Daha iki hafta kadar önce Bursa'dan Bartın'a gitmekte olan Ahmet Karaarslan isimli yolcu, Kamil Koç firmasının yeni namaz mağduru olmuş ve haber7.com bunu olayı haberleştirmişti. Olayın üzerinden kısa bir süre geçmesine rağmen bir namaz skandalı olayı daha haber7.com'a ulaştı.
Mağdur olduğunu ve otobüsten inmek zorunda kaldığını anlatan Ömer Altıntop, "Söz verdikleri saatte mola vermediler. Biz biletimizi namaz saati ve mola saatine göre almıştık. Mola verilmediği ve namaz vaktimiz geçeceği için yolda indik. Bize kendi isteğimizle otobüsten indiğimize dair bir belge imzalattılar. Şoföre sorduğumuz soru karşısında ise şok olduk. Bize tuvalet için durabileceğini ama namaz için duramayacağını söyledi" diye konuştu.
"BİLETİMİZİ MOLA VERECEKLERİ SAATE GÖRE ALDIK"
10 Şubat 2013 Pazar günü Kütahya'dan İstanbul'a gitmek isteyen Ömer Altıntop isimli vatandaş ve iki arkadaşı Kamil Koç firmasından biletlerini aldılar. Bilet alış sürecini ve sonrasında ne yaşandığını anlatan Ömer Altıntop'a göre, Kamil Koç söz verdiği saatte mola vermedi ve inmek isteyen yolcularını da yol ortasında bırakıp gitti.
Kamil Koç'un namaz vakitlerinde durmama konusunda katı politika uyguladığını iddia eden Altıntop, "Kütahya'dan İstanbul'a gitmek için ben ve iki arkadaşım Kamil Koç'tan bilet aldık. Otobüs bizi 10 Şubat Pazar sabahı saat Kütahya otogarından 4.45 te aldı. Bileti aldığımız zaman bize otobüsün 5.45 civarında otobüsün Bozüyük'te mola vereceği söylenmişti. Biz de o saatte sabah namazını kılabileceğimizi düşünerek bileti satın aldık. Ancak otobüs beklediğimiz saatte mola vermedi. Saat 6.25 olmasına rağmen mola vermeyince otobüs yetkilisine durumu bildirdik. Otobüs yetkilisi ise bize saat 07.00 civarında durabileceklerini ve öncesinde durmalarının mümkün olmadığını söyledi. Sabah namazı vakti ise 06.51 de çıkıyordu. Ben de Kütahya Kamil Koç yazıhanesini arayıp durumu bildirdim. Onlar da bize yanlış bilgi verdiklerini söylediler ve özür dilediler ama durumu düzeltemeyeceklerini söylediler" dedi.
TUVALET İÇİN DURURUM NAMAZ İÇİN DURMAM!
Kendi istekleriyle biletlerine imza attırılarak otobüsten inen Ömer Altıntop, otobüs şoförünün "tuvalet için dururum namaz için durmam" dediğini söyledi ve konuşmasını şu sözlerle sürdürdü:
"Otobüs yetkilisine müsait bir yerde otobüsü durdurup birkaç dakika içinde 2 rekatlık farz namazımızı kılma isteğimizi yineledik. Üçümüzün de abdesti olduğu için çok kısa süre içerisinde namazımızı kılıp yolcuğumuza devam edebilirdik. Firmanızdan kaynaklanan bir hata yüzünden namaz kılmamızı engellediklerini ve kendi hatalarını telafi etmeleri gerektiğini belirttik. Ancak taleplerimiz yerine getirilmedi. Biz de otobüsü sağa çekmelerini istedik. Bize kendi isteğimizle otobüsten indiğimize dair bir belge imzalamamız gerektiğini söylediler. Biz de vaktin çıkmasına çok az kaldığı için ve tartışmanın uzamaması için kağıdı imzaladık. Olayda bizi zorla otobüsten indirmediler ama otobüsten inmemize onlar sebep oldu. Mevki olarak Bilecik tünelinin daha ilerisinde bir yerdeydik. Otobüsten inerken bir arkadaşım şoföre tuvalet için izin isteseydim ne olurdu diye sorunca şoför tuvalet için dururum namaz için durmam cevabını verdi. Hatta bu cevap üzerine tartışma büyüdü ve şoför otobüsten inerek arkadaşımın üzerine yürüdü. Tartışma otobüsten inen birkaç yolcunun araya girmesiyle sakinleşti."
"NAMAZIMIZI EMNİYET ŞERİDİNDE KILDIK"
Dağ başında bırakıldıklarını söyleyen Ömer Altıntop, "Eşyalarımızı bagajdan aldıktan sonra otobüs bizi bıraktıkları yerden hızla uzaklaştı. Bizi bıraktıkları yer ise şehirler arası duble şeritli bir yoldu. Tahminen ne 5 km gerimizde ne de 5 km ilerimizde bir yerleşim yeri ya da benzinlik vardı. Üstelik namazımızı kılmak için uygun bir yer bile bulamadığımızdan emniyet şeridinde namazımızı kıldık. Daha önce buna benzer bir olayda yolcularının sağ salim ulaşmak istedikleri yere varmalarını sağlamayı amaçladıklarını ve karayolları yönetmeliklerine harfiyen uyduklarını belirten Kamil Koç firmasının bizi böyle bir yerde indirip gitmesi onların hangi prensipleriyle bağdaşıyor bilmiyorum. Acilen namazlarımızı kıldık. Sabahın 07.00'sinde soğuk bir havada yolun ortasında dağın başı diye tabir edebileceğimiz bir yerde kaldık. Yoldan geçen iyiliksever bir kamyon şoförü beni ve iki arkadaşımı alıp bir arkadaşımı Sakarya'ya ben ve diğer arkadaşımı da Tuzla'ya kadar bıraktı" dedi.
"KAMİL KOÇ'U TERCİH EDERKEN 2 KERE DÜŞÜNÜN"
Kendisinin ve arkadaşlarının başından geçeni tüm ayrıntılarıyla anlatan Ömer Altıntop açıklamasını şu sözlerle tamamladı: "Bu olayı sizle paylaşmamın sebepleri var. Birincisi olayın diğer vatandaşlarımız tarafından bilinmesini istemem ve vaktinde namaz kılmak isteyen kişilerin Kamil Koç'u tercih ederken 2 defa düşünmelerini. Ayrıca daha önce ibadet ve vicdan özgürlüğünü saygı duyduğunu belirten ama saygı duymayı 'sizin ne istedikleriniz bizi çok da ilgilendirmiyor' olarak algılayan bu firmanın yasakçı politikasının görülmesi. Bir ihtiyaç olan tuvalet ihtiyacına saygı duyan ama bir ihtiyacın tezahürü olan ibadet etme özgürlüğüne saygı duyarken çifte standart uygulayan bu firmaya dair toplumda bir kamuoyu oluşması. Belki de bu olay ibadet etme özgürlüğünün seyahat esnasında da korunabilmesiyle ilgili bir yasal düzenleme yapılmasına vesile olur. Yoksa 86 yıldır yüz kızartıcı bir durumla adının anılmadığını iddia eden bir firmanın sebep olduğu olaylar yüzümüze kızartmaya devam edecek. Olayı benle birlikte yaşayan ve henüz isimlerini vermek için rıza almadığım 2 arkadaşım da olaya şahit olmuştur. Ayrıca telefon numarasını aldığımız kamyoncu abimiz ve numaramı otobüs yetkilisinden alıp bizi olay sonrasında arayan ve iyi olup olmadığımızı soran bir on koltuktaki abimizi de olaya şahit olarak gösterebilirim."
Mağdur olduğunu ve otobüsten inmek zorunda kaldığını anlatan Ömer Altıntop, "Söz verdikleri saatte mola vermediler. Biz biletimizi namaz saati ve mola saatine göre almıştık. Mola verilmediği ve namaz vaktimiz geçeceği için yolda indik. Bize kendi isteğimizle otobüsten indiğimize dair bir belge imzalattılar. Şoföre sorduğumuz soru karşısında ise şok olduk. Bize tuvalet için durabileceğini ama namaz için duramayacağını söyledi" diye konuştu.
"BİLETİMİZİ MOLA VERECEKLERİ SAATE GÖRE ALDIK"
10 Şubat 2013 Pazar günü Kütahya'dan İstanbul'a gitmek isteyen Ömer Altıntop isimli vatandaş ve iki arkadaşı Kamil Koç firmasından biletlerini aldılar. Bilet alış sürecini ve sonrasında ne yaşandığını anlatan Ömer Altıntop'a göre, Kamil Koç söz verdiği saatte mola vermedi ve inmek isteyen yolcularını da yol ortasında bırakıp gitti.
Kamil Koç'un namaz vakitlerinde durmama konusunda katı politika uyguladığını iddia eden Altıntop, "Kütahya'dan İstanbul'a gitmek için ben ve iki arkadaşım Kamil Koç'tan bilet aldık. Otobüs bizi 10 Şubat Pazar sabahı saat Kütahya otogarından 4.45 te aldı. Bileti aldığımız zaman bize otobüsün 5.45 civarında otobüsün Bozüyük'te mola vereceği söylenmişti. Biz de o saatte sabah namazını kılabileceğimizi düşünerek bileti satın aldık. Ancak otobüs beklediğimiz saatte mola vermedi. Saat 6.25 olmasına rağmen mola vermeyince otobüs yetkilisine durumu bildirdik. Otobüs yetkilisi ise bize saat 07.00 civarında durabileceklerini ve öncesinde durmalarının mümkün olmadığını söyledi. Sabah namazı vakti ise 06.51 de çıkıyordu. Ben de Kütahya Kamil Koç yazıhanesini arayıp durumu bildirdim. Onlar da bize yanlış bilgi verdiklerini söylediler ve özür dilediler ama durumu düzeltemeyeceklerini söylediler" dedi.
TUVALET İÇİN DURURUM NAMAZ İÇİN DURMAM!
Kendi istekleriyle biletlerine imza attırılarak otobüsten inen Ömer Altıntop, otobüs şoförünün "tuvalet için dururum namaz için durmam" dediğini söyledi ve konuşmasını şu sözlerle sürdürdü:
"Otobüs yetkilisine müsait bir yerde otobüsü durdurup birkaç dakika içinde 2 rekatlık farz namazımızı kılma isteğimizi yineledik. Üçümüzün de abdesti olduğu için çok kısa süre içerisinde namazımızı kılıp yolcuğumuza devam edebilirdik. Firmanızdan kaynaklanan bir hata yüzünden namaz kılmamızı engellediklerini ve kendi hatalarını telafi etmeleri gerektiğini belirttik. Ancak taleplerimiz yerine getirilmedi. Biz de otobüsü sağa çekmelerini istedik. Bize kendi isteğimizle otobüsten indiğimize dair bir belge imzalamamız gerektiğini söylediler. Biz de vaktin çıkmasına çok az kaldığı için ve tartışmanın uzamaması için kağıdı imzaladık. Olayda bizi zorla otobüsten indirmediler ama otobüsten inmemize onlar sebep oldu. Mevki olarak Bilecik tünelinin daha ilerisinde bir yerdeydik. Otobüsten inerken bir arkadaşım şoföre tuvalet için izin isteseydim ne olurdu diye sorunca şoför tuvalet için dururum namaz için durmam cevabını verdi. Hatta bu cevap üzerine tartışma büyüdü ve şoför otobüsten inerek arkadaşımın üzerine yürüdü. Tartışma otobüsten inen birkaç yolcunun araya girmesiyle sakinleşti."
"NAMAZIMIZI EMNİYET ŞERİDİNDE KILDIK"
Dağ başında bırakıldıklarını söyleyen Ömer Altıntop, "Eşyalarımızı bagajdan aldıktan sonra otobüs bizi bıraktıkları yerden hızla uzaklaştı. Bizi bıraktıkları yer ise şehirler arası duble şeritli bir yoldu. Tahminen ne 5 km gerimizde ne de 5 km ilerimizde bir yerleşim yeri ya da benzinlik vardı. Üstelik namazımızı kılmak için uygun bir yer bile bulamadığımızdan emniyet şeridinde namazımızı kıldık. Daha önce buna benzer bir olayda yolcularının sağ salim ulaşmak istedikleri yere varmalarını sağlamayı amaçladıklarını ve karayolları yönetmeliklerine harfiyen uyduklarını belirten Kamil Koç firmasının bizi böyle bir yerde indirip gitmesi onların hangi prensipleriyle bağdaşıyor bilmiyorum. Acilen namazlarımızı kıldık. Sabahın 07.00'sinde soğuk bir havada yolun ortasında dağın başı diye tabir edebileceğimiz bir yerde kaldık. Yoldan geçen iyiliksever bir kamyon şoförü beni ve iki arkadaşımı alıp bir arkadaşımı Sakarya'ya ben ve diğer arkadaşımı da Tuzla'ya kadar bıraktı" dedi.
"KAMİL KOÇ'U TERCİH EDERKEN 2 KERE DÜŞÜNÜN"
Kendisinin ve arkadaşlarının başından geçeni tüm ayrıntılarıyla anlatan Ömer Altıntop açıklamasını şu sözlerle tamamladı: "Bu olayı sizle paylaşmamın sebepleri var. Birincisi olayın diğer vatandaşlarımız tarafından bilinmesini istemem ve vaktinde namaz kılmak isteyen kişilerin Kamil Koç'u tercih ederken 2 defa düşünmelerini. Ayrıca daha önce ibadet ve vicdan özgürlüğünü saygı duyduğunu belirten ama saygı duymayı 'sizin ne istedikleriniz bizi çok da ilgilendirmiyor' olarak algılayan bu firmanın yasakçı politikasının görülmesi. Bir ihtiyaç olan tuvalet ihtiyacına saygı duyan ama bir ihtiyacın tezahürü olan ibadet etme özgürlüğüne saygı duyarken çifte standart uygulayan bu firmaya dair toplumda bir kamuoyu oluşması. Belki de bu olay ibadet etme özgürlüğünün seyahat esnasında da korunabilmesiyle ilgili bir yasal düzenleme yapılmasına vesile olur. Yoksa 86 yıldır yüz kızartıcı bir durumla adının anılmadığını iddia eden bir firmanın sebep olduğu olaylar yüzümüze kızartmaya devam edecek. Olayı benle birlikte yaşayan ve henüz isimlerini vermek için rıza almadığım 2 arkadaşım da olaya şahit olmuştur. Ayrıca telefon numarasını aldığımız kamyoncu abimiz ve numaramı otobüs yetkilisinden alıp bizi olay sonrasında arayan ve iyi olup olmadığımızı soran bir on koltuktaki abimizi de olaya şahit olarak gösterebilirim."