Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Kıssadan Hisse

İ Çevrimdışı

İki Hicretyolu

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
SubhanAllah !!!



Muhacir el-Esidî, Vehb b. Münebbih’den rivayet ediyor:

İsa (a.s.), insanları, cinleri, kuşları ve tüm hayvanları ölmüş bir köye uğradı. Durdu ve bir süre helâk olan köye baktı. Sonra köy halkına yöneldi ve:

— Bunlar Allah’ın azabıyla ölmüştür. Başka bir nedenle ölmüş olsalardı ayrı ayrı ölürlerdi, dedi.

Sonra:

— Ey köy halkı, diye seslendi.

Aralarından biri:

— Buyur ey İsa, dedi.

Bunun üzerine İsa (a.s.), ölüler arasından ses veren adama:

— Suçun neydi? diye sordu.

Adam:

— Tağutlara ibadet etmek ve dünya sevgisi, karşılığını verdi.

İsa (a.s):

— Tağutlara nasıl ibadet ederdiniz? diye sordu.

Adam:

— Allah’a asî olanlara itaat ederdik, dedi.

İsa (a.s.):

— Dünyayı nasıl severdiniz? diye sordu.

Adam:

— Çocuğun annesini sevdiği gibi severdik. Onu elde ettiğimizde sevinir, yitirdiğimizde ise üzülürdük. Büyük emellerle Allah’ın kulluğundan yüz çevirdik ve gazabına yöneldik, dedi.

İsa (a.s.):

— Durumunuz nice idi? diye sordu.

Adam:

— Geceyi afiyet içinde geçirdik, sabaha erince helâk olduk, dedi.

İsa (a.s.):

— Arkadaşlarına ne oldu? Onlar, neden konuşmuyorlar? diye sordu.

Adam:

— Onların ağızlarına ateşten dizgin vuruldu, dedi.

İsa (a.s.):

— Sen nasıl benimle konuşabildin? diye sordu.

Adam:

— Ben onların arasındaydım, fakat onlar gibi değildim. Azab gelince, beni de onlarla beraber götürdü. Sadece bir kıla tutunuyorum. Ateşe mi düşeceğim, yoksa kurtulacak mıyım, bilemiyorum, dedi.

Ve kendisinden başka hak ilâh olmayan, yalnız ibadet edilmeye lâyık olan, hükümde ortağı bulunmayan Rabbimiz Allah Azze ve Celle şöyle buyurur:

“Sizlerden yalnızca zulmedenlere isabet etmekle kalmayan bir fitneden korkup sakının. Bilin ki, gerçekten Allah (cezâ ile) sonuçlandırması pek şiddetli olandır.”- Enfal, 8/25

--------------------

Ebu Nuaym el-İsfahânî, Sahabeden Günümüze Allah Dostları, Hilyetu’l-Evliyâ, çev. Said Aykut, Vdğ. İst. 1995 C.3, sh. 126 Celâleddîn es-Suyutî, Ed-Dürrü’l-Mensûr fi’t-Tehîr bi’l-Me’sûr, çev. Hüseyin Yıldız, İst. 2012, C. 15, sh. 572-573
 
İ Çevrimdışı

İki Hicretyolu

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
İ Çevrimdışı

İki Hicretyolu

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
RIZIK YİYEN, RIZIK VEREMEZ!..

"Belh’in meşhur velisi Hatim-i Esam, hacca gidiyordu. Hanımına sordu:

- Hanım, ne kadar nafaka bırakayım sana, ben gelinceye kadar?
Tevekkül ve teslimiyet timsali hanımın cevabı ibretliydi:

- Ne kadar yaşayacaksam o kadar!
- Hanım senin ne kadar yaşayacağını ben ne bileyim?
- Öyle ise dedi, benim nafakamı ne kadar yaşayacağımı bilene bırak. O beni şimdiye kadar hiç nafakasız bırakmadı, şimdiden sonra da bırakmaz. Sen harçlığını yanında tut, gurbette sana lazım olabilir.
Hatim-i Esam yola çıktıktan sonra mahalle hanımları ziyarete geldiler.

- Allah kavuştursun beyiniz hacca gitti, dediler.
Hemen arkasından da sormadan edemediler:
- Beyin sana ne kadar rızık bıraktı, gelinceye kadar?..
- Benim beyim, dedi, rızık veren değil rızık yiyendir. Rızık yiyen, rızık veremez. Ben rızkımı hep rızık verenden beklemişim şimdiye kadar. O beni hiç rızıksız bırakmamış, yine de bırakmayacağına inanıyorum.

Hanımlar bu cevaptan pek memnun olmadılar, dudaklarını büküp aleyhte konuşarak gittiler…
Aradan çok geçmedi, Hatim’in evinin kapısında at kişnemeleri duyuldu. Dışarıya çıkan hanım, bir atlı kafilesiyle karşılaştı. Hacıları uğurlamaktan dönen Bağdat halifesi susamış, su içmek için uğramış buraya. Hanım hemen bir testi su ile bir bardak uzattı. Soğuk suyu kana kana içen halife yanındaki vezirine emir verdi:

- İçtiğimiz suyun bedelini bize yakışan şekilde öde!..
Toprak çanağın içini altınla dolduran vezir, bardağı kapının yanına bırakırken söylendi:
- Allah’a emanet olun bacım, soğuk suyunu içtik, hakkını helal et…

Kafile uzaklaşırken Hatim’in hanımı bardağın içinde beyi hacdan dönünceye kadar yetip de artacak miktarda para bırakıldığını gördü. Her zaman yaptığı gibi yine seccadesine yönelip şükür secdesine kapandı:

- Rabb’im, dedi, çocukken anam babamın eliyle gönderiyordun rızkımı. Evlenince beyim Hatim’le göndermeye başladın rızkımı… Şimdi ise beyim hacca gitti, bu defa da halifeyle gönderiyorsun rızkımı. Beni hayatım boyunca hiç rızıksız bırakmadın. Zaten ben de seni hep böyle bildim. Bu yüzden tevekkül ve teslimiyetim hiç azalmadı, hep arttı."
Cenab-ı Hak Cümlemize bütün dünyevi nimetler için böyle bir teslimiyet nasib etsin inşaAllah.

alıntı
FB_IMG_1594761270165.jpg
 
A Çevrimdışı

Ademoqlu

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Nasreddin Hoca ile oğlu kasabaya gidecek. Hoca eşeğe biniyor, oğlu da yürüyor.

Yolda bir adama rastlıyorlar, adam “Utanmıyor musun, Hoca,” diyor, “kendin eşeğe binmişsin, küçücük çocuğu yürütüyorsun.”

Hoca, “Doğru yahu” diyor ve kendisi eşekten inerek oğlunu eşeğe bindiriyor. Bir süre sonra yine bir adama rastlıyorlar, o adam da oğlanı azarlıyor, “Yaşlı başlı baban yürürken sen eşeğe binmeye utanmıyor musun?” diye.

Bu kez ikisi birlikte eşeğe biniyorlar ve yine bir adama rastlıyorlar. Adam, “Sizde hiç insaf yok mu yahu, ikinizi birden zavallı hayvancık nasıl taşısın?” diyor.

Bunun üzerine ikisi de eşekten iniyor ve yürümeye başlıyorlar ve yine bir adama rastlıyorlar, adam, “Sizde hiç akıl yok mu, eşeğe binsenize,” deyince,

Hoca oğluna, “Gel,” diyor, “tut şu eşeği”. İkisi birlikte eşeği sırtlarına alıp kasabanın yolunu tutuyorlar.

— İnsanların dilinden kurtulabilen varsa ona aşkolsun. Ne yaparsan yap, herkesi memnun edemezsin. Sen yalnızca Allah'ı memnun etmeye bak.
 
İ Çevrimdışı

İki Hicretyolu

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Hz İsa (a.s) Dünya Hayatina Dair Kıssası .Daha önce dinlemeyen varsa Allah için mutlaka dinlesin cok etkileyici bir kissa

 
Son düzenleme:
İ Çevrimdışı

İki Hicretyolu

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
İbretler Dolu İmam Ahmed b. Hanbel Kissasi
(Rabbim boyle salih kul olmayi nasip etsin)


 
İ Çevrimdışı

İki Hicretyolu

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Halil İbrahim Bereketi !

 
Ömer2 Çevrimdışı

Ömer2

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
- Bir horoz varmış. كان هناك ديك

- Her sabah ezan okuyormuş.
كان يؤذن كل صباح
- Sahibi demiş ki :قال له صاحبه

- "Tekrar, tekrar ezan okuma !
لا تؤذن مرة أخرى

- Yoksa tüylerini yolarım."
وإلا قصصت ريشك

- Bu tehdit karşısında horoz korkmuş ve kendi kendine demiş ki :
الديك بمواجهة هذا التهديد خاف وقال لنفسه

- "Zaruretler haramı helal kılar."
الضرورات تبيح المحظورات

- Canımı kurtarmak için ezan okumaktan vazgeçmeliyim.
يجب أن أتخلى عن الأذان للمحافظة على روحي
- Nasıl olsa benden başka horozlar var.
وعلى كل حال هناك ديوك أخرى غيري

- Her halükârda onlar ezan okur !.
و علي كلٍ هم يؤذنوا

- Horoz ezan okumayı bırakmıştır artık ...
الديك ترك الآذان لم يعد يؤذن

- Bir hafta sonra sahibi tekrar gelir ve
بعد أسبوع جاء صاحب الديك مرةً أخرى

der ki :يقول
- "Eğer tavuklar gibi gıdaklamazsan senin tüylerini yolarım ...!"
إذا لم تقاقي مثل الدجاج سأنتف ريشك

- Horoz bu tehdit üzerine horozluktan vazgecer
الديك بعد هذا التهديد تخلى عن ( ذكورته_ صِنفه )

ve tavuklar gibi gıdaklamaya başlar ...
وبدأ القوقأه كالدجاج

- Horoz tam bir ay gıdakladıktan sonra sahibi tekrar gelir ve
بعد شهر كامل من نقنقة الديك جاء صاحبه مرة أخرى

bu kez şöyle der :هذه المرة يقول

- "Şimdi de tavuklar gibi yumurtlamazsan eğer
الآن أيضاً إذا لم تبيض كالدجاج

yarın seni keserim !!!"سأذبحك غداً

- Bunun üzerine horoz ağlamaya başlar ve
بعد ذلك بدأ الديك في البكاء
der ki : يقول

- "Keşke ezan okurken ölseydim !."
ليتني متُّ عندما كنت اؤذن

- İşte günümüz müslümanlarının hali bu.
هكذا هو حال المسلمين في يومنا هذا

- Zalim ve barbarların gayr-i meşru isteklerini yerine getirdikçe zulmün duracağını zannederler ...
يعتقدون بأن الظلم سيتوقف إذا وافقوا علي طلبات الظالم والوحشيين غير مشروعين
- Halbûki Yüce Rabbimiz (c.c.) :
- "Benden korkarsanız çıkış kapısı açarım ...
والله تعالى قال ومن يتق الله يجعل له مخرجاً
- Ummadığınız yerden rızıklandırırım." buyuruyor.
ويرزقه من حيث لا يحتسب
 
İ Çevrimdışı

İki Hicretyolu

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
70 Yıllık İbadet ve 7 Gün Zina Yapan Adamın Kıssası - Abdullah Özütürk

subhanAllah

 
İ Çevrimdışı

İki Hicretyolu

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Malik bin Dinar Rahmetullahi aleyh

bir gün, bir sabiye ( küçük çocuğa rastladı. Çocuk toprak ile oynuyordu. Bazen gülüyor ve bazen de ağlıyordu .
Malik bin Dinar buyurdu:
İçime O çocuğa selam vermek doğdu. Nefsim kibirlenip selam vermekten vazgeçti.
Ben nefsime şöyle seslendim: Ey nefsim! Peygamber efendimiz S.A.V. Hazretleri küçük ve büyük herkese selam verirdi. Sende bu çocuğa selam ver!
Ve O çocuğa selam verdim,
Çocuk:
Ve aleykümselam ve rahmetullahi ve berekatuhu, Ey Malik bin Dinar.
Sordum:
Beni nereden tanıdın? Daha önce beni görmüşlüğün yoktu?
Çocuk:
Melekut aleminde ruhum, senin ruhunla karşılaştı. Ölmeyen ve sürekli hayy olan Allahu Teala bizleri tanıştırdı.
Ben ona sordum:
Akıl ile Nefsin arasındaki fark nedir?
Çocuk:
Nefsin, seni bana selam vermekten alıkoyandır. Aklin ise seni selam vermeye teşvik eden ve zorlayandır.
Yine sordum:
Senin halin nedir? Niye bu toprakla oynuyorsun?
Çocuk:
Çünkü biz Topraktan yaratıldık; yine ona döndürüleceğiz!
Yine sordum:
Bazen gülüyor ve bazen de ağlıyorsun?
Çocuk:
Evet! Rabbimin azabını hatırladığımda ağlıyorum; rahmetini hatırladığımda ise gülüyorum.
Ben sordum:
Evladım! Senin ne günahın var ki?
Çocuk:
Ey Malik bin Dinar! Böyle söyleme! Görmüyor musun büyük odunları tutuşturmak için, önce küçük odunları tutuşturuyorlar!
 
Abdullahyuşa Çevrimdışı

Abdullahyuşa

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
*Hukayk olayı

• Ka'b bin Eşref olayı sonrasında sahabe arasında bir yarış başlamıştır. Ka'b’ı öldürenler, Evs kabilesindendi. Allah Rasûlü'nün sallallahu aleyhi ve sellem sevincine şahit olan Hazrecli Müslümanlar, bu duruma gıpta ettiler. Allah Rasûlü'ne eziyet eden, İslam ve Müslümanlar aleyhine konuşan bir Yahudi'yi öldürmek için harekete geçtiler. O dönemde Ka’bın vazifesini Ebu Rafi’i İbni’l Ebi Hukayk üstlenmişti. Allah Rasûlunden izin isteyip yola koyuldular.

İmam Buhari, kıssanın tamamını rivayet etmiştir:
".Rasûlullah, Yahudi Ebu Rafi'ye, ensardan bir grup adam gönderip, başlarına da Abdullah b. Atik'i koydu.
Ebu Rafi', Rasûlullah'a eza veriyor ve aleyhinde çalışmalar yapıyordu. Ebu Rafi', Hicaz bölgesindeki kendine has bir kalede oturuyordu. Kaleye yaklaştıkları zaman güneş batmıştı. Halk, artık sürüleriyle dönüyordu. Abdullah, arkadaşlarına: 'Siz burada oturun ve yerinizden ayrılmayın. Ben gidip, kapıcılara biraz iltifat edip, içeri girme imkânı arayacağım' dedi ve ilerledi. Kapıya kadar geldi. Def-i hacet yapıyormuş gibi elbisesini toparladı. İnsanlar içeri girmişti. Kapıcı seslendi: 'Ey Allah'ın kulu, girmek istiyorsan gir. Kapıyı kapatacağım' dedi. Ben de girdim ve gizlendim. Halk tamamen girince kapıyı kapattı. Sonra da anahtarları bir kazığa taktı. Ben müsait bir anda kalkıp anahtarları alıp kapıyı açtım. Ebu Rafi, evinde gece sohbeti yapıyordu. Ve hususi bir köşkte idi. Sohbet arkadaşları dağılınca, yanına çıktım. Her bir kapıyı açıp girdikçe içeriden üzerime kapadım. Eğer halkın haberi olur da beni öldürmeye azmederlerse; ben, Ebu Rafi'yi öldürmeden ona ulaşamasınlar diye böyle yaptım. Sonunda yanına kadar geldim. Köşkün ortasında yer alan karanlık bir odadaydı. Ancak, odanın neresinde olduğunu bilemiyordum. 'Ebu Rafi diye seslendim. 'Kim o?' dedi. Sese doğru yöneldim. Heyecan içerisinde bir kılıç darbesi indirdim, ama boşa gitti. Adam bir çığlık attı. Hemen odadan çıktım. Azıcık bekleyip tekrar girdim. Sesimi değiştirip, yardıma gelmiş gibi: O ses de ne? Ey Ebu Rafi!' dedim. 'Kahrolası, odada biri var, az önce bana kılıç vurdu' dedi. Yerini iyice keşfetmiştim, bir darbe daha indirdim. Yaraladım, fakat öldüremedim. Sonra kılıcın ucunu karnına sapladım, sırtına kadar dayandı. Öldürdüğünü anladım. Geri dönüp, kapıları teker teker açmaya başladım.
 
Nesîbe Lena Çevrimdışı

Nesîbe Lena

"عِشْ حَمِيداً، وَمُتْ شَهِيدًا"
Moderatör
20220408_101200.jpg


-Kıssadan Hisse-

Bir kralın on vahşi köpeği vardı. Hata yapan hizmetçilerini veya muhaliflerini bunların önüne yem olarak atardı.

Kral bir gün hizmetçilerden birinin hatasına rast geldi ve bundan hiç hoşlanmadı. Bu yüzden hizmetçinin köpeklere atılmasını emretti. Hizmetçi, “Sana on yıl hizmet ettim ve sen bana bunu mu yapıyorsun? Lütfen beni o köpeklere atmadan önce bana on gün verin!” dedi. Kral bunu kabul etti.

Hizmetçi, köpeklere bakan bekçiye gitti ve ona önümüzdeki on gün boyunca köpeklere hizmet etmek istediğini söyledi. Muhafız şaşırdı ama kabul etti ve hizmetçi köpekleri beslemeye, onları temizlemeye, yıkamaya ve onlara her türlü rahatlığı sağlamaya başladı.

On gün dolduğunda kral, kölenin cezalandırılması için köpeklere atılmasını emretti. İçeri atıldığında, aç köpeklerin sadece hizmetçinin ayaklarını yaladığını görünce hepsi şaşırdı! Gördükleri karşısında şaşkına dönen Kral hizmetçiye dönüp "Köpeklerime ne oldu?" diye sordu. Bu soruyu ganimet bilen hizmetçi,"Köpeklere sadece on gün hizmet ettim, onlar da hizmetimi unutmadılar. Hâlbuki sana tam on yıl hizmet ettim ve sen bir hatamda her şeyi unuttun" der.
 
Üst Ana Sayfa Alt