ERKEKLERLE KADINLARIN SECDE SIRASINDA DURUŞLARI ARASINDA HERHANGİ BİR FARK VAR MIDIR?
CEVAP: Bazı âlimler, namazın kılınışı konusunda erkeklerle kadınlar arasında farklar olduğu görüşüne varmışlardır. Bu konuda da birçok hadisi delil göstermişlerdir. Fakat delil olarak gösterdikleri hadislerin hepsi, zayıftır, bu hadisler delil olarak gösterilemez.
Fakat bu konuda doğru olan görüş; namazın kılınış şekli konusunda kadınlarla erkekler arasında hiçbir farkın olmadığıdır.
Değerli âlim Muhammed b. Salih el-Useymîn -Allah ona rahmet etsin-:"Kadın, (namaz sırasında erkekler gibi kıyam ve secde sırasında) ayaklarını ve ellerini yana açmaz, aksine ayaklarını ve ellerini toplar. Secde ettiği zaman karnını uyluklarının üzerine, uyluklarını da incik kemiklerinin üzerine koyar. Çünkü kadının örtünmesi gerekir.Kıyamda iken ayaklarını, secdede iken de ellerini yanlarından açmayıp toplaması, örtünmesi için daha uygundur."
Diyen fakihlerin bu görüşüne cevap verirken şöyle demiştir: "Bu görüşe birçok yönden cevap verilebilir:
Birincisi: Bu sebebin, hükümler konusunda kadının, erkek gibi olduğuna delâlet eden nasların geneline karşı koyması mümkün değildir. Özellikle de Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'in şu buyruğu varken: "Beni namaz kılarken gördüğünüz gibi (benim kıldığım şekilde), namaz kılın." (Buhârî).
Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'in bu hitabı, erkeklerle kadınların hepsine geneldir (hepsini kapsar).
İkincisi: Şayet kadın tek başına namaz kılmışsa, bu görüşle çatışmaktadır. Zirâ kadının, genel olarak ve onun hakkında meşru olan, yabancı erkeklerin yanında değil de evinde tek başına namazı kılmasıdır. O halde madem yabancı erkekler kendisini görmüyorlarsa, bu takdirde namaz sırasında kıyamda iken ayaklarının arasını açmamasına, secdede iken de ellerini yana açmayıp toplamasına gerek yoktur.
Üçüncüsü: Siz, kadın ellerini kaldırır, diyorsunuz. Kadının ellerini kaldırması ise, secde sırasında ellerini yana açıp koltuğunun altının gözükmesinden daha yakındır. Bununla birlikte siz, 'kadının ellerini kaldırması sünnetir', diyorsunuz. Çünkü hükümler konusunda aslolan, erkeklerle kadınların eşit olduğudur. Bu konuda tercih edilen görüş şudur:
Kadın, namaz sırasında erkeklerin yaptığı her şeyin aynısını yapar: Dolayısıyla ellerini kaldırır, ayaklarının arasını açar, ellerini yanlarından uzak tutar, rüku sırasında belini düz tutar, secde sırasında karnını uyluklarından, uyluklarını da incik kemiklerinden uzak tutar. İki secde arasında, birinci teşehhüdde (oturuşta) ve sadece bir teşehhüdü olan namazda ayaklarını yayar, üç ve dört rekâtlı namazların son oturuşunda sol ayağını diker ve sağ uyluğunun üzerine oturur. Öyleyse kadın, bu zikredilen konuların hiçbirinde erkeklerden ayrı tutulamaz." (eş-Şerhu'l-Mumti'; c: 3, s: 303-304).
Değerli âlim Elbânî -Allah ona rahmet etsin- de "Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'in Namazı" adlı kitabının sonunda şöyle demiştir: "Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'in namazının kılınış şekli konusunda zikredilen her şeyde erkeklerle kadınlar aynı hükümdedir. Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'in sünnetinde kadınların, bazı konularda erkeklerden ayrı tutulduğuna dâir hiçbir şey gelmemiştir. Aksine Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'in:"Beni namaz kılarken gördüğünüz gibi (benim kıldığım şekilde), namaz kılın."
Emrinin umumi oluşu, kadınları da kapsamaktadır." (Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'in Namazı; s: 189) Bir kadının, Mescid-i Haram veya herkese açık olan park gibi, kendisini yabancı erkeklerin gördüğü bir yerde namazını kılmış olduğunu farzedelim, -gerek duyulduğu takdirde- kadının vücudundan bir yerin açılmasına sebep olacak her türlü hareketten sakınması ve genellikle namaz sırasında yapmış olduğu hareketleri bu halde yapmayıp ihtiyatlı davranması gerekir.
Allah Teâlâ en iyi bilendir.