Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

KAVRAMLARIN KAVRANMASI

Ahzab21 Çevrimdışı

Ahzab21

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Ey iman edenler! “Râ’inâ (bizi gözet)” demeyin, “unzurnâ (bize bak)” deyin ve dinleyin. Kâfirler için
acıklı bir azap vardır. (Bakara/104)
İbni Abbas der ki: “Müslümanlar Resulullah’a s.a.v ‘bize dönüp bak’ anlamında Resulullah’a s.a.v talep
ve arzularını ifade etmek üzere ‘raina’ diyorlardı. Ancak Yahudilerin dilinde (İbranice’de) bu kelime,
‘işit işitmez olasıca' anlamında hakaret manasına geliyordu. Yahudiler dediler ki: ‘Biz ona önceleri
gizlice hakaret ediyorduk, şimdi ise açıktan hakaret ediyoruz' demeye başladılar ve bu şekilde
Resulullah’a s.a.v hitap edip aralarında gülüşüyorlardı. Sad bin Muaz bunu işitti. Sad onların dilini
biliyordu. Yahudilere dedi ki: ‘Allah’ın laneti üzerinize olsun. Eğer sizden birinin bu sözü Resulullah’a
s.a.v söylediğini işitirsem onun boynunu vururum. Yahudiler de: ‘Siz bu kelimeyi söylemiyor
musunuz?’ demeleri üzerine bu ayet indi.” (Kurtubi Tefsiri)
Yine Yahudiler dillerini biraz eğip bükerek ‘raine’ diyorlardı ki, bu ‘koyun çobancığı’ anlamına
geliyordu. (Mevdudi)
Değerli kardeşler! Dikkat edin! Yahudiler nezdinde ‘raina’ kavramı kötü manaya geldiğinden dolayı,
Allah s.w.t sahabeye bu kavramı yasakladı... Halbuki sahabe bu kavramı kullanmış olsaydı bile
Yahudilerin kastettiğini kastetmeyeceklerdi. Kavramların etkisi büyük olduğundan ve Yahudilere
malzeme vermemek için bu kavram yasaklandı.
Değerli kardeşler! Bazı insanlara şahit oluyoruz, İslami kavramlar yerine başka kavramlar kullanıyor ve
bunun İslam dininin muradı olduğunu söylüyorlar. Mesela, ‘Demokrasi İslam’dandır’ sözü gibi...
Onlara göre demokrasi özgürlüktür ve İslam’da özgürlüktür ve bunu savunur.
Eğer İslam bunu savunuyorsa İslam’ın savunduğu tarzdaki kavramlar kullanılmalıdır. Hem onların
dediği gibi demokrasinin kelime manası özgürlük değil, asli itibariyle Yunanca bir kelime olup ‘halkın
egemenliği' veyahut ‘kralın egemenliği' anlamına gelir. Buda kavramların ne denli tahribata
uğradığının delillerindendir.
Toplumumuzun İslami kavramlardan uzaklaşmasındaki ana faktör 1928’de harf inkılabıdır. Arapça
harflerinin kaldırılması yerine Latin harflerinin getirilmesi... Böylelikle İsmet İnönü’nün dediği gibi,
‘harf inkılabı, yeni nesli geçmişin bağlarından koparıp ve dinin toplum üzerindeki etkisini bitirmek’
oldu... 600 senelik bir medeniyet bir gecede raflara kaldırıldı, binlerce şah eser nüsha yakıldı ve
toplum okuma-yazma bilemez hale geldi.
Bu kanunun yürürlüğe girmesiyle, Kur’an ve tesettür yasaklandı, ezanlar Türkçeye çevrildi...
Peki bu adamlar alfabeyi neden değiştirdiler? Kendilerince güya kalkınma ve ilerleme için... Halbuki
kalkınmanın alfabeyle alakası yoktur. Latin alfabesi kullanan güney Amerika’daki ülkeler hala geri
kalmışlığın sefaleti içerisindedir. Japonların alfabelerinde 1500’e yakın harf bulunmasına rağmen
ilerlemiştir. Çin alfabesi en zor alfabe olmasına rağmen alfabesini değiştirmemiştir. O halde bu
değişikliğin tek sebebi topluma dinlerini ve dillerini unutturmak için yapılmıştır.
Necip Fazıl Kısakürek derki: “İnsan kelimelerle düşünür. Onun kelimelerini çalarsanız insan salaklaşır,
düşünemez.”
Yunus Emre’yi anma etkinliklerinde konuşan Erdoğan’da şu ifadeleri kullandı:
Harf inkılabıyla Kur’an ve ezan yasaklandı... 20-30 sene sonra başkaları tarafından serbestleşti...
Serbestleştiğinde ise artık içi boşaltılmış bir hal aldı, insanlar tarafından manası unutulmuş oldu.
İlk etaplarda başörtüsünü yasakladılar… Ne zaman örtünme amacından sapıldı işte o zaman serbest
bıraktılar… Hani örtünme dikkat çekmeyecekti? Hani kafalarımızı deve hörgücü gibi yapmayacaktık?
Ama ne yazık ki bu amaçtan sapıldı, erkek öğrencilerin ve işçilerin yanında başörtülü okuyan ve
çalışan nice süslüman kadınlar türedi.
Ne yazık ki, şimdiye kadar cihad kavramı, okullarda din kitaplarında yoktu… Şimdi ise içi boşaltılmış bir
cihad kavramını bu din kitaplarına sokuşturmaya ve böylelikle insanların ağzına bir gem vurmayı
amaçlayan din düşmanları, cihad ruhundan yoksun bir cihadı aşılamak istemektedirler.
İçi boşaltılmış bir kavram unutulan bir kavramdan daha az tehlikeli değildir!
Konfüçyüs der ki: “Bir toplumu değiştirmek istiyorsanız, önce kullandıkları kavramları değiştirin.”
İslam devletini ve hilafeti ilga edenlerin ilk yaptığı işlerden biri bu idi...
O halde biz Müslümanların, İslam Devleti’nin temelini teşkil edecek kolanlardan olup da unutulan ve
değiştirilen kavramlar üzerine yoğunlaşması, halkımıza da anlatmak başlıca görevlerimiz arasında yer
almalıdır.
Rab nedir? İlah nedir? Din nedir? İslam nedir? İbadet nedir? Şeriat nedir? Tağut nedir? Hüküm ve
itaat kimin hakkıdır? Cihad nedir? Emri bil maruf ve nehyi anil munker nedir? Gibi bir çok kavram ve
soruların cevaplandırılması için çalışmak her Müslüman birey için bir görevdir. Halkımıza hakiki İslam’ı
anlatmamız gerekiyor.
İslam, ancak kendi orijinal kavramları ile anlaşılır.
“Kullarıma söyle: (İnsanlara karşı) en güzel sözü söylesinler. Çünkü şeytan aralarını bozar. Çünkü
şeytan insanın apaçık bir düşmanıdır.” (İsra/53)
Bazı davetçiler, vaizler ve imamlar, ahlaki sapma üzerine yoğunlaşmıştır. Müslümanların ahlaki
çöküntüye girdikleri son derece açıktır. Ancak Müslümanların, yaşamlarındaki tek sapma ahlaki
sapma değildir; en tehlikeli olan sapma da değildir.
Bu sapmalardan ve bir o kadar tehlikeli olan sapma, kavramlarda olan sapmadır. La ilahe illallah başta
olmak üzere İslam’ın temel kavramlarında yaşanan sapmadır.
Eğer kavramlardaki sapma düzeltilirse, ahlaki sapma da büyük oranda düzelecektir. Çünkü hayat
kavramlara yüklenilen manalarla şekillenir-hayat bulur.
 
Üst Ana Sayfa Alt