Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü İslam ve İman Arasındaki Fark Nedir?

Esad Çevrimdışı

Esad

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Es selamu aleykum ve rahmetullah,

İslam ve iman nedir ve aralarındaki fark nedir?

Bedevîler «inandık» dediler. De ki: Siz iman etmediniz ama «İslâm olduk.» deyin. Henüz iman kalplerinize yerleşmedi. Eğer Allah´a ve Resulüne itaat ederseniz, Allah işlerinizden hiçbir şeyi eksiltmez. Çünkü Allah çok bağışlayan, çok merhamet edendir. Hucurat 14

Bu ayetteki bedevilerin hükmü kafir mi ?

Bu kapsamda günümüzde islamın rukünlarının (namaz oruç zekat) bir çok zahirisini yerine getiren fakat akide anlamında eksik/hatalı/sapık olan kişiler de bu ayetteki bedevilerin hükmünde midir ?
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Âleykum selam we rahmetullahi we berakatuh ;

Şayet iki sözcükten biri tek başına kullanılırsa İslam dininin tümünü kapsar. Bu durumda İslam ile İman arasında fark olmaz. Ancak bu iki sözcük bir arada zikredilirse; İmandan maksat gizli ameller amaçlanır; Allah'a iman, Allah'ı sevmek, ondan korkmak ve ihlaslı olmak gibi gibi kalbi ameller olur.

İslam ise: İmanla ile birlikte veya iman olmadan da açıktan görünen ameller anlamına gelir.

İbn Teymiye rahimehullah şöyle dedi:
"İman" kelimesi, bazen salih amel veya İslamla birlikte kullanılmaz. Bazen de Cibril hadisinde olduğu gibi "İslam" kelimesi ile birlikte kullanılır. Aynı şekide Ahzab suresinin 35. Ayetinde "Şubhesiz Müslüman erkeklerle Müslüman kadınlar, Mûmin erkeklerle Mûmin kadınlar…..". geçmektedir.
Ayrıca Hucurat suresinin 14. Ayetinde: " Bedevîler “İman ettik” dediler. De ki: “İman etmediniz. (Öyle ise, “iman ettik” demeyin.) “Fakat boyun eğdik (Müslüman olduk)” deyin. Henüz iman kalblerinize girmedi. Eğer Allah’a ve Peygamberine itaat ederseniz, yaptıklarınızdan hiçbir şeyi eksiltmez. Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.” geçmektedir.
Madem İslam, İman ile zikredildi o zaman İslam; Kelime-i şehadet, namaz, oruç, hac ve zekat gibi görünen amelleri kapsar. İman ise Allah'a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine ve ahiret gününe iman olarak bilinir.
Şayet İman tek başına zikredilirse o zaman İslamın salih amelleri de içine girer. Zira iman şubeleri hadisinde şöyle geçmektedir: "İman yetmiş küsür şubedir. En üstünü ve yükseği Lailahe illAllah'tır. En düşüğü ise yoldan eziyet ve zarar veren bir şeyi kaldırmaktır." (Şeyhu'L İslam İbn Teymiyye, Mecmu el Fetava, C. 7, Sf: 13-15)

İman ise; kalbin ikrarı ve ameli olarak anlaşılır. Bu amel ise sadece gerçekten Mûmin olan kimseden ortaya çıkar. Yüce Allah şöyle buyurdu:
Mûminler ancak o kimselerdir ki; Allah anıldığı zaman kalbleri ürperir. O’nun âyetleri kendilerine okunduğu zaman (bu) onların imanlarını artırır. Onlar sadece Rablerine tevekkül ederler. Onlar namazı dosdoğru kılan, kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden Allah yolunda harcayan kimselerdir. İşte onlar gerçekten mûminlerdir. Onlara, Rabb'leri katında yüksek mertebeler, bağışlanma ve cömertçe verilmiş rızık vardır." (Enfal 2-4)
Böylece İman'ın anlamı İslam'ın anlamından daha üstün bir anlama sahibp olduğu ortaya çıkmıştır. Bunun üzerine her Mümin, Müslümandır ama her Müslüman Mümin değildir. (Şeyhu'L İslam İbn Teymiyye, Mecmu Fetava, C. 4, Sf: 92)

İslam'dan kasıt açık görünendir. İman ise kalbde gerçek inaçtır. Yüce Allah ailenin tümünü zikrederken İslam'la nitelendirdi çünkü Lut aleyhisselamın eşi de onun ehlindendir. Ve işin görünen tarafına bakılırsa o da Müslümandı ama içinden kafir idi. Ne zaman ki oradan çıkarılan ve kurtularılan kişilerden bahsedince Mûminler olarak nitelemiştir.
"Orada (Lût’un yöresinde) bulunan mûminleri çıkardık. Zaten orada bir ev halkından başka müslüman bulamadık." (Zariyat 35-36)

İbn Teymiye rahimehullah şöyle dedi: "Lut aleyhisselam'ın eşi munafıktı; içinden kâfir, görünüşte ise eşiyle Müslümandı. Bu nedenle kamvin azabıyla azablandırıldı. Şubhesiz bu durum Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem'le birlikte olan münafıklar için de geçerlidir." (Cemiul Mesail 6/221)

İbn Teymiye şöyle devam etti: Bazı kişiler bu ayetteki İslam ve İman'ın aynı şey olduğunu görmüş ve diğer ayet ile zıtlık öne sürmüşlerdir. Ancak bu gerçeği yansıtmıyor. Şubhesiz bu ayet, diğer ayetle uyumludur. Çünkü yüce Allah o memlekette bulunan Müminlerin çıkarıldığını haber vermiştir. Bununla sadece bir Müslüman aile bulunmuştur. Çünkü Lut'un eşi bulunan evin içindeydi kurtarılan ve çıkarılanla birlikte değildi. Bilakis azap görenlerdendi. Her ne kadar görünüşe göre eşiyle birlikte aynı dinde ise de ancak gizliden kavminin dini üzerindeydi ve eşine hiyanet etmiştir. Nitekim yüce Allah şöyle buyurdu:
"Allah, inkâr edenlere, Nûh’un karısı ile Lût’un karısını örnek gösterdi. Bu ikisi, kullarımızdan iki salih kişinin nikâhları altında bulunuyorlardı. Derken onlara hainlik ettiler de kocaları, Allah’ın azabından hiçbir şeyi onlardan savamadı. Onlara, “Haydi, ateşe girenlerle beraber siz de girin!” denildi." (Tahrim 10)

Şubhesiz O'nun hiyaneti dinde olup yatakta değildi. Bundan maksad Lut'un eşi Mümine değildi ve çıkarılarak kurtarılanlardan değildi. Böylece "Bulunan Mûminleri çıkardık" ayetin kapsamına girmemiştir. Ancak Müslüman bir ailenin fertlerinde bir kişi olup içinde bulunuyordu. Bu nedenle yüce Allah şöyle buyurdu: "Zaten orada bir ev halkından başka Müslüman bulamadık."
Böylelikle Kur'ânın hikmeti ortaya çıkmıştır. Çıkarılma konusunda İmanı zikretti. Ama varlıkta ise İslamı zikretti. (Şeyhu'l İslam İbn Teymiyye, Mecmu el Fetava, C. 7, Sf: 472-474)
 

Benzer konular

Üst Ana Sayfa Alt