Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Makale İSLÂM’DA EVLAT EDİNMEK NEDEN YASAKTIR?

Necati Koçkesen Çevrimdışı

Necati Koçkesen

İyi Bilinen Üye
İslam-tr Yazar
İSLÂM’DA EVLAT EDİNMEK NEDEN YASAKTIR?

Şu yaşadığımız depremlerden sonra annesiz babasız kalan küçük bebeklerin veya (henüz) yakınları tesbit edilememiş bebeklerin evlat edinilme meselesi yine gündeme taşınmakta dolayısı ile birçok kimse bu çocukları evlatlık edinmek için mürâcaata hazırlanmaktadır. Birçok kimse de bize evlatlık edinmenin hükmünü sorarak, bu çocukları evlat edinip edinemeyeceklerini soruyorlar.

Evlatlık edinmek câhiliyye döneminde çok yaygın bir uygulama idi. Evlat edinilen çocuk evlat edenlerin öz çocuğu gibi oluyor, evlat edinilen günden îtibâren çocuk evlat edinene nisbet edilerek çağrılıyordu. Evlat edinilen evlat edenin mirasına hak kazanıyor, onun hanımı evlat edenin öz oğlunun karısı gibi gelini oluyor ve evlat edindiği kimse öldüğü zaman veya karısını boşadığı zaman onunla evlenemiyordu.

İslam dini birçok meselede olduğu gibi evlat edinme meselesinde de tedrîcilik uyguladı. Evlat edinmeye Mekke döneminde müdâhele etmedi. Çünkü Mekke'de önce îmanın kalblere kuvvetle nakşedilmesi sonrasında da hükümlerin gelmesi gerekiyordu. Dolayısı ile evlat edinme Müslümanlar arasında cahiliyenin uygulamasında olduğu gibi devam etti. Nitekim Zeyd bin Hârise radiyallahu anh cahiliyye devrinde Allah Rasûlünün kölesi iken babası ve amcasını değil Allah Rasûlünü tercih edince Allah Rasûlü de onu evlat edinmiş, o günden îtibâren Zeyd bin Hârise “Zeyd bin Muhammed” (Muhammed’in oğlu Zeyd) diye çağrılır olmuştur. Bu Medine dönemine kadar böyle devam etti. Medine döneminde ise Ahzab sûresinin inmesi ile birlikte evlat edinme yasaklandı. Evlat edinmeyi yasaklayan ilk âyet şu âyettir:

“... Allah evlâtlıklarınızı öz oğullarınız gibi tanımadı. Bunlar sizin dillerinize doladığınız boş sözlerdir. Allah gerçeği söyler, doğru yola o eriştirir.” (Ahzâb, 4)

Bu âyet evlatlıkların öz oğul gibi olamayacağını belirterek, câhiliyye dönemindeki evlatlık edinmeyi kaldırdı. Aşağıdaki âyet ise evlatlıkların evlat edinene değil öz babalarına nisbet edilerek çağrılmasını emretti.

“Evlâtlıkları öz babalarına nisbet ederek çağırın. Bu, Allah katında daha doğrudur. Eğer onların babalarını bilmiyorsanız, bu takdirde onlar sizin din kardeşleriniz ve dostlarınızdır. İçinizden kasd ederek yaptıklarınız bir yana, yanlışlıkla yaptıklarınızda üzerinize bir günah yoktur. Allah çok bağışlayan ve çok merhamet edendir.” (Ahzâb, 5)

İşte bu âyet inince Zeyd bin Hârise artık Zeyd bin Muhammed (Muhammed’in oğlu Zeyd) diye değil, “Zeyd bin Hârise” (Hârise’nin oğlu Zeyd) diye çağrılmaya başlandı.

Abdullah İbn Ömer’den (ö.73/692) şöyle dediği nakledilmiştir: “Çocukları öz babalarına nisbet ederek çağırın.” (el-Ahzâb, 33/5) âyeti ininceye kadar, biz Zeyd b. Hârise’ye (r.a.) “Zeyd b. Muhammed (Muhammed’in oğlu Zeyd)” derdik. Bundan sonra kendi babasına nisbet etmeye başladık.” (Buhârî, Tefsîru Sûre, 33/2)

Allah yine evlatlıkların hanımlarını boşadıkları veya evlatlık olan öldüğü zaman onların karıları ile evlatlık edenin evlenebileceğini belirterek cahiliyyenin bu konudaki uygulamasını da kaldırdı. Bu konu ile ilgili olarak Ahzab sûresi 37. Âyette de şöyle denilmektedir:

“Ey Peygamber! Hani sen, Allah’ın kendisine nimet verdiği ve senin de azat etmek suretiyle kendisine iyilikte bulunduğun kimseye: “Hanımını yanında tut ve Allah’tan kork!” diyordun. Bunu söylerken, Allah’ın daha sonra ortaya çıkaracağı bir gerçeği içinde gizliyor ve onu açıklama konusunda insanlardan çekiniyordun. Oysa asıl çekinmen gereken Allah’tı. Nihâyet Zeyd hanımını boşayıp onunla ilişkisini kesince biz onu sana nikâhladık ki, artık bundan böyle, “evlâdım” diye çağırdıkları kişiler hanımlarını boşadıklarında, o hanımlarla evlenmek hususunda mü’minlere bir güçlük, kınama ve hukûkî bir engel olmasın. Allah’ın emri ne ise o mutlaka yerine getirilmelidir.”

Görüldüğü gibi Allah bu uygulamayı bizzat Rasûlü üzerinde gerçekleştirdi ki daha mübeyyen olsun.

İslam’da evlatlık edinmenin yasak olmasının sebep ve illetleri nelerdir? Yâni evlatlık edinmek İslâm dîninde neden yasaklanmıştır?

Bu meselenin illet ve sebeplerini incelediğimizde üç neden görüyoruz. Bunlar evlatlık edinmenin yasak olmasının sebepleridir.

1. Mahremiyet meselesi. Evlat edinilen çocuk evlatlık edenlerin zürriyetinden olmadıkları, bir başka ifâde ile bir kan bağı taşımadıkları için mahremiyete sebep olmaktadırlar. Buna göre, eğer evlatlık alınan çocuk bir kız çocuğu ise, akıl bâliğ olduğunda evlatlık alan kimseye mahrem olacak dolayısı ile kapalı bir yerde başbaşa kalamayacaklar, birbirlerini kucaklayamacak, öpemeyecekler, birbirlerinin vucûdlarına dokunamayacaklardır. Eğer evlatlık alınan çocuk erkekse, o zaman da aynı şeyler onu evlatlık edinen kadın ile kendi arasında geçerli olacaktır. Yâni evlatlık edinilen erkek çocuğu akıl bâliğ olduğunda annesi bildiği kadına nikahı düşecek dolayısı ile onunla başbaşa kalamayacak, onunla beraber yolculuğa çıkamayacak, birbirlerini kucaklayamayacaklar, öpemeyecekler ve birbirlerinin görülmesi haram olan yerlerine bakamayacaklar, dokunamayacaklardır. Bu sebepten evlatlık edinmek yasak kılınmıştır.

2. Soy sopun karışmaması için. Evlatlık alan kimseler bir iki aylıkken veya küçük yaşta evlatlık aldıkları çocukları kendi nüfuslarına yazdırmaktalar, kendilerini baba ve anne olarak tanıtmaktadırlar. Çocuk onları öz annesi ve babası zannederken esas anne ve babasını, akrabalarını tanımamaktadır. Bu da ilerde çeşitli facialara sebep olmaktadır. Bugün gayri meşru ilişkiden dolayı çocukları olanlar o doğurdukları çocukları ya cami önlerine veya bir apartman önüne koyarak, hattâ çöpe bile atarak ortadan kaybolmaktadırlar. O çocukları bulanlar da polise haber verdiklerinde polis onları çocuk bakım evlerine bırakmaktadırlar. Daha sonra evlatlık edinmek isteyen aileler mürâcaat ettiklerinde verilmesi uygun olanlara çocuklar verilmektedir. O çocuğu doğuran esas annesi başka bir erkekle, o kadınla gayri meşru ilişki yaşayan erkek de başka bir kadınla evleniyor ve onlardan da çocukları oluyor. İşte evlatlık verilen çocuk kendi öz anne ve babasını tanımadığı gibi kendi öz kardeşlerini, amcalarını, halalarını, teyzelerini, dedelerini, ebelerini ve yeğenlerini de tanımamaktadır. 18- 20 yaşlarına geldiklerinde birbirlerini hiç tanımayan öz kardeşler, hala ve yeğenler, teyze ve yeğenler, dayı ve yeğenler birbirleriyle tanışarak evlenebilmektedirler. Birbirleri ile evlenmeleri haram olanlar kardeş ya da akraba olduklarından haberleri olmadan birbirleri ile evlenip çocukları olunca bu da soyların karışmasına, bozulmasına sebep olmaktadır.

Depremde anne ve babasını kaybederek bulunan birkaç aylık çocuklar da aynı problemlerle karşılaşacaklardır. Her ne kadar anne ve babasını kaybetmiş olsa bile belki kardeşleri, teyzeleri, halaları, dayıları, amcaları ve yeğenleri hayatta olacak, ilerde onlardan birisi ile tanışacak belki birbirlerini sevecekler ve birbirleri ile evleneceklerdir. İşte bundan dolayı islam dini evlatlık edinmeyi yasaklamıştır.

3. Mîras meselesinden dolayı. Evlatlık edilen bir çocuk kendisini evlatlık edenlerin soyundan olmadığı için mîraslarını da hak etmemektedir. Çocuğu olmayan bir kimse öldüğünde islâma göre kardeşleri veya kardeşlerinin çocukları varsa mirasını onlar alır. Eğer kardeşleri yok da amcaları veya amcalarının çocukları varsa miraslarını onlar alırlar. Halbuki evlatlık edinilen çocuk evlatlık edenin nüfusuna kaydedildiğinden öz çocuğu gibi kabul edilmekte ve kendisini evlatlık edinen kadınla erkek öldüklerinde onların tüm miraslarını alabilmektedir. Bu durumda mirasa hak sahibi olmamasına rağmen miras alarak gerçek miras sahiplerinin hakkını gaspetmektedir. Yine aynı şekilde o ölen çocuğun kendi öz ailesinden bir fert öldüğünde onların mirasını alma hakkı olmasına rağmen kendi soyundan olan kimseleri tanımadığından onların mirasını da alamamakta bu sefer de onun hakkı gaspedilmektedir. İşte bundan dolayı İslam’da evlatlık almak yasaklanmıştır.

Bazı aklı evvel hocacıklar Allah’ın evlatlık edinmeyi yasak kılan hükmünü delebilmeleri için insanlara güya çıkış yolu göstermeye çalışıyorlar ve diyorlar ki, efendim, eğer evlatlık alacak olan kadının süt emziren bir kız kardeşi varsa o çocuğu emzirsin. Bu sefer emziren kadın onun süt annesi, evlatlık alacak olan kadın da onun süt teyzesi olacağından mahremiyet meselesi hallolmuş olur ve o zaman o çocuğu evlatlık alabilirler, diyorlar.

Ben de onlara diyorum ki; bre ahmaklar, islam evlatlık almayı yasaklarken sâdece mahremiyet meselesinden dolayı haram kılmamış ki. Yukarda saydığım üç nedenden dolayı haram kılmış. Haydi süt emzirerek mahremiyet meselesini hallettiniz diyelim, soyların karışması, o çocuğun kendi soyunu tanıması zorunluluğunu ve miras meselesini nasıl halledeceksiniz? Ayrıca, Allah bir şeyi yasaklamış ve haram kılmışsa neden Allah’ın hükmüne teslim olmuyor da onu delmeye çalışıyorsunuz?

Evlatlık almanın haram kılınmasını anlamayan, evlatlık almayı kafasına koyduğu için anlamazlıktan gelen sözde mülümanlar da bize sık sık şu soruyu soruyorlar:

Evlatlık almanın, yetim bir çocuğu alıp beslemenin, onu okutmanın, evlendirmenin neresi kötü ki?

Biz de onlara diyoruz ki, İslam yetim ve kimsesiz çocukların bakımlarını, onların giderlerini üstlenmenin karşısında değildir. Tam aksine buna teşvik eder. Eğer sizler yetimlere bakmak, onların bakımını, eğitimini, evlenmesini üstlenmek istiyorsanız, yetiştirme yurtlarına gider, hangi çocuğun giderlerini üstlenmek istiyorsanız o çocuğun giderlerini üstlenirsiniz. Bunda hiçbir problem yoktur. Yine fâkir olan bir komşunuzun veya depremzede bir âilenin çocukları kendilerinde kalmak üzere onların bütün bakım, yeme, içme, okuma ve evlenme giderlerini üstlenerek onlara yardım edebilirsiniz. Bunda da bir sakınca yoktur. Neden böyle yapmıyorsunuz? Çünkü sizin esas amacınız bir çocuğun giderlerini karşılamak değil de evlatlık edinmektir. Bunun için de ipe sapa gelmez bahâneler üretiyorsunuz. Allah’tan korkun ve Allah’ın hükmüne teslim olun.

Türk milletinin bazı örf ve adetleri maalesef İslâm’dan önceki şamanist örf ve adetlerin devamı olduğu gibi bu evlatlık meselesinde de câhiliyye örf ve adetini devam ettiriyorlar.

İslam, Allah’ın emir ve yasaklarına teslim olunan dinin adıdır. Müslüman da Allah’ın emir ve yasaklarına teslim olan kimse demektir. Allah’ın emir ve yasaklarına teslim olmamak, o emir ve yasakları sağdan ve soldan delmeye çalışmak islam olmadığı gibi böyle bir şeyin mâzereti de Allah katında kabul edilmeyecektir.

Bu sebepten, yeniden vurguluyoruz ki, İslam evlatlık almayı yasaklamış ve haram kılmıştır. Buna rağmen evlatlık edinenler birçok haramlar işleyerek Allah’a isyan etmişlerdir. Bizden söylemesi.
 
Üst Ana Sayfa Alt