İnsan saçını eklemek haramdır. Kadının kendi saçından da olsa, başkasının saçından da olsa hüküm değişmez. Çünkü böyle bir işte aldatma vardır. Diğer taraftan Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Allah saç ekleyen ve ekleten, dövme yapan ve yaptıran, yüzündeki kılları alan ve aldıran kadınlara lanet etmiştir."
(Bu konuda bir çok hadis-i şerif vardır. Bunlardan bazısı İmam Ahmed ile Buharî ve Muslim tarafından, ibni Ömer'den, Esma ve Aişe'den ittifakla rivayet edilmiştir.
Neylu'l-Evtâr, VI, 190. Burada sözü geçen yüzden kıl aldırmak, alınması zarurî olmayan hâllere hamledilmiştir. Çünkü cımbızla kılların alınmasında rahatsız edici bir taraf vardır.
Tebyînu'l-Mahârim adlı eserde şöyle denilmektedir:
"Yüzden kılın izale edilmesi haramdır. Ancak kadının sakal Veya bıyıklan çıkacak olursa, onların izalesi haram olmaz, aksine mustehabtır." Tatarhâniye' de şöyle denilmektedir "Kaşların ve yüzdeki kılların alınmasında hunsalara benzemediği sürece bir mahzur yoktur. Raddul-Muhlâr, V, 264)
Peygamber'in (s.a.v.) bu konu ile ilgili bir hadisinde; "Allah yüz tüylerini yolan ve yolduran kadına lanet etsin."
(Buhari, 'Libas', 82, 82, 84, 85; Muslim, 'Libas',115, 117, 119 120; Ebu Dâvud, K. et-Teraccud, 5) buyurmuştur.
Rasulullah Efendimizin (s.a.v.) bu sözü, Benî Esed kabilesinden Ummu Yakub kunyeli kadının kulağına gelmiş. Ummu Yakub (r.anha) Kur’an-ı Kerimi okumayı biliyordu. Hemen hadisi rivayet eden Abdullah’a (r.anh) gelerek şöyle dedi:
- Ne o senden kulağıma gelen söz! Sen, güzellik için Allah’ın hılkatini değiştirip dövme yapanlara/yaptıranlara, kaşından/yüzünden kıl yolan/yolduranlara, dişlerini törpületenlere lânet etmişsin.
Abdullah da: - Rasulullah’ın (s.a.v.) lânet ettiklerine ben neden lânet etmiyecekmişim! Hem bu Allah’ın Kitabı’nda vardır, cevabını verdi.
Kadın: - Yemin olsun, ben Mushaf’ın iki kapağı arasındakileri (Kur’an’ın tamamını) okudum; ama bunu bulamadım, (böyle bir şeye rastlamadım) dedi.
Abdullah: - Hakikaten onu okudunsa, mutlaka bulmuşsundur. Allah azze ve celle, “Rasûl size ne getirdiyse/verdiyse onu alın, sizi neden nehyetti/yasakladı ise ondan da hemen sakının / vazgeçin”(Haşr 7 ) buyurmuştur" karşılığını verdi.
Kadın: - Gerçekten şimdi ben, senin hanımının üzerinde bundan bir şey görüyorum, dedi.
Abdullah: - Git de bak, cevabını verdi.
Bu konuşmanın hemen ardından kadın, Abdullah’ın hanımının yanına girdi; fakat, (ileri sürdüğü hususlardan/vasıflardan) bir şey göremedi.
Ve (tekrar) Abdullah’ın yanına gelerek, - Bir şey görmedim, dedi.
Abdullah: - Bana bak, bu olsaydı biz onunla bir arada olamazdık, karşılığını verdi.
(Muslim, Sahih, Libas 33, Hadis No: 120, Sahîh-i Muslim Tercume ve Şerhi, Ahmed Davudoğlu, Sönmez Neşriyat, İstanbul, 1978, 9, 510-511)
"O şeytan ki, Allah ona lanet etti. O da şöyle dedi: "Yemin olsun ki kullarından belirli bir kısmını alacağım. Onları mutlaka saptıracağım. Onları boş kuruntulara sokacağım ve onlara emredeceğim. Hayvanların kulaklarını yaracaklar. Yine onlara emredeceğim, Allah'ın yaratışını (fıtratını) değiştirecekler." Kim, Allah'ı bırakıb da şeytanı dost edinirse şubhesiz ki o, apaçık bir husrana uğramış olur." (Nisa 118 - 119)
Hasan-ı Basri ve Abdullah b. Mesud'dan nakledilen diğer bir görüşe göre burada "Allah'ın yaratışını değiştirme" diye zikredilen şeyden maksat, insanların "Dövme" yaptırmaları, dişlerini törpületerek aralannı açtıranları, tüylerini aldırmaları vb. şeylerdir. (Buhari, K. Tefsir el-Kur'an, sure 59, bab: 4)
(Ebu Cafer Muhammed b. Cerir et-Taberi, Taberi Tefsiri)
Ebu Cafer et-Taberî der ki: İbn Mes'ud'un rivayet ettiği hadis-i şerifte, yüce Allah'ın kadını yaratmış olduğu şekilde fazla veya eksiklikle kocasına yada başkasına güzel görünmek arzusuyla herhangi bir değişiklik yapmasının caiz olmadığına delil vardır.
(İmam Kurtubi, el-Camiu li-Ahkami’l-Kur’an)
Yukarıdaki ayetlerden anlaşılması gereken; tedavi maksatlı bir ihtiyaç yokken böyle bir şeyi yapmak, hem şeytanın maskarası olmaktır, hem de Allah’ın yarattığı biçimi (fıtratı-hılkati) bozmaktır. Ayrıca İslâm’ın şiddetle yasakladığı isyan ve israf manasını da taşır. Malumdur ki bunların hepsi de haram olan şeylerdir.
İmam Nevevi (rahimehullah) demiştir ki; "sakalı, bıyığı, alt dudakaltı tüyleri biten kadınların, bu tüyleri olması lânetten mustesnadır, o çerçeveye girmez, hatta onun bunları yolması mustehabtır." (Munavi, Feyzu’l-Kadir, 5, 373.)
İbn Hacer (rahimehullah) ise, bunun kocasının iznine bağlı olduğunu ilave eder. Kaşı dışında tüy yolma / kazıma, tırnak törpüleme, kızıllama (ruj gibi) şeyler kocanın izni ile olursa caizdir; çünkü bunlar zinettirler. Kocasına karşı süslenmek anlamınadır.
Tâberi (r.anh.) şöyle bir rivayet nakleder:
Güzelleşmeyi (makyajı) seven genç bir kadın Aişe validemize (r.anha) geldi ve, ‘kadın kocası için alnındaki tüyleri yolabilir mi?’ diye sordu. O da, ‘Seni rahatsız eden şeyleri giderebildiğin kadar gider’ dedi. (İbn Hacer, Fethu’l-Bârî, 10, 378)
Kadınlara mahsus olmayan tüylerin (sakal, bıyık tüyleri) bitmesi halinde bunları alması, güzelleşmek için makyaj yapması, kaşlarının etrafındaki dağınık tüyleri (iki kaş arası, etrafı) alması caiz olub, hadisteki yasak, kadının dışarı çıkmak için, yabancılar için yüz kıllarını yolması ve kaşlarını alması ile ilgilidir.
Mâliki'ler ve bir grup alim ise, bunu yaratılışı değiştirme olarak değerlendirdiğinden hiçbir şekilde caiz görmemekte veya mekruh saymaktadır.
Yine Mucahid: "Ve yine onlara, Allah'ın yarattığını değiştirmelerini emredeceğim" buyruğunu, Allah'ın insanları üzerinde yaratmış olduğu fıtratı değiştirmelerini emredeceğim diye açıklamıştır, Yani, insanlar İslam fıtratı üzere doğmuşlardır. Şeytan ise, bu fıtratı değiştirmelerini emr etmiştir.
İşte Peygamber'in: "Her doğan (İslam) fıtratı üzere doğar. Sonra onun anne ve babası onu yahudi, hıristîyan veya mecusi yaparlar"
(Buhâri, Cenâiz 93; Muslim, Kader 22 v.d.; Ebû Dâvud, Sunne 17; Tirmizi, Kader 5; Muvatta, Cenaiz 52; Musned, II, 273, 275, 347, 393, 410, 481) buyruğunun anlamı budur.
Buna göre, burada sözü edilen: "Allah'ın yaratmasının anlamı, yüce Allah'ın:
"Ben sizin Rabbiniz değil miyim (diye sorunca) onlar: Evet Rabbimizsin dediler" (A'raf, 172) buyruğunda işaret ettiği ruhlarını zerreler halinde yarattığı günde onlarda var etmiş olduğu kendisine iman etmek fıtratını değiştirmek anlamına gelir.
Âişe (r.anhâ)’dan rivayette Rasulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur:
"On şey fıtrattandır : Bıyığın kesilmesi, sakalın uzatılması, misvak, istinşak (burna su çekmek), mazmaza (ağza su çekmek), tırnakları kesmek, parmak mafsallarını yıkamak, koltuk altını yolmak, etek traşı olmak, intikâsu'l-mâ yani istinca yapmak." (Muslim, 56, 261)
Son olarak şunu da belirtelim ki; fıtrata uygunluk için yapılan tüm ameliyatlar / tedaviler elbette ki câizdir, hatta islâm’ın emridir. Nitekim bir muharebede, sahabeden, burnu kesilen Afrace’ye (r.anh.), Rasulullah Efendimiz (s.a.v.), altından bir burun taktırmasını söylemiştir.
(Tirmizi, Sunen, Libâs 31; Nesî, Sunen, Zinet 41)