Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü İslam'a Göre Muşriklerin Nikahı Kıyılır mı?

eL_Muhacir Çevrimdışı

eL_Muhacir

İlimsiz Mucâhid, kâtil; Cihâdsız âlim, belâm olur
Frm. Yöneticisi
Esselamu aleyküm ve rahmatullah Abdulmuizz Fida abi.
Rabbim İslam üzere ayaklarını sabit kılsın.

Ulema bu konu hakkında nasıl hareket etmiş ve nasıl bir yol izlemiş ?

CazakAllahul hayr
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Âleykum selam we rahmetullahi we berakatuh kardeşim hakkını helal et gözümüzden kaçmış veya unutulmuş kalmış bir soru olmuş;

Allah’a eş koşan (muşrik) kadınlarla onlar imana gelinceye kadar evlenmeyin. Mûmin bir cariye, hoşunuza gitse de muşrik bir kadından daha iyidir. İnanmalarına kadar; ortak koşan erkeklerle mûmin kadınları evlendirmeyin. İnanan bir köle, hoşunuza gitmiş olsa da, muşrik bir erkekten daha iyidir.(Bakara, 2/221)

Ey iman edenler! Mûmin kadınlar hicret ederek Size geldiği zaman, onları, imtihan edin. Allah Onların imanlarını daha iyi bilir. Eğer Siz de onların inanmış kadınlar olduklarını öğrenirseniz Onları Kâfirlere geri göndermeyin. Bunlar Onlara Helâl değildir. Onlar da Bunlara helâl olmazlar. Onların (kocalarının) sarfettiklerini (mehirleri) geri verin. Mehirlerini kendilerine verdiğiniz zaman onlarla evlenmenizde size bir günah yoktur. Kâfir kadınları nikâhınızda tutmayın, sarfettiğinizi isteyin.” (Mumtehine, 10)

“…Mûmin kadınlardan iffetli olanlar ile daha önce kendilerine kitab verilenlerden iffetli kadınlar da, mehirlerini vermeniz şartıyla, namuslu olmak, zina etmemek ve gizli dost tutmamak üzere size helâldir…” (Mâide 5)

Buna göre;
1. Müslüman bir erkeğin dinsiz veya muşrik bir kadınla,
2. Müslüman bir erkeğin ehl-i kitab dediğimiz Yahudi veya Hıristiyan inancı dışında başka bir dine mensub bir kadınla (Yahudi ve Hıristiyan olması halinde de iffetli olmaları ve gizli dost edinmemeleri şartıyla),
3. Müslüman bir kadının, Müslüman dışında hangi dinden olursa olsun gayri Muslim bir erkekle,
4. Müslüman bir kadının dinsiz bir erkekle evliliği dinen haram ve İslam hukukuna göre bâtıldır. Durum bu olunca böyle bir nikâh kıyılamaz. Kıyılsa da geçersizdir.
Bu hükümlere rağmen (bile bile) nikah kıyılır, helaldir diyen, nikah kıyan kâfir olur!.


Kâfirlerin Evlilik - Nikâh Akdi:

İslam Beldesinde (Dâru'l İslam) kâfirler, muşrikler İslam Kâdı'sına başvurarak (kendi aralarında herhangi bir ihtilaflarının muhakemesi durumunda olduğu gibi nikahlarında da) İslam'a göre nikahlarının kıyılmalarını istemelerini durumunda;
"Aralarında, Allah’ın indirdiği ile hükmet. Onların arzularına uyma ve Allah’ın Sana indirdiğinin bir kısmından (Kur’an’ın bâzı hükümlerinden) Seni şaşırtmalarından sakın. Eğer yüz çevirirlerse, bil ki şubhesiz Allah, bâzı günahları sebebiyle Onları bir musibete çarptırmak istiyor. İnsanlardan birçoğu muhakkak k56i yoldan çıkmışlardır." (Maide 49)
ayetin hükmü gereğince ister tâzir, ister haddi gerektiren durumlar olsun, ister nikah akdinde olsun İslami şartlara göre yerine getirilir. (İmam Kudame el Makdisi, el Muğni muhtasarı, C. 4, Sf: 21 - 27)

Kâfirler akde henüz başlarken Hâkim'e muracaat ederlerse, o vakit Hâkim Onları Müslümanların nikâh şartlarına göre evlendirir. Çünkü Yüce Allah: "Aralarında Allah'ın indirdikleriyle hükmet..." (Maide 49) şeklinde buyurmuştur. Zira nikâh İslam'i usûlden başka kıymaya hakkı yoktur.
Eğer Onlar akitten sonra Müslüman olurlarsa yahud bize muracaat edecek olurlarsa, bu akdinin keyfiyetine karşı çıkamayız ve hâlihazırdaki durumlarına bakarız. O zaman kadın eğer kendisiyle başlangıç itibariyle evlenilmesi câiz olanlardan ise hâkim ikisinin nikâhını kabul eder. Kendisiyle başlangıç itibariyle evlenilmesi câiz olmayanlardan olursa, hâkim ikisinin arasını ayrıma tabi tutar. Onların bu bağlamda inandıkları tüm şeyler, üzerinde ikrar edilmiş bir nikâh hükmünde ele alınır. Bu bağlamda olmayanlar ise böyle değildir.

Müslümanlara haram olan durumlar, Onlar için de haram olur; fakat onlar, haram olan nikâhlarında şu iki şartı kabul etmektedirler: Birincisi: Bizim hükmümüze muracaat etmemeleri;
İkincisi ise bunu kendi dinlerinde mubah saymalarıdır.
Çünkü Yüce Allah şöyle buyurur: "Sana gelirlerse, ister aralarında hüküm ver, ister Onlardan yüz çevir. Eğer onlardan yüz çevirirsen Sana hiçbir zarar veremezler." (Maide 42)
Bu da gösteriyor ki bize gelmedikleri muddetçe Onlar hâlidirler ve Onlara ait hükümleri de böyledir. Nitekim Peygamber (s.a.v.), Hecer Mecûsilerden cizye almış, onlara ait ahkâm ve nikâhlarına karşı çıkıp itiraz etmemiştir.
Becale der ki: "Abdurrahman b. Avf, Rasulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Hecer Yahudilerinden cizye aldığına şahidlik edinceye kadar Ömer b. el-Hattab, Mecusilerden cizye almadı." Buhari, Sahih'de Sufyan kanalıyla rivayet etmiştir.
(Buhari, Cizye, 3156)
İmam Ahmed'den nakledildiğine göre devlet başkanı, Mecûsi bir erkekle Hiristiyan bir kadının arasına girebilir. el-Muvaffak der ki: Bu görüşe göre, Onlarla harbî olanların arasındaki nikâhın arasına girilebilir. Çünkü Ömer (r.anh), Mecûsilerden olup da (nikâhı) haram sayılanların tümünün arasının ayrılmasına dair mektub yazmıştır. (Buhari; Fethu'l Bâri, C. 6, Sf: 257)

Ebu Yusuf ve İmam-i Muhammed (rahimehumullah)'in delill budur ki; iddet içinde bekleyen kadının nikâhının haram olması üzerinde ittifak edilmiştir. Kâfirler iddet bekleyen kadının nikâhını câiz görürler. Ama şâhidsiz kıyılan nikâhın haram olmasında ihtilâf vardır. Zira İmam-ı Malik (rahimehullah) ile İbn-i Ebî Leylâ (rahimehullah) kâfirler bizim hükümlerimizi bütün ihtilâflarıyla kabul etmişlerdir. Fakat Müslüman memleketinde oturup, Müslüman olmayanlara biz dokunmayız. Eğer bizim mahkemelerimizde duruşmada bulunsalar yahud biri bizim mahkememize muracaatta bulunsa veya iddeti bitmediği hâlde biri Müslüman olsa, nikâhı birbirine ebedî haram olanlar gibi araları ayrılır. Ama Müslüman olsalar yahud iddeti bittikten sonra bizim mahkemelerimizde duruşmada bulunsalar, ittifakla araları ayrılmaz." demişlerdir.
İmam-i Âzam'ın delili; iddet içinde nikâhın haram olmasının sebebi iddettir. Zira iddet bekleyen bir kadın bir bakımdan nikâhlı olduğundan nikâh kıyılırsa nikâh üzerine nikâh kıyılmış olur. İddetin sabit olması ya şeriat içindir yahud kadının kocası içindir, iddetin şeriat için olmasına yol yoktur. Çünkü kâfirler şeriat hukuku ile muhâtab değillerdir. Bundan dolayı onların şarab ve domuz alıp satmalarına dokunulmaz, iddetin kadının kocası için sabit olmasına da yol yoktur. Çünkü bu Müslüman olmayan koca, iddetin haram olduğuna inanmamaktadır. Bu takdirde nikâhın ruknu olan "İcab ile kabul" nikâha ehil olan erginlik çağında bulunan erkek ile kadından meydana geldiği için kıyılan nikah sahihtir. Ama Müslüman bir kadın iddet beklerken, O'nun nikâhı sahih değildir. Müslüman olmayanların iddet beklerken kıydıkları nikâh sahihtir. Bunların nikâhı sahih olduğu için, bizim mahkemelerimizde duruşmada bulunsalar, araları ayrılmaz. Kâfirlerin nikâhlarının câiz olması şâhidlerin bulunmasına bağlı değildir. Bir Mecusi nikâhı kendisine haram olan bir kadınla evlense, bundan sonra ikisi veya ikisinden birisi Müslüman olsa, araları ayrılır. Bunlar Müslüman olmadıkları hâlde bizim mahkemelerimizde duruşmada bulunsalar, yine araları ayrılır. Çünkü birbirine haram oldukları için başlangıçta nikâhları câiz değildir. Bunların bir arada kalmaları da câiz değildir.


MUĞNİL muhtac.jpg
 
Üst Ana Sayfa Alt