Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

İlmi Konu Kıldırgaçların Arkasında Namaz Olur mu?

ABDULHAK Çevrimdışı

ABDULHAK

الإذلال هو بعيد عنا
Admin
CAMİ İMAMLARININ ARKASINDA NAMAZ KILMAK (Kılabilmek)
1694862035291.png

Onlar (o muminlerdir) ki, eğer kendilerini yeryüzünde iktidar mevkiine getirirsek namazı kılarlar, zekatı verirler, iyiliği emrederler ve fenalığı yasak ederler. Bütün işlerin sonucu Allah'a âittir. (Hacc 41)

"Hep Allah’a dönüp itaat ediniz , Ondan korkunuz ve namazı kılınız da müşriklerden olmayınız.” (Rum 31)

Onlar cennettedirler, sorup dururlar. Suçluların durumunu."Nedir sizi Sekar'a sokan?" diye. Suçlular der ki: "Biz namaz kılanlardan değildik." "Yoksula da yedirmezdik." "Boş şeylere dalanlarla dalar giderdik." "Ceza gününü yalanlardık." "Nihayet bize ölüm gelip çattı." Artık onlara şefaatçilerin şefaatı fayda vermez.”(Muddesir 40-48)

Eğer tevbe ederler, namazı kılarlar, zekatı verirlerse dinde kardeşleriniz olurlar. Biz âyetleri, bilen bir kavme açıklarız.” (Tevbe 11)

"Sizin asıl dostunuz Allah'tır, O'nun Rasuludür ve namazlarını kılan zekatlarını veren ve rükû eden müminlerdir. (Maide 55)

Cabir (r.anh), Rasulullah (s.a.v.) den şöyle işittiğini söyledi:
Şubhesiz ki kişi ile şirk ve küfr arasındaki şey namazın terkidir. “ buyurdu.
(Muslim 82, Ebu Davud 4678, Tirmizi 2619,Nesei 465 , İbn Mace 1078)

Burayde (r.anh) şöyle dedi: Rasulullah (s.a.v) :
Bizlerle onlar arasındaki ahd (onlarla savaşmamıza engel olan anlaşma) namazdır. Kim namazı terk ederse kafir olur” buyurdu.
(Tirmizi 2623 , Nesei 231 , ibn Mace 1079 , Musned 5 /346)

"Allah'ın en çok sevdiği yerler mescidlerdir. Allah'ın en fazla nefret ettiği yerler de çarşı ve pazarlardır."
(Muslim, Mesâcid 288, hadis no: 671)

Cenâb-ı Hak, ilk mescidi “evim” (Bakara, 125; 22; Hacc, 26) ve “bu beytin Rabbi” (Kurayş, 3) ifadeleriyle yüceltmiştir. Bundan dolayı Kâ’be’ye “Beytullah” denilmiştir. Mâbed veya mâbedlerin bulunduğu yerler için “beytullah” ve benzeri ifadelere Ahd-i Atîk’te de rastlanır. Peygamber, bu ifadeyi diğer mescidler için de kullanmıştır.
(Ebû Dâvud, Vitir 14; İbn Mâce, Mukaddime 17).

Ancak, Rasûl-u Ekram Mescid-i Harâm, Mescid-i Nebevî ve Mescid-i Aksâ’ya özel bir değer atfetmiş, buralarda yapılan ibâdetin diğer mescidlerde yapılandan çok daha fazîletli olduğunu söylemiştir. (Muslim, Hac 250).

Bunların dışında Peygamber’in içinde ibâdet etmeyi en çok sevdiği mescid, İslâm’da ilk mescid olan Mescid-i Kubâ’dır. Kendisi her Cumartesi burayı ziyaret ederdi. Rasûl-u Ekram, şeytandan Allah'a sığınarak ve rahmet kapılarının açılmasını dileyerek mescidlere sağ ayağı ile girer ve Allah’ın lütfunu temennî ederek çıkardı. (İbn Mâce, Mesâcid 13).

Mescide girdiğinde iki rekât “tahiyyetu’l-mescid” namazı kılardı .
(Buhârî, Salât 60).

"Namaz için ezan okunduğu zaman, şeytan oradan sesli sesli yellenerek uzaklaşır, ezanı duyamayacağı yere kadar kaçar. Ezan bitince geri gelir. İkamete başlanınca yine uzaklaşır, ikamet bitince geri dönüp kişi ile kalbinin arasına girer ve "şunu hatırla" , "bunu düşün" diye insanın aklında daha önce hiç olmayan şeylerle vesvese verir. Öyle ki (buna kapılan) kişi kaç rekât kıldığını bilemeyecek hale gelir."
(Buhârî, Ezan 4, Amel fi's-Salât 18, Sehv 6; Muslim, Salât 19, Mesâcid 89; Ebû Dâvud, Salât 31; Nesâî, Ezan 30; Muvattâ, Nidâ 6; Kutub-i SitteTercümesi, 8/ 320)

_ Bazı kimseler için (miras Müslümanları) tuhaf ve gereksiz bir meseledir bu. Diyanet teşkilatı ,yaşadığımız ülkedeki insanlara İslam’ı hakiki manada anlatmayı amaçlayan bir teşkilat olsaydı, elbette böyle bir konu olmazdı bizim için.
Şurası muhakkak ki , diyanet teşkilatının kuruluş amacı ,İslam dininin apaçık bir şekilde anlatmak değil, bu ilahi dini resmi ideolojinin küfür nizamlarına göre ifade etmek , barıştırmak için vardır.
Nitekim diyanet çizgisinde faaliyet gösteren pek çok cami, resmi ideolojinin kontolünde olup ,İslam’ın değil, boynundan bağlı olduğu firavuni tağutların ağızlarının içerisine bakmaktadır. Böylece küfür sistemi içerisinde dünyevi ihtiraslarından dolayı “imamet”gibi kutsal bir vazifeyi “bel’am”lık gibi kepazeliğe çevirmişlerdir.
İslam dini, Allah’ın hükümlerini reddeden beşeri ideolojiler ile pek çok konuda açık bir çatışma içerisindedir.
Allah’ın haram dediğine helal , helal dediğine haram diyebilen resmi ideoloji ve yetkilileri, siyasi manevra gereği İslam ile barışık olduklarını ileri sürseler de, İslam böylesi müstekbirlerle ve kurumlarla barışık değildir.
Toplumun dini inançlarını kontrolleri altında tutabilmek ve izin verdiği ve istediği şekilde dinin uygulanmasına ve öğretilmesine çalışılmak için kurulmuştur.İslam adına resmi ideolojinin maslahatını gözeten, İslam’ın değil, resmi ideoloji ile çelişmekten sakınan bu misyon, bu anlayışı ve uygulamasıyla hiç kuşkusuz ki bu çizgisiyle İslam’a ihanet eden bir misyondur.

Diyanet ya da işlevi itibariyle hıyanet teşkilatı , laikliği temel ilke olarak benimsedikten sonra, iftarı üzümle mi, yoksa hurma ile mi açılmasının daha eftal olduğunu tartışabilecek kadar lüzumsuz konuları tatışabilirken (!) , ancak İslam’ın toplum ve yönetimle ilgili pek çok hükmünü kesinlikle gündeme getirmeyen bu teşkilat , bazı toplumsal hükümleri resmi ideolojinin çıkarlarına uygun bir yorumla gündeme getirmektedir.


Mesela yıllardır Türkiye’de bir başörütüsü sorunu vardır. Bu sebepten dolayı pek çok başörtülü hanımefendi okullarından ve görevlerinden atılmış ya da ayrılmak zorunda kalmıştır.
Bu sorun dönemin Hıyanet işleri başkanı Mehmet Nuri Yılmaz‘a sorulduğunda ise , başörtüsü sorunu bizi ilgilendiren bir mesele değil, resmi ideolojinin meselesidir, bizi siyasete çekmeyiniz gibi ne dediğini bilmez , tutarsız, alakasız, saçma sapan harf yığını ağzından klozete dökülmüştür!

Yine aynı başkan, ramadanda sahurda içki içip oruç tutmaya cevaz vererek ; hadis-i şerif’lerde iğreti saç (peruk) takmanın haram olmasına rağmen tesettürlü hanımlara : ”başınızı açın , peruk takın okuyun, ”Y.Ö.K.” ile sorun çıkartmayın” diyecek kadar soysuzlaşmıştır.
Şimdi geliniz de bu bel’am'ların arkasında ya da ondan icazet alan imamların arkasında “uydum bu kıldırgaça“ diyerek namaz kılın, sonra da "bana ne ondan, ben namaz kıldım çıktım, imam kötüyse , yanlışsa beni ilgilendirmez, benim namazım sahihtir" diye savunmaya çalışmanın hatasını inceleyelim.

Bu aynen abdestsiz bir imamın arkasında namaz kılan abdestli kimsenin haline benzer. Benim abdestim vardı. Benim namazım geçerlidir. Bu iddialarında ne kadar isabetli iseler o kadar dine yakındırlar.
Bu ifadelerimiz karşısında bazı kimseler “efendim, bu kimseler kelime-i şehadeti söylüyorlar ! Bunu inanarak mı yoksa inanmadan mı söylediklerini araştırmak bizim görevimiz değildir. Çünkü kalblerde olanı ancak Allah bilir. Biz kalplerde olanı araştırmakla görevli değiliz” derler.

Doğrudur, kalblerde olanı araştırmak sizin göreviniz değildir. Sizin göreviniz meselenin kalbi yönünü değil, ilmi yönünü dikkate almanızdır. Sizin göreviniz inanarak mı, yoksa inanmadan mı söylediklerini dikkate almak değil , bu kutsal ifadenin gerçek manasını bilerek mi yoksa bilmeden mi söylediklerini dikkate almaktır.

Camilerde imamlık yapma meselesi hiç kuşkusuz sadece diyanet ile bağlantılı inceleyeceğimiz bir mesele değildir. Çünkü yaşadığımız ülkenin pek çok bölgesindeki cami ve mescidlerde, diyanet teşkilatına bağlı olmadan bu görevi yapan kimseler vardır. Bu kimselere göre düşündüğümüz zaman , bu imamların arasında tevhidi düşünen ve insanları apaçık bir İslam’a davet eden müslümanlar bulunmaktadır. Bu imamlar özel günlerde
(Cuma ve bayram gibi ) hutbeleri İslam’a göre hazırlayıp müminlere hakkı anlatırlar. Elbette ki bu imamların arkasında namaz kılabiliriz.
Diyanet teşkilatına bağlı olarak imamlık yapan kimseler ise iki ayrı statüde ele almamız gerekmektedir. Çünkü bunlardan bazıları, hem diyanet teşkilatına bağlı olan ve hem de diyanetin resmi misyonunu benimseyen kimselerdir.


İslam dinini resmi laik ideolojiye göre algılayan ve yorumlayan ve bu şekilde cemaate vaaz veren, Cumua’larda laik devletin bayramlarını kutlatıp , Allah’ın ahkamını yürürlükten kaldırıp kafir batının kanunlarını uygulatarak helali haram, haramı helal yapan tağutlara ve onun yılmaz bekçilerine dualar ederek hutbe okuyan, inancında , din erozyonuna uğramış gönüllü bel’amların arkasında namaz kılmamız tabiki söz konusu olamaz. Çünkü, Rabbe kullukla ilgili en önemli amelimiz olan namaz, İslami şuurdan yoksun, tevhid fukarası, rızık budalası , makam soytarısı , şarlatan kimselere emanet edebileceğimiz bir amel değildir.


Muminleri ilgilendiren çok önemli olaylar ertesinde hiç alakası olmayan konuları hutbede okuyarak insanların beyinlerini büzme görevini ifa ederler.
Hutbelerin konusu ise şöyledir:

“Ormanı sev yeşili koru, vergi mukaddestir, milliyetçilik ve önemi, kurtuluş savaşımız ve M. Kemal Atatürk, fitre-zekât ve kurban derilerini Diyanet vakfına veriniz, devlete karşı vatandaşlık görevlerimiz, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı vs...“ dikkat edecek olursanız bu hutbelerin birçoğunun başlığı mu’minleri küfre düşürecek kavramlardır

Son Hilâfet Devleti’nin yıkılışını, Halife’sinin sürgüne gönderilmesini, Allah’ın hükümlerinin yürürlükten kaldırılıp, beşerî kanunların yürürlüğe girdiği tarihi ulusal egemenlik bayramı adı altında (cumhuriyet bayr.), sanki bir dinî vecibeymiş gibi tüm camilerde onun adına hutbe okunur. İşte bu zihniyette sahib imamların (kişilerin) arkasında namaz kılınamaz. Tıpkı abdestsiz imamın arkasında ,abdestli cemaatin namazının geçerli olamayacağı gibi!
Özellikle farz olan beş vakit namaza önem vermeyerek ,sadece Cuma , Bayram ve teravih namazlarında bir araya gelmeye çalışan yığınlar için burada cemaat konusunda iki satır yer işgali bile israftır!


Herhangi bir İslâm toprağı, kafirlerin veya murtedlerin istilâsı altına düşerse, cihad her mu'min üzerine farz-ı ayn olur. Mustevli kafirlerin tayinleri (Velev ki tayin ettikleri kimse müslüman bile olsa) meşrû sayılmaz. Hele hele mescid imamı ve kadı tayinleri hileli birer tuzaktır. Dolayısıyla istilaya muhatab olan (Allahû Teâla (cc) muhafaza buyursun) mu'minler; kendi içlerinden imam ve kadı seçmek zorundadırlar.

Şimdi bir misal verelim:
1979 yılında Sovyet-Rusya Afganistan İslâm topraklarını istila etti. İstilayı gizleyebilmek için de, kendi adamlarından birisini işbaşına getirdi. Şimdi bu komünistin tayin ettiği Mescid imamları'nın arkasında kılınan namaz, cemaatle kılınan namaz hükmünde değildir. Bu gibi hallerde mu'minler; kendi aralarından imam seçerek cemaat haline gelebilirler. Esasen bu onların üzerine vacibtir.Bu durum hırıstiyan olan Rus yapınca oluyorsa , dinden bihaberim diyen laik yapınca da aynı hüküm geçerlidir. Çünkü küfür tek millettir.

Diyanet teşkilatına bağlı olarak görev yapmalarına rağmen karşılaştıkları tevhidi gerçekleri kabul ederek diyaneti ve diyanet misyonunu meşru görmeyen , İslam’ı Kur’an-ı Kerim’e göre algılayan ve yorumlayan ve geçim kaygısından, sürülme endişesinden uzak olan , insanlara Allah’ın dinini tevhid esaslı tebliğ edebilme amacıyla görevi sürdüren, Allah’(c.c).un esma-ul hüsna’sındaki isimlerini ve manalarını; kişilere , kurumlara , tağutlara vermeyen , sadece Allah’a halis kılan , er Razzak , el Hakim gibi isimleri ve manalarını ; laik ve tağuti devlete ve parlamentoya vermeyen imamların arkasında namaz kılınabilir.

Bu gerçekleri insanlara anlattığımızda hemen şu tepkiyi verebilirler:
Biz cemaate katılmanın çok önemli olduğunu biliyoruz, bizi cemaatten uzaklaştırmak mı istiyorsun? Ben günahı hocaya yüklüyorum, vebali hocaya ait , bana ne
gibi seviyesiz mesnedsiz hezeyanlar ile durumlarını kurtarmaya çalışırlar. Fakat bu savunmaların ilmi bir geçerliliği yoktur. Çünkü cemaat ayrı cemâ’dat (cansız varlıklar) ayrı şeylerdir.
Birbirine zıt partici görüşü olan yığınların ,şeriatçıyım diyemeyen imam ve cemaatın , İslam’ın istediği cemaat olmadığı , aksine küfür devletlerinin istediği ve teşvik ettiği cemaatler olduğu aşikardır.


Radikalliğe karşı Türk imam projesi!
İşçi Partisi`nde Funda Pepperell, hükümete, radikal İslam`ın önlenmesi için Türkiye`den imam getirilmesi için program hazırladı! Star gazetesi

Birde şu görüş vardır : "Fasığın arkasında namaz kılınır "

Kişi kendisine uyduğu imamın fıskını bilmiyorsa onun arkasında kıldığı namazda sakınca yoktur .
Ebu Hurayra anlatıyor:
''Rasulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki:
”(İmamlar) sizin için kılarlar. Dogru kılarlarsa (sevabı) sizedir. Hatalı kılarlarsa (sizin namazınızın sevabı) sizedir, hata onların aleyhlerinedir.”
(Buhari (694)

Nitekim bu hadiste imamın namazında hatalı davranması söz konusu edilmiştir. Namaz dışındaki fasıklığı için degil. Birbirine karıştıranlar veya bu ayrımı fark edemeyenler sorumludurlar.
Kişi imamın fıskını biliyorsa arkasında namaz kılmak mekruhtur. Zira Rasulullah
sallAllahu aleyhi ve sellem, kıbleye tüküren bir imamı imamlıktan azletmiş, onun arkasında namaz kılınmasını yasaklamıştır.
(Ebu Davud(481); Ibni Hibban(4/515); Taberani Evsat(6/215); Ahmed(4/56) Mecmauz Zevaid(2/20) sahihtir.)

Cuma ve bayram namazları gibi halifenin ardında kılınan namazlarda, halife bidatci ve zalim olsa da ardında namaz kılınır. İbni Ömer (r.anhuma) , Haccac’ın arkasında namaz kılmıştır.
(el İrva(525); İbni Ebi Şeybe(2/84)

Hasen el Basri; ”Namazi kıl, onun bidati kendisinedir” demiştir.
(Buhari (ezan 56); Fethul Bari(2/158)

Kafir olduğu bilinen kimsenin arkasında ise namaz caiz olmaz.
Şeyh'ul İslam İbni Teymiye der ki;
”Başkasının ardında kılma imkani varken, bid'atçilerin ve heva ehlinin ardında namaz sahih olmaz. Bu konuda müslümanların halifesi ile başka imamların hükmü farklıdır.
Müslümanların halifesinin ardında namazı
(halife bidatçi de olsa)ancak bidat ehli terk eder. Eğer bidatinden dolayı tekfir ediliyorsa ardında namaz kılınmaz.”
(Tecridul İhtiyarat (s.17)

Yine Şeyhu'l islam İbn Teymiyye şunları bildirmektedir:

Dört imam ve Müslümanların diğer imamlarının ittifakı ile, durumu kapalı olan her Müslümanın arkasında namaz kılınır. Kim, “Ben sadece batınî akidesini tanıdığım kimsenin arkasında Cuma yahut cemaat namazı kılarım” derse; sahabeye, onlara iyilikle uyanlara, Müslümanların dört imamına ve diğerlerine muhalefet eden bir bid’atçıdır. Allah en iyisini bilir.” (Mecmuu’l-Fetâvâ, 4/ 542)
Aynı konuda farklı yerde şöyle der:
Dört imam ve Müslümanların diğer imamlarının ittifakıyla, bid’atı ve fıskı bilinmeyen kimsenin arkasında beş vakit namaz, Cuma ve başka namazları kılmak caizdir. İmama uyan kimsenin, ne kendisine imamlık eden kimsenin itikadını bilmesi ve ne de onu sınayarak; “Senin itikadın nedir?” diye sorması imamlığın şartlarından değildir. Bilakis durumu kapalı olanın arkasında namaz kılınır.”(Mecmuu’l-Fetâvâ, 23/351)

Hatta durumu kapalı bir kimse, gerçekte bazı komünistler, laikler ve Allah ve Rasulü ile savaşanlar gibi kafir birisi de olsa; onda (namaz gibi) bir İslam alameti görülür ve bir kimse bu kişinin zahirî küfür ile kafir olduğunu ve gerçek durumunu bilmeyerek, zahiren İslam alameti gördüğü için Müslüman hükmü verip arkasında namaz kılarsa namazı sahihtir.

Şeyh Abdulkadir b. Abdulaziz kitabında şöyle demektedir :
İbn-i Kudame Rahimehullah şöyle demiştir:
“Bir kimse, Müslümanlığında yahut çift cinsiyetli (hunsa) olup olmadığı hususunda şüphe bulunan bir kimsenin arkasında namaz kılarsa, bu kişinin küfrü veya çift cinsiyetli olduğu açığa çıkmadığı müddetçe namazı sahihtir. Çünkü namaz kılan kimsenin (özellikle de bu kimse imam olursa) bu davranışından anlaşılan onun Müslüman olduğudur. Çift cinsiyetli olduğundan şüphelenilen kimse ise (özellikle erkeklere imamlık yapıyorsa) onun bu davranışından anlaşılan, böyle bir durumunun olmadığıdır. Ancak namazdan sonra kişinin kafir yahut çift cinsiyetli olduğu ortaya çıkarsa, onun arkasında namaz kılanın, açıkladığımız gibi namazını iade etmesi gerekir. Şayet imam İslam’a bir girip bir çıkıyorsa, onun hangi dinden olduğu öğrenilinceye dek arkasında namaz kılınmaz.”(El-Muğnî Mea’ş-Şerhi’l-Kebîr, 2/34)

Şu halde, kafir olabileceğine dair hakkında şubhe bulunan bir kimsenin arkasında kılanın namazı sahih oluyorsa, kâfir olduğu bilinmeyen bir kimsenin arkasında kılanın namazının sahih olması daha uygundur.
(Şeyh Abdulkadir b. Abdulaziz; İman ve Kufur kitabı, Zahiri Halinden Müslüman Olduğu Anlaşılan Kimse babı)

Asrımızın alimlerinden Şeyh ebu Asım el Makdisi, tağuti düzenlerin namaz memurları hakkında şöyle buyurmaktadır:

Tağutların görevlendirmiş olduğu imamları şöyle değerlendiririz:

Birinci Kısım: Tağutları dost edinenler.
Bunlar, tağutların askerleri gibidirler. Onların demokrasilerini meşru görerek, şirklerine yardım eder ve savunurlar. Bu türden olan imamların arkasında namaz kılmayı caiz görmüyoruz. Onların arkasında namaz kılmaktan nehyediyoruz ve onların arkasında kılınan namazın iade edilmesi gerektiğini söylüyoruz.
Çünkü bu imamlar bizden değil, tağutlardandır. Allahu Teala şöyle buyurur:
Allah kafirlere, iman edenler aleyhinde asla fırsat vermeyecektir.” (Nisa/ 141)

İkinci Kısım: Dünyalık elde etmek ve maaş için tağutların kurumlarına ve batıl velayetlerine bağlı kalarak onlara yalakalık yapanlar.
Bu kimsenin arkasında kılınan namazı batıl olarak görmeyiz. Onların arkasında namaz kılmanın hükmü, fasığın ya da küfre düşürmeyen bid’at ehlinin arkasında namaz kılmanın hükmü gibidir. Bu nedenle biz onların arkasında namaz kılmayı uygun görmemekle beraber, batıl saymayız. Şirk ehlinden
uzak olan ve sünnete bağlılığını izhar eden sünnet ve Tevhid ehlinin arkasında namaz kılmak bize daha sevimlidir.
Kafir ya da Müslüman olsun, yöneticiler ve sultanlar için duada bulunmak bize göre cuma namazının bid’atlarından ve onların itaati altına girmenin işaretlerindendir. Biz bunu hoş görmez ve reddederiz. Bu bid’ati terk edip Ehl-i Sünnet’e uyan bir kimse bize göre daha iyidir. Bununla birlikte, bu duadan dolayı namazı batıl saymayız. Dua, açık bir şekilde tağutlara ya da onların şirk olan dinine yardımı içermedikçe namazın iade edilmesini şart görmüyoruz. Açık bir şekilde tağutlara ya da onların şirk olan dinine yardım içerikli dua eden kimseler, tağutların yardımcıları ve orduları hükmündedir. Bu durumda, dili ile tağutlara destek olmuş olur.
Kanun koyucu tağutlara bey’at eden, onlara elini ve kalbini veren veya onlara yardım edip, onları dost edinen ve bu tağutların her işine olumlu fetva veren kişinin, kafir ve murted olduğuna inanırız.
Küfür hükümetlerinden görev alan alimler ve şeyhler, tağutlardan aldıkları bu görevlerine göre değerlendirilirler.
Eğer bu görevin içeriğinde küfür bulunmakta ise veya küfre yardım varsa veya küfür kanunlarının çıkarılmasına katkıda bulunuluyorsa ya da muvahhidlere karşı muşriklere yardım gibi bir durum sözkonusu ise, bu görevin sahibi kafir olur. Bu kişinin sakalının uzun olması ya da sarığının büyüklüğü, hakkındaki bu hükmü değiştirmez
. Kişinin almış olduğu bu görevin içeriğinde küfür bulunmuyor ancak batılın sayısını artırıyor ve hakkı bulandırıyorsa, bu kişi, sapan ve saptıran cehalet önderlerinden olarak kabul edilir.

(Şeyh Makdisi ; Akidemiz kitabı, Namaz babı, S: 50 - 51)

İmamın sakat olan akidesi ve fasıklığı deşifre olmuş (biliniyor) ise :
Evet , fasığın arkasında namaz kılınır ama bu ilmihaldeki fasıktır . Yani ameli fasıklık hakkında söylenmiş bir sözdür. Ya itikatteki fasıklık ?

İtikatteki fasıklığın ve Fasıkların hakkında Rabbimin buyurduklarından bir kaçı :
_ O munafıklara şunu da de ki; gerek isteyerek, gerek istemeyerek infak edip durun. O infak ettikleriniz sizden hiçbir zaman kabul edilmeyecektir. Çünkü siz fasık bir kavimsiniz. (Tevbe 53)

_Ve onlardan biri ölürse asla namazını kılma ve kabirinin başına gidip durma. Çünkü onlar Allah'ı ve Rasulunu tanımadılar. Ve fasık olarak can verdiler. (Tevbe 84)

_Ama fâsıklık etmiş olanların barınakları ateştir. Oradan her çıkmak istediklerinde oraya geri çevrilirler ve kendilerine: "Haydi tadın o ateşin yalanlayıp durduğunuz azabını!" denir. (Secde 20)

*İtikatte (fıkıh) fasık olan cehennemlik kafir , muşrik ve munafıklardır . (KILINMAZ)
*Amelde
(ilmihal) fasık açıktan günah işleyen günahkar müslümandır . (KILINAN NAMAZ GEÇERLİDİR - FASIK OLMAYAN KİŞİ VARSA O İMAM YAPILMALI , TEBLİĞ VE TAVIR OLARAK FASIĞA İMAMLIK VERİLMEMELİ)

Yine amelde fasık imamlar için şunlar söylenmiştir :
Fasık olan imamların arkasında namaz kılmamalı, başka camide kılmalı.
(Redd-ul muhtar, Tahtavi, Hindiyye)

Fasık kimse, âlim olsa da, imam yapılması tahrimen mekruh olur. Çünkü, İslamiyet'e uymakta gevşek davranır. Böyle kimseye fasıklığından dolayı kıymet vermemek vacibdir. İmam yapmak ise, ona saygı göstermek olur. İmam olmasına mani olunamazsa, her namazı başka camide kılmalıdır. (Merak-ıl-felah)

Tevhidi şuura vakıf bireylerin , kendileri gibi tevhidi kavramış muvahhidlerle , bütün bulundukları ortamlarda, bir arada namaz kılarak cemaat sevabından istifade etmelidirler. Çünkü Allah (c.c.) yeryüzünü müslümana mescid kılmıştır.
"Benim için yeryüzü temiz ve mescid kılındı. Kime namaz vakti gelirse, bulunduğu yerde namazını kılar."
(Muslim, Mesâcid 3, hadis no: 521; Buhârî, Salât 56, hadis no: 84)

Mescidlerde, evde, işyerinde, ormanda, deniz kenarında, piknikte vs. temiz olan her yerde tek ya da cemaatle namaz kılınabilir.



Sonuç olarak :

1- Diyanete bağlı olup, devletin misyonunu benimseyen, her türlü küfür hutbelerini ve tamimlerini cemaate bildiren , sevdiren, kafirlere , zalimlere dini günlerde dua eden ve ettiren , sisteme bağlatan imamlar (KILINMAZ).

2- Diyanete bağlı fakat devletin misyonunu beğenmeyen , eleştiren , gönderilen tamim ve hutbelere rağmen gerçekleri anlatabilen , küfrü , tağutu açıkça anlatabilen. Böyle imamlar az fakat var ! (KILINIR).

3- Diyanete bağlı olmadan görev yapan imamlar (vakıf , dernek gibi), bunlar hakikati anlattıkları muddetçe , Aynı zamanda tağutların İslam'a olan tutumlarını sergiledikleri muddetçe bu imamların arkasında da namaz caizdir (KILINIR).

SELAM HİDAYETE TABİ OLANLARA



BÖYLE HIYANET BAŞKANINDAN BÖYLE İMAMLARA TABİ Kİ MAAŞ BAĞLANIR!

Laik demokratik Türkiyede Hıyanet İşlerinin Kurulma Amacı :

ERZURUM SAPIK AJANI NAİM HOCADAN SONRA MALATYANIN KILDIRGAÇ AMİGOSU HIYANET İMAMLARINA BİR ÖRNEK DAHA

TAĞUTİ DÜZEN PLANYASINDAN GEÇEN YENİ KILDIRGAÇ ADAYLARI !





Allah'ın indirdiği kitaptan bir şeyi gizleyip de bununla biraz para alanlar gerçekten karınları dolusu ateşten başka birşey yemezler. Kıyamet günü Allah onlara ne söz söyler, ne de kendilerini temize çıkarır. Onlara sadece acı veren bir azab vardır Bakara 174


İntihar Eden Ateistin Cenaze Namazı ! Vasiyetine Mudahale


Hıyanet kurumu , kıldırgaçları da askerleri gibi tek tip giydirerek kontrol altına almakta, sarığı bile makinalarda kadınlara yaptırarak sünnet ruhunu donuklaştırmaktadır.!
1694862702876.png
1694862738541.png

 
ABDULHAK Çevrimdışı

ABDULHAK

الإذلال هو بعيد عنا
Admin
Siren Sesini Duyunca Sala'ya Ara Verdi



Adana’da saat 09.05’te Atatürk’ü anmak için sirenlerin çaldığını duyan cami imamı, verdiği salayı yarım bıraktı.

Adana'da saat 09.05'te Atatürk'ü anmak için sirenlerin çaldığını duyan cami imamı, verdiği salayı yarım bırakıp sirenler susunca tamamladı.


Adana'nın merkez Seyhan ilçesindeki Ahmet Özel Türkay Cami İmamı Murat Haspolat, vefat eden Hikmet Öztosun'un salasını saat 09.00 sıralarında okumaya başladı. İmam Haspolat, bu sırada Büyük Önder Atatürk'ün ölümünün 70'inci yıl dönümü nedeniyle sirenlerin çalmaya başladığını duyunca salayı yarıda kesti.

Haspolat, Ata'ya saygı amacıyla yarıda kestiği salayı sirenlerin susmasının ardından okuyup bitirdi.

İmam Haspolat, salayı okumaya sirenler çalmadan tamamlayabileceğini düşünerek başladığını belirterek, “Ancak okuduğum sırada siren seslerini duyunca hemen yarıda kestim ve saygı duruşuna geçtim. Büyük Önder Atatürk'e büyük saygı duyuyor ve her duamda mutlaka adını anıyorum” dedi.
KANALDHABER








Siren* Sesini *Duyunca* Sala'ya* Ara* Verdi | HaberAlemi Medya, Basin, Haber, Haberler, Son dakika, Anadolu, Güncel, Gündem, Ekonomi, Politika, Siyaset, Spor, Yasam Saglik, Kültür Sanat, Magazin, Egitim, Bilisim, Polemik, Medya, Video, Röportajlar, Y
http://www.haberalemi.net/56539_Siren -Sesini- Duyunca -Sala-ya -Ara -Verdi.htm
 
hayalet Çevrimdışı

hayalet

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
saat 9 u 5 gece diye basliyodu sanirsam , hehehe sadece guldum , kardesim Rabbim InsaAllah razi olsun bu guzel aciklamaniz ve aydinlatmaniz icin .......

burada bu geldi aklima dog ey gunes erit tastan (adami)......

Doğ Ey Güneş, |www.Gulyarasi.Com|
 
!sLaM4eVeR Çevrimdışı

!sLaM4eVeR

لا اله الا الله
Admin
allah razı olsun abla bu dediğini bile göremeyenler var hemen aklıma kalbi mühürlenenler geliyor!
 
J Çevrimdışı

jadederail

Üye
İslam-TR Üyesi
ben burada yazılanları bir müslümana hiç yakıştıramıyorum.. çok çok ayıp ve uslup olarak herkesi kötüleyenler aslında herkesten daha kötüdür veya haberi yoktur... derdiniz ne dir ?? ümmetin içine FİTNE VE FESAT SOKMAK MI ?? yazık.. kim ve kimlere hizmet ettiğnizin farkındamısınız ?? müslüman ümmetin derdi ile alay etmez yapıcı olur eleştirileriniz bile kusura bakmayın İslami değil ...
 
A Çevrimdışı

akkayalı

Üye
İslam-TR Üyesi
bir din görevlisi olarak bu yazıdan utandım.utandım çünkü.bizden de hatalı insanlar var ama bu hataları bir camiaya yakıştıranlardan utandım.daha bir dakika önce israili bopykot yazılarını resimlerini okumuştum.fakat bu yazılanlar beni aynı derecede ürpertti.aklımdan çok kelime geçiyor ama .islam adına zavallılık yapanlara ne denebilir ki kendilerini müslüman olarak dillendiriyorlar .aldığım eğitime göre benim onlara farklı bir şey demem mümkün değil ama .bırakında saf duygularla namaz kılan ibadet eden vatandaşlarımızın aklı karışmasın.diyanet sizlerin girmek istediğiniz piyasaları vaya pazarları (çünkü bir çok grup var ki islam adına halkımızı sömürüyorlar)engellediği için diyanetle uğraşıyorlar..daha ne diyem.allah şahit.herkes yaptığı işlerin karşılığını görecek ahirette.bizler insanlara art niyetli yaklaşmak istemiyoruz.bir de elbette ki yanlışlar olagelmiştir de olacaktır da ama bir lik olup yanlışları ortaya koyacağımıza islama israil vari zulumle saldırmaya gerek var mı bilmem.yapmayın allah aşkına yapmayın.bir sarığı başı açık kadınlarımız üretemez mi.o halde yediğiniz içtiğiniz her şey nasıl nereden geliyor çok dikkat edin yoksa işiniz zor .alimallah.allah akıl versin başka ne diyelim.bu günden sonrada bu siteye ne bakarım nede tavsiye ederim arkadaşlarada burayın anlatacam..LÜTFEN BENİ ÜYELİKTEN DE ATIN.KENDİNİZE GÖRE KUTSAL SAYDIĞINIZ DEĞERLER ADINA.....M.Y.
 
S Çevrimdışı

shariqa

Üyeliği İptal Edildi
Banned
ben burada yazılanları bir müslümana hiç yakıştıramıyorum.. çok çok ayıp ve uslup olarak herkesi kötüleyenler aslında herkesten daha kötüdür veya haberi yoktur... derdiniz ne dir ?? ümmetin içine FİTNE VE FESAT SOKMAK MI ?? yazık.. kim ve kimlere hizmet ettiğnizin farkındamısınız ?? müslüman ümmetin derdi ile alay etmez yapıcı olur eleştirileriniz bile kusura bakmayın İslami değil ...

Wahhabilerin isleridir bu tur karalama iftira ve fitneyi yayginlastirmak.Burasi ehli sunnet vel cemaah forumu oldugunu idda eden buraya yakismaz fitne cikarmak herhalde :)
 
S Çevrimdışı

seyrani

Üye
İslam-TR Üyesi
Değerli kardeşlerim imamlık peygamber varisliğidir arkasındaki tüm cemaatin en seçkini cemaatin ibadetini namazını tespihini duasını huzuru ilahiyede yüce mevlaya takdim edecek kişidir. tabiiki bu şahsiyet arkasındaki cemaatinin en takva olanı en ihlaslı gerek kalben gerek ilmen gerek ferdi gerekse fiziken islama kur'ana sünnete uygun insan imamlık yapmalıdır.
Ama ne yazıkki bu ülkemizde böyle değilde basit bir memur kademesi anlamında atanan aslen ilmi bilgisi sade bir müslümanın bilgisi ölçüsünde hatta bazıları bundanda daha eksik bir ilme sahip ama ne yazıkki onca cemaatin önüne geçip imamlık yapmaktadır.buna mukabilen dinin emirleri dahilinde vazifelerini yapmakla görevlidir bunu dışına çıkan bir imam alla(cc)huzurunda bunun hesabını veremez
Ancak şunuda dile getirmeden edemeyeceğim imamlık ataması yapılıp yıllarca imam olarak görev yapan imamların görevleri süresince hafızlık arapça ilmi ve fıkhi bilgilerini geliştirmeden ömür geçirmeleri kendileri için allah katında hiçte hoş bir davranış olmamaktadır.
 
S Çevrimdışı

seyrani

Üye
İslam-TR Üyesi
yukarda resimleri gösterilen sarık sarmakta olan bu kadınların adeta islamla dalga geçercesine islamın imamlarının başlarına koydukları sarıkları kendileri islama sonderece aykırı bir hal ve kıyafetle o sarıkları sarmalarını diyanet işleri başkanlığı görmüyormu allah aşkına yada sarıkları sarmak için en azından erkek bulamadılarmı?
 
E Çevrimdışı

erkam9

Üye
İslam-TR Üyesi
bir de elbette ki yanlışlar olagelmiştir de olacaktır da ama bir lik olup yanlışları ortaya koyacağımıza

bu sözü söylemenize rağmen neden ortaya koymuyor veya koydurmuyorsunuz.?o tağutun yanında yer alan herkes elbette kendini bundan beri görecek ve gösterecektir.siz önce bağlı olduğunuz teşkilatın kuruluş amaçı ne olduğunu ,kuran ve sünnete göre gitmek isteyen kişilere nasıl davranıldığını,ne tür bir akideye bağlı kaldıkları ve olduklarına bir bakın!!başınızdaki bardakoğlu,aydın ve yılmaz ların akideleri,allah ve rasulune olan "sevgileri"ne derece olduklarına bakın.fakat ,sizin vereceğiniz kaçamak ve nifaki cevablarınıza da alıştık.
"islahat gereği,mantiken,usulen,kiyasen,ulul emr,fitne çıkarmama,..."vs gibi terimlere yapışarak yaptığınız tahrifleri ulul elbab bilmektedir.siz imamlardan kaçınız kuran'ın içeriğini tam olarak biliyor?bırakın hadis ilmini,cerh tadil,tefsir ilmi,arapça,..vs leri,birçok imam ve hafızın "tağut"un dahi ne olduğunu bilmediklerine şahid olmuşumdur!!!başımıza gelenlere bakın,bu türleri de benim imamım olacak,bana yol gösterecek,bana dinimi ve peygamberimi anlatacak,bana hak ve batılı öğretecek,bana tewhid ile şirki,iman ile küfrü ayıracak...öyle mi?!!!heyhaaat heyhaaat.
siz en iyisi bizim gibiler ile uğraşmadan bir an ewwel elinize kuran alıp dininizi bir güzelce öğrenin,aldığınız maaşın hakkını bir güzel verin bakalım.göbek şişirip,sağda solda bilmeden ahkam keserek muwahiddlere laf atacağınıza,yavru çıvçıvler gibi kaçaçağınıza ,madem "din görevlisiniz"burada adam gibi cevab vermeniz göreviniz olması gerekmez miydi?"yanlışları"doğrulamak ve aydınlatmak göreviniz ve "emri maruf"anlayışnız olması gerekmez mi?cemaatınız tarafından size sorulan soruları ve "tezleri" de mi kaçarak çözüyorsunuz yoksa ?!neyse,yazacak çok şey var fakat ....bu kadarı şimdilik kafi diyelim.
 
E Çevrimdışı

erkam9

Üye
İslam-TR Üyesi
bir de elbette ki yanlışlar olagelmiştir de olacaktır da ama bir lik olup yanlışları ortaya koyacağımıza

bu sözü söylemenize rağmen neden ortaya koymuyor veya koydurmuyorsunuz.?o tağutun yanında yer alan herkes elbette kendini bundan beri görecek ve gösterecektir.siz önce bağlı olduğunuz teşkilatın kuruluş amaçı ne olduğunu ,kuran ve sünnete göre gitmek isteyen kişilere nasıl davranıldığını,ne tür bir akideye bağlı kaldıkları ve olduklarına bir bakın!!başınızdaki bardakoğlu,aydın ve yılmaz ların akideleri,allah ve rasulune olan "sevgileri"ne derece olduklarına bakın.fakat ,sizin vereceğiniz kaçamak ve nifaki cevablarınıza da alıştık.
"islahat gereği,mantiken,usulen,kiyasen,ulul emr,fitne çıkarmama,..."vs gibi terimlere yapışarak yaptığınız tahrifleri ulul elbab bilmektedir.siz imamlardan kaçınız kuran'ın içeriğini tam olarak biliyor?bırakın hadis ilmini,cerh tadil,tefsir ilmi,arapça,..vs leri,birçok imam ve hafızın "tağut"un dahi ne olduğunu bilmediklerine şahid olmuşumdur!!!başımıza gelenlere bakın,bu türleri de benim imamım olacak,bana yol gösterecek,bana dinimi ve peygamberimi anlatacak,bana hak ve batılı öğretecek,bana tewhid ile şirki,iman ile küfrü ayıracak...öyle mi?!!!heyhaaat heyhaaat.
siz en iyisi bizim gibiler ile uğraşmadan bir an ewwel elinize kuran alıp dininizi bir güzelce öğrenin,aldığınız maaşın hakkını bir güzel verin bakalım.göbek şişirip,sağda solda bilmeden ahkam keserek muwahiddlere laf atacağınıza,yavru çıvçıvler gibi kaçaçağınıza ,madem "din görevlisiniz"burada adam gibi cevab vermeniz göreviniz olması gerekmez miydi?"yanlışları"doğrulamak ve aydınlatmak göreviniz ve "emri maruf"anlayışnız olması gerekmez mi?cemaatınız tarafından size sorulan soruları ve "tezleri" de mi kaçarak çözüyorsunuz yoksa ?!neyse,yazacak çok şey var fakat ....bu kadarı şimdilik kafi diyelim.
 
ser-a Çevrimdışı

ser-a

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Şunu bir düşünelim inşallah,
Bir ülkede hükümdar yada başbakan yada devlet başkanı var.Biu ülkede demokrasi adı altında laik bir cumhuriyet yönetimi var.Bu düzen Allahın haram kıldıklarını ve küfür yada şirk diye uyardıkları konuları tanımıyor.Bu beşeri düzen hükümlerine karşı olup ,Allahın hükmüne savaş açanlara karşı durup,Allahın hükümlerini isteyen ve beşeri düzene karşı olan birisi için idam yada müebbet hapis cezası istenmesinin gerekçesi nedir.Kendi düzenlerini istemeyenleri yok etmeye çalışanlar acaba Allahın düzenine karşı olmaktan ve yok saymaktan hangi ceza ile cezalandırılmalı.Demek ki namaz kılan oruç tutana,düzeni yıkmadığı sürece izin verilebiliyor.Demek oluyor ki esas savaş Allah yarattığı mülkün düzenini kendisinin belirlemesine karşılık yapılıyor.Şahsım olarak,Allahın hükmünü isteyenleri düşman ilan eden bir düzene hizmette bulunanları ve onların düzenini ayakta tutmak için Allah ile insanları kelimeleri gizleyerek aldatanların arkasında namaz kılmak gerçekte beni huzursuz ediyor.İmamlardan bazıları bu gerçeği kabul etmiyor olsa da,düzen içinde devamı sağlamada bir lokomotif görevi üstlenmelerinden dolayı şüpheli yaklaşmak zorunda kalıyorum.Allah en iyisini bilir.
 
A Çevrimdışı

ABDULLAH9

Üye
İslam-TR Üyesi
bir din görevlisi olarak bu yazıdan utandım.utandım çünkü.bizden de hatalı insanlar var ama bu hataları bir camiaya yakıştıranlardan utandım.daha bir dakika önce israili bopykot yazılarını resimlerini okumuştum.fakat bu yazılanlar beni aynı derecede ürpertti.aklımdan çok kelime geçiyor ama .islam adına zavallılık yapanlara ne denebilir ki kendilerini müslüman olarak dillendiriyorlar .aldığım eğitime göre benim onlara farklı bir şey demem mümkün değil ama .bırakında saf duygularla namaz kılan ibadet eden vatandaşlarımızın aklı karışmasın.diyanet sizlerin girmek istediğiniz piyasaları vaya pazarları (çünkü bir çok grup var ki islam adına halkımızı sömürüyorlar)engellediği için diyanetle uğraşıyorlar..daha ne diyem.allah şahit.herkes yaptığı işlerin karşılığını görecek ahirette.bizler insanlara art niyetli yaklaşmak istemiyoruz.bir de elbette ki yanlışlar olagelmiştir de olacaktır da ama bir lik olup yanlışları ortaya koyacağımıza islama israil vari zulumle saldırmaya gerek var mı bilmem.yapmayın allah aşkına yapmayın.bir sarığı başı açık kadınlarımız üretemez mi.o halde yediğiniz içtiğiniz her şey nasıl nereden geliyor çok dikkat edin yoksa işiniz zor .alimallah.allah akıl versin başka ne diyelim.bu günden sonrada bu siteye ne bakarım nede tavsiye ederim arkadaşlarada burayın anlatacam..LÜTFEN BENİ ÜYELİKTEN DE ATIN.KENDİNİZE GÖRE KUTSAL SAYDIĞINIZ DEĞERLER ADINA.....M.Y.

kaç kaçacaksın tabi çönku bunlara verecek bir cevabın olamaz kur-an ve sönnetten bır delıl getıremessın kaç sakın arkana bakma zalim zalim zalim
 
S Çevrimdışı

sawel

Üyeliği İptal Edildi
Banned
bir din görevlisi olarak bu yazıdan utandım.utandım çünkü.bizden de hatalı insanlar var ama bu hataları bir camiaya yakıştıranlardan utandım.daha bir dakika önce israili bopykot yazılarını resimlerini okumuştum.fakat bu yazılanlar beni aynı derecede ürpertti.aklımdan çok kelime geçiyor ama .islam adına zavallılık yapanlara ne denebilir ki kendilerini müslüman olarak dillendiriyorlar .aldığım eğitime göre benim onlara farklı bir şey demem mümkün değil ama .bırakında saf duygularla namaz kılan ibadet eden vatandaşlarımızın aklı karışmasın.diyanet sizlerin girmek istediğiniz piyasaları vaya pazarları (çünkü bir çok grup var ki islam adına halkımızı sömürüyorlar)engellediği için diyanetle uğraşıyorlar..daha ne diyem.allah şahit.herkes yaptığı işlerin karşılığını görecek ahirette.bizler insanlara art niyetli yaklaşmak istemiyoruz.bir de elbette ki yanlışlar olagelmiştir de olacaktır da ama bir lik olup yanlışları ortaya koyacağımıza islama israil vari zulumle saldırmaya gerek var mı bilmem.yapmayın allah aşkına yapmayın.bir sarığı başı açık kadınlarımız üretemez mi.o halde yediğiniz içtiğiniz her şey nasıl nereden geliyor çok dikkat edin yoksa işiniz zor .alimallah.allah akıl versin başka ne diyelim.bu günden sonrada bu siteye ne bakarım nede tavsiye ederim arkadaşlarada burayın anlatacam..LÜTFEN BENİ ÜYELİKTEN DE ATIN.KENDİNİZE GÖRE KUTSAL SAYDIĞINIZ DEĞERLER ADINA.....M.Y.

ELhamdulillah zalim devletin murted imamları kaçmakdan ve milyonlarca müslümanı uyutmakdanbaşka bir şey bilmez Allah size o ilmi insanlara gerçeği açıklayasanız diye verdi ahd aldı siz zalim devlete tabi olup kıldırdığınız namazlardan bile para talep eder işinize geleni kabul eder cihad,dan geri kalırsınız Allahım zalim devleti ellerimizle yıkmayı nasip et

elhamdulillah bu zalim devletin murted imamlarının arkasında 2006 yılından beri namaza durmuyorum Allah samimi olan kardeşlerimizin amelini katında ızzetinde kabul buyursun
 
A Çevrimdışı

akilli55

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Sala'nın Bid'at olduğunu bu forumda öğrendim. Sala okuyan (Cuma namazı öncesi) kimselerin bidat işledikleri açık olduğundan dolayı, bu bidati işlemeyen başka bir müslümanın arkasında namaz kılma imkanı varken, bu bid'atı işleyenlerin arkasında kılınan namaz sahih olur mu?
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Sala'nın Bid'at olduğunu bu forumda öğrendim. Sala okuyan (Cuma namazı öncesi) kimselerin bidat işledikleri açık olduğundan dolayı, bu bidati işlemeyen başka bir müslümanın arkasında namaz kılma imkanı varken, bu bid'atı işleyenlerin arkasında kılınan namaz sahih olur mu?
Sala'yı muezzin okur. İmam dahi okusa, tek bu sebebten dolayı imamın arkasında kılınan namaz batıl olmaz.
 
M Çevrimdışı

morueqq

لا إله إلا الله
İslam-TR Üyesi
Cuma ve bayram namazları gibi halifenin ardında kılınan namazlarda, halife bidatçi ve zalim olsa da ardında namaz kılınır. İbni Ömer (radiyallahu anh) Haccac’ın arkasında namaz kılmıştır.[3] Hasen el Basri; “Namazı kıl, onun bidati kendisinedir” demiştir.[4]

[3] el İrva(525) İbni Ebi Şeybe(2/84)
[4] Buhari(ezan 56) Fethul Bari(2/158)

ama günümüzde durum malesef çok daha vahim bid'atla kalmıyor sadece
 
A Çevrimdışı

akilli55

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Sala'yı muezzin okur. İmam dahi okusa, tek bu sebebten dolayı imamın arkasında kılınan namaz batıl olmaz.

hocam imam veya müezzin herkim olursa sala'yı okuyanın, onun arkasında namaz kılmak caizse, bu bidat çeşitlerinin belli bir sayısı var mıdır? Ya da "bid'atlerin çeşitleri olup da bu çeşitlerden filanca veya falanca bidat türlerini yapanların arkasında kılınan namaz sahih olmaz " gibi bir bölüm veya buna benzer bir durum mu vardır?
 
A Çevrimdışı

akilli55

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
küfr olan bid'at var birde MASİYET VE FURU’ TÜRÜNDEN OLAN BİD’ATLAR var

https://www.islam-tr.org/ilmi-munaz...idat-turlerinin-arasinda-ayirim-yapmamak.html

Cevaplar için Allah razı olsun hepinizden.

Verdiğiniz linki okudum. Bu yazıdakiler gibi bende aynı şekilde düşündüğümü belirtmek isterim. Gerekli gördüğüm alıntılar aşağıdadır.

"İnsanlar birbirleriyle olan ilişkilerini kesmiş, birbirlerine karşı alçak gönüllü olmayı unutmuştur. Hatta fazilet sahibi kişilerden biri kardeşlerinin kendisini terkettiklerinden, kendisine haksızlık yaptıklarından ve kendisi ile selamı dahi kestiklerinden yakınmıştı. Bu yaptıklarının sebebinin ise, günahkar bazı kişilere zaman zaman uğramasının, onları aydınlatıp davet etmesinin ve batıl şeylerini kendilerine göstermeye çalışmasının olduğunu söyledi. Halbuki bu günahkar insanlar pişmanlık duyduklarını, tevbe edeceklerini söylemekte ve inat göstermemektedirler."

Bu kişilere yaptıklarının bidat olduğu belirtildiği halde hiçbir pişmanlık duymadan, saati, dakikasi geldiğinde aynı bidati işlemekte İNAT eden kişiler olduğu tüm halkın malumudur.(istisnaları -inat etmeyip, bidat işlemeyi bırakanları-tabii ki hariç tutuyorum, onlar konumuz dışıdır).

Bu din görevlileri, bu bidatleri güzellikle kendilerine anlatıp, yaptıklarından pişmanlık duyup, inat etmeyerek bu bidatleri bırakıncaya kadar arkalarında namaz kılınmamalı" demek yanlış mıdır? Yanlış anlaşılmasın ben hüküm vermiyorum, zaten o mertebenin yanından bile geçemem. Yapabileceğim hüküm verme mertebesine sahip müctehidlerin verdikleri hükmü aktarmaktan öteye gidemez.

"Davetçinin, bu tür durumlarda, önceden belirlenmiş olan muayyen bir içtihad veya tercihe bağımlı kalması doğru olmaz. İnsanları sapık ve bid’atçı saymak, onlara düşman kesilmek gibi baskı üsluplarından birini uygulamak bir yana, kimseyi onlardan ilişkiyi kesmeye zorlamak doğru değildir."

Burda da arkalarında namaz kılmamakla beraber, onları bulundukları hal üzere bırakmayıp, çeşitli helal yöntemlerle münasebeti devam ettirmek gereklidir.

Sonuç itibariyle;

"Dolayısıyla hüküm verirken ve isimlendirme yapılırken, mutlaka ayırım yapılması gerekir. Eksikleri bulunsa ve günah işleseler de, İman dairesinde kaldıkları sürece, Rahman’ın dostları ile şeytanın dostları olan kafir ve mürtedler arasında, gerek dostluk (vela) konusunda ve gerekse uygulanacak muamele konusunda ayırım yapılması gereklidir."

“Bid’at ehlinden olan kimileri, hem zahiri ve hem de batıni imana sahip olmakla beraber haksızlık ve cehaletlerinden dolayı sünnetler konusunda hata etmiş olabilirler. Böyleleri münafık veya kafir değildir. Bu kişiler zulüm ve haksızlığı sebebiyle masiyet sahibi veya fasık da olabilirler. Ya da yapmış oldukları te’villerinde hataya düşmüş ve bu hataları da bağışlanmış olabilir. Bütün bunlarla beraber İman ve takva derecesine göre Allahu Teala’ya dostluğu ve imanı da bulunabilir.”(Mecmuu’l-Fetava, 3/220)

Küfür olan bidatleri yapsalar zaten arkalarında namaz kılmak sahih olmaz. burada bir sorun yok. Sorun zaten masiyet olan bidatleri yapanların arkasında namaz kılmakla ilgilidir. Masiyet olan bidatleri işleyen kimseleri bulundukları hal üzere terketmek doğru değildir, onları küfürle itham etmek hele benim gibi avam halktan olanların hiç haddine değildir, aynı zamanda hakkı güzellikle anlatmak, bidatleri bırakmaya teşvik etmek ve helal dairesi içerisinde onlarla meşgul olmak davetçinin yapması gereken işlerindendir.

Fakat arkasında namaz kılmak helal dairesini aşmak değil midir?Velev ki başka bir müslümanın arkasında namaz kılma imkanı olduğu halde.

Zira başka konularda sahabe ve tabiinlerin bidat işleyenlerin arkasında namaz kılmaktan kaçındıkları yazılıyordu adminler tarafından. Bu arkalarında namaz kılmaktan kaçındıkları kişiler acaba küfür yüzünden bidat işleyen kısımdan mı oluyorlar? Yoksa masiyet türünden bidat işleyen kısımdan mı oluyorlar?

Bende, ilgili konuda geçen yazılardan anladığıma göre masiyet türünden bidat işleyenlerin arkasında namaz kılmaktan kaçınıyorlar izlenimi oluştu. Bu alimler,sahabeler, tabiinler hangi türden bidat işleyenlerin arkasında namaz kılmaktan kaçındılarsa bize de onu yapmak düşer, diye düşünüyorum.
 
Üst Ana Sayfa Alt