Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Keşke Sözünü Kullanmanın Hükmü ve Munafıkların Kendilerini Bilmesi?

Halid el-Kurdi Çevrimdışı

Halid el-Kurdi

Üye
İslam-TR Üyesi
Selemun Aleykum Akhiler. İki sorum olacak inşallah. Yalnız cevaplar nefsani olmasın. Kur'an ve Sünnetten olsun...
1- Münafıklar münafık olduklarının farkındalarmıdır?
2- İslam dinine göre "keşke" kelimesi hangi koşullarda kullanılabilir.

Selametle kalın...
 
Abdulmuizz Fida Çevrimiçi

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
1- Munafığın, kendisini bilmesi :

"Onlar iman edenlere rastladıkları zaman: "İnandık" derler. Fakat şeytanlarıyla yalnız kaldıkları zaman: "Biz, sizinle beraberiz, biz sadece (onlarla) alay ediyoruz." derler." (Bakara 14)

2- Keşke Sözünü Kullanmanın Hukmu :


Bir kimse, bir adamı: "Şayet şöyle yapmış olsaydın, bundan hiçbir şey başına gelmezdi." demişti.
Bunu işiten kimse de ona, Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)'in bu kelimeyi (lev / keşke / şayet kelimesini) kullanmayı yasakladığını ve sahibini kufre götüren bir kelime olduğunu, söylemişti.

Başka birisi de şöyle demişti: "Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem), Musa (aleyhisselâm) ile Hıdır (aleyhisselâm) kıssasında şöyle demiştir:
[ متفق عليه ] { يَرْحَمُ اللَّهُ مُوسَى لَوَدِدْنَا لَوْ كَانَ صَبَرَ حَتَّى يُقَصَّ عَلَيْنَا مِنْ أَمْرِهِمَا }
"Allah, Musa'ya merhamet etsin. Keşke (Musa) sabretseydi de Musa ve Hıdır'ın kıssası bize (tam olarak) anlatılmış olsaydı." (Buhârî ve Muslim)
Başka birisi de şu hadisi delil göstermişti:

اَلْمُؤْمِنُ الْقَوِيُّ خَيْرٌ وَأَحَبُّ إِلَى اللَّهِ مِنْ الْمُؤْمِنِ الضَّعِيفِ، وَفِي كُلٍّ خَيْرٌ احْرِصْ عَلَى مَا يَنْفَعُكَ، وَاسْتَعِنْ بِاللَّهِ، وَلاَ تَعْجَزْ، وَإِنْ أَصَابَكَ شَيْءٌ فَلاَ تَقُلْ: لَوْ أَنِّي فَعَلْتُ كَانَ كَذَا وَكَذَا، وَلَكِنْ قُلْ: قَدَرُ اللَّهِ وَمَا شَاءَ فَعَلَ، فَإِنَّ لَوْ تَفْتَحُ عَمَلَ الشَّيْطَانِ } [ رواه مسلم ]
(Hayırlı amellerde, Allah'a taatte ve zorluklara sabır göstermekte) kuvvetli mûmin, zayıf mûminden, Allah’a daha hayırlı ve daha sevimlidir. (Her ikisinin de mûmin olması sebebiyle) hepsinde hayır vardır. Yararına olan şeyde (Allah'a taattte) hırslı ol. Allah’tan yardım dile, (taat ve yardım istemekte) âciz olma (tenbellik gösterme)! Sana bir şey isâbet ederse, 'keşke şöyle şöyle yapsaydım da bu başıma gelmeseydi' deme. Fakat 'Allah’ın takdiridir. O ne dilerse, onu yapar' de. Çünkü 'keşke' şeytanın ameline yol açar (şeytan, kadere karşı gelmesi için onun kalbine vesvese verir). (Muslim, Kader , Bab 34, Hadis no: 2664)
Not : Bu hadis, yukarıdaki hadisin hükmünü kaldırmış (neshetmiş) oluyor mu?


CEVAP:

Allah Teâlâ ve elçisi Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem)'in söylemiş olduğu her şey haktır.

"Lev: Keşke/şayet" kelimesi iki şekilde kullanılır:

1 - Geçmişte olana üzülmek ve takdir olunan şeye sabretmemektir. Allah Teâlâ ve elçisi Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem)'in yasakladığı işte budur.
Nitekim Allah Teâlâ bu konuda şöyle buyurmuştur:
"Ey îmân edenler! Siz de, inkâr edenler ve (rızık aramak için) yeryüzünde yolculuğa çıkan (ve ölen) veya savaşan (ve öldürülen) kardeşleri hakkında: 'Şayet Onlar (yolculuğa çıkmasalar veya savaşmasalar ve) yanımızda kalsalardı ölmezler ve de öldürülmezlerdi' diyenler gibi olmayın (onlara benzemeyin). Allah, bu sözü onların kalblerine bir hasret (ve hüzün) olarak yerleştirdi. (Yolcu veya savaşan da olsa, Onun hakkında hayatı takdir edip) yaşatan ve (mûkim de olsa eceli sona ereni) öldüren yalnızca Allah'tır. Allah, yaptıklarınızı hakkıyla görendir." (Âl-i İmrân Sûresi: 156)
Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)'in yasakladığı şey, işte budur.

Nitekim Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- bu konuda şöyle buyurmuştur:

وَإِنْ أَصَابَكَ شَيْءٌ فَلاَ تَقُلْ: لَوْ أَنِّي فَعَلْتُ كَانَ كَذَا وَكَذَا، وَلَكِنْ قُلْ: قَدَرُ اللَّهِ وَمَا شَاءَ فَعَلَ، فَإِنَّ لَوْ تَفْتَحُ عَمَلَ الشَّيْطَانِ [ رواه مسلم ]
Sana (istemediğin) bir şey isâbet ederse, 'keşke şöyle şöyle yapsaydım da bu başıma gelmeseydi' deme. Fakat 'Allah’ın takdiridir. O ne dilerse, onu yapar' de. Çünkü 'keşke' şeytanın ameline yol açar (yani üzülmene ve sabırsızlık göstermene sebep olur. Bu da zarar verir, fayda vermez. Bilakis başına gelen şeyin senden şaşmayacağını, başına gelmeyen şeyin de sana asla isabet etmeyeceğini bilmen gerekir.)" (Muslim)

Nitekim Allah Teâlâ bu konuda şöyle buyurmuştur:
Allah'ın izni (kaza ve kaderi) olmadan (kimseye) hiçbir musibet isâbet etmez. Kim Allah'a îmân ederse, Allah Onun kalbini hidâyete (emrine teslim olmaya ve kaderine rıdâ göstermeye) iletir. Allah her şeyi hakkıyla bilendir." (Teğâbun Sûresi: 11)
Âlimler şöyle demişlerdir:
"Bu, kendisine isabet eden musibetin Allah Teâlâ katından olduğunu bilen ve ona rıdâ gösterip teslim olan kimsedir."

2- 1. Misal, Allah Teâlâ'nın:
"Şayet göklerde ve yerde, Allah'tan başka (onları çekip çeviren) ilahlar olsaydı, onların düzeni kesinlikle bozulurdu. Arş'ın Rabb'i olan Allah, onların (inkârcıların) nitelendirdikleri şeylerden munezzehtir." (Enbiyâ Sûresi: 22)
Buyurduğu gibi, "lev: keşke/şayet" kelimesi, faydalı bir ilmi açıklamak için söylenmiştir.
2. Misal, Allah Teâlâ'nın:
"Onlar isteseler ki, sen (onların dînlerine) musamahakâr davranasın, böylece onlar da sana müsamaha göstersinler." (Enbiyâ Sûresi: 22)
Buyurduğu gibi, "lev: keşke/şayet" kelimesi, iyiliği sevmek ve onu istemek için söylenmiştir.
Bunun misali, bir kimsenin şöyle demesidir:
"Falancanın sahib olduğunun bir benzeri bende olsaydı, Ben de Onun yaptığının bir benzerini yapardım."
Bu ve buna benzer şekilde "lev: keşke/şayet" kelimesini kullanmak, câizdir.
Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)'in şu hadisi:

[ متفق عليه ] { يَرْحَمُ اللَّهُ مُوسَى لَوَدِدْنَا لَوْ كَانَ صَبَرَ حَتَّى يُقَصَّ عَلَيْنَا مِنْ أَمْرِهِمَا }
"Allah, Musa'ya merhamet etsin. Keşke sabretseydi de Allah Teâlâ Musa ile Hıdır'ın haberini bize anlatmış olsaydı." (Buhârî ve Muslim)
Allah Teâlâ'nın şu sözü kabilindendir:
"Onlar isteseler ki, Sen (Onların dînlerine) musamahakâr davranasın, böylece Onlar da Sana musamaha göstersinler."(Enbiyâ Sûresi: 22)
Zirâ Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) Allah Teâlâ'nın, Musa ile Hıdır (aleyhimesselâm)'ın haberini anlatmasını istemiştir.
Bu sebeble Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) sabrı sevdiğini açıklamak için bunu zikrederek ondaki faydaları bilmiştir. Yoksa Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)'den, takdir olunan şeye karşı sabırsızlık göstermek, üzülmek ve sabrı terk etmek gibi bir durum hasıl olmamıştır.
(Şeyhul-İslâm İbn-i Teymiyye, 'Mecmûu'l-Fetâvâ'l-Kubrâ', C.9, Sf: 1033)

**
Ulemâdan bâzılarına göre
şöyle yapsam şöyle olurdu... demenin yasak edilmesi, o işin olacağına itikat edenler hakkındadır.
Fakat bununla o işi Allah'a havale etmeyi isteyen bu hükümde dâhil değildir. Delili Ebû Bekr (r.anh)'in mağarada iken; «
Eğer muşriklerden biri başını kaldırmış olsa, mutlaka bizi görürdü...» sözüdür. Ancak Kaadî îyâd bu sözün bir huccet olamayacağını; çünkü Ebû Bekr (r.anh)'in istikbâle ait bir şey haber verdiğini, bunda kaderi red dâvası olmadığını söylemiştir.
Kaadî İyâd diyor ki : Bence hadisin mânâsı umumi bir nehydir. Lâkin bu nehiy tenzih içindir. Rasûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in zira -lev- (eğer) kelimesi şeytanın ameline yol açar. Yâni şeytan kadere çatmayı kalbe telkin eder. Bu hususta vesvese verir sözü de bunu gösterir.»
Nevevî'ye göre ise hadîsten anlaşılan zahirî mânâ eğer kelimesinin faydasız yerlerde kullanılmamasıdır. Ve nehy tenzih içindir. Ama bir kimse bunu Allah'a yapılacak bir taat fırsatını kaçırdığı için söylerse zararı yoktur. Kelimenin hadîslerde ekseriyetle mânâsı buna haml olunur.
 
Öğrenen Müslüman Çevrimdışı

Öğrenen Müslüman

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
@Abdulmuizz Fida Hocam Keşke kelimesi hakkında
Sana (istemediğin) bir şey isâbet ederse, 'keşke şöyle şöyle yapsaydımda bu başıma gelmeseydi'
bunu diyen kişiyi küfre götürüyor yazıyor. Burda küfre götürmekten kasıt bu kelimeyi kullandığı anda küçük küfür veya büyük küfür mü işlemiş oluyor yoksa bu kelimesinden dolayı Allah' ın takdirine isyan oluşmaya başlarsa mı küfür oluyor? İsyan olmazsa küfür olmuyor mu? CezakAllahu hayra.
 
Son düzenleme:
Abdulmuizz Fida Çevrimiçi

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
@Abdulmuizz Fida Hocam Keşke kelimesi hakkında

bunu diyen kişiyi küfre götürüyor yazıyor. Burda küfre götürmekten kasıt bu kelimeyi kullandığı anda küçük küfür veya büyük küfür mü işlemiş oluyor yoksa bu kelimesinden dolayı Allah' ın takdirine isyan oluşmaya başlarsa mı küfür oluyor? İsyan olmazsa küfür olmuyor mu? CezakAllahu hayra.
Evet, kadere isyandan ziyâde keşke ya da eğer sözünü söyleyenin niyetine göre küfür olmayabiliyor. Tıpkı üstteki hadis-i şeriflerde Rasulullah'ın
[ متفق عليه ] { يَرْحَمُ اللَّهُ مُوسَى لَوَدِدْنَا لَوْ كَانَ صَبَرَ حَتَّى يُقَصَّ عَلَيْنَا مِنْ أَمْرِهِمَا }
"Allah, Musa'ya merhamet etsin. Keşke sabretseydi de Allah Teâlâ Musa ile Hıdır'ın haberini bize anlatmış olsaydı." (Buhârî ve Muslim)
Zirâ Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) Allah Teâlâ'nın, Musa ile Hıdır (aleyhimesselâm)'ın haberini anlatmasını istemiştir.


Ulemâdan bâzılarına göre şöyle yapsam şöyle olurdu... demenin yasak edilmesi, o işin olacağına itikat edenler hakkındadır.
Fakat bununla o işi Allah'a havale etmeyi isteyen bu hükümde dâhil değildir. Delili Ebû Bekr (r.anh)'in mağarada iken; «
Eğer muşriklerden biri başını kaldırmış olsa, mutlaka bizi görürdü...» sözüdür. Ancak Kaadî îyâd bu sözün bir huccet olamayacağını; çünkü Ebû Bekr (r.anh)'in istikbâle ait bir şey haber verdiğini, bunda kaderi red dâvası olmadığını söylemiştir.
Kaadî İyâd diyor ki : Bence hadisin mânâsı umumi bir nehydir. Lâkin bu nehiy tenzih içindir. Rasûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in zira -lev- (eğer) kelimesi şeytanın ameline yol açar. Yâni şeytan kadere çatmayı kalbe telkin eder. Bu hususta vesvese verir sözü de bunu gösterir.»
Nevevî'ye göre ise hadîsten anlaşılan zahirî mânâ eğer kelimesinin faydasız yerlerde kullanılmamasıdır. Ve nehy tenzih içindir. Ama bir kimse bunu Allah'a yapılacak bir taat fırsatını kaçırdığı için söylerse zararı yoktur. Kelimenin hadîslerde ekseriyetle mânâsı buna haml olunur.


Allah Rasulu (s.a.v.) yine; "Muhammed'in nefsi elinde olan Allah'a yemin ederim ki, ne kadar isterdim; keşke, Allah yolunda savaşsam ve öldürülsem. Sonra bana bir kere daha can nimeti bahşedilse ve yine cihadın hakkını versem, yine O'nun uğruna öldürülsem. Sonra yine savaşsam ve öldürülsem." (Muslim, İmare, 103)
Rasulullahın bu sözleri de bir temenni ifadesidir. Fakat, kaderi tenkit, haddi aşmak yahud ilahi kadere karışmak değil, Allah yolunda bulunmanın ve O'nun uğrunda şehid olmanın önemine beyanıdır.


Meryem Keşke bu iş başıma gelmeden öleydim, adı sanı unutulup gitmiş biri olaydım.(Meryem 23) diyerek, İsa (a.s.)’nın babasız doğumunu diline dolayanlara karşı üzüntülerini dile getirip iffetli bir Cennet kadını iffet duygusunun ağır bastığı göstergesidir. İbn-i Kesîr şöyle der: "Bu buyrukta fitne halinde ölümü temenni etmenin câiz olduğuna delil vardır" buyurmuştur.


* "Keşke bundan önce öleydim de..." Dindarlığı bakımından şu iki sebeb dolayısıyla ölümü temenni etti:
1- O dine bağlılığı noktasında kendisi hakkında kötü zanlarda bulunulacağından ve ayıplanarak bundan dolayı fitnelere mâruz kalacağından korktu.
2- Kendisi sebebiyle bir takım kimseler ona iftiraya kalkışmasını, kendisine zina nisbetinde bulunmasını İstememiştir. Çünkü böyle bir şey, kişiyi helak eder.
Bu şartlar çerçevesinde ölümü temenni etmek câiz olur.
Derim ki: Duyduğuma göre Meryem (as): Ey Allah'tan başka kendisine ibadet olunacak kişi çık, diye bir ses duymuş. O da bundan dolayı üzülerek: "Keşke bundan önce öleydim de büsbütün unutulsaydun, dedi" buyruğundaki "unutulan şey" anlamındaki (sonradan İkinci kelimenin)"nûn" harfi esreli okunuşuna göre, buradaki "Büsbütün unutulmak": Arabca'da unutulmaya layık ve kaybolunmasından ötürü rahatsız olunmayan değersiz şey demektir. Yolcu bir kimsenin küçük bir kazığı, bir ip parçasını vb. unutması gibi. Yine, Arablardan nakledildiğine göre; konakladıkları bir yerden ayrılmak istedikleri vakit: "Unutmanız muhtemel şeylere dikkat ediniz" derlermiş. (Kurtubi Tefsiri, Meryem 23 ayet)
 

Benzer konular

Üst Ana Sayfa Alt