Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

İlmi Konu Iyiliğin Karşılığı Iyiliktir

ruveyda Çevrimdışı

ruveyda

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı
“Peygamber Efendimizin (asm) ‘İnsanların en hayırlısı insanlara faydalı olandır’ hadisi ışığında, insanlığa büyük faydaları bulunan fakat Müslüman olmayan kişilerin ahiretteki durumunu değerlendirir misiniz?”

Şunu belirtmek isteriz ki insanlara ne kadar faydalı olursa olsun kim Allah'a şirk koşar veya inkar eder bu hal üzere ölürse o ebedi cehennemliktir. Allah Subhanehu ve Teala bizi bu durumdan muhafaza etsin. Fakat yaptığı iyi ameller neticesi ile Allahu Ealem cehennemdeki azabı azalabilir veya dünyada iken iyi amellerinin karşılığı tastamam verilir. Allah kullarına zulmedici değildir.


Eğer şaşacaksan, asıl şaşılacak olan onların, "Biz toprak olunca yeniden mi yaratılacakmışız?" demeleridir. İşte bunlar Rablerini inkar edenlerdir. İşte onlar boyunlarına demir halkalar vurulanlardır ve işte onlar cehennemliklerdir. Onlar orada ebedi kalacaklardır. (Rad Suresi 5 Ayet)

İnkar eden ve âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, işte onlar, içinde ebedi kalmak üzere cehennemliklerdir. Ne kötü varılacak yerdir orası! (Tegabun Suresi 10 Ayet


Müslüman olarak ölen günahkar kulların durumu ise Allah'a kalmıştır. Allah onları dilerse affeder ve cennetine koyar. Eğer azab etmek isterse de azab eder.

1- İnsanların âhiretteki durumları Allah’ın takdir ve tensibindedir. Bizim bu konuda hüküm vermemiz ne görünüşe göre, ne de görmediğimiz içe ve öze göre mümkün değildir; bizi ancak yanlışa götürür, edepsizliğe götürür. En başta, Allah’ın adaletine, hâkimiyetine, hikmetine, celâline, ilmine, iradesine, rahmetine, şefkatine, muhabbetine, affına ve mağfiretine karşı edepsizlik etmiş oluruz. Dolayısıyla, insanların âhiretteki durumları hakkında olumlu veya olumsuz zan yürütmekten uzak durmamız daha doğru olur. Eğer fazla rikkatimize dokunan bir mesele varsa, o kişi lehine Allah’tan mağfiret isteyebiliriz. Bunda bir sakınca yoktur.

2-Hiçbir iyi insanı Allah nezdinde karalayamayacağımız gibi, hiçbir kötü insanı da temize çıkaramayız. Allah’ın kulları hakkında, ahiretleri adına hüküm vermekten Allah’a sığınırız.

3-Peygamber Efendimiz (asm), insanlara faydalı olanların, insanların en hayırlıları1 olduğunu bildirmiştir. Cenâb-ı Allah da, “Kim Allah’ın huzuruna bir iyilikle gelirse, kendisine on kat sevap vardır. Kim bir kötülükle gelirse, o da ancak o kötülüğün misliyle cezalandırılır. Onlara zulmedilmez!”2 buyurmuştur. Bir başka âyette de Allah’ın adaleti ve davranışlarımıza bire bir karşılık verici oluşu şöyle zikredilir: “Kim zerre kadar bir iyilik yaparsa, onun mükâfatını görür. Kim zerre kadar bir kötülük yaparsa onun cezasını görür.” 8

4-Allah âdil olduğuna ve her insanı yaptıklarıyla, inandıklarıyla ve yaşadıklarıyla değerlendirdiğine göre; iyilik yapan ve insanlığa umumî faydası dokunan insanların yaptıkları iyiliklerin Allah katında karşılıksız kalacağını söylememize imkân yoktur. Bu karşılık hiç şüphesiz âhirette olabileceği gibi, dünyada da olabilir. Allah dilerse her iki âlemde de iyiliklerin karşılıklarını verebilir, dilerse yalnız bir âlemde de verebilir.

5-Biz, iyiliğini gördüğümüz ve faydalandığımız insanlara duâ edelim. Onları Allah’ın rahmetine ve mağfiretine ısmarlayalım. Zaten de başka bir şey elimizden gelmez. Allah’ın âdil olduğundan, iyiliğe iyilikle mukabele edeceğinden ve kulları için gerek dünyada, gerekse âhirette en iyisini takdir edeceğinden emîn olalım. “Şu Cennete, şu Cehenneme” gibi bir sınıflandırma yapmak işgüzarlığından kaçınalım.

“İşlerken hükmünü bilmediğimiz, işledikten sonra günah olduğunu öğrendiğimiz bir işte sorumluluğumuz ne olur?”

Hukukta bilmemek özür sayılmaz. Suç işleyen cezasını çeker.

Fakat Allah katında bilmemek affa ve mağfirete bir basamak teşkil edebilir. Çünkü Allah kalbimize ve niyetimize bakar.

Bilmeden yaptığımız ve günah olduğunu sonradan öğrendiğimiz bir işin kul hakkına dayalı yönü varsa kul hakkını ödemeliyiz, başkasına zarar vermişsek, verdiğimiz zararı tazmin etmeliyiz ve helâlleşmeliyiz. Eğer doğrudan Allah hakkını ilgilendiren bir konu ise Allah ile aramızda bir meseledir. Bu durumda derhal tövbe ve istiğfar etmeliyiz. Bundan böyle o hükmünü öğrendiğimiz günahtan uzak durmalıyız. İnşaAllah böylece o söz konusu günahtan arınmış oluruz.

Allaha emanetsiniz kardeşlerim vesselam...

Dipnotlar: 1- Feyzü’l-Kadîr, 3/481 2- En’am Sûresi: 160 3- Zilzal Sûresi: 7, 8
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
Pulcet Çevrimdışı

Pulcet

Forumun Bekçisi
Site Emektarı
“Ümmetimden müflis odur ki, kıyamet günü namaz ve zekâtla gelir. Ama, bu arada sövdüğü şu kimse, dövdüğü bir başka kimse dahi gelir. Bunun üzerine kendisinin hasenatından şuna verilir, buna verilir. Üzerinde haklar bitmeden kendi hasenatı tükenirse, o zaman onların hatalarından alınır kendisine yüklenir. Daha sonra cehenneme atılır.” (Müslim)

ALLAh Razı olsun :gül :gül :gül
 
Üst Ana Sayfa Alt