusunda bir şeriat sahibi kıldık.Sen ona uy; bilmeyenlerin isteklerine uyma.''
''Çünkü onlar, Allah'a karşı sana hiçbir fayda vermezler.Doğrusu zalimler birbirlerinin dostlarıdır; Allah'da takva sahiplerinin dostudur.'' (Casiye Suresi,18.,19.ayetler)
Ayetlerden anlaşıldığı üzere ALLAH katında yegane din ''İslam'dır''.
Bu dini kabul edenlere Müslüman, geri kalanlara da gayrı müslim adı verilir.
Bu iki grupta toplananların birbirlerine karşı tavırları, kalplerindeki inançlar gibi farklıdır.
Müslümanın yolu; Allah'ın rızasına götüren Sırat-ı Müstakim'dir.Allah'ın gadabına uğramış Yahudilerin, dalalet ve sapıklık içindeki Hristiyanların yolu değildir.
Mü'min'in Yahudi ve Hristiyanlara karşı tutumu Kur'an'ı Kerim ve hadisi şeriflerde bildirilmiştir.
Peygaber Efendimiz (Sallallahu aleyhi vessellem) hadisi şeriflerinde şöyle buyurmuştur:
''Her kim bir kavmin amellerini (yaptıklarını) severse (hoş görürse kıyamet gününde) onların arasında haşrolacak ve onların yaptıklarını yapmasa da onların hesabıyla muhasebe edilecektir.'' (Deylemi)
''Her kim bir cemaatin kalabalığını artırırsa o, onlardandır.Ve her kim bir kavmin (topluluğun) yaptıklarından razı ve memnun olursa o işi yapanların ortağı olur.'' (Deylemi)
Rivayete göre bir adam İbni Mes'ud (Radıyallahu Anh) Hazretlerini düğüne çağırmış İbni Mes'ud hazretleri düğün meclisine gireceği zaman içeride eğlence sesleri duymuş ve girmemiş, düğü sahibi kendisine:
''Niye gere döndün? diyince:
''Ben Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi vessellem) şöyle buyurduğunu duydum.'' diyerek yukarıdaki hadisi şerifi okumuştur.
''Bizden başkasına benzeyen bizden değildir.Yahudi ve Hristiyanlara benzemeyin.'' (Tirmizi)
''Bıyıkları kesin, sakalları bırakın, Yahudilere muhalefet edin. (Ali el- Mütteki, Kenzu'l Ummal)
''Müşriklere muhalefet edin,sakalları uzatın, bıyıkları kesin.'' (Buhari)
''Bıyıkları kesin, sakalları salın, Mesuci (ateşperest)lere muhalafet edin.'' (Müslim)
''Bıyıklarınızı kısaltınız.Çünkü Beni İsrail böyle yapmadılar da kadınları zinaya düştü.'' (Deylemi)
''Kim bir kavme benzerse onlardandır.'' (Ebu Davud)
''Bizimle müşrikler arasındaki fark takkler ve üzerinde sardığımız sarıktır.'' (Ebu Davud)
''Yahudi ve Hristiyanların selam verdiği gibi selam vermeyin.Zira onlar elle,başla, işaretlerle selam verirler.'' (Ramuzu'l-Ehadis)
İslamiyet ne ibadet,ne adet,ne de diğer hareketlerimizde gayrı müslimlere benzemeye müsade etmiştir.
İslam dini güneşi ilah kabul edenlerin tapınma vaktinde ibadet etmemizi yasaklamış ve bu vakitlere'' mekruh ibadetler'' adını vermişlerdir.
Nevruz adını alan ilkbahar günleri ile Mehrican denilen sonhabar günlerinde nafile oruç tutmak mekruh görülmüştür.Ancak tutmayı adet edindiği bir oruç bu günlere tesadüf gelirse bir mazur yoktur.
Gayrı müslimlerin ne karnavalı, ne noeli,ne de yılbaşısı Müslüman'ın özenti duyacağı bir şey olamaz , olmamalıdır.
Onların Müslümanlardan bekledikleri tek şey İslam'dan kopmaları, ayrılmaları kendi yollarına tabi olmalarıdır.
Bu husura Rabbimiz bir ayeti kerimesinde şöyle buyuruyor:
''Onlar kendileri gibi sizin de kafir olup böylece kendilerine eşit olmanızı arzu ederler.'' (Nisa Suresi,89.Ayet)
Onlar hem Allah'ın, hem de mü'minlerin düşmanıdırlar:
''Ey iman edenler! Eğer benim yolumda savaşmak ve rızamı kazanmak için çıkmışsanız, benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanlara sevgi göstererek, gizli muhabbet besleyerek onları dost edinmeyin.Oysa onlar, size gelen gerçeği inkar etmişlerdir.Rabbiniz Allah'a inandığınızdan dolayı Peygamber'i de sizi de yurdunuzdan çıkarıyorlar.Ben, sizin saklı tuttuğunuzu da, açığa vurduğunuzu da en iyi bilenim.Sizden kim bunu yaparsa (onları dost edinirse) doğru yoldan sapmış olur.'' (Mümtehine Suresi, 60.ayet)
''Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hristiyanlar da asla senden razı olmayacaklardır.De ki: Doğru yol, ancak Allah'ın yoludur.Sana gelen ilimden sonra onların arzularına uyacak olursan, andolsun ki, Allah'dan sana ne bir dost ne de bir yardımcı vardır.'' (Bakara Suresi, 120.ayet)
Kalbimizdeki imanın, elimizdeki Kur'anın nuru gözlerini kamaştırmakta, hasetlerinden bizi bu güzel değerlerden soymak arzusundadırlar.
''Ehli kitapdan çoğu, hakikat kendilerine apaçık belli olduktan sonra, sırf içlerindeki kıskançlıktan ötürü, sizi imanınızdan vazgeçirip küfre döndürmek istediler.'' (Bakara Suresi, 109.ayet)
Tarih boyunca Haçlı seferlerini bu gaye ile düzenlemişlerdir.
Ayet-i Kerimelerde şöyle buyurulmaktadır.
''Ey iman edenler! Yahudileri ve Hristiyanları dost edinmeyin.Zira onlar birbirinin dostudurlar (birbirinin tarafı tutarlar).İçinizden onları dost tutanlar, onlardandır.Şüphesiz ALLAH , zalimler topluluğuna yol göstermez.'' (Maide Suresi,51.Ayet)
''Ey iman edenler! Müminleri bırakıp da kafirleri dost edinmeyin; (bunu yaparak) Allah'a, aleyhinizde apaçık bir delil mi vermek istiyorsunuz?'' (Nisa Suresi, 144.Ayet)
''Ey iman edenler! Eğer kafirlere uyarlarsanız, gerisin geriye (eski dininize) döndürdüler de, hüsrana uğrayanların durumuna düşerdiniz.'' (Al-i İmran, 149.ayet)
''Ey iman edenler! Kendi dışınızdakileri sırdaş edinmeyin.Çünkü onlar size fenalık etmekten asla geri durmazlar, hep sıkıntıya düşmenizi isterler.Gerçekten, kin ve düşmanlıktan ağızlarından (dökülen sözlerinden) belli olmaktadır.Kalplerinde sakladıkları (düşmalıkları) ise daha büyüktür.Eğer düşünüp anlıyorsanız, ayetlerimizi size açıklamış bulunuyoruz.
İşte siz öyle kimselersiniz ki, onlar sizi sevmedikleri halde siz onları severseniz.Siz, bütün kitaplara inanırsınız; onlar ise, sizinle karşılaştıklarında ''İnandık'' derler; kendi başlarına kaldıklarında da,size olan kinlerinden dolayı parmaklarının uçlarını ısırırlar.De ki: Kininizden (kahrolup) ölün! Şüphesiz ALLAH kalplerin içindekini hakkıyla bilmektedir.
Size bir iyilik dokunsa, bu onları tasalandırı; başınıza bir musibet gelse, buna da sevinirler.Eğer sabreder ve korunursanız, onların hilesi size hiçbir zarar vermez.Şüphesiz ALLAH , onların yaptıklarını çepeçevre kuşatmıştır.'' (Al-i İmran Suresi,118.,119.,120.ayetler)
Kafirlerin bu tutumu tarih boyunca bir değişiklik kaydetmemiştir.
Peygamberlere karşı şöyle söylemişlerdir.
''Kafir olanlar peygamberlerine dediler ki:
''Elbette sizi ya yurdunuzdan çıkaracağız, ya da mutlaka dinimize döneceksiniz!'' ,Rableri de onlara: ''Zira mutlaka helak edeceğiz! '' diye vahyetti.''
''Kavminden ileri gelen kibirliler dediler ki:''Ey Şuayb! Seni ve seninle beraber inananları memleketinizden kesinlikle çıkaracağız ya da dinimize döneceksiniz.'' (Şuayb): ''İstemesek de mi?'' dedi..
Bu itibarla onların sapkınlığı dört ayaklı hayvanlardan aşağıdır.
''Allah katında, yürüyen canlıların en kötüsü kafir olandır.Çünkü onlar iman
etmezler. (Enfal Suresi,55.ayet)
Akıllı kimse ebedi olan ahiret hayatının kurtuluşunu idrak edebilendir.Yoksa sadece makine imal edip onu kullanmak akıllılık değildir.
Nefsani arzular uğrunda kurulan nice medeniyetler, yine bu hevesler uğrunda çöküp gitmiştir.Küfür içinde bocalayıp duranların işlerini Kur'an-ı Kerim şöyle ifadete etmektedir.
''Rablerini inkar edenlerin durumu (şudur): Onların amelleri fırtınalı bir günde rüzgarın,şiddetle savurduğu küle benzer.Kazandıklarından hiçbir şeyi elde edemezler.İyiden iyiye sapıtma işte budur.'' (İbrahim Suresi,18.ayet)
''İnkar edenler var ya, onların malları da evlatları da Allah'a karşı kendilerine hiçbir fayda sağlamayacaktır.İşte onlar, cehennemliklerdir; onlar orada edebi kalacaklardır.'' (Al-i İmran Suresi,116.ayet)
''Şüphe yok ki kafir olanlar, yeryüzündeki herşey ve bunun yanında da bir o kadarı kendilerinin olsa da kıyamet gününün azabından kurtulmak için onu fidye verseler onlardan asla kabul edilmez; onlar için acı bir azap vardır.'' (Maide Suresi,36.ayet)
Onların bir çoğu dünya hayatının yeme, içme ve zevklerine dalmıştır.Onların bu geçici konforu bizi aldatmasın.
''Onları bıra; yesinler,eğlensinler ve boş ümit onları oyalayadursun. (Kötü sonucu) yakında bilecekler!'' ( Hicr Suresi,3.ayet)
''İnkarcıların (refah içinde) diyar diyar dolaşmaso, sakın seni aldatmasın!''
''Azıcık bir menfaattir o.Sonra onların varacakları yer cehennemdir.O ne kötü varış yeridir!'' (Al-i İmran Suresi,196.,197.ayetler)
Onlar ne pahasına olursa olsun, mü'minleri kendi yollarına çağırırlar.
''Kafirler, iman edenlere: Bizim yolumuza uyun, sizin günahlarınızı biz yüklenelim, derler.Halbuki onların günahını yüklenecek değillerdir.Gerçekte onlar, kesinlikle yalan söylemektedirler.'' (Ankebut Suresi,12.ayet)
Onları dost edinen şeytanı dost edinmiştir.Şeytanda dostlarının ancak cehennem ehli olmasını ister.
''Çünkü şeytan, sizin düşmanınızdır, siz de onu düşman sayın.O, kendi taraftarlarını ancak ateş ehlinden olmaya çağırır.'' (Fatır Suresi,6.ayet)
''Allah indinde (katında) din ancak İslam'dır.'' (Al-i İmran, 19 ayet)
''Kim İslam'dan başka bir din ararsa, o istediği din kendisinden asla kabul olunmaz ve o kimse ahirette hüsrana uğrayanlardandır.'' ( Al-i İmran,85.ayet)
''Sonra da seni din konusunda bir şeriat sahibi kıldık.Sen ona uy; bilmeyenlerin isteklerine uyma.''
''Çünkü onlar, Allah'a karşı sana hiçbir fayda vermezler.Doğrusu zalimler birbirlerinin dostlarıdır; Allah'da takva sahiplerinin dostudur.'' (Casiye Suresi,18.,19.ayetler)
Ayetlerden anlaşıldığı üzere ALLAH katında yegane din ''İslam'dır''.
Bu dini kabul edenlere Müslüman, geri kalanlara da gayrı müslim adı verilir.
Bu iki grupta toplananların birbirlerine karşı tavırları, kalplerindeki inançlar gibi farklıdır.
Müslümanın yolu; Allah'ın rızasına götüren Sırat-ı Müstakim'dir.Allah'ın gadabına uğramış Yahudilerin, dalalet ve sapıklık içindeki Hristiyanların yolu değildir.
Mü'min'in Yahudi ve Hristiyanlara karşı tutumu Kur'an'ı Kerim ve hadisi şeriflerde bildirilmiştir.
Peygaber Efendimiz (Sallallahu aleyhi vessellem) hadisi şeriflerinde şöyle buyurmuştur:
''Her kim bir kavmin amellerini (yaptıklarını) severse (hoş görürse kıyamet gününde) onların arasında haşrolacak ve onların yaptıklarını yapmasa da onların hesabıyla muhasebe edilecektir.'' (Deylemi)
''Her kim bir cemaatin kalabalığını artırırsa o, onlardandır.Ve her kim bir kavmin (topluluğun) yaptıklarından razı ve memnun olursa o işi yapanların ortağı olur.'' (Deylemi)
Rivayete göre bir adam İbni Mes'ud (Radıyallahu Anh) Hazretlerini düğüne çağırmış İbni Mes'ud hazretleri düğün meclisine gireceği zaman içeride eğlence sesleri duymuş ve girmemiş, düğü sahibi kendisine:
''Niye gere döndün? diyince:
''Ben Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi vessellem) şöyle buyurduğunu duydum.'' diyerek yukarıdaki hadisi şerifi okumuştur.
''Bizden başkasına benzeyen bizden değildir.Yahudi ve Hristiyanlara benzemeyin.'' (Tirmizi)
''Bıyıkları kesin, sakalları bırakın, Yahudilere muhalefet edin. (Ali el- Mütteki, Kenzu'l Ummal)
''Müşriklere muhalefet edin,sakalları uzatın, bıyıkları kesin.'' (Buhari)
''Bıyıkları kesin, sakalları salın, Mesuci (ateşperest)lere muhalafet edin.'' (Müslim)
''Bıyıklarınızı kısaltınız.Çünkü Beni İsrail böyle yapmadılar da kadınları zinaya düştü.'' (Deylemi)
''Kim bir kavme benzerse onlardandır.'' (Ebu Davud)
''Bizimle müşrikler arasındaki fark takkler ve üzerinde sardığımız sarıktır.'' (Ebu Davud)
''Yahudi ve Hristiyanların selam verdiği gibi selam vermeyin.Zira onlar elle,başla, işaretlerle selam verirler.'' (Ramuzu'l-Ehadis)
İslamiyet ne ibadet,ne adet,ne de diğer hareketlerimizde gayrı müslimlere benzemeye müsade etmiştir.
İslam dini güneşi ilah kabul edenlerin tapınma vaktinde ibadet etmemizi yasaklamış ve bu vakitlere'' mekruh ibadetler'' adını vermişlerdir.
Nevruz adını alan ilkbahar günleri ile Mehrican denilen sonhabar günlerinde nafile oruç tutmak mekruh görülmüştür.Ancak tutmayı adet edindiği bir oruç bu günlere tesadüf gelirse bir mazur yoktur.
Gayrı müslimlerin ne karnavalı, ne noeli,ne de yılbaşısı Müslüman'ın özenti duyacağı bir şey olamaz , olmamalıdır.
Onların Müslümanlardan bekledikleri tek şey İslam'dan kopmaları, ayrılmaları kendi yollarına tabi olmalarıdır.
Bu husura Rabbimiz bir ayeti kerimesinde şöyle buyuruyor:
''Onlar kendileri gibi sizin de kafir olup böylece kendilerine eşit olmanızı arzu ederler.'' (Nisa Suresi,89.Ayet)
Onlar hem Allah'ın, hem de mü'minlerin düşmanıdırlar:
''Ey iman edenler! Eğer benim yolumda savaşmak ve rızamı kazanmak için çıkmışsanız, benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanlara sevgi göstererek, gizli muhabbet besleyerek onları dost edinmeyin.Oysa onlar, size gelen gerçeği inkar etmişlerdir.Rabbiniz Allah'a inandığınızdan dolayı Peygamber'i de sizi de yurdunuzdan çıkarıyorlar.Ben, sizin saklı tuttuğunuzu da, açığa vurduğunuzu da en iyi bilenim.Sizden kim bunu yaparsa (onları dost edinirse) doğru yoldan sapmış olur.'' (Mümtehine Suresi, 60.ayet)
''Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hristiyanlar da asla senden razı olmayacaklardır.De ki: Doğru yol, ancak Allah'ın yoludur.Sana gelen ilimden sonra onların arzularına uyacak olursan, andolsun ki, Allah'dan sana ne bir dost ne de bir yardımcı vardır.'' (Bakara Suresi, 120.ayet)
Kalbimizdeki imanın, elimizdeki Kur'anın nuru gözlerini kamaştırmakta, hasetlerinden bizi bu güzel değerlerden soymak arzusundadırlar.
''Ehli kitapdan çoğu, hakikat kendilerine apaçık belli olduktan sonra, sırf içlerindeki kıskançlıktan ötürü, sizi imanınızdan vazgeçirip küfre döndürmek istediler.'' (Bakara Suresi, 109.ayet)
Tarih boyunca Haçlı seferlerini bu gaye ile düzenlemişlerdir.
Ayet-i Kerimelerde şöyle buyurulmaktadır.
''Ey iman edenler! Yahudileri ve Hristiyanları dost edinmeyin.Zira onlar birbirinin dostudurlar (birbirinin tarafı tutarlar).İçinizden onları dost tutanlar, onlardandır.Şüphesiz ALLAH , zalimler topluluğuna yol göstermez.'' (Maide Suresi,51.Ayet)
''Ey iman edenler! Müminleri bırakıp da kafirleri dost edinmeyin; (bunu yaparak) Allah'a, aleyhinizde apaçık bir delil mi vermek istiyorsunuz?'' (Nisa Suresi, 144.Ayet)
''Ey iman edenler! Eğer kafirlere uyarlarsanız, gerisin geriye (eski dininize) döndürdüler de, hüsrana uğrayanların durumuna düşerdiniz.'' (Al-i İmran, 149.ayet)
''Ey iman edenler! Kendi dışınızdakileri sırdaş edinmeyin.Çünkü onlar size fenalık etmekten asla geri durmazlar, hep sıkıntıya düşmenizi isterler.Gerçekten, kin ve düşmanlıktan ağızlarından (dökülen sözlerinden) belli olmaktadır.Kalplerinde sakladıkları (düşmalıkları) ise daha büyüktür.Eğer düşünüp anlıyorsanız, ayetlerimizi size açıklamış bulunuyoruz.
İşte siz öyle kimselersiniz ki, onlar sizi sevmedikleri halde siz onları severseniz.Siz, bütün kitaplara inanırsınız; onlar ise, sizinle karşılaştıklarında ''İnandık'' derler; kendi başlarına kaldıklarında da,size olan kinlerinden dolayı parmaklarının uçlarını ısırırlar.De ki: Kininizden (kahrolup) ölün! Şüphesiz ALLAH kalplerin içindekini hakkıyla bilmektedir.
Size bir iyilik dokunsa, bu onları tasalandırı; başınıza bir musibet gelse, buna da sevinirler.Eğer sabreder ve korunursanız, onların hilesi size hiçbir zarar vermez.Şüphesiz ALLAH , onların yaptıklarını çepeçevre kuşatmıştır.'' (Al-i İmran Suresi,118.,119.,120.ayetler)
Kafirlerin bu tutumu tarih boyunca bir değişiklik kaydetmemiştir.
Peygamberlere karşı şöyle söylemişlerdir.
''Kafir olanlar peygamberlerine dediler ki:
''Elbette sizi ya yurdunuzdan çıkaracağız, ya da mutlaka dinimize döneceksiniz!'' ,Rableri de onlara: ''Zira mutlaka helak edeceğiz! '' diye vahyetti.''
''Kavminden ileri gelen kibirliler dediler ki:''Ey Şuayb! Seni ve seninle beraber inananları memleketinizden kesinlikle çıkaracağız ya da dinimize döneceksiniz.'' (Şuayb): ''İstemesek de mi?'' dedi..
Bu itibarla onların sapkınlığı dört ayaklı hayvanlardan aşağıdır.
''Allah katında, yürüyen canlıların en kötüsü kafir olandır.Çünkü onlar iman
etmezler. (Enfal Suresi,55.ayet)
Akıllı kimse ebedi olan ahiret hayatının kurtuluşunu idrak edebilendir.Yoksa sadece makine imal edip onu kullanmak akıllılık değildir.
Nefsani arzular uğrunda kurulan nice medeniyetler, yine bu hevesler uğrunda çöküp gitmiştir.Küfür içinde bocalayıp duranların işlerini Kur'an-ı Kerim şöyle ifadete etmektedir.
''Rablerini inkar edenlerin durumu (şudur): Onların amelleri fırtınalı bir günde rüzgarın,şiddetle savurduğu küle benzer.Kazandıklarından hiçbir şeyi elde edemezler.İyiden iyiye sapıtma işte budur.'' (İbrahim Suresi,18.ayet)
''İnkar edenler var ya, onların malları da evlatları da Allah'a karşı kendilerine hiçbir fayda sağlamayacaktır.İşte onlar, cehennemliklerdir; onlar orada edebi kalacaklardır.'' (Al-i İmran Suresi,116.ayet)
''Şüphe yok ki kafir olanlar, yeryüzündeki herşey ve bunun yanında da bir o kadarı kendilerinin olsa da kıyamet gününün azabından kurtulmak için onu fidye verseler onlardan asla kabul edilmez; onlar için acı bir azap vardır.'' (Maide Suresi,36.ayet)
Onların bir çoğu dünya hayatının yeme, içme ve zevklerine dalmıştır.Onların bu geçici konforu bizi aldatmasın.
''Onları bıra; yesinler,eğlensinler ve boş ümit onları oyalayadursun. (Kötü sonucu) yakında bilecekler!'' ( Hicr Suresi,3.ayet)
''İnkarcıların (refah içinde) diyar diyar dolaşmaso, sakın seni aldatmasın!''
''Azıcık bir menfaattir o.Sonra onların varacakları yer cehennemdir.O ne kötü varış yeridir!'' (Al-i İmran Suresi,196.,197.ayetler)
Onlar ne pahasına olursa olsun, mü'minleri kendi yollarına çağırırlar.
''Kafirler, iman edenlere: Bizim yolumuza uyun, sizin günahlarınızı biz yüklenelim, derler.Halbuki onların günahını yüklenecek değillerdir.Gerçekte onlar, kesinlikle yalan söylemektedirler.'' (Ankebut Suresi,12.ayet)
Onları dost edinen şeytanı dost edinmiştir.Şeytanda dostlarının ancak cehennem ehli olmasını ister.
''Çünkü şeytan, sizin düşmanınızdır, siz de onu düşman sayın.O, kendi taraftarlarını ancak ateş ehlinden olmaya çağırır.'' (Fatır Suresi,6.ayet)