Rasim Özdenören'in çok güzel bir tespiti var Subhanallah bin kere okusam da doyamam diyor ki :
Çoğumuz gerçekle doğru'yu ayırd edememekten, onları yerli yerinde kullanamamaktan dolayı bir yanılsama içine düşeriz.
Pek çok gerçek, sırf gerçek olduğu için, sırf var olduğu için bize aynı zamanda doğru imiş gibi görünebilir. Fakat varolan gerçek acaba bir takım belli doğruların sadık bir yansıması mıdır, yoksa gerçek dediğimiz olgular "doğru olmayanı" da yansıtabilir mi?
Soruyu şöyle de ortaya koyabiliriz: Varolan gerçekler her zaman "olması gereken"i mi yansıtır, yoksa olması gerekmeyen ve aslında bir doğruya tekabül etmeyen şeyler de mevcut gerçeklerde yansıyabilir mi?
Müslümanların, halen içinde yaşadıkları gerçekler, aslında onların yaşaması gereken gerçekler değildir. Müslümanlar, halen dünyanın her yerinde kendilerine ait olmayan bir hayat tarzı içinde yaşamaktadırlar.
Fakat mevcut durum, bu kendine ait olmayan bir hayat tarzı içinde yaşama gerçeği, o kadar kanıksanılmış ki, gelen her yeni nesil mevcut "gerçekle" dünyaya gözlerini açtığından, bu gerçeği aynı zamanda Müslümanların içinde yaşaması gereken olağan ve doğru bir durum diye algılayabilmektedir.
Subhanallah anlayana ne müthiş bir tespit, ne kadar da doğru