Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

İyilik ve kötülüğün kaynağı

ibni kayyım Çevrimdışı

ibni kayyım

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Daha önce bazı yerlerde ve ayrıca fıkıh müsveddesinin sonunda konuyla ilgili bazı kuralları yazmıştım. İyiliklerin kaynağı adalet, kötülüklerin kaynağı ise zulümdür. Bu, önemli ve kapsamlı bir kuraldır.


Şöyle ki: Allah insanları kendisine ibadet etsinler diye yaratmıştır. Bütün iyiliklerde istenen ve hedef edinilen budur. Dinin tamamını Allah için hâlis kılmak da budur. Böyle bir hedefe yönelmeyen bütün davranışlar, âhirette Allah'ın cezasını üzerine çeken kötülüklerdir. Şayet bazı yönlerden bir iyilik gibi gelen yönleri varsa bunun onu yapan için dünyaya ilişkin bir karşılığı vardır. Allah'ın her yasakladığı şeyleri yapmak dosdoğru yoldan ayrılmak ve sapmaktır; bir şeyi yerli yerine oturtmak yerine zulüm yapmaktır.


Bu nedenledir ki Allah, «De ki: Rabbim adaleti emretti. Her secde yerinde yüzlerinizi O'na doğrultun; dinde samimî olarak O'na yalvarın» (7 A'raf 29) âyetinde her ikisini bir arada zikretmiştir. Bu âyet, dinin temellerini ve Kur'an'a sarılmayı içerdiği gibi, şirk ve helâlları haram sayma gibi Allah'ın izin vermediği şeyleri dine sokanları; iblis ile H z . Nûh ' un kavminden, Firavun'un kavmine kadar peygamberlere muhalefet edenleri, Kitap ehlinden olup da kendilerine gönderilen kitapları değiştirenleri, Arap kâfirleri gibi bâtıl bir din îcad edenleri, peygamberleri yalanlayanlar gibi hak dinin tamamına karşı çıkanları veya Kitap Ehli gibi hak dinin bir kısmına muhalefet edenleri kınamayı da içine alan el-A'raf sûresindedir.


Her türlü eksiklikten münezzeh olan şânı yüce Allah, bu sûre ile el-En'âm ve diğer sûrelerde, müşriklerin suçlarını iki türe ayırmaktadır :


a - Allah'ın emretmediğini emretme - şirk gibi -.


b - Allah'ın yasaklamadığını yasaklama -helâl şeyleri haram sayma gibi -.
Birincisi, Allah'ın izin vermediği bir şeyi dine sokmaktır.


İkincisi ise, Allah'ın haram kılmadığını haram kılmaktır.


Bu durum, İyâz b. Hımar'ın rivayet ettiği sahih hadîsde de ifade edilmektedir. Söz konusu hadiste Peygamber (s.a.v.) Allah Teâlâ'nın şöyle buyurduğunu nakletmektedir:
«Kullarımı hak din üzere yarattım. Sonra şeytanlar onları doğru yoldan saptırdı,onlara helâl kıldığımı haram kıldılar. Onlara, benim hiçbir yetki vermediklerimi Bana ortak koşmalarını emrettiler» (Müslim, Cennet 63; Ahmed İbn Hanbel, lV/162).


Bu nedenledir ki, şirki ve bâtıl ibadetleri uydurmak daha çok hıristiyanlarla sapık âbidler ve sufîler arasında; haramlar uydurmada, daha çok yahudilerle sapık fukaha arasında yaygındır. Hattâ Yahudi dininin temeli helâli haram kılma, yasak olmayanı yasaklama ve sınırlamalara dayanır. Bu sebeple Hz. Mesih: «Size yasak edilenlerin bir kısmını helâl kılmak üzere...» (3 Âl-i İmrân 50) demiştir. Hıristiyan dininin temelinde ise, müteşâbih lâfızlar ve mücmel fiillerle ilâhlık vardır. Kalblerinde eğrilik bulunanlar, fitne arzusu ve te'vil isteğiyle ondan müteşâbih olana uydular.


Başka yerlerde de ifade ettiğim gibi; dini Allah'a hâlis kılmak olan tevhid ve bizim (İslâm ümmetinin) üzerinde bulunduğumuz adalet, dinin bütün yönlerini ihtiva eden asıl kaynağıdır. Dini Allah'a hâlis kılmak, adaletin temeli olduğu gibi, Allah'a ortak koşmak da büyük bir zulümdür.
 

Benzer konular

Üst Ana Sayfa Alt