Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

İSLAM İNANCINDA ÖNEMLİ MESELELER

S Çevrimdışı

selefi

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
İSLAM İNANCINDA ÖNEMLİ MESELELER

MUHAMMED CEMİL ZEYNO

TERCÜME: EBU TALHA

Tashih ve Dizgi: Fikri Göncü

Ücretsiz indirin

İÇİNDEKİLER .............................................. .......................... ..... 3

ÖNSÖZ...................................................................................... ..... 4

YARATILIŞIMIZIN GÂYESİ.................................................... ..... 5

TEVHİDİN ÇEŞİTLERİ............................................................. ..... 7

GÜNAHLARIN EN BÜYÜĞÜ.................................................... .....9

BÜYÜK ŞİRK ÇEŞİTLERİNDEN

ÖRNEKLER.................................................................................... 11

SİHRİN HÜKMÜ............................................................................ 14

KÜÇÜK ŞİRK................................................................................. 15

TEVESSÜL VE ÇEŞİTLERİ............................................................ 17

DUA VE HÜKMÜ........................................................................... 20

SOFİLİK VE TEHLİKESİ............................................................... 22

ALLAH'IN VE RESÛLÜ'NÜN SÖZLERİ

KARŞISINDA KONUMUMUZ..................................................... 24

KABİR ZİYARETİ VE ÂDÂBI....................................................... 26

KABİRLER ÜZERİNE SECDE ETMEK VE

ETRAFINDA TAVAF YAPMAK................................................... 29

ALLAH'A DÂVETİN HÜKMÜ...................................................... 30

بسم الله الرحمن الرحيم

ÖNSÖZ

Hamd Allah'a, salât ve Selam onu Resûlü Muhammed'e ve O'nun âline ve ashabınadır.

Bu küçük broşürde, çoğu müslümanın bilmediği veya bi-haber olduğu, islâm inancıyla ilgili bir çok ilgili konu ve meseleleri soru ve cevap şeklinde hazırladım. Bu güzel bilgileri, değerli Şeyh Muhammed Cemil Zeyno'nun "Kur'an ve Sahih İslam İnancı" kitabından faydalanarak hazırladım. Yüce Allah'dan bu çalışmanın, yazara ve okuyuculara faydalı olmasını dilerim. Şüphesiz ki O (Allah) çok cömert ve kerem sahibidir.

Başarıya ulaştıran Allah'tır.



YARATILIŞIMIZIN GÂYESİ



S.1-Allah'u Teâlâ bizi niçin yarattı?

C.1-Sadace kendisine kulluk edelim ve O'na hiçbir şeyi ortak koşmayalım diye yarattı. Zira Yüce Allah zariyat sûresinin 56. Âyetinde şöyle buyurur:

]ومَا خَلَقْتُ الجِنَّ وَالإِنْسَ إِلاَّ لِيَعْبُدُونِ[

"Ben cinleri ve insanları ancak bana kulluk etsinler diye yarattım" (Zâriyat:56)

Allah'ın Resûlü (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurur:

«حَقُّ الله عَلَى العِباَدِ أَنْ يَعْبُدُوهُ، وَلاَ يُشْرِكُوا بِهِ شَيْئاً».

"Allah'ın kulları üzerinde ki hakkı O'na gereği gibi kulluk yapmaları ve hiçbir şeyi O'na ortak koşmamalarıdır"



S.2-İbâdet nedir?

C.2-İbâdet, Allah'ın sevdiği, kabul ettiği bütün gizli ve açık ameller ve sözlerdir: Dua, namaz, huşu, gönülden saygı duymak, yönelmek, sığınmak v.b. ameller birer ibâdettir. Nitekim Allah En'âm sûresinin 162.âyetinde şöyle buyurur:

]قل إِنَّ صَلاَتِي وَ نُسِكِي وَ مَحْياَيَ وَ مَمَاتِي لله رَبِّ العَالَمِيَن[.

"De ki: şüphesiz benim namazım, kestiğim kurban, hayatım ve ölümüm hepsi âlemlerin Rabbi olan Allah içindir"

Allah'ın Resûlü (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurur:

«قال الله تعالى:وَمَا تَقَرَّبَ إِلَّي عَبْدِي بِشَيْءٍ أَحَبَّ إِلَّي مِمَّا افْتَرَضْتُهُ عَلَيْهِ»

"Allah'u Teâlâ şöyle buyurdu:Kulum kendisine farz kıldığımdan daha sevimli hiçbir şeyle bana yaklaşmamıştır". (Buhâri).



S.3- İbâdetin çeşitleri nelerdir?

C.3-İbâdetin birçok çeşitleri vardır: Dua, korku, umut etmek, tevekkül etmek, yardım istemek, sığınmak yardıma çağırmak, kurban kesmek, adak adamak, hükmüne teslimiyet göstermek, rükû, secde, tavaf etmek ve Allah için sevip Allah için nefret etmek gibi örnekleri sıralamak mümkündür.



S.4-Allah Peygamberi niçin gönderdi?

C.4-Allah Peygamberini, kullarını sadece kendisine kulluk etmeye ve şirki yok etmeye dâvet etmesi için gönderdi. Allahu Teâlâ, Nahl sûresinin 36. âyetinde şöyle buyurur:

]وَلَقَدْ بَعَثْنَا فِي كُلِّ أُمَّةٍ رَسُولاً أَنِ اعْبُدُوا الله وَاجْتَبُوا الطَّاغُوتَ[

"Andolsun ki biz (Allahâ kulluk edin ve tağuttan sakının diye) her millete bir peygamber gönderdik"

Tağut:İnsanı Allah'a kulluk etmekten alıkoyan, Allah'a giden yolu kapatan, dini Allah'a has kılmayı ve Allah^ın Resûlüne tâbi olmayı önleyen herşeydir.

Allah'ın Resûlü (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurur:

«…وَالأَنْبِيَاءُ إِخْوَةُ…وَدِينُهُمْ وَاحِدُ».

"…Peygamberler kardeştir… ve dinleri birdir" (Buhâri-Müslim). Yani peygamberlerin hepsi bir olan Allah'a ibâdete çağırmışlardır.



TEVHİDİN ÇEŞİTLERİ



S.5- Rububîyet Tevhîdi nedir?

C.5-Yüce Allah'ın fiillerinde tek olup, O'na bu fiillerinde kesinlikle hiçbir şeyin ortak olmayacağına inanmaktır.Yaratan, rızık veren, hayat veren, öldüren, fayda ve zarar veren sadece Allah Subhanehu ve Teâlâdır. Allah Teâlâ şöyle buyurur:

]الحمدُ لله رَبِّ العَالَمِينَ[

"Âlemlerin rabbi olan Allah'a hamd olsun". (Fatiha:2)

Allah'ın Resûlü (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurur:

«..أَنْتَ رَبَّ السَّمَاوَاتِ وَاْلأَرْضِ..».

"(Allah'ım) sen göklerin ve yerin rabbisin" (Buhâri-Müslim).



S.6-Ulûhiyyet Tevhidi nedir?

C.6-Bütün ibâdetleri sadece Allah'a has kılmaktır. Bu tevhidin manası; sadece Allahâ dua edip, yalnızca O'na yalvarmak, yalnızca O'nun için adak adamak, sadece O'nun adına kurban kesmek, yalnızca O'na umut bağlamak, Ondan korkmak ve O'na tevekkül etmek, sadece O'na dayanıp O'na güven duymaktır. Allahu Teâlâ Bakara Sûresinim 163. âyetinde şöyle buyurmaktadır:

]وَإِلَهُكُمْ إِلَهٌ وَاحِدٌ لاَ إِلَهَ إِلاَّ هُوَ الرَّحْمَنُ الرَّحِيمُ[

"İlahınız bir tek ilahtır, Ondan başka ilah yoktur, O rahmandır, rahimdir."

Allah'ın Resûlü (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurur:

«فَلْيَكُنْ أَوَّلَ مَا تَدْعُوهُمْ إِلَيْهِ شَهَادَةُ أَنْ إِلَهَ إِلاَّ الله».

"Onları ilk çağıracağın şey Allah'tan başka hak ilah olmadığına şehadet etemeleri olsun" (Buhari ve Müslim).



S.7-Ulûhiyyet ve Rubûbiyyet tevhitlerinin gâyesi nedir?

C.7-Bu iki tevhidin gâyesi; İnsanların, Allah'ın büyüklüğünü bilmeleri, ibâdetlerini sadece Allah'a yapmaları, yapmış oldukları bütün davranış ve haraketlerinde Allah'ın emirlerine uygun haraket etmeleri, imanın kablerinde yer etmesi, yeryüzünde Allah'ın şeriatı ile hükmedilmesidir

S.8-Allah'ın isim ve sıfatlarının tevhidi ne demektir?

C.8-Allah'ın kitabında kendisini vasfetmiş olduğu, yine O'nun Resûlünün sahih hadislerde Yüce Allah için vasfetmiş olduğu bütün sıfatları, te'vile başvurmadan, onları başka şeylere benzetip mânâları dışında yorumlamadan ve keyfiyet vermeden dosdoğru bir şekilde kabul etmektir. Örneğin istiva, iniş ve el sıfatlarını O'nun kemâline uygun bir şekilde kabul etmek gibi.

«لَيْسَ كَمِثْلِهِ شَيْئٌ وَهُوَ السَّمِيعُ البَصِيرُ».

"Onun benzeri hiç bir şey yoktur. Muhakkak ki O, işitendir, görendir." (Şûra:11)

Allah'ın Resûlü (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurur: «ينْزِلُ رَبُّنَا فِي كُلِّ لَيْلَةٍ إِلَى السَّمَاءِ الدُّنْيَا» "Rabbimiz her gece dünya semâsına iner". (Buhâri-Müslim).

Yâni rabbimiz kendi şanı ve büyüklüğüne yaraşır bir şekilde, hiçbir yaratılmışa benzemeksizin dünya semasına iner.



GÜNAHLARIN EN BÜYÜĞÜ



S:9-Allah katında en büyük günah hangisidir?

C.9- Allah katında en büyük günah, büyük şirktir. Bunun delili ise; Allah'u Teâlâ'nın, sâlih bir kul olan Lokman'dan rivayetle buyurduğu şu sözdür:

]يا بُنَيَّ لاَ تُشْرِكْ بِالله إِنَّ الشِّرْكَ لَظُلْمٌ عَظِيمٌ[

"Ey oğulcuğum sakın ola ki Allah'a şirk (ortak) koşma! Muhakkak ki şirk çok büyük bir zulümdür." (Loman:13).

Allah'ın Resûlüne hangi günahındaha büyük olduğu sorulduğunda şöyle cevap verdi:

«أنْ تَجْعَلَ لله نِدَّا وَهُوَ خَلَقَك»

"Seni yarattığı halde Allah'a ortak (şirk) koşmandır" (Buhari-Müslim)



S.1-Büyük şirk nedir?

C.2-Dua, kurban kesme gibi ibâdetlerden birinin Allah'tan başkası için yapılmasıdır. Allah'u Teâlâ şöyle buyurur:

]وَلاَ تَدْعُ مِنْ دُونِ الله مَا لاَ يَنْفَعُكَ ولاَ يَضُرُّكَ فَإِنْ فَعَلْتَ فَإِنَّكَ إِذًا مِنَ الظَّالِمِيَن[

"Allah'ı bırakıpta sana fayda veya zarar vermeyecek olan şeylere tapma. Bunu yaparsan o halde sen zalimlerden (müşriklerden) olursun." (Yunus:106)

Allah'ın Resûlü (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurur:

«أَكْبَرِ الكَبَائِرِ: الإِشْرَاكُ بِالله، وَعُقُوقِ الوَالِدَيْنِ، وَشَهَادَةُ الزُّورِ».

"Büyük günahların en büyüğü: Allah'a şirk koşmak, anne-babaya âsi olmak ve yalancı şahitliktir." (Buhâri)



S.11-Büyük şirkin zararı nedir?

C.11-Büyük şirk cehennemde ebediyyen kalmaya sebeb olur. Yüce Allah şöyle buyurmuştur:

]إِنَّهُ مَنْ يُشْرِكْ بِالله فَقَدْ حَرَّمَ الله عَلَيْهِ الَجَّنةَ وَ مَأْوَاهُ النَارُ وَمَا لِلظَّالِمِينَ مِنْ أَنْصَارٍ[

"Muhakkak ki, kim Allah'a şirk koşarsa Allah ona cenneti haram kılar, artık onun yeri ateştir, zalimler için hiçbir yardımcı yoktur." (Maide:72)

Allah'ın Resûlü (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurur:

«وَمَنْ لَقِيَ الله يُشْرِكُ بِهِ شَيْئًا دَخَلَ النَّار.»

"Kim ki Allah'a şirk koştuğu bir halde âhirete göçerse cehenneme girer." (Müslim)



S.12-Allah'a şirk koşan bir kişinin yapmış olduğu salih amellerin kendisine faydası olur mu?

C.12-Şayet bir kişi Allah'a şirk koşuyorsa onun yapmış olduğu salih amellerin kesinlikle kendisine fayadası olmaz. Allah'u Teâlâ şöyle buyurur:

]وَلَوْ أَشْرَكُوا لَحَبِطَ عَنْهُمْ مَا كَانُوا يَعْمَلُونَ[

"Şâyet onlarda ortak koşsalardı yapmakta oldukları salih ameller elbette boşa giderdi." (En'âm:88)

Allah'ın Resûlü (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurur:

«قَالَ الله تَعَالَى:أَنَا أَغْنَى الشُّرَكَاءِ عَنْ الشِّرْك، مَنْ عَمِلَ عَمَلاً أَشْرَكَ مَعِيَ فِيهِ غَيْرِي، تَرَكْتُهُ وَشِرْكَهُ»

"Ben, kendilerine şirk koşulanların şirkten en berî olanıyım. Kim ki benim için bir amel yapar da, o amelinde, başkalarını bana ortak ederse onu ve şirkini terk ederim." (Müslim)



BÜYÜK ŞİRK ÇEŞİTLERİNDEN ÖRNEKLER



S.13-Ölmüş kimselerden veya çok uzaklarda olan kimselerden bir vasıta olmaksızın dua yoluyla yardım isteyebilir miyiz?

C:13-Kesinlikle istenmez. Yardım sadece Allah'dan istenir. Allah'u Teâlâ şöyle buyurur:

]وَالذِّينَ يَدْعُونَ مِنْ دُونِ الله لاَ يَخْلُقُونَ شَيْئاً وَهُمْ يُخْلَقُونَ%أَمْوَاتُ غَيْرُ أَحْيَاءٍ وَمَا يَشْعُرُونَ أَيَّانَ يُبْعَثُونَ[

"Onların Allah'ı bırakıp da başka yalvardıkları (putlar) hiçbir şey yaratamazlar, bilakis onlar yaratılmaktadırlar. Onlar ölüdürler, hayat sahibi değildirler, ne zaman diriltileceklerini bilemezler." (Nahl:20-21)

Allah'ın Resûlü (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurur:

«يَا حَيُّ يَاقَيوُّم، بِرَحْمَتِكَ أَسْتَغِيثُ»

"Ey diri ve güçlü olan (Rabbim) senin rahmetinle sana yalvarırım" (Tirmîzî)



S.14-Hayatta olanlardan yardım isteyebilir miyiz?

C.14-Evet. Hayatta olanlardan, güçlerinin yettiği konularda mümkün olan yardımı istemekte bir beis yoktur. Allah'u Teâlâ Musa (Aleyhi's-Selam)'dan hikâyeyle şöyle buyurmaktadır:

]فاستغاثه الذِّي مِنْ شِيعَتِهِ عَلَى الذِّي مِنْ عَدُوِّهِ فَوَكَزَهُ مُوسَى فَقَضَى عَلَيْهِ[

"Kendi tarafından olanı düşmana karşı ondan yardım diledi. Musa da ötekine bir yumruk vurup ölümüne sebeb oldu." (Kasasa:15)



S.15-Allah'dan başkasından yardım dileyebilir miyiz?

C.15-Allah'dan başkasının gücünün yetmeyeceği işlerde, Allah'dan başkasından yardın dileyemeyiz. Allah'u Teâlâ şöyle buyurur:

]إِيَّاكَ نَعْبُدُ وَإِيَّاكَ نَسْتَعِيَن[

"Ancak sana ibâdet eder ve ancak senden yardım dileriz." (Fatiha:5)

Allah'ın Resûlü (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurur:

«إِذَا سَأَلْتَ فَاسْأَلِ الله،وَإِذَا اسْتَعَنْتَ فَاسْتَعِنْ بِالله»

"Şayet birşey istersen sadece Allah'dan iste, şayet yardım dilersen sadece Allah'tan dile."

(Tirmizi rivayet ederek hasen ve sahih hadis olduğunu söylemiştir.)



S.16-Hayatta olanlardan yardım isteyebilir miyiz?

C.16-Güçlerinin yettiği konularda onlardan yardım isteyebiliriz. Borç veya yapabilecekleri bir iş konusunda yardım talep etmek gibi. Allah'u Teâlâ şöyle buyurur:

]وَتَعَاوَنوُا عَلىَ البِرِّ وَالتَّقْوَى[

"İyilikte ve takvâda yardımlaşınız" (Maide:2)

Allah'ın Resûlü (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurur:

«وَاللهُ فِي عَوْنِ العَبْدِ مَا كَانَ العَبْدُ فِي عَوْنِ أَخِيهِ»

"Kul kardeşinin yardımına koştukça Allah'da daima o kulun yardımına koşar." (Müslim)

Fakat, şifa, rızık, hidâyet gibi şeyler Allah'tan başkasından istenmez. Çünkü hayatta olan bir beşerin bu gibi şeylere gücü yetmez. Hayatta olan bir beşerin bunlara gücü yetmeyeceği ortada ise; ölülerin böyle şeylere güç yetiremeyeceği hiç tartışma götürmez bir konudur. Allah'u Teâlâ şöyle buyurur:

]الذي خَلَقَنِي فَهُوَ يَهْدِينِ%وَالَّذِي هُوَ يُطْعِمُنِي وَيَسْقِيِن%وَإِذَا مُرِضْتُ فَهُوَ يَشْفِيِن[

"Ki; beni yaratan ve bana doğru yolu gösteren O'dur. Beni yediren, içiren O'dur. Hastalandığım zaman bana şifa veren O'dur." (Şuarâ:78-79-80)



S.17-Allah'tan başkasına adak adamak caiz midir?

C.17-Allah'tan başkasına adak adamak caiz değildir. Allah'u Teâlâ, İmrân'ın hanımından hikâyeyle şöyle buyuyrur:

]ربِّ إِنِّي نَذَرْتُ لَكَ مَا فِي بَطْنِي مُحَرَّرَا[

"Rabbim! Karnımdakini, azatlı bir kul olarak sırf sana adadım." (Âl-i İmrân:35)

Allah'ın Resûlü (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurur:

«مَنْ نَذَرَ أَنْ يُطِيعَ اللهَ فَلْيُطِعْهُ، وَمَنْ نَذَرَ أَنْ يَعْصِيهِ فَلاَ يَعْصِهِ»

"Kim ki Allah'a iteat etmeyi adamışsa, adağını yerine getirsin ve kim de Allah'a isyan etmeyi adadıysa, adağından vazgeçsin." (Buhâri)





SİHRİN HÜKMÜ



S.18-Sihrin hükmü nedir?

C.18-Sihir büyük günahlardandır. Sihir küfür de olabilir. Allah'u Teâlâ şöyle buyurur:

]وَلَكِنَّ الشَّيَاطِينَ كَفَرُوا يُعَلِّمُونَ النَّاسَ السِّحْرَ[

"Lâkin, şeytanlar kâfir olmuşlardı, çünkü insanlara sihri öğretiyorlardı." (Bakara:102)

Allah'ın Resûlü (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurur:

«اجْتَنِبُوا السَّبْع الموُبِقَات:الشِّرْكُ بِالله وَالسِّحْر..»

"İnsanı helak eden yedi şeyden uzak durun: Allah'a şirk koşmak, sihir…" (Müslim)

Sihir yapan kişi, yapmış olduğu işlere göre müşrik, kâfir veya bir bozguncu olabilir. Sihir yapan bir kişi, namussuzluk yapma, falcılık yapma, dinde bir fitne çıkarma, bozguncu birine yapacak olduğu bu kötü işte yardımcı olma, işlenen cürümleri örtme, eşleri birbirinden ayırma, ölüme sebeb olabilecek işler yapma veya aklın yitirilmesine sebeb olma gibi yapmış olduğu kötülüğünün çeşidi ve neticesine göre, kısas, had veya tâzir cezası olarak öldürülür.



S.19-Kâhin ve falcıların gayıpla ilgili sözlerini tasdik edebilir miyiz?

C.19-Hayır, edemeyiz. Allah'u Teâlâ şöyle buyurur:

]قلْ لاَ يَعْلَمُ مَنْ فِي السَّمَاوَاتِ وَ الأَرْضِ الغَيْبَ إِلاَّ الله[

"De ki: Göklerde ve yerde Allah'tan başka kimse gaybı bilmez." (Neml:5)

Allah'ın Resûlü (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurur:

«مَنْ أَتَى عَرَّافًا أَوْ كَاهِنًا، فَصَدَّقَهُ بِمَا يَقُولُ، فَقَدْ كَفَرَ بِمَا أُنْزِلَ عَلَى مُحَمَّدٍ»

"Kim ki bir falcıya veya kâhine gider de onun söylediklerini tasdik ederse Muhammed'e indirilen dini inkâr etmiştir." (Ahmed rivayet etmiştir.)



KÜÇÜK ŞİRK



S.20-Küçük şirk nedir?

C.20-Küçük şirk, büyük günahlardan olup sahibini ebediyyen cehenneme sokmaz. Riyâ bu şirkin çeşitlerinden biridir. Allah'u Teâlâ şöyle buyurur:

]فمن كَانَ يَرْجُو لِقَاءَ رَبِّهِ فَلْيَعْمَلْ عَمَلاً صَالِحًا وَلاَ يُشْرِكْ بِعِبَادَةِ رَبِّهِ أَحَدًا[

"Artık kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa iyi iş yapsın ve Rabbine ibâdette hiç bir şeyi ortak koşmasın." (Kehf:110)

Allah'ın Resûlü (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurur:

«إِنَّ أَخْوَفُ مَا أَخَافُ عَلَيْكُمْ الشِّرْكُ الأَصْغَرْ: الرِّيَاءُ»

"Hakkınızda en çok korktuğum şey küçük şirk (riyâ) 'dır." (Sahihtir.Ahmed rivayet etmiştir.) Riyâ, bir ameli insanlar seni görüp medh etsinler diye yapmandır.



S.21-Allah'dan başkası adına yemin etmek caiz midir?

C.21-Caiz değildir. Allah'u Teâlâ şöyle buburur:

]قل بَلَى وَرَبِّي لَتُبْعَثُنَّ[

"De ki: Rabbime yemin olsun ki mutlaka diriltileceksiniz" (Teğabun:7)

Allah'ın Resûlü (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurur:

«مَنْ حَلَفَ بِغَيْرِ اللهِ فَقَدْ أَشْرَكَ»

"Kim Allah'dan başkası üzerine yemin ederse (Allah'a) şirk koşmuş olur." (İmam Ahmed rivayet etmiştir, sahihtir.)

Yine başka bir hadiste Allah'ın Resûlü (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurur:

«مَنْ كَانَ حَالِفًا، فَلْيَحْلِفْ بِاللهِ، أَوْ ليَصْمُتْ»

"Yemin eden Allah üzerine yemin etsin veya sussun"

Şayet peygamberler veya veliler üzerine yemin eden kişi, bu kişilerin kendisine zarar verebileceğinden korkuyorsa büyük şirke girmiş olur. Örneğin velî üzerine yalan yemin etmekten korkması gibi..



S.22-Halka, iplik v.b. şeyleri şifa niyetiyle takabilir miyiz?

C.22-Kesinlikle takamayız. Allah'u Teâlâ şöyle buyurur:

]وَإِنْ يَمْسَسْكَ اللهُ بِضُرٍّ فَلاَ كَاشِفَ لَهُ إِلاَّ هُوَ[

"Şayet Allah sana bir zarar verecek olursa, o zararı O'dan başka giderecek yoktur." (En'âm:17)

Huzeyfe, bir gün kendisini humma hastalığından koruması için eline bir ip bağlamış bir kişi görürünce hemen o ipi kesip attı ve şu âyeti okudu:

]وَمَا يُؤْمِنُ أَكْثَرُهُمْ بِاللهِ إِلاَّ وَهُمْ مُشْرِكُونَ[

"Onların çoğu ancak ortak koşarak Allah'a iman ederler." (Yusuf:106)



S.23-Nazardan korunmak kastıyla muska, nazarlık, hamalyı v.b. şeyler takabilir miyiz?

C.23-Takamayız. Allah'u Teâlâ şöyle buyurur:

]وَإِنْ يَمْسَسْكَ اللهُ بِضُرٍّ فَلاَ كَاشِفَ لَهُ إِلاَّ هُوَ[

"Şayet Allah sana bir zarar verecek olursa, o zararı O'dan başka giderecek yoktur." (En'âm:17)

Allah'ın Resûlü (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurur:

«مَنْ عَلَّقَ تَمِيمَةً فَقَدْ أَشْرَكَ»

"Kim muska takmışsa şirke girmiştir." (Ahmed rivayet etmişitir, sahihtir.)



TEVESSÜL VE ÇEŞİTLERİ



S.24-Allah'a ne ile tevessül ederiz(yöneliriz)?

C.24-Tevessül; caiz ve yasak olmak üzere iki kısma ayrılır:

1-Caiz olan ve yapılması istenen tevessül:Allah'ın isim ve sıfatlarını, salih amellerimizi vesile kılarak ve hayatta olan salih kullardan dua isteyerek Allah'a yönelebiliriz. Allah'u Teâlâ şöyle buyurur:

]وَِللهِ الأَسْمَاءُ الُحُسْنَى فَادْعُوهُ بِهَا[

"En güzel isimler Allah'ındır, o halde O'na bu güzel isimlerle dua edin." (Â'râf:180)

]يا أَيُّهَا الذِّينَ آمَنُوا اتَّقُوا اللهَ وَابْتَغُوا إِلَيْهِ الوَسِيلَةَ…[

"Ey iman edenler! Allah'dan korkun. O'na yaklaşmak için yol arayın…"

Âyette geçen "O'na yaklaşmak için yol arayın" ibaresinden kasıt şudur: Allah'a iteat ederek ve O'nu razı edecek ameller işleyerek O'na yaklaşın.

Allah'ın Resûlü (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurur:

«أَسْأَلُكَ بِكُلِّ اسْمٍ هُوَ لَكَ سَمَّيْتَ بِهِ نَفْسَكَ»

"(Allah'ım) senin olan bütün isimlerle, kendini isimledirdiğin bütün isimlerle sana yalvarıyorum" (Hadis sahihtir, İmam Ahmed rivayet etmiştir.)

Allah'a, Resûlüne ve Allah'ın veli kullarına olan sevgimizi dualarımızda vesile kılmamız caizdir. Çünkü Allah'ı, O'nun Resûlünü ve velî kullarını sevmek salih bir ameldir. Örneğin:"Allah'ım Resulüne ve velî kullarına olan sevginle bizleri muzaffer kıl, bizlere şifa ver!

2-Yasak olan tevessül: Bazı islam ülkelerinde olduğu gibi; ölülere yalvarmak, onlardan değişik isteklerde bulunmak bu tür tevessül çeşitlerindendir. Bu tür işler şüphe yok ki büyük şirk çeşitlerine girmektedir. Allah'u teâlâ şöyle buyurmaktadır:

]وَلاَ تَدْعُ مِنْ دُونِ اللهِ مَا لاَ يَنْفَعُكَ وَلاَ يَضُرُّكَ فَإِنْ فَعَلْتَ فَإِنَّكَ إِذًا مِنَ الظَّالِمِينَ[

"Allah'ı bırakıp da sana fayda veya zarar veremeyecek şeylere tapma. Eğer bunu yaparsan, o takdirde sen mutlaka zalimlerden (müşriklerden) olursun." (Yunus:106)

3-"Ya Rabbi Hz.Muhammed'in yüzü suyu hürmetine bana şifa ver" gibi lafızlarla dua ederek Peygamberimizin hatırını duada vesile kılmak mahzurlu görülmüştür. Zira sahabeler bunu yapmamışlardır. Hz. Ömer (Radıyellahu Anhü) yağmur duasına çıktığında, hayatta olan Peygamberimizin amcası Abbas'ın duasıyla Allah'a yönelmiş, ölümünden sonra Peygamberimizi vesile kılmamıştır. Özellikle kişi "Allah'u Teâlâ'nın duaları kabul etmesi için, hakim, emir gibi vasıtalara ihtiyacı olduğunu düşünmeye başlarsa bu tür bir tevessül insanı şirke götürebilir. Çünkü burada yaratıcıyı, yaratılmışa benzetmek söz konusudur.

Ebu Hanife (Allah ondan razı olsun) şöyle der:Allah'a dua ederken başkalarının adını anmayı kerih görürüm. Selef-i Salihinin anlayışına göre kerâhet haramlığı ifade eder. (Bu sözü Ed-dür'l-Muhtâr adlı eserin müellifi zikretmiştir)



DUA VE HÜKMÜ



S.25-Duaların Allah tarafından kabulü için yaratılmış olan bir beşer veya bir nesneyi aracı yapmaya ihtiyaç var mıdır?

C.25- Duaların Allah tarafından kabulü için mahlûk (yaratılmış) bir aracıya ihtiyaç yoktur. Allah'u Teâlâ şöyle buyurmaktadır:

]وإِذَا سَأَلَكَ عِبَادِي عَنِّي فَإِنِّي قَرِيبٌ[

"Kullarım, sana beni sorarlarsa (şöyle) de: Ben onlara çok yakınım." (Bakara:186)

Allah'ın Resûlü (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurur:

«إِنَّكُمْ تَدْعُونَ سَمِيعًا قَرِيبًا وَهُوَ مَعَكُمْ»

"Şühesiz ki siz, sizi dâima duyan, size her zaman yakın olan ve (sizlerin dualarını her an duyup sizleri görerek) daima sizlerle beraber olan (Allah'a) yalvarıyorsunuz." (Müslim)



S.26-Hayatta olanlardan bizim için dua etmelerini istiyebilir miyiz?

C.26- Evet, hayatta olanlardan bizim için dua etmelerini istiyebiliriz. Zira Allah'ın Resûlü (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e hitaben şöyle buyurmaktadır:

]وَاسْتَغْفِرْ لِذَنْبِكَ وَلِلْمُؤمِنِينَ وَالمُؤْمِنَاتِ[

"(Ey Muhammed) hem kendinin hem de mü'min erkek ve kadınların günahlarının bağışlanmasını dile!" (Muhammed:19)

Tirmizinin rivayet ettiği sahih bir hadis şöyledir:

(أنَّ رَجُلاً ضَرِير البَصَرِ أَتَى النَّبِيَّ r،فقالَ: أُدْعُ اللهَ أَنْ يُعَافِيَنِي. قَالَ:«إِنْ شِئْتَ دَعَوْتُ لَكَ، وَإِنْ شِئْتَ صَبَرْتَ فَهُوَ خَيْرٌ لَكَ..»)

"Gözleri âmâ bir adam Resûlüllah'ın yanına gelerek: Allah'a benim için dua et de bana şifa versin dedi. Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'de:) «Dilersen sana dua ederim, dilersen sabret, sabretmen senin için daha hayırlıdır.» diye buyurdu.



S.27- Allah'ın Resûlünün şefaatını kimden dileyebiliriz?

C.27-Reûlüllahın şefaatini Allah'dan dileyebiliriz. Allah'u Teâlâ şöyle buyurur:

]قل للهِ الشَّفَاعَةُ جَمِيعاً[

"De ki: Bütün şefaat Allah'ın iznine bağlıdır." (Zümer:44)

Allah'ın Resûlü bir sahabiye: "Allah'ım O'nu (Muhammed'i) bana şefaatçı kıl" diye dua etmesini öğretmiştir. (Tirmizi rivayet edip, hadisin hasen ve sahih olduğunu söylemiştir.) Bir başka hadiste Peygamberimiz şöyle buyurmuştur:

«إِنِّي خَبَّأْتُ دَعْوَتِي شَفَاعَةً لأُمَّتِي يَوْمَ القِيَامَةِ، فَهِيَ نَائِلَةُ إِنْ شَاءَ اللهُ، مَنْ مَاتَ مِنْ أُمَّتِي لاَ يُشْرِكُ باِللهِ شَيْئًا»

"Ben duamı kıyamet günü ümmetime şefeatçı olabilmek için sakladım. Ümmetimden kim Allah'a şirk koşmadan ölürse -Allah'ın izniyle- bu şefaatime nail olacaktır." (Müslim)



S.28-Hayatta olan insanlardan şefaat diliyebilir miyiz?

C28-Dünya ile ilgili işlerimizde hayatta olanlardan şefeat diliyebiliriz. Allah'u Teâlâ şöyle buyurur:

]وَمَنْ يَشْفَعْ شَفَاعَةً حَسَنَةً يَكُن لَهُ نَصِيبٌ مِنْهَا وَمَنْ يَشْفَعْ شَفَاعَةً سَيِّئَةً يَكُن لَهُ كِفْلٌ مِنْهاَ[

"Kim iyi bir işe aracılık ederse onun da o işten bir nasibi olur. Kim kötü bir işe aracılık ederse onun da o (günahdan) bir payı olur…" (Nisa:85)

Allah'ın Resûlü (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurur:

«اشْفَعُوا تُؤْجَرُوا»

"Şefaat ediniz ki ecir bulasınız" Hadis sahihtir. Ebu Dâvud rivayet etmiştir.



SOFİLİK VE TEHLİKESİ



S.29-İslamın sofilik hakkındaki hükmü nedir?

C.29- Peygamberimizin zamanında, sahabilerin ve tâbîlerin döneminde sofilik diye bir şey yoktu. Sofilik denen bu şey yunanca eserlerin arpçaya çevrilmesinden sonra meydana çıkmıştır. Sofilik anlayışı bir çok yönden islama ters düşmüştür:

1-Allah'tan başkasına dua etme: Sofilerin çoğu duayı sadece Allah'a has kılacakları yerde ölülere dua etmektedirler. Peygamberimiz ise :«الدُّعَاءُ عِبَادَةٌ» "Dua ibâdettir" diye buyurmuştur. (Tirmizi rivayet etmiş ve hadisin hasen ve sahih hadis olduğunu beyan etmiştir.)

Bilindiği gibi Allah'tan başkasına dua etmek amelleri boşa çıkartan büyük şirk çeşitlerindendir.

2-Sofilerin çoğu Allah'ın zatı ile heryerde olduğu inacını taşırlar. Bu da:

] الرَّحْمنُ عَلَى العَرْشِ اسْتَوَى[

"Rahman arşa istiva etmiştir" (Taha:5) âyetine aykırı bir durumdur. İstiva'nın manası Sahihi Buhari'de de geçtiği şekliyle (yüksek oldu, yükseldi) mânâlarına gelmektedir.

3-Bâzı sufiler Allah'ın yaratmış olduğu mahluklarda hulûl ettiği (onların içine girdiği) inancındadırlar. Bu da ehli sünnet inancına tamâmen aykırı bir inançtır. Şam'da medfun olan sapık sofilerin büyüklerinden İbn-i Arabi şöyle demektedir:

"Kul rabdır ve Rab kuldur. Bilmiyorum kim kime ibâdet ediyor?"

Sofilerin tâğutlarından olan biri şöyle diyor:



Köpek, domuz ilahımızdan başkası değildir.

Allah kilisedeki rahipten başkası değildir.



4-Sofilerin çoğu Allah'ın dünyayı sadece Peygamberimiz Hz.Muhammed (SallallahuAleyhi ve Sellem) için yarattığına inanmaktadırlar ki bu inanç:

]وَمَا خَلَقْتُ الجِنَّ وَالإِنْسَ إِلاَّ لِيَعْبُدُونَ[

"Cinleri ve insanları ancak bana kulluk etsinler diye yarattım" (Zariyat:56) diyen Kur'ana aykırıdır. Bu inanç Kur'nın şu âyetine de aykırıdır:

]وَإِنَّ لَنَا لَلآخِرَةَ وَالأُولَى[

"Şüphesiz âhirette dünya da bize aittir." (Leyl:13)

5-Sofilerin çoğu Allah'ın Hz. Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i kendi nurundan yarattığına, diğer eşyaları da Hz. Muhammed'in ruhundan yarattığına inanırlar. Bütün bu inançların tümü Kur'ana aykırıdır.

6-Velilere adak adamak, kabirler etrafında tavaf yapmak, kabirlerin üstüne binalar yapmak, Allah'ın ve resûlünün meşru kılmadığı sıfat ve şekillerde zikir yapmak, zikir yaparken dans etmek, demir v.b. şeylerle vucuda vurmak, ateş yemeleri, muska, sihir ve kehanet yapmaları, insanların mallarını batıl ve haram yollardan yemeleri v.b. yanlışlıklar sofilerin yapmış oldukları diğer bazı işler arasındadır.



ALLAH'IN VE RESÛLÜNÜN SÖZLERİ KARŞISINDA KONUMUMUZ



S.30-Başkalarının sözlerini Allah'ın ve Resulünün sözlerinin önüne geçirebilir miyiz?

C.30- Başkalarının sözlerini Allah'ın ve Resulünün sözlerinin önüne geçiremeyiz. Allahu Teâlâ şöyle buyurur:

]يا أَيُّهَا الذِّينَ آمَنُوا لاَ تُقَدِّمُوا بَيْنَ يَدَيِ اللهِ وَ رَسُولِهِ[

"Ey iman edenler! Allah'ın ve Resulünün önüne geçmeyin. Allah'tan korkun." (Hucurat:1)

Allah'ın Resûlü (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurur:

«لاَ طَاعَةَ لِلْمَخْلُوقِ فِي مَعْصِيَةِ الخَالِقِ»

"Allah'a isyan hususunda hiç bir yaratığa itaat yoktur." (İmam Ahmed rivayet etmiştir, sahihtir.)

İbn-i Abbas şöyle der:

«أَرَاهُمْ سَيَهْلِكُونَ، أَقُولُ: قَالَ النَّبِيُّ r وَيَقُولُونَ: قَالَ أَبُو بكر وَعُمَر»

"Görüyorum ki helak olacaklar. (Çünkü) ben onlara Allah'ın Resûlü böyle diyor derken onlar bana Ebu Bekir ve Ömer şöyle diyor diyorlar." (Ahmed ve başkaları rivayet etmişlerdir.)



S.31-Dinimizle ilgili meselelerde ihtilafa düştüğümüzde ne yaparız?

C.31-Allah'ın kitabı Kur'ân'a ve sahih sünnete müracat ederiz. Zira Allah'u Teâlâ bize şöyle buyurur:

]فإنْ تَنَازَعْتُمْ فِي شَيْءٍ فَرُدُّوهٌ إِلَى اللهِ وَالرَّسُولِ إِنْ كُنْتُمْ تُؤْمِنُونَ بِاللهِ وَاليَوْمِ الآخِرِ ذَلِكَ خَيْرٌ وَأَحْسَنُ تَأْوِيلاً[

"Eğer bir hususta anlaşmazlığa düşerseniz -Allah'a ve ahiret gününe gerçekten inanıyorsanız- onu Allah'a ve Resulüne götürün (Kur'an ve sünnetin talimatına göre meseleyi halledin). Bu hem hayırlı, hem de netice bakımından daha güzeldir." (Nisa:59)

Allah'ın Resûlü (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurur:

«تَرَكْتُ فِيكُمْ أَمْرَيْنِ لَنْ تَضِلُّوا مَا تَمَسَّكْتُمْ بِهِمَا: كِتَابَ اللهِ وَسُنَّةِ رَسُولِهِ»

"Size öyle iki şet bırakıyorum ki; onlara sarıldığınız müddetçe asla dalâlete düşmezsiniz (sapıtmazsınız). Bunlar Allah'ın kitabı ve O'nun Resûlünün sünnetidir." (İmam Malik rivayet etmiştir. Albânî Camiu's- Sahih'de hadisin sahih olduğunu bildirmiştir.)



S.32-İslam şeriatının (hukukunun) emir ve yasakları benim için bağlayıcı değildir demenin hükmü nedir?

C.32- Böyle bir söz söyleyen kişi kâfir ve mürted olmuş, islam milletinden çıkmıştır. Çünkü ibâdet sadece Allah'a yapılır. Kelime-i tevhid ve kelime-i şehâdetin anlamı budur. Bir insan inançta, ibâdette ve hükmetmede ve de hayatın bütün dallarında Allah'ın gösterdiği yolu izlemede Allah'a tam bir iteat içinde olmadıkça kendisi için gerçek tevhidi inanç vuku bulmuş olmayacaktır. Allahın indirmiş olduğu hükümleri beğenmeyerek bu hükümlere ters helaller ve haramlar koymak Allah'a şirk koşmaktır ve bu şirkin, ibadetlerde koşulan şirkten hiçbir farkı yoktur.

KABİR ZİYARETİ VE ÂDÂBI



S.33-Kabir ziyaretinin hükmü nedir ve kabirleri niçin ziyaret ederiz?

C.33-Erkekler için kabir ziyareti her zaman müstehap olan bir ameldir. Fakat kadınlar için kabir ziyareti caiz değildir. Kabir ziyaretenin bazı âdâb ve faydaları vardır:

1-Bu ziyaret münasebetiyle, hayatta olanlar bir gün öleceklerini hatırlayıp öteki dünya için mutlaka salih amel işleyerek hazırlık yapmaları gerektiğini düşünürler ve kendilerine çeki-düzen verirler. Peygamberimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurur:

«كُنْتُ قَدْ نَهَيْتُكُمْ عَنْ زِيَارَةِ القُبُورِ،فَزُورُوهَا»

"Daha önce size kabir ziyaretini yasaklamıştım, artık kabirleri ziyaret ediniz." (Müslim)

Başka bir rivayette:

«فَإِنَّهَا تُزَكِّرُكُمْ الآخِرَة»

"Şüphesiz ki; kabir ziyareti size Âhireti hatırlatır." Buyurur.

(İmam Ahmed ve başkaları rivayet etmiştir. Hadis sahihtir.)

2-Kabirlerde yatan, ölmüş kardeşlerimize Allah'tan mağfiret ve bağışlamalarını dilemeliyiz. Onlardan yardım veya dua istememeliyiz. Zira Allah'ın Resûlü ashabına kabristana girdiklerinde okumaları için şu duayı öğretmiştir:

«السَّلاَمُ عَلَيْكُمْ أَهْلِ الدِّيَارِ مِنْ المُؤْمِنِينَ وَالمُسْلِمِينَ، وَ إِناَّ إِنْ شَاءَ اللهُ بِكُمْ لاَحِقُونَ أَسْأَلُ للهَ لَنَا وَلَكُمْ العَافِيَةَ»

"Ey mü'minlerden ve müslümanlardan olan kabir ehli! Allah'ın selamı üzerinize olsun. İnşâallah, bizler de sizlere katılacağız. Allah'dan bize ve size âfiyet vermesini (azabından korumasını) niyaz ederim." (Müslim)

3-Kabirlerin üstüne oturmamak ve kabirlere yönelerek namaz kılmamak gerekir. Zira Allah'ın Resûlü (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurur:

«لاَ تَجْلِسُوا عَلَى الَمَقَابِرِ وِلاَ تُصَلوُّا إِلَيْهَا»

"Kabirlerin üzerine oturmayın ve kabirlere yönelerek namaz kılmayın" (Müslim)

4-Fatiha sûresi dahil kabirlerde Kur'ândan hiç bir sûre okumamak gerekir. Zira Peygamberimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurur:

«لاَ تَجْعَلُوا بُيُوتَكُمْ مَقَابِرَ، فَإِنَّ الشَّيْطَانَ يَنْفُرُ مِنَ البَيْتِ الذِّي تُقْرَأُ فِيهِ سُورَةُ البَقَرَة»

"Evlerinizi kabirlere çevirmeyin. Şüphesiz ki şeytan içinde bakara suresi okunan evden kaçar." (Müslim)

Bu hadis kabirlerin Kur'an okuma yerleri olmadığına işaret ediyor. Ayrıca böyle bir fiili ne Resûlüllah ne de onun ashabı yapmıştır. Bilakis kabirleri ziyaretlerinde ölüler için dua etmişlerdir. Hatta Peygamberimiz defin işlemi bittikten sonra kabrin yanında durur ve:

«اسْتَغْفِرُوا لأَخِيكُمْ وَسَلُوا لَهُ التَّثْبِيتَ فَإنَّهُ الآنَ يُسْأَلُ»

"Allah'tan kardeşinizin bağışlanmasını dileyin, çünkü o şu an sorguya çekilmektedir." (Sahihdir,Hâkim rivayet etmiştir.)

5-Kabirlerin üzerine çiçek v.b. şeyler konulmamalıdır. Zira ne Peygamberimiz ne de O'nun ashabı böyle bir şey yapmamıştır. Ayrıca bu fiilde hiristiyanları taklit etme durumu da meydana gelmektedir. Şayet çiçeğe vereceğimiz parayı vefat etmiş olan kişi adına sadaka olarak verirsek hem fakirler hem de vefat eden kişi istifade etmiş olacaktır.

6-Kabirlerin üzerine kubbeli veya kubbesiz binalar yapıp bunları kireç veya boya ile boyamaktan kaçınmalıyız. Zira bir hadiste şöyle geçmektedir:

«نَهَى النَّبِيُّ r أَنْ يُجَصَّصَ القَبْرَ، وَأَنْ يٌبْنَى عَلَيْهَا»

"Peygamber (SallallahuAleyhi ve Sellem) kabrin boyanmasını ve üzerine bina yapılmasını yasaklamıştır." (Müslim)

7-Muhterem kardeşim ölülere yalvarıp onlardan yardım istemekten kesinlikle sakınmalısın. Bilmelisin ki böyle yapman büyük şirktir. Ölülerin hiç bir fayda veya zarar vermeye güçleri yetmez. Sadece Allah'a yalvar, zira O, her şeye kadirdir ve dualara karşılık verendir.



KABİRLER ÜZERİNE SECDE YAPMAK VE ETRAFINDA TAVAF ETMEK



S.34-Kabirler üzerine secde etmenin ve kabirlere kurban kesmenin hükmü nedir?

C.34- Kabirler üzerine secde etmek ve kabirlere kurban kesmek cahiliyy
 
Üst Ana Sayfa Alt