A
Çevrimdışı
ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, "Yeni Ortadoğu için zaman geldi!" derken, "Büyük İsrail Devleti'ni kurmak için zaman geldi" demek istiyor! Peki, ABD gibi akılla idare edilmesi gereken bir devlet, bölgeyi yakıp yıkacak böyle bir projenin ABD'ye hiçbir çıkar getirmeyeceğini öngörmüyor mu?
Elbette bunu da tahmin ediyorlar, ancak daha çok dini ideoloji ile hareket ediyorlar! Tıpkı İsrail'deki hahamlar kurulunun, Lübnan ve Filistin'deki sivillerin öldürülmesine fetva vermesi gibi!
***
Büyük Ortadoğu Projesi, 20'nci yüzyılın başında İngiltere'nin projesi olmakla birlikte, daha sonra ABD ve İsrail tarafından ele alındı. ABD'de bu proje, W. Wilkie tarafından "Tek Bir Dünya" adı altında kitap olarak da ortaya konulmuştu. Kitap, 1951 yılında Türkiye'de de yayınlanmıştı.
İsrail de hemen ardından MOSSAD vasıtasıyla bir plan geliştirdi.
İsrailli yazar Skhoma Nakdinon, 1948'den beri, MOSSAD'ın Kuzey Irak'ta bazen İran ile bazen ABD ile bazen her ikisi ile birlikte hangi operasyonları yaptığını anlatır!
Nakdinon'un verdiği bilgiye göre İsrail'in Kürtler ile ilk temasını, geçmişte Osmanlı'ya ihanet eden Bedirhan'ın torunu Kamuran Ali Bedirhan, Paris'teki İsrail Büyükelçiliği'nde istihbarattan sorumlu Yarbay Bin David ile görüşerek başlatmıştır.
Bedirhan, 1958'de SAVAK'ın daveti üzerine Tahran'a yerleşti. Orada Lübnanlı politikacı Sami Sulh ile tanıştı. Sulh, Bedirhan'a, Suriye, Irak ve Lübnan'ın federal birlik halinde birleşmesi, daha sonra bu birliğe Kürdistan, Hicaz, Yemen, Türkiye ve İran'ın katılması ve nihayet ilk fırsatta İsrail'in de birliği dahil edilmesi hakkında fikirlerini anlattı. Sulh, aynı planı daha önce Paris'teki MOSSAD temsilcisine sunmuştu.
MOSSAD temsilcisi Bin David, Bedirhan'a, Sulh'un planına yeni bir fikir eklemesini önerdi. Bu fikir, Arap Birliği kavramının yerine Orta Doğu Birliği kavramının kullanılması idi!
Büyük Orta Doğu diye karşımıza çıkan proje, 20'nci yüzyılın başında İngiltere'nin tasarladığı, 1958'de Sami Sulh ve Bedir Han'ın hatırlatmasıyla MOSSAD'ın geliştirdiği, bir siyasi partimizin seçim bildirgesine bile "OGİK desteklenecektir" şeklinde girebilen bir tasarımdır!
***
Aytunç Altındal'ın bize anlattığına göre ise İsrail için toprağın alınmasından ziyade rantının alınması önemlidir:
"Kürt devleti kurulursa İsrail'in kolonisi olacak. Kendileri yönetmeye kalkarsa başlarına bela olacak. Şimdi Türkiye'nin Güneydoğusu'nun rantını da İsrail yiyecek. Hedefleri bu! Niçin? Çünkü, ABD, İsrail'i beslemekten bıktı artık. Bugün İsrail, ABD'nin verdiği parayla ayakta durmaktadır. O halde İsrail'e koloni lazım ki ayakta kalabilsin.
Kaynak nedir? Petrol, su, ve tarım ürünleri? Kaynak nerededir? Türkiye'dedir! O halde o bölgeyi kolonileştirmesi gerekmektedir. Türkiye bu planlar çerçevesinde sadece İsrail'i değil, Ermenistan'ı da beslemek zorundadır. Büyük Orta Doğu projesi ile Türkiye'nin kendi kaynakları ile İsrail ve Ermenistan'ı beslemesi mecburiyeti getiriliyor. Bunun başkenti neresi? İstanbul! Siyaseten İstanbul'un statüsü uluslarüstü olacak! Bunu nasıl sağlayacaklar? En yakın zamanda Montrö Antlaşması'nı da gündeme getirecekler ve Boğazlar'ın kontrolü uluslar arası bir komisyona devredilecek."
***
Tabii bu projenin tersine dönebilmesi için önce bilinmesi gerekiyor. Bundan önemlisi asıl sizin büyük bir projeniz olması gerekiyor.
İsrail'in projesi var, ya sizin?
Devletten, hatta derin devletten bahsediyorum, fikir gruplarından değil!
Devamlı savunmada kalırsanız yenilirsiniz!
Tarih:27.07.2006 Arslan Bulut un köşe yazısı
Elbette bunu da tahmin ediyorlar, ancak daha çok dini ideoloji ile hareket ediyorlar! Tıpkı İsrail'deki hahamlar kurulunun, Lübnan ve Filistin'deki sivillerin öldürülmesine fetva vermesi gibi!
***
Büyük Ortadoğu Projesi, 20'nci yüzyılın başında İngiltere'nin projesi olmakla birlikte, daha sonra ABD ve İsrail tarafından ele alındı. ABD'de bu proje, W. Wilkie tarafından "Tek Bir Dünya" adı altında kitap olarak da ortaya konulmuştu. Kitap, 1951 yılında Türkiye'de de yayınlanmıştı.
İsrail de hemen ardından MOSSAD vasıtasıyla bir plan geliştirdi.
İsrailli yazar Skhoma Nakdinon, 1948'den beri, MOSSAD'ın Kuzey Irak'ta bazen İran ile bazen ABD ile bazen her ikisi ile birlikte hangi operasyonları yaptığını anlatır!
Nakdinon'un verdiği bilgiye göre İsrail'in Kürtler ile ilk temasını, geçmişte Osmanlı'ya ihanet eden Bedirhan'ın torunu Kamuran Ali Bedirhan, Paris'teki İsrail Büyükelçiliği'nde istihbarattan sorumlu Yarbay Bin David ile görüşerek başlatmıştır.
Bedirhan, 1958'de SAVAK'ın daveti üzerine Tahran'a yerleşti. Orada Lübnanlı politikacı Sami Sulh ile tanıştı. Sulh, Bedirhan'a, Suriye, Irak ve Lübnan'ın federal birlik halinde birleşmesi, daha sonra bu birliğe Kürdistan, Hicaz, Yemen, Türkiye ve İran'ın katılması ve nihayet ilk fırsatta İsrail'in de birliği dahil edilmesi hakkında fikirlerini anlattı. Sulh, aynı planı daha önce Paris'teki MOSSAD temsilcisine sunmuştu.
MOSSAD temsilcisi Bin David, Bedirhan'a, Sulh'un planına yeni bir fikir eklemesini önerdi. Bu fikir, Arap Birliği kavramının yerine Orta Doğu Birliği kavramının kullanılması idi!
Büyük Orta Doğu diye karşımıza çıkan proje, 20'nci yüzyılın başında İngiltere'nin tasarladığı, 1958'de Sami Sulh ve Bedir Han'ın hatırlatmasıyla MOSSAD'ın geliştirdiği, bir siyasi partimizin seçim bildirgesine bile "OGİK desteklenecektir" şeklinde girebilen bir tasarımdır!
***
Aytunç Altındal'ın bize anlattığına göre ise İsrail için toprağın alınmasından ziyade rantının alınması önemlidir:
"Kürt devleti kurulursa İsrail'in kolonisi olacak. Kendileri yönetmeye kalkarsa başlarına bela olacak. Şimdi Türkiye'nin Güneydoğusu'nun rantını da İsrail yiyecek. Hedefleri bu! Niçin? Çünkü, ABD, İsrail'i beslemekten bıktı artık. Bugün İsrail, ABD'nin verdiği parayla ayakta durmaktadır. O halde İsrail'e koloni lazım ki ayakta kalabilsin.
Kaynak nedir? Petrol, su, ve tarım ürünleri? Kaynak nerededir? Türkiye'dedir! O halde o bölgeyi kolonileştirmesi gerekmektedir. Türkiye bu planlar çerçevesinde sadece İsrail'i değil, Ermenistan'ı da beslemek zorundadır. Büyük Orta Doğu projesi ile Türkiye'nin kendi kaynakları ile İsrail ve Ermenistan'ı beslemesi mecburiyeti getiriliyor. Bunun başkenti neresi? İstanbul! Siyaseten İstanbul'un statüsü uluslarüstü olacak! Bunu nasıl sağlayacaklar? En yakın zamanda Montrö Antlaşması'nı da gündeme getirecekler ve Boğazlar'ın kontrolü uluslar arası bir komisyona devredilecek."
***
Tabii bu projenin tersine dönebilmesi için önce bilinmesi gerekiyor. Bundan önemlisi asıl sizin büyük bir projeniz olması gerekiyor.
İsrail'in projesi var, ya sizin?
Devletten, hatta derin devletten bahsediyorum, fikir gruplarından değil!
Devamlı savunmada kalırsanız yenilirsiniz!
Tarih:27.07.2006 Arslan Bulut un köşe yazısı