Kral Abdullah’ın Amel Defteri ve İhvan’ın Taziyesi
8 dakika önceKategori:
Fikir - Yorum,
Köşe YazarlarıYorum yap
Dünya artık daha temiz bir yer… Çünkü 90 yıllık bir firavun daha toprağın altına girdi. Suud kralı Abdullah bin Abdülaziz el-Suud’u nasıl hatırlayacağız peki?
“Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz”demiş ya atalarımız, biz de Suud kralı Abdullah’ın “Amel Defterinden” bazı satır başlarına bakalım:
– Haçlıların bölgedeki bir numaralı müttefiki oldu. Amerika’nın sayısız operasyonuna bilfiil katkıda bulundu. Ümmetin seçkin âlim ve komutanlarına Amerika’nın suikast yapmasına yardım etti. Bu nedenle böyle bir uşağın ölümü en çok da onları üzdü. Başkan Obama, övdüğü Kral Abdullah’ın cesur ve sadık bir dost olduğunu belirtti.
(1) Afganistan ve Irak’ı işgal ederek milyonlarca Müslümanın kanına giren eski ABD Başkanı George Bush, Kral Abdullah’ın “aziz dostu” olduğunu söyledi. ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, Suudi Arabistan Kralı Abdullah bin Abdulaziz’in ölümünden büyük üzüntü duyduğunu dile getirerek, Kral Abdullah’ın uzun yıllar terörle mücadelede ABD’nin cesur bir ortağı olduğunu söyledi.
(2)
-Suudi Arabistan topraklarını Haçlı ordularının hizmetine sundu. Arabistan’dan kalkan Amerikan insansız hava uçakları, Yemen’de başta Şeyh Enver Evlaki ve 16 yaşındaki oğlu Abdurrahman olmak üzere sayısız Müslümanı katletti.
(3) Hepsinde Suud rejimi hem istihbarat yer bildiriminde, hem de üslerini kullandırtarak akan kanda pay sahibidir.
-Ümmetin ortak malı olan Arabistan petrollerini Batılı şirketlere çok küçük bir kar payı ile peşkeş çekti. Batı, para aktarmaya pek de hevesli olmadığından eski teknoloji ne kadar silahı varsa yüksek fiyattan Suud’a sattı. Geri kalan para da Amerika’da açılan banka hesaplarında tutuluyor. Suud’a gene teslim edilmiş değil. Riyad yönetiminin 2001-2008 yılları arasında yaklaşık 37 milyar dolarlık alım yaptığı biliniyor. 2008’den sonra bu rakam kat kat arttı. 2010 yılında ABD tarihinin en büyük silah satışı Suud’a yapıldı: 60 milyar dolarlık “eskimiş” silah!
(4) Peki, kime karşı kullanılacak? Tabi ki kendi halkına! Eğer Suud halkı da Suriye halkı gibi cesaretini toplayıp firavununa karşı kıyama kalkarsa diye tüm bu silahlar.
-Suud Kralı efendilerine bu kadar hizmet eder de Kral olmanın “tadını” çıkarmaz mı hiç? Kendine nice saraylar, altın klozetler yaptırdı… Ne de olsa devlet de hazine de “babasının malı”ydı. Bir tane örnek verecek olursak, sadece bir otobüsü 2 milyon euro’ya mal oldu. Duş spirali, musluk, çöp kovası, klozet fırçası, çatal, bıçak ve tabaktaki işlemelerin 24 ayar altın kaplamadan yapılan otobüsün, el işçiliğiyle yapılan ahşapların arasında da yine altın kullanıldı.
(5)
-Kral Abdullah Suud zindanlarını âlimlerle ve muvahhid Müslümanlarla doldurdu. 40 binin üzerinde “muhalif”in keyfi bir şekilde uyduruk suçlama ve iddialarla hapislerde zor yaşam şartları altında yaşadığı biliniyor. Tevhidi haykırmak ve cihada teşvik etmek suçundan (!) Şeyh Süleyman el Ulvan Şeyh Ali el Hudeyr, Şeyh Nasır b.Hamd el Fahd ve Şeyh Ahmed b. Hamud el Halidi gibi nice âlimlere ağır hapis cezaları verildi. Şeyh Faris Ez Zehrani’yi ise idama mahkûm etti.
(6) Suud yönetimi 2014 Nisan ayında çıkardığı kanunla, yurt dışında “cihad” suçu (!) işleyenlerin 30 yıl hapis cezasına çarptırılmasına karar verdi!
(7)
-Filistin meselesine daima mesafeli durdu. İsrail’in Gazze saldırılarına karşı sessiz kalışı da ortadadır. Bu hafta Kudüs’teki olay da bunun tepkisiydi. Kralın ölümü üzerine Mescid-i Aksa’da cuma namazından sonra imam, Kral Abdullah için gıyabi cenaze namazı kıldırmak isteyince Aksa’nın içindeki ve avlusundaki cemaat bir anda ayaklanarak imamı linç etmeye kalktı.
(8)
-Ne kadar Osmanlı’dan kalma tarihi eser varsa yıktırdı. Çölün ortasında Osmanlı’dan kalan kalenin yıkılmasını emretti, bomboş çölde tam oraya otel yapılması gerekiyormuş! Osmanlı’ya ait eserleri yıkarak, kitapları çarpıtarak tarihi unutturma acizliği…
-Kral Abdullah’ın ümmete en son ihaneti ise, Mısır’da darbe yapıp başa gelen Sisi’nin bir numaralı destekçisi olmasıdır. Abdullah bin Abdülaziz el-Suud döneminde Suudi Arabistan, BAE ile birlikte Mısır’da yaşanan askeri müdahale ile başa geçen Sisi’ye en çok mali yardımda bulunan iki ülke idi. Kral Abdullah Mısır’da Mursi yönetiminin devrilişiyle beraber Mısır ordusundan övgüyle bahsettiği mesajını yolladı ve açık destek verdi. Mısır’da 3 Temmuz’da Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin Genelkurmay Başkanı Abdülfettah El Sisi tarafından devrilmesi sonrasında Suudi Arabistan, bu ülkeye acil 4 milyar dolarlık bir yardım paketi açıklamıştı. Bununla da kalmayan Kral Abdullah, İhvanı Müslimin’i resmen ‘terörist’ ilan edip “Biz sonuna kadar teröre karşı Kahire’nin yanındayız.” açıklamalarında bulundu.
(9)
İhvan’ın Firavuna Rahmet Okuması…
İhvan-ı Müslimin hareketi son dönemde öyle bir savruluyor ki hızına yetişemiyoruz! Gerçekten de “sussalar” hayırlı olacak ama konuşarak kendilerini rezil etmeye devam ediyorlar.
Suud kralının, İslam’a savaş açmış hem Haçlılarla hem de diğer diktatörlerle müttefik olduğundan bahsettik. Böyle bir firavunun ölümüne en çok kim sevinir? Elbette firavunların zulümleri altında inim inim inleyen mazlumlar. Peki, Mısır’da İhvan-ı Müslimin sizce ne kadar sevindi? Ki Kral Abdullah, İhvan’a darbe yapıp binlerce İhvan mensubunu katleden Sisi’nin en yakın destekçisi. Kral Abdullah bununla da yetinmedi, 7 Mart 2014’te Müslüman Kardeşler’i terör örgütü listesine soktu.
(10)
İhvan’daki “Stockholm Sendromu”ndan önceki yazılarımızda bahsetmiştik. Anlaşılan İhvan’da “cellatlarına âşık olma hali” devam ediyor! Böyle bir zalimin ölümüne İhvan’ın sevinmesi, belki tatlı dağıtması gerekiyordu. Ama aksine Müslüman Kardeşler teşkilatı, Mısır’da kendilerine yönelik darbenin en büyük destekçilerinden Suudi Arabistan Kralı Abdullah’ın ölümü üzerine Twitter hesabından başsağlığı mesajı yayınladı! Mesajda, “Kral Abdullah’ın ölümü üzerine Suudi kraliyet ailesine ve Suudi Arabistan halkına en içten taziyelerimizi sunuyoruz. Allah’ın rahmeti üzerine olsun” ifadeleri yer aldı.
(11)
Sisi darbe ile İhvan’ı devirdikten sonra binlerce üyesini meydanlarda canlı yayında katletti, binlercesini de tutuklayıp ya idam ya müebbet cezası verdi. Ihvan-ı Müslümin kadın tutuklularına tecavüz ve işkence yapıldığı da ortada. Böyle bir zulüm karşısında, kendisine darbe yapanlarla “demokratik” mücadeleye devam kararı alan İhvan, bununla da kalmayıp, zilletin dibine düşerek Sisi’nin darbe finansörü Kral Abdullah’a taziye yayınlıyor! İhvan liderleri akıl tutulması yaşıyor anladık, ama kendi cemaati buna nasıl tepki göstermiyor onu anlayamıyoruz…
Sisi darbe yapınca Kral Abdullah ona acil 4 milyar dolarlık bir yardım paketi gönderdi. Sırf Sisi yeterince rüşvet dağıtabilsin ve halkı “vur” emri vereceği Mısır askerlerinin maaşlarını ödeyebilsin diye!
Ihvan-ı Müslimin’in bu teslimiyetçi tavrı ümmeti bölüyor ama bunun bile gafletindeler. Suud zindanlarında binlerce Müslüman kadın-erkek kralın ölmesine elbette sevindi, tıpkı Sisi ölse Mısır zindanlarındakilerin sevineceği gibi. Şimdi bu açıklamayı duyan Suud zindanlarındaki Müslümanlar sizin için ne düşünecek? Tersten bakın, Sisi geberip gitse, diğer ülkelerdeki İslami cemaat ve kuruluşlar taziye yayınlasa “hoşunuza gider mi”? İdamınıza hükmeden hâkim onun emriyle, tecavüz eden gardiyan onun emriyle, meydanlarda kurşun sıkan asker onun emriyle sizlere bunları yaptı. Ve biz Sisi’ye rahmet okusak?! Mahşer günü suratımıza tükürmez miydiniz? O zaman sizin içinde aynı şey geçerli!
Bizler demokrat ve krallara yalakalık peşinde olan İhvan’ı hiç sevmedik. Bizler tevhidden başka bir şey haykırmayan Hasan el Benna, Seyyid Kutub’ları sevdik. Onlar krallara diz çökmek ya da özür dilemek yerine şehadeti tercih etmişlerdi. Arkalarından gelenlere “teslimiyetin ihanete, direnişin zafere götüreceğini” öğretmek için. Anlaşılmıştır ki bugün teslimiyet İhvan liderlerine, direniş ise zindan ve cihad ehline düşmüştür. Allah için bari susun da öldürülen onca kardeşinize hürmeten biz de size karşı susalım!..
Twitter:
@Mirac_Karaaslan