Halifenin birden fazla olması, halife varken başka halifenin çıkmasıyla ilgili değildir. Zaten onun (2.nin) öldürülmesi hakkında sahih hadis vardır. Bahsi geçen halifeler adaylardır. Bu mesela hz. Osman (r.anh) seçilmesindeki adaylar gibi.İbn Teymiyye;189968' Alıntı:Altı çizili yeri, Halifeleriniz çok olacak ve ilkine tabi olun, diğerlerini öldürün..(..) hadisi, yukarıda altı çizili yer ile benzeşmiyor. Altı çizili yerde halife adaylığına teşvik veya sorunsuz bir durum imajı verir iken, Allah rasulu s.a.v'in hadisi ise ihtilafı kesip atmaktadır. O da : ilkine tabi olun, diğerlerinin boynunu vurun..
eğer islam şahsiyeti adlı kitapta, halife olacak kişi için şart olan yedi (7) maddenin kaynağı var ise alabilir miyiz? yok eğer nebhaninin kendi sözü ise, bize de düşen şudur: alimlerin sözleri delil değil, delillendirilmeye muhtaçtır...
Halifenin Kureyş Kabilesinden Olması:
Bu hususta şu hadis-i şerifler delil gösterilmektedir: Ömer (r.anh)'in oğlu Abdullah (r.anh) der ki; Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
"İnsanlardan iki kişi kaldığı sürece bu iş (Buradaki "Bu iş"den maksat hilafettir) Kurayşdedir.” (Buhûrî, Kit. Ahkam, bab 7; Musned İmam Ahmed c. II, sh. 29, 93, 128)
Amr bin As der ki, Rasulullah'ın şöyle buyurduğunu işittim: "Kurayş hayırda da serde de kıyamete kadar insanların idarecileridir.” (Tirmizi, Kit, Fiten, bab 49, hn. 2227) Ebu Hurayra (r.anh), Rasulullah (s.a.v.)'in şöyle buyurduğunu rivayet eder:
"Bu hususta (Yani hilafeti) insanlar, Kurayş'e tabidirler. Müslümanları müslümanlarına, kafirleri kafirlerine tabidirler. İnsanlar madenler gibidir. Cahiliyet döneminde seçkin olanları islâm'da da seçkindirler. Eğer Hakk'ı idrak ederlerse! İnsanların en hayırlı olanlarının bu işi (hilafeti) en çok kerih görenler olduklarıı görürsün. Tâ ki içine düşünceye kadar.” (Buharı, Kit. Menakıb, bab 1; Muslim Kit. İmare, bab 1, 3; Musned, İmanı Ahmed, c. I, sh. 5, 101)
Muaviye b. Sufyan diyor ki, Resulullah'ın şöyle buyurduğunu duydum: "Şubhesiz bu iş Kurayştedir. Onlar dini ayakta tuttukları müddetçe, kim onlara düşmanlık ederse, Allak onu yüzüstü süründürür.” (Buhârî, Kit. Ahkam, bab 2, Kit. Menakıb, bab 2; Dârimi Kit. Siyer, bab, 77)
Bazı alimler, halifeye itaat konusunda bir kısım hadisleri (ileride gelecek olan) delil göstererek, halifenin Kurayş'ten olmasının şart olmadığını, yukarıda zikredilen hadislerin gelecekteki olayları haber verme mahiyetinde olduklarını, Kurayş kabilesinden olmayanların da diğer şartlan haiz olmaları şartıyla halife olabileceklerini söylemişlerdir.
.........
Bahsi geçen hadisler :
Bu konu ile ilgili olarak Peygamber efendimiz (s.a.v.)'den şu hadis-i şerifler rivayet edilmektedir:
Ali (r.anh)'den rivayet ediliyor ki, Peygamber efendimiz (s.a.v.), bir yere bir müfreze gönderdi. Müfrezenin başına Ensar'dan birini emir tayin etti. Mufrezeye bunu dinleyip İtaat etmelerini emretti. Ne var ki bunlar bir şeyden dolayı emirlerini kızdırdılar. Emir onlara:
- "Haydi bana odun toplayın" dedi. Onlar da odun topladılar. Sonra emir onlara:
- "Ateş yakın" dedi. Onlar da yaktılar. Sonra emir onlara
- "Rasulullah size beni dinleyip itaat etmenizi emretmedi mi?" dedi. Onlar da
- "Evet" dediler. Emir onlara:
- "Haydi girin bu ateşe" dedi. Bunun üzerine onlar birbirlerine baktılar ve şöyle dediler:
- "Biz ateşten kaçarak Rasulullaha sığındık". Onlar bu halde iken emirîn öfkesi yatıştı ve ateş de söndü. Rasulullah'a dönünce hadiseyi ona naklettiler. Peygamber efendimiz de şu cevabı verdi: "Eğer o ateşe girecek olsalardı ondan bir daha çıkamazlardı. İtaat ancak iyiliklerdedir.(Buharı, Kit. Ahkam, bab: 4, Kit. Megazi, bab 59; Muslim, Kit. İnıare, bab: 40, hn. 1840)
Diğer bir rivayette;
"... Bazıları o ateşe girmek istediler. Diğer bazıları ise şöyle dedi: "Biz iman ederek bu ateşten kaçtık." Sonra hadise Rasulullah'a intikal etti. O da ateşe girmek isteyenler için şunu söyledi: "Şayet ona girecek olsaydınız, kıyamete kadar orada kalırdınız." (Buhârî, Kit. Ahkam, bab: 1; Muslim, Kit. İmare, bab: 39, hn. 1840; Ebû Dâvûd, Kit. Cihad, bab: 87, hn. 2625; Nesei, Kit. Bey'a, bab: 34; hn. 4210; İbn Mace, Kit. Cihad, bab: 40, hn. 2863)
Ömer'in oğlu Abdullah'dan Rasulullah'ın şöyle buyurduğu rivayet edilmektedir. "Müslüman kişi, günah işlemesi emredilmedikçe, emirini dinleyip ve ona itaat etmekle mukelleftir. Şayet günah işlemesi emredilirse, ne dinlenilir ne de itaat edilir.” (Buhârî, Kit. Ahkam, bab: 4; Muslim, Kit. İmare, bab: 38, hn. 1839, 1840;İbn Mace, Kit. Cihad, bab: 40, hn. 2864; Tirmizi, Kit. Cihad, bab: 29, hn. 1707; Nesei, Kit, bey'a, bab: 34f hn. 4210; Ebû Dâvûd, Kit. Cihad, bab: 87, hn. 2626; Musned İmam Ahmed, c. I, sh. 82, 94, 124.)
Tirmizi sahibi Ebu İsa, bu manada Ali (r.anh), İmran bin Huseyn ve Hakem'den hadisler rivayet edildiğini ve bu hadisin sahih ve hasen olduğunu söylemektedir.
Abdullah bin Mes'ud (r.anh)'dan Rasulullah'ın şöyle buyurduğu rivayet edilmektedir.
"Benden sonra işlerinizi sevk ve idare etmeyi, Sünneti söndüren, bid'atle amel eden ve namazı vaktinden geciktiren adamlar üzerlerine alacaklardır." Abdullah bin Mes'ud der ki, dedim ki: Ey Allah'ın Rasulu, şayet bunlara erişirsem nasıl davranayım?
Rasulullah şöyle buyurdu:
"Ey abdın annesinin oğlu! Nasıl davranacağını bana mı soruyorsun? Allah'a isyan edene itaat yoktur.” (İbn Mace, Kit. Cihad, bab: 40, hn. 2865; Musned İmam Ahmed, c. I, sh. 400, c. V, sh. 325, 329)
(Hasan Karakaya; Fıkıh usulu )
----------------------------------------------------------------------------
a) Kurayş Kabilesinden Olmak:
Ehl-i sünnet âlimleri, halifenin Kurayş kabilesinden olmasını şart koşmuşlardır. Bunun sebebi, Kurayş'in üstünlüğü hakkında ve halifenin onlardan olacağına işaret eden birçok delilin bulunmasıdır. Bu delillerden biri de Rasulullah (s.a.v.)'den rivayet edilen şu hadistir,:
«İnsanlardan iki kişi kaldığı sürece bu iş Kurayş'te devam eder"
(Buhari, Kitabul Ahkâm bab, 2/Musned, İmam Ahmed b. Hanbel C. 2, Sh. 29, 93, 128)
Yine iki sahih hadis kitabında Peygamber Efendimiz (s.a.v.) 'in şöyle buyurduğu rivayet edilmektedir:
«İnsanlar bu hususta Kurayş kabilesine tabidirler. Müslümanlar, Kurayş'in müslümanlarma, kâfirler de Kureyş'in kâfirlerine tâbidir.» (Buhari Kitabul Menalab bab, l; Muslim Kitabul İmare bab; 1, 3; Musned-i İmam Ahmed C. 1, Sb. 5, 101)
Diğer bir hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz (s.a.v.):
«însanlar, hayırda da serde de Kurayş'e tabidirler.» buyurmuşlardır. Keza, Buharı Muaviye (r.anh)'den şu hadisi rivayet eder:
«Rasulullah (s.a.v.)'in şunları söylediğini duydum»:
«Şubhesiz ki bu iş Kurayş'tedir, Onlar, dini ayakta tuttukları müddetçe kim onlara düşmanlık ederse Allah onu yüzüstü düşürür.» (Buhari, Kitabul Ahkâm bab; 2-Kitabul Menakıb bab, 2; Darimî, Kitabu's siyer bab; 77)
Şüphesiz ki bu metinler, Kurayş'in üstün olduğunu gösterir. Zaten Rasulullah'm, Kurayş'ten oluşu, fazilet olarak Kurayş'e yeter. Ancak bu deliller, hilafetin sadece Kurayş'e ait olduğunu, başkalarının halife olamıyacağmı, halifeye boyun eğmek için, onun mutlaka Kurayş'ten olmasını gerektirir mi?
Şu bir gerçektir ki, tatbikatta halifeler Kureyş'ten olmuştur. Beni Saide sakifesindeki toplantıda müminler bir araya gelmişler ve Ebubekir (r.anh)'in konuşmasından sonra Kureyşli muhacirlerden halife seçmek istemişlerdi, Ebubekir (r.anh) bu konuşmasında, halifenin Kurayş'ten olması gerektiği hususunda herhangi bir hadis metnini delil göstermemiş, şu iki hususu ileri sürmüştür.
aa) Muhacirler ensardan daha üstündür. Kur'an-ı Kerim, önce muhacirleri zikretmiştir. İslâmin ilk zamanlarında güçlük ve saldırılara onlar göğüs germişlerdir.
bb) İslâm gelmeden evvel de daha sonra da insanlar arasında Kurayş'in itibarı büyüktür.
îşte bu hususlara işaret ederek Ebubekir (r.anh) konuşmasının sonunda şöyle demiştir; «Arablar ancak Kurayş'e boyun eğerler.»
Şubhesiz ki bu sözler Kureyş'in üstünlük sebebini açıklamaktadır. Kurayş'in üstünlüğü hakkında rivayet edilen hadisler de bu mânâyı ifade etmektedir. Ancak Muaviye (r.anh)'nin rivayet ettiği hadis, başka bir mânâ ifade etmektedir. O da, halifelerin Kurayş'ten olacağı, Kurayş'ten olmayan herhangi bir kimsenin halifelik iddia etmesi halinde onu Allah'ın yüzüstü düşüreceği mânâsıdır.
Fakat bu hadis, meydana gelecek bir hadiseyi haber verme mahiyetinde midir? Yoksa gelecekte böyle yapılmasını emredici mahiyette midir?
Şurası bir gerçektir ki Ebubekir, Ömer, Osman ve Ali'de görülen gerçek halifelik, Kurayş'liler tarafından ifa edilmiştir. Evet, hidayet rehberi bu imamlar, Kurayş kabilesindendi. Diğer yandan zikredilen bu hadis-i şerif, dini ayakta tuttukları müddetçe hilafetin Kurayş'te olacağını, dini ayakta tutmadıkları takdirde hilafetin onlardan alınıb dini ayakta tutana verileceğini, dolaylı yolla ifade etmektedir.
Netice olarak şunu söyleyebiliriz ki, zikredilen hadis ve haberler, halifeliğin mutlaka Kurayş'e ait olduğunu, Kurayş'ten olmayanların halifeliğinin, Peygamberlik halifeliği olmayacağını kesin olarak ifade etmez. Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'in, halifenin Kureyş'ten olmasını istediğini ortaya koydukları farzedilse bile bu deliller, bağlayıcı emir mahiyetinde olmayıp, bilâkis, halifenin Kureyşten olmasının daha iyi olduğunu ifade etmektedir. Çünkü iki sahih hadis kitabında Ebu Zer (r.anh)'den şu hadis rivayet edilmektedir.
Ebu Zer şöyle diyor:
«Dostum Muhammed bana: «Başınıza burnu kesik habeşli bir köle dahi getirilse, onu dinlememi ve ona itaat etmem! emretti.» (Muslim, Kitabul Mesacid bab, 240/lbn-i Mâce, Kitab el-Cihad bab, 39)
Yine Buharî, Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'in, şöyle buyurduğunu rivayet eder:
«Başınıza, kafası kuru üzüm gibi olan habeşli bir köle dahi getirilse onu dinleyin ve itaat edin.» (Buharî Kitab el-Ahkâm bab, 4; İbn-i Mâce Kitab el-Cihad bab, 39; Musned-i İmam Ahmed C. 3, Sh. 114)
Sahih-i Muslim'de Ummu Huseyin'in Rasulullah'dan şunları duyduğu rivayet edilir:
«Başınıza, burnu kesik siyah bir köle dahi getirilse, sizi Allah'ın Kitabının hükümlerine göre idare ettikçe onu dinleyin ve ona itaat edin.» (Muslim Kitab, el-Hacc bab, 311/Tirmizî Kitab el-Cihad bab, 28/îbn-i Mâce, Kitap el-Cihad; bab, 39/Musned-i Ahmed b. Hanbel C. 4, Sh. 70)
Bütün bu nasslar, «Bu iş Kurayş'tedir...» hadisiyle karşılaştırıldığı vakit nasslann çoğu, halifeliğin Kureyş'e tahsis edilmesini ve Kurayş'ten olmayanın hilafetinin doğru olmayacağını ifade etmemektedir. Bilakis, Kurayş'ten olmayanların da halife olabilecekleri muhakkaktır. “Bu iş Kurayş'tedir...» hadis-i şerifi Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'in ya gelecekten haber veren mucizelerinden biridir. — Nitekim diğer bir hadis-i şerifte : «Benden sonra hilafet otuz senedir. Ondan sonra saltanat başlayacaktır.» ( Tirmizî Kitab el-Fiten bab : 48) buyurmuştur.— Yahut da, bu hadis-i şerif, halifeliğin Kurayş'ten olmasının daha iyi olduğunu beyan etmektedir. Yoksa Kurayş'ten başkasının halife olamayacağı hükmünü getirmemektedir.,
Ebubekir (r.anh) ve onun gibi düşünen diğer sahabîlerin görüşüne gelince, bunların, halifenin Kurayş'ten olmasını istemeleri, o zaman Kurayş'in daha takva sahibi ve daha güçlü olmasındandır. Şayet bu sıfatlar Kurayş'te bulunmayıpta başkalarında bulunursa, diğer sahabîlerin de ortak olduğu Ebubekir (r.anh)'in düşüncesine göre hilafetin, Kurayş'ten olmayana verilmesinde bir sakınca yoktur. Zira, madem ki asıl tercih sebebi güçlülük ve takva sahibi olmaktır, o halde bu sıfatlar kimde bulunursa onun halife olması caizdir.
Halifenin Kureyş'ten olması prensibine, bu hususta rivayet edilen sahih nasslara ve ifade ettikleri mânâlara ve Ebubekir (r.anh) halife seçilirken üzerinde ittifak edilen prensibe, araştırıcı bir nazarla bakıldığı zaman, yukarıda anlatılan bu sonuca varılır.
(Prof. Muhammed Ebu Zehra - İslamda Siyasî Ve İtikadî Mezhepler Tarihî , Hisar Yayınevi: 1/95-98)
---------------------------------