Psikolog yada psikoterapistler sorun, problem ve rahatsizliklara göre tedavi etmeye calisir. Psikolog daha cok konusma tedavileri uygular, yani herhangi bir ilac verme yetkisi yoktur, psikoterapistler genelde hem tip hem psikoloji okumus insanlardir, bu nedenle ilac verme yetkisine sahiptirler.
Islam ve psikologi, islam ve psikoterapi de cok iyi bir sekilde birbirleri ile bagdastirilabilip, cok iyi tedavi yöntemleri cikarilabilir. Bu konuda, gerek Allah Rasulu s. zamaninda tedavi yapilmis, gerek sonra AL KINDI; AL FARABI; IBN I SINA, GHAZALI genis arastirmalar yapilmis, kitaplar yazilmis, tedaviler uygulanmistir. Örnegin Allah Rasulu s. bir ruh hastasinin Kuranla tedavi görmesine izin veriyor. (bk Tibbi nebevi) Yine ibni Sina, nöropsikoterapi uzmani sayilir, zamaninda bircok sinir hastaligina tedaavi yöntemleri bulmustur, uyku bozuklugu, sinir bozuklugu, halusinasyon, epilepsi, unutkanlik vs..
Allah Rasulu s. buyuruyor ki: Numan b.Besirden rivayet ediliyorki:
"Helal bellidir, haram bellidir" dedikten sonra, "Dikkat ediniz!.. Vücutta bir et parçası vardır ki, o sıhhat bulursa, bütün vücud salaha erer. Eğer o fesada uğrar ve hastalanırsa, bütün vücutta fesad ortaya çıkar, bozulur. Dikkat edin, bu et parçası, kalbdir" diyerek, bizleri uyarmistir“ (Sahih-i Müslim, Sünen-i Ebu Davud, Sünen-i İbni Mace, Sünen-i Darimi)
Yani Allahin hududlari bellidir, haram ve helal..Insanin kalbine gerek organ olarak gerek ruh olarak sahip cikmasi, yani sagligina dikkat etmesi zaruridir. Cünki kalp iki türlü hastalanir, biri organ olarak, fonksiyon bozukluklari, digeri ise ruhi bozukluklar. Ve biz insaniz, her ne kadar imanli olsakta, insan yasadigi sürece, herhangi bir ruhi sorunla karsi karsiya kalabilir. Tabiki her ruhi bunalimda, depresyonlarimizda psikolog yada psikoterapistlere kosmuyoruz, cunki sorunlarimizi ya kendimiz atlatabiliyoruz, ya cevremizde destek buluyorz, yada atlatmadan gecistirip, bilincaltina yerlestirip o tekrar ya ruhi bunalim, yada vucudsal hastalik olarak cikiyor.
Ve bugunki muslumanlarin durumuna bakarsak, spiritüel, ruhi durumlarimiza bakalim, kim Kelime-i Tevhid'i anliyor?Kim kildigi namazlari anliyor?Kimin icindeki iman ile yaptigi ameller ayni/bir? Yani sunu demek istiyorum dünya muslumanliginin 3 te birinden cok azi istatistik arastirmalara göre bilincli islami yasiyor..Yani eger dersek ki, Rabbini bilen, taniyan, kendini bilir, bu sebeple psikologa gerek kalmaz, bu herkez icin gecerli olmaz, ve bilen birine danismanin, tedavi görmenin, ne haram ne günah, ne ayiplanir bi tarafi var..Ve günümüzde bilincli müslüman bilinen bilginler vardir, haci hocalar vardir, ama tamamen halusinasyon dünyasinda yasayan sizofren denilebilecek bi sekilde „akilli“ konusmacilar vardir, yani hal böyleyken „sosyal statüsü“ daha düsük bir muslümandan ne bekleyebilirz ki, bilenlerin bile tedavi ihtiyaci varken?
Ve bugun muslumanlarin bir cok psikolojik sorunlari vardir, gerek erkek kadin rol statüsünde, gerek cevre etkisi, gerek kisilik problemleri, gerek vs vs yani bunlarin hepsi tedaviyi gerektirir…….
Sifayi veren herzaman Allahtir, ve Allah sifayi bulmamiz icin birsürü care yollari gösteriyor bize, bunlarda sadece vesiledir.
"O ki, beni yaratan ve bana doğru yolu gösterendir,"
"Beni yediren, içirendir,"
"Hastalandığım zaman bana O, şifâ verir."
"O ki, benim canımı alacak, sonra diriltecektir. " Suara, 78-81
"Allah derdi de çareyi de verdiği gibi her dert için bir ilaç yaratmıştır. Bu sebeble tedaviye devam ediniz. Fakat haramla tedavi etmeyiniz." (Ebu Davud, Tıb 11)
Sad İbn Vakkas hastalanmış Hz. Peygamber (sas) ziyaretine gitmiş. Sad'ı evinde hasta yatar görünce Haris bin Kelde'yi çağırın, O iyi bir hekimdir, sizi tedavi etsin" buyurmuştur. (Ebu Davud, Tıb 12).
"İki nimet vardır ki, insanların çoğu bunda aldanmıştır: Sıhhat ve boş vakit." (Buhari, Rikak 1; Tirmizi, Zühd 1; İbn Mace, Zühd 15)
„Yeryüzünde dolaşmıyorlar mı ki olanları akledecek kalbleri, işitecek kulakları olsun. Gerçek şudur ki, gözler kör olmaz, fakat asıl göğüslerin içindeki kalpler kör olur.“ Hac, 46