Abdulmuizz Fida, yine yorum yine yorum...
Bugün ne Rasulullah var, Ne rasulullahın yaptığı muhakemeyi yapacak İslamın bir kadısı var, ne de bir Medine'miz var!
Bak kendin diyorsun. Ama söylediğin sözün manasını bilmiyorsun.
AbduIIah b. Utbe b. Mes'ud (r.a)'den şöyle rivayet edilmiştir:
Ömer (r.a)'den işittim. O şöyle diyordu:
"İnsanlar Rasulullah (s.a.s) zamanında vahiy ile gizli hallerinden de sorumlu tutulurlardı. Rasulullah'ın vefatı ile vahiy kesilmiştir. Bugün sizi gördüğümüz amellerinizden dolayı sorumlu tutarız. Bu yüzden kim bize hayır ve adalet gösterirse onu emin sayar ve güvenilir kabul ederiz. Onların gizli hallerini araştırmak bize düşmez. Gizli hallerinin hesabını da Allah görür. Bize zahiren fena hal gösterenlerden de emin olamayız. Niyetinin iyi olduğunu söylese bile ona inanmayız."
(Buhari)
Hatıb b. Ebi Belta olayı Rasulullah (s.a.s)'e vahiy ile bildirilmiştir. Ki Hatıb (r.a)'ın yaptığı Allah'tan başka ilah edinmek midir? Eğer Hatıb (r.a)'ın olayı hakkında alimlerin söylediklerini bir kez okumuş olsaydın bu olayın kafirlere karşı Müslümanlara yardım etmenin küfür olduğuna delil getirdiklerini bilirdin. Ama sen bu olaya sadece tek bir açıdan baktığın için bunu bilemezsin.
Olayın bir diğer yüzü de, komple herkesi tekfir etmekle kalmayıp, kendisi gibi herkesi topyekün tekfir etmeyen insanları/bizleri de tekfire dayanma sapıklığı mumkun.
Silsile tekfir İslami bir kaidedir. Bunu bütün alimler kabul eder. Bu konuda da onlarca nakil getirebilirim ama senin nakil getirdiğini görmeden tek bir nakil bile asacak değilim. Yine diyorum eğer sen sözünün arkasındaysan alimlerden senin gibi düşündüklerine dair nakil getir. (Alimleri bundan tenzih ederim.)
hz. Ömer Kendi hilafeti döneminde kıtlık sebebiyle çalanlara hırsız kategorisine koymamıştır.
Çarpıtma. Had uygulamamıştır. Sebebi ise; kıtlık olmasıdır. Delil olarak getirdiğin meseleyle hiç bir alakası yok.
Hz Ömer, İçkiyi kendine fasid tevil yaparak helal görerek içen Kudame Bin maz'un'u tekfir etmemiş,
Bu söylediğin yalandır! Üstelik bu olayda bile beni destekleyen sözler var.
İmam Şatibi'den olayı aynen naklediyorum:
İçki haram kılındığında, içki haram olmadan önce içki içmiş ve ölmüş sahabeler hakkında Allah-u Teâlâ:
"İman edip salih amel işleyenler, ne yerlerse yesinler, onlara bir günah yoktur" (Maide: 93) ayeti indiği zaman bazı müslümanlar bu ayeti tevil ederek içkinin helal olduğunu söylediler.
İsmail İbni İshak, Ali’nin şöyle dediğini nakletti:
"Şam ahalisinden bazıları içki içtiler. Onlar Yezid b. Ebi Süfyan’ın idaresi altındaydılar. Bu kimseler içki içtikleri zaman:
"Bu, bize helaldir" dediler ve kendilerine delil olarak (Maide: 93) ayetini zikrettiler. Yezid b. Ebi Süfyan bunları Ömer b. Hattab’a haber verdi. Ömer b. Hattab, Yezid b. Ebi Süfyan’a şöyle yazdı:
"Onları, başkalarını ifsad etmeden hemen bana gönder."
Sonra bu kişiler Ömer radiyAllahu anh’nun yanına geldiler. Ömer radiyAllahu anh, onların durumu hakkında sahabelerle istişare etti. Sahabeler dediler ki:
"Ey mü’minlerin emiri! Allah’ın izin vermediği bir konuda onlar Allah-u Teâlâ'ya yalan iftira attılar ve dinde yeni bir şeriat koydular. Onların boyunlarını vur!"
Ali radiyAllahu anh, o sırada susuyordu. Bunun üzerine Ömer radiyAllahu anh, Ali radiyAllahu anh’ya yönelerek:
"Ey Ebe’l Hasan! Bunlar hakkında ne diyorsun?" diye sordu.
Ali radiyAllahu anh:
"Ben şunu söylüyorum: Onları tevbeye çağırırsın, eğer tevbe ederlerse içki içtikleri için 80 sopa vurursun. Tevbe etmezlerse boyunlarını vurursun. Çünkü onlar Allah hakkında yalan söylediler ve Allah’ın dininde izin vermediği yeni şeriatlar koydular."
Bunun üzerine Ömer radiyAllahu anh onları tevbeye çağırdı. Onlar da tevbe ettiler ve Ömer radiyAllahu anh onlara 80’er sopa vurdu.
Bu müslümanlar, te’vil yoluyla Allah’ın kitabında haram kıldığı bir şeyi helalleştirdiler. Ali radiyAllahu anh ve diğer sahabeler bu ameli; "dinde teşride bulunmak" olarak nitelendirdiler." (İtisam Şatıbi, c: 2)
Sahabeler bu kişileri tekfir ettiler. Eğer bu kişiler tevbe etmeselerdi mürted olarak öldürüleceklerdi.
Diğerlerine de cevap vereceğim İnşaAllah...