No: HT–BA–2013–MMB–TR–0069
H. 28 Şevvâl 1434
M. 2013/09/04
بسم الله الرحمن الرحيم
Basın AçıklamasıŞam Halkının Haykırışlarını İşitecek Bir Mu'tasım Yok Mudur?
01.09. 2013 pazar günü, Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Suud el-Faysal Kahire'de düzenlenen Arap Birliği Bakanlar toplantısında yaptığı konuşmada "Suriye halkını kurtarmaya yönelik bir hareketlilik, yabancı müdahale olarak kabul edilmemeli... Bu halk tamamen helak olmadan önce Suriye halkına karşı yapılan bu zulmü durdurmak için uluslararası toplum, tüm çabalarını sarf etmelidir" dedi.
Biz, Kahire'deki toplantıda hem el-Faysal'ı dinleyen Ruveybida'lara hem de ona soruyoruz;
İçinizde Mu'tasım gibi bir kahraman nerede? Şam zalimine bir son vermek için kâfir lider ve ordularına yalvarmaktan utanmıyor musunuz? Sizler de onun gibi zorba ve zalimlersiniz! Ordu adına ümmetin servetlerini yağmaladığınız ve hala da yağmalamayı sürdürdüğünüz ordularınız nerede? Ümmet sizin zulüm ve ihanetiniz karşısında kıvranırken ve inim inim inlerken, yoksa siz orduları mahşer günü için mi topluyorsunuz?
Ey İslam Ümmeti!
Artık bu sözde liderlerin gerçek yüzü açığa çıkmıştır. Onlar içerisinde Mu'tasım gibi hamaset sahibi bir kimse yoktur. Bilakis onlar, kadın ve çocukların himayesini düşmanları olan Haçlılardan umuyorlar, bekliyorlar. Haçlılar ki, ne bir zimmet ne de bir ahit gözetir. Bizler henüz onların yaptıkları katliamları unutmuş değiliz. Bu liderler hakkında bakın şair ne kadar da güzel söylemiş: "Ya Rab! Yetim kız çocuklarıdır yetiş Mu'tasım diye haykıran, isimler işittiler ama Mu'tasım gibi kahraman görmediler, çoban sürüye saldırırsa, kurt kuzuyu kapar."
Kahire'de toplanan el-Faysal ve beraberindekilere şöyle sesleniyoruz; sizler yakînen, kan akıtmanın ve masum insanları katletmenin haram olduğunu biliyorsunuz! Yine sizler, zevki sefa içinde batıdaki efendilerinize hizmetle meşgul olan Ruveybida'lar olduklarınızın da farkındasınız! Biz sizlerde ne şimdi, ne daha önce, ne de sonra, Yahudileri cürümlerinden alıkoyacak onurlu bir rol, bu rolü ifa edecek bir azim ve kararlılık göremedik, göremiyoruz.
Ama biz, kalbinde zerre miktarı iman olan kimselere, kahramanlara, ordudaki subaylara, bu zillet ve horlanmışlığa dur diyebilecek herkese sesleniyoruz;
Allah'u Teâlâ'nın şu buyruğunu işitmediniz mi?
وَمَا لَكُمْ لاَ تُقَاتِلُونَ فِي سَبِيلِ اللّهِ وَالْمُسْتَضْعَفِينَ مِنَ الرِّجَالِ وَالنِّسَاء وَالْوِلْدَانِ الَّذِينَ يَقُولُونَ رَبَّنَا أَخْرِجْنَا مِنْ هَذِهِ الْقَرْيَةِ الظَّالِمِ أَهْلُهَا وَاجْعَل لَّنَا مِن لَّدُنكَ وَلِيًّا وَاجْعَل لَّنَا مِن لَّدُنكَ نَصِيرًا "Size ne oluyor da, Allah yolunda ve "Ey Rabbimiz! Bizleri halkı zalim olan şu kasabadan çıkar, katından bize bir dost ver, bize katından bir yardımcı ver" diyen mustazaf erkekler, kadınlar ve çocuklar uğrunda savaşmıyorsunuz?" [Nisa 75]
Yine Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şu sözünü duymadınız mı?
إنما الإمام جنة يقاتل من ورائه ويتقى به "İmam ancak bir kalkandır. Onun arkasında savaşılır ve onunla korunulur" [Müslim] "İmam, ancak bir kalkandır" sözü, yani zırh demektir. Çünkü zırh, düşmanı Müslümanlara eziyet etmekten alıkoyar. İslam'ın özünü himaye eder. "Onun arkasında savaşılır" demek, onunla birlikte kâfirlere, haddi aşanlara, bozgunculara, zalimlere karşı savaşılır, demektir. [Sahih-i Müslim Şerhi]
Sizler, kahramanlar ve adam gibi adamlar yetiştiren bir ümmetin evlatlarısınız. Haydi, Rahman'a itaat ve Halife'ye biate koşun. O Halife ki, Allah'ın dinine yardım etmek ve kelimesini yüceltmek amacıyla sizlere hem liderlik hem de komutanlık edecektir. Sizlerin her iki diyarda da izzet ve şerefe nail olmanızın yolu budur. Yakında Allah'ın yardım ve inayetiyle mutlaka ve kesinlikle helak olacak Firavunun orduları olmaktan sakının.
وَاللّهُ غَالِبٌ عَلَى أَمْرِهِ وَلَكِنَّ أَكْثَرَ النَّاسِ لاَ يَعْلَمُونَ "Allah, emrine galiptir, fakat insanların çoğu bilmezler" [Yusuf 21]
No: HT–BA–2013–MMB–TR–0070
H. 29 Şevvâl 1434
M. 2013/09/05
بسم الله الرحمن الرحيم
Basın AçıklamasıHain Suriye Ulusal Koalisyonu ve Entrikacı Arap Birliği Devletleri, Allah'ın Düşmanı Amerika'nın Ajanı Beşşar'ı Cezalandırmasından Medet Umuyorlar
Suriye Devrimi ve Muhalefet Güçleri Ulusal Koalisyonu Başkanı Ahmed el-Carba, Eylül ayının ilk Pazar günü, Arap Birliği'ni Beşşar rejimine karşı askeri operasyona destek vermeye çağırdı. el-Carba, olağanüstü toplantının açılış konuşmasında, Arap Dışişleri Bakanlarına hitaben: "Ben sizlerden tüm kardeşlik ve insanlık adına Suriye rejiminin kullandığı ölüm makinelerine karsı uluslararası operasyona destek vermenizi talep ediyorum" dedi. 31 Ağustos 2013 tarihinde, John Kerry, el-Carba'yı telefonla arayarak Başkan Obama hala Beşşar rejimini Şam kırsalında kullandığı kimyasal silah saldırısına karşılık cezalandırma konusunda kararlı olduğuna dair güvence vermeye çalıştı. Diğer yandan Kahire'deki Arap Birliği Devletleri Bakanlar toplantısı sonuç bildirisinde BM ve uluslararası topluma seslenilerek, bu suçun sorumluluğunun Suriye rejiminde olduğu ve bu insanlık suçunu işleyenlere karşı gerekli caydırıcı tedbirlerin alınması istendi.
Öyle görünüyor ki zalim Beşşar devrildikten sonra Suriye'de yönetimi ele geçirmek amacıyla Amerika, bizatihi ajanlar üretti. Üretilen bu ajanlar, iğrenç ve korkunç yüzlerindeki maskenin düşürülmesinde acele ediyorlar. Böylece Amerika'ya bağlılık ve sadakatlarını göstermek istiyorlar. Artık aldatma ve tevriye fayda etmiyor. Amerikan üretim ve yapımı olan bu ajan koalisyon, kâfir Batı'nın ajanlığı alenen ortaya çıkardı. Herhalde bunlar Suriye'ye karşı Amerikan'ın kafa karıştıran, akılları hayrete düşüren kampanyanın ilk şakşakçıları ve tezahüratçıları olmak istiyorlar. Bunlar, basiretlerini kaybetmişler. Dosdoğru yoldan sapmışlar. Hala bu kimseler Amerika'nın, Allah'ın, Rasûl'ünün ve Müminlerin düşmanı olduğunu idrak etme zamanları gelmedi mi?
Nasıl bir Müslüman işlerini düşmanlarına teslim edebilir? Sonra nasıl aklıselim sahibi bir kişi, Amerika'dan hayır umabilir? Yoksa siz bu rejimi yıllarca güdenin, besleyenin Amerika olduğunu unuttunuz mu? Katliamlar işlemek ve Suriye'deki Müslümanların kanlarını akıtmak üzere Beşşar'a zaman üstüne zaman tanıyan, her türlü imkân ve olanağı sunan Amerika değil midir? Sizler, Amerika'nın doğu ve batıda Müslümanlara karşı işlediği katliamları ne çabuk unuttunuz? Nasıl bir Müslüman, Amerika'nın tuzaklarından kendisini güvende hissedebilir? Ya da Amerika hakkında hayır düşünebilir? Unutmayınız ki Amerika, İslam'ın ve Müslümanların birinci düşmanıdır. Bu yüzden hiçbir koşulda Beşşar zalimini bertaraf etmek için Amerika'dan medet umulmaz.
وَلَن يَجْعَلَ اللّهُ لِلْكَافِرِينَ عَلَى الْمُؤْمِنِينَ سَبِيلاً "Allah, kâfirler için Müminler üzerinde bir yol kılmayacaktır." [Nisa 141
Ey dürüst Şam devrimcileri!
Ciddi ciddi çalışanlara kol kanat gerin, zalimlerin de kolunu kanadını kırın.
اصْبِرُواْ وَصَابِرُواْ وَرَابِطُواْ ْ "Sabredin. Karşılıklı sabır gösterin ve hazırlıklı ve uyanık olun." [Ali İmran 200]
Amerikan ajanı Beşşar'ı temiz ve pak ellerinizle yapışıp kaldığı koltuktan söküp atmak üzere çalışın. Onun yıkılışı Allah'ın düşmanı Amerika'nın kirli ve pis elleriyle olmasın. Sizin nurlu ve temiz ellerinizle olsun.
َ أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تَتَّخِذُوا عَدُوِّي وَعَدُوَّكُمْ أَوْلِيَاء تُلْقُونَ إِلَيْهِم بِالْمَوَدَّةِ وَقَدْ كَفَرُوا بِمَا جَاءكُم مِّنَ الْحَقِّ "Ey İman edenler! Benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanları dostlar edinmeyin. Siz onlara sevgi gösteriyorsunuz. Hâlbuki onlar size gelen hakkı inkâr ettiler." [Mümtehine 1]
HT Basın Ofisi