“ -- Melekler ; kendilerine zulmeden kişilerin canlarını aldıklarında, onlara ; "Ne yapıyordunuz ?" derler. Onlar da: "Biz yeryüzünde zayıf kimselerdik." derler. Melekler de: "ALLAH'ın arzı (yeryüzü) geniş değil miydi, hicret etseydiniz ya " derler. İşte bunların varacakları yer cehennemdir. O ne kötü dönüş yeridir.“ (Nisa 97)
Kur’an-ı Kerim’de geçen bu ayetin nuzul (iniş) sebebi , bu ayetin tefsirlerinde anlatılmaktadır , ve bizim için bu konuda mihenk noktası olmaktadır . Nisa suresinin 97 ayetinin tefsirinin haricinde Buhari (rahimehullah), (Sahih-i Buhari ; 65- KITABUT-TEFSIR, 92, bab, No: 118) şöyle rivayet etmektedir:
“Mekke ehlinden Rasulullah (s.a.v.) ile beraber hicret etmemiş bir topluluk hakkında inmiştir. Bunlar fitneye düşerek Bedir savaşında müslümanların karşısında, müşriklerin safında savaşa katılmışlardır. Bu kimseler Rasulullah’ın Mekke’den Medine’ye hicret etmesine rağmen, bugün yarın hicret ederim diyerek, bahçe işlerim, ticaretim işlerimi tamamlayayım vs. diyerek çeşitli nedenlerden dolayı hicrete katılamamışlardı. Fakat müslüman olduklarını, ibadetlerini müşriklerden de gizliyorlardı. Kur’an okuyorlar, namaz kılıyorlardı.
Bedir harbi yaklaşınca muşrikler bunları harbe katılmak için zorladılar. Onlarda müslüman olduklarını açıkladıkları zaman öldürülme korkusyla, istemeye istemeye Bedir harbine katıldılar. Muharebe esnasında savaş kıyafetlerini kuşandıkları için kimse kimseyi pek seçemiyordu. Savaşta müslümanların oklarıyla öldürüldüler. Bedir harbi bitip te ölüler ve yaralıların arasında gezerlerken bu hicretten geri kalıp muşriklerin ordusunda kalıp ölen müslümanlar fark edilince Medine’li müslümanlar arasında ihtilaf baş gösterdi.
Bir kısım onların kafir olarak öldüğünü, diğer bir kısım ise müslüman kardeşlerimizi öldürdük diye üzülüyorlardı. İşte bu ihtilaf halinde iken müminler, ALLAH (c.c.) bu ayet-i kerimeyi (Nisa 97) indirerek hicret etmeyip kafirlerin safında savaşa katılanların özürlerini, işledikleri küfür ameli sebebiyle reddettiğini ve onların cehennemle cezalandırıldığını bildirdi.
Kelime-i Şehadeteyni söyleyip ALLAH’ı ve Rasulunu kabul edip ibadetlerini yapmasına (Kur’an , namaz, zikir vs.) rağmen şeriat ile yönetilmeyen bir devletin bekası (velev ki doğup büyüdükleri vatanları olsun) ilke ve inkılaplarının yürürlükte kalması ve payidarlığı için savaşanın durumu “şehid”lik değil “Niyazilik”tir.
Zira gördük ki sahabe olmasına, iman etmesine hatta ibadetlerini yapmasına rağmen asker kendi inancına göre değil “anayasanın dinine göre” ölüyor. Bu yüzdendir ki O sahabeler aynı savaşta (Bedir) ölen cahiliye anayasasının baş komutanı olan Ebu Cehil ile aynı yere (cehennem) gönderilmiştir.
(Ayrıca Taberi ve Kurtubi tefsirlerinde ilgili ayetin açıklaması da yapılmıştır)
“Melekler, müslümanlarla beraber hicret etmeyip bedir savaşında müslümanlara karşı savaşan kafirlerin safına katılanlara soracaklar :
“Hangi saftaydınız? Müslümanların safında mı, yoksa muşriklerin safında mı?“
Onlar: “Biz yeryüzünde zayıf kimselerdik“ yani “biz kafirlere karşı güçsüzdük, devlete gücümüz yetmezdi. Eğer onlara katılmasaydık müslüman olduğumuzu anlayıp bizi öldürürlerdi“ şeklindeki mazeretlerini ileri sürecekler. Melekler ise bunu mazeret olarak kabul etmeyerek onlara: “ ALLAH’ın arzı dar mı geldi (yer yüzü geniş değil miydi) hicret etseydiniz ya?” yani hicret etseydiniz bu duruma düşmezdiniz, çünkü hicret imkanınız vardı, diyecekler ve bu kişiler işledikleri küfür ameline karşılık ceza olarak cehenneme atılacaklardır. Denilebilir ki . Bu kişilerin özürlü sayılmaları gerekmez mi?
Çünkü savaşa katılmasalardı kafirler tarafından öldürüleceklerdi. Buna cevab olarak denilir ki :
Bu kişiler ellerinde hicret etme imkanı olduğu halde hicret etmediklerinden dolayı bu duruma düşmüşlerdi. Hicret etseydiler bu duruma düşmeyebilirlerdi. Bu yüzden ALLAH (c.c.) onların mazeretlerini kabul etmedi.
Irak'ta ABD askerleri tarafından başlarına çuval geçirilen Türk Subay Astsubayı!
Irak İşgalinde Namaz Kılan(!) Kafir ABD Askeri
ABD ordusu saflarında savaşan ve Irak'ın işgaline katılan Müslüman(!) Amerikalı askerLER, Bağdat Uluslararası Havaalanı'nda namaz kılıp dua ederken, 18 Nisan 2003
Şimdi bu olayı günümüzde tefekkür edelim:Irak İşgalinde Namaz Kılan(!) Kafir ABD Askeri


ABD ordusu saflarında savaşan ve Irak'ın işgaline katılan Müslüman(!) Amerikalı askerLER, Bağdat Uluslararası Havaalanı'nda namaz kılıp dua ederken, 18 Nisan 2003
Ölümden korktukları için kafirlerin safında savaşa katılanlar kafir olarak ölerek cehenneme gidiyorsa; ülkelerinde daha önce İslam kanunlarıyla hükmedilirken daha sonra küfür kanunları hakim olduğunda, kafirlere yardım eden, onların kanunlarını kabul eden veya destekleyen ; tevhidin yükselmesi için mucadele edip küfrün hakimiyetini kaldırıp Allah'ın hakimiyetini, İslam Şeriatının hükmetmesi için mucâdele edenlere silah doğrultan, zindana atan ve hatta Nato gibi çeşitli küfrün silahlı kurumlarıyla birlikte müslüman halkına ve mucâhidlere karşı savaşabilenlerin daha net kâfir olduğunu anlamış oluyoruz !
Halka karşı haşin tavırlı, çatık kaşlı, halkını horlayan, küçük gören, halkı ezmekten, dipçiklemekten garib bir haz duyan, halkının inançlarıyla alay eden, ordu içinde değil namaz kılmak, namaz kılanlara musamaha eden subay ve astsubayları bile içinde barındırmayan, değil kışlada, sokakta, lojmanlarda bile başını kapatan hanımların subay eşlerini ordudan ihraç sebebi sayan bu Kemalist generaller, halkın huzurunu ve devletin sınırlarını koruyabilir mi?
Malûm; Askerleri bağlayan bir “Disiplin Hukuku” ve o hukuka aykırı eylemlerin “ceza”larını düzenleyen bir “kanun” var... Evet; “477 Sayılı Yargılama Usûlü ve Disiplin Suç ve Cezaları Hakkındaki Kanun”dan söz ediyorum... Bu kanunun “58. Madde”sinde, aynen şöyle deniliyor:
“Resmî üniforma ile genelevlere, kumarhanelere, meyhanelere, barlara ve girilmesi garnizon komutanlıklarınca yasaklı yerlere girenler veya sarhoşluğu gizlenmeyecek derecede olanlar; yedi günden, bir aya kadar oda veya göz hapsi cezası ile cezalandırılırlar!”
Madde, gayet açık: “Üniformalı” olarak, “genelev”e, “kumarhane”ye, “meyhane ve bar”lara gitmenin cezası, 7 günden 1 aya kadar “oda” veya “göz” hapsi!.. Ama; Aynı “üniforma” ile 'Cami'ye gidip “namaz” kılarsan, yALLAH!.. Hem de, “ceza hukuku” kapsamında böyle bir “suç” yokken!..
Üniforma ile “cami”ye gitmek, “kerhaneye” veya “meyhane”ye gitmekten daha ağır ceza ile çarptırılıyor. Bu en yakın tarihimizde “ Ardahan”da bir astsubayın başına gelmiştir. Ve Hürriyet gazetesinde 6 Şubat 2004 tarihinde haber olmuştur. Buraya gazetenin internet sayfa adresindeki konu adresini yazarak , haber kaldığı sürece okurların bu haberi orijinal gazetenin linkinden bulabileceklerdir.
( TIKLA : Hürriyet )
İrticadan 10 personel atıldı!

Firavun Ocağında
Susurluk hatırası
Bu ordu, ordu olmaktan çıkmış, siyasallaşmış!.. Elindeki milletin gücünü millete karşı kullanan ve bu güce dayanarak, yargıyı, politik partileri ve hükümetleri, basın-yayın, medyayı, bütün sivil kurumları baskı altında tutmaktadır. Ona karşı gelenin, onu eleştirenin akibeti meçhuldür!
Türk Askeri Afganistan'da kafirlerle Birlikte Mucahidlere karşı Savaşıyor!

Türk askerlerinin bulunduğu araca saldırı Afganları üzdü
Afganistan'ın başkenti Kabil’de Türk askerlerinin bulunduğu araca düzenlenen bombalı saldırı ve bir askerin şehit olması, Afgan halkını da üzdü. - Anadolu Ajansı

Taliban Mucahidleri, Nato Ordusundaki Türk Konvoyuna Saldırdı
Türkiye´de olan skandalların arkasında mutlak bir general vardır. Yolsuzlukların, hırsızlıkların arkasında mutlaka bir paşa vardır. Uçak Geta skandalının kahramanı o zamanın genelkurmay başkanı değil miydi? Dünyanın neresinde görülmüş yolsuzluğa tescil edilmiş generallerin millete meydan okuyarak, “Bizden hesab soracak kurum ve yetkili daha anasından doğmadı!“ diyecek kadar küstahlaşsın? Dünyanın neresinde görülmüş ordu mensubları holdingler kursun ve işletsin?
Dünyanın neresinde görülmüş tüm silah alımlarına, askerî malzeme alımlarına sivil hükümeti karıştırmadan, ihalelere ordu mensubları girsin de hiç bir kimseye harcamalarından dolayı bilgi vermesin ve hiç bir kurum ve kuruluş tarafından denetlenmesin? Yok yok, dünyanın başka bir yerinde böyle bir çiftlik yok! Erbakan gibi müslümanların dinî duygularını istismar eden eşhas, deccal ordusuna “Peygamber ocağı“ dese de, ”aslan polisimiz“ ve “âdil kanunlarımız“ dese de... Biz bu kemalist kurum ve kuruluşlara müslüman diyemiyoruz! Kâfir kurum ve kuruluşları ve de bu Kemalist düzenin yılmaz bekçilerini müslüman sayanlara da müslüman diyemiyoruz! Zira Şer-i Şerif´de kâfirlere müslüman diyenlerin hükmü bellidir!
Haber10.com
Genel Kurmay Başkanı İlker Başbuğ İsrail'de Yahudi Ağlama Duvarında

Önceki gün Org. Başbuğ'un bir Kudüs ziyareti sırasında Ağlama Duvarı önündeki fotoğraflarını yayınlayan Vakit Gazetesi, şimdi de Org. İlker Başbuğ'un Yahudi Mason Büyük Kulüp'e üyelik başvurusunun kabül edildiğine dair belgeyi yayınladı.
"Sayın Mehmet İlker Başbuğ" hitabıyla başlayan 18/12/2006 tarihli belgede İlker Başbuğ'un güvenlik soruşturmasından geçirildiği de ortaya çıktı.
İşte gazetede yayınlanan o belge:
24 ağustos 2008 tarihinde T.C. askeriyesinde genel kurmay başkanı olacak olan İLKER BAŞBUĞ Yahudilerin ağlama duvarında ibadet ederken ! , kimliğinde dini İslam yazarak saf halkın firavun ocağına peygamber ocağı demesine sebeb oluyordu..
Irak'ta kafasına çuval geçirilen 11 T.C. subayı
Akistanbul.com - Yerel ile Ulusal arasındaki köprü
Tüm Gerçekleriyle Çuval Operasyonu

KuvayiMilliYe.net is for sale | HugeDomains
Customer service is our #1 priority. Get a premium domain for your website today. Financing available.
www.kuvayimilliye.net
Sonuç olarak Tağuti düzenlere askerlik yapmak KÜFÜRdür !
PKK eylemcisine esas duruş!
Ergenekon ile PKK terör örgütleri arasındaki ilişkileri kanıtlayan belgeler bir bir gün yüzüne çıkıyor.
Ergenekon sanığı, geçtiğimiz yıl ilginç bir fotoğrafla gündeme gelmişti. Şırnak Akçay 6. Motorlu Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Ferhat Özgen'in, Durmuş Ali Özoğlu karşısında hazrolda durduğunu gösteren fotoğraf basına yansımıştı.
"Dinde zorlama yoktur. Çünkü doğruluk, sapıklıktan ayırt edilmiştir. Artık her kim tâğutu inkar edip, ALLAH'a inanırsa, sağlam bir kulpa yapışmıştır ki, o hiçbir zaman kopmaz. ALLAH, her şeyi işitir ve bilir." BAKARA 256
"İman edenler, ALLAH yolunda savaşırlar İnkâr edenler de tağut yolunda savaşırlar . O halde siz şeytanın taraftarlarına karşı savaşın. Çünkü şeytanın hilesi zayıftır" NİSA 76
Bir arâbî, Muhammed (s.a.v.)'in huzuruna gelerek:
"Ya Rasûlullah! Bir adam ganimet (savastan sonra elde edilen mallar) için, diğeri şöhret için, öbürü riya ve gösteriş için savaşır. Hangisi Allah yolundadır?" diye sorunca,
Peygamber (s.a.v.) şu cevabı vermiştir: "Kim Allah'ın adını, hükmünü (kanunlarını) yüceltmek, her şeyin üstüne çıkarmak için savaşırsa, o Allah yolundadır."
(Buhârî, İlim, 45, Cihâd,15; Muslim, İmre,150,151; İbn Mace, Cihad,13; Ahmed b. Hanbel, IV, 392, 397, 402, 405, 417)


Anıtkabir eylemcisi yaşadıklarını anlattı
10 Kasım 1994 tarihinde Anıtkabir'de düzenlenen törende sarf ettiği sözlerinden dolayı 7 yıl cezaevinde kalan Mahmut Kaçar, yaşadıklarını anlattı. Doğruhaber

Anıtkabir eylemcisi yaşadıklarını anlattı - [İLKHA] İlke Haber Ajansı
İlkeli ve doğru haberin kaynağı
NİYE ; EZAN YASAKLANDIĞI , HELALLER HARA HARAMLAR HELAL YAPILIP ŞERİAT KALDIRILDIĞI İÇİN Mİ?

Çevik Bir: 28 Şubat`ı israil İçin Yaptık!
Post-Modern darbenin mimarı olmakla suçlanan emekli Orgeneral Çevik Bir`in, 10 yıl önce bir ABD dergisine yazdığı makale, dikkat çekici detayları göz önüne serdi. Doğruhaber

Geçenlerde P.K.K 'nın T.C. 15 askerini öldürmesi üzerine , olay mahallinden kaçan P.K.K lıları takip etmeyerek ! demokrasiye bağlılığı !! tutan ve meclisten karar almadan hareket etmediğini açıklayan Genelkurmay , 8-10 yaşındaki çocuklar Peygamber efendimizi Kutlu doğum haftası münasebetiyle ilahilerle Kuranlarla andığı için Muhtıra vermekten , İşgalci İsraili kınayan Kudüs günü programı yüzünden , Meclis kararının alınmasını istediği Ankara Sincanda tank yürütürken hükümeti ve meclise postmodern darbe ve muhtıralar verebiliyordu !!! Şimdi iş asli görevine gelince birden emrinde olduğu hükümete itaat damarları kabardı !!
Biz bunların bu ihanet damarlarının içinde dolaşan necasetlerin nereden beslendiğini çok iyi bilmekteyiz. Fakat cahil halk hala firavun ocağına peygamber ocağı diyerek hem peygamberine küfrettiğini bilmiyor , hemde çocuklarını ALLAH ve din düşmanı Laik demokratik Kemalist düzenin bekası için boş yere katlettirerek "niyazi " olmasına sebeb oluyor .
Rabbim bir an önce bu cahillere hidayet versin. Versinki hizbuşşeytana hizmet eden yürekler , Hizbullah yolunda çarpsın !

Sınır ötesi ve Ermeni tasarısı üzerine
Hasan Celal Güzel
'Hey PKK'lı, sen ne kaka bir çocuksun! Kahrol düşman e mi? Bak ben sizin oralara sınır ötesi operasyon yapacağım. Elma dersem çık, armut dersem çıkma. Elma, elma! Ay aşk olsun size kaka çocuklar neredesiniz?!..'
* * *
'Canım, ne sınır ötesi operasyonu? Bugüne kadar kaç defa yaptık da ne oldu? Hem sen Kandil Dağı kaç kilometre uzakta bilir misin? Kerkük de 500 km(!) uzakta zaten. Sonracıma, ya Amerika'yla çatışmaya girersek? Adamlar bizi toz ederler...'
* * *
'Hey Amerika, biz senin stratejik müttefikin değil miyiz? Ermeni tasarısını nasıl kabul edersiniz? Bakın böyle yaparsanız sonra size darılırız, gönlümüz kırılır. 4 Temmuz'da elçiliğinize gidip bayramınızı kutlamayız. Kızılderilileri nasıl öldürdüğünüzü cümle âleme anlatırız, söylemediler demeyin...'
* * *
Sevgili okuyucular, yukarıdaki satırları yazarken eğlendiğimi sanmayınız. Aslında içim kan ağlıyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bu zelil duruma düşürülmesi beni isyan ettiriyor. Bir millet ve devlet düşününüz ki, binlerce yıllık şanlı, şerefli bir tarihe, kültür ve medeniyete sahip olsun. Geçmişte dünyanın üç kıtasını hâkimiyeti altında bulundursun. Sonra, basiretsiz ve ferasetsiz idareciler, çenesi düşük politikacılar, ihanet içerisindeki aydınlar ve siyasete bulaşmış komutanlar yüzünden bütün dünyanın indinde âciz ve gülünç duruma düşsün...
Şu 'sınır ötesi operasyon' komedisine bir bakınız. Her türlü milletlerarası uygulama, BM kararları ve anlaşmalar size bu hakkı veriyor. Daha önce defaatle bunu yapıyorsunuz. Elinizde bu konuda alınmış kararlar var. Hâlâ tereddüt ediyorsunuz.
Âdeta, bu vartayı da atlatma, hâdiseyi geçiştirme peşindesiniz.
Bir defa, 'sıcak tâkib' için hiçbir Meclis kararına ihtiyaç yoktur. Hatta, 'sınır ötesi operasyon' için de Meclis kararına ihtiyaç olduğu kanaatinde değiliz. Bir an için böyle bir karara ihtiyaç bulunduğunu kabul etsek bile, bu iş böyle mi yapılır? Efendim, 'Tezkere hazırlıkları yapılıyormuş'. Ne hazırlığı? Getirin, size iki dakikada yazıp vereyim. Bu da iş midir? Hem, sınır ötesi operasyon, Başbakan'ın bir zamanlar dediği gibi, böyle davulla zurnayla ilân edilerek mi yapılırmış? Meclisi derhal toplar, bu arada da operasyonu başlatırsınız...
Ya komutanlara ne demeli?.. Darbe yaparken, muhtıra verirken, ikide bir lüzumlu lüzumsuz beyanatlar patlatırken kimseye sormazsınız da, iş asıl görevinizi yapmaya gelince birdenbire demokratlaşıverirsiniz. Herhalde laiklik nutku atıp başörtüsüyle mücadele etmek kolayınıza geliyor. 1 Mart Tezkeresi öncesinde suskun kalışınız da bu ülkeye çok pahalıya mal olmuştu. Gabar katliamından sonra neden sıcak takibe girişmediniz?..
* * *
Ermeni Tasarısı konusunda da gereğini yapamadık. Bu ciddî mesele, Türk Tarih Kurumu Başkanı ile üç idealist tarihçinin sırtına yıkıldı. Hani sizin lobiniz, hani sizin diplomatlarınız?.. Bugüne kadar hangi teşkilâtlanmaya gittiniz? Ermeni diyasporası, bu alçakça iftiralar için yılda 1 milyar dolara yakın para harcıyor.
Siz kaç kuruş tahsis ettiniz?..
ABD Başkanı'na romantik sitemler dolu mesajlar göndereceğinize, İncirlik Üssü ile Irak sınırını kapayacağınızı ve Afganistan'dan askerinizi çekeceğinizi, söylesenize!..
1 Mart'ta yaptığınız hatâların bu milletin, bu devletin başına nasıl gaileler açtığını nihayet görmeye başladınız mı? Artık kimse bizi ciddîye almıyor. 'Türkler, cart curt edip sonra kabullenirler' diyorlar. Zaten sizler de 'Bu da geçer yahu!' politikası takip ediyorsunuz.
* * *
Şunu biliniz ki, mesele sadece terörle mücadele değildir. Türk Milleti'nin ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin itibarının korunması meselesidir. Bunu idrak etmez ve gereğini yapmazsanız, tarih önünde mesul olursunuz...
*********
T.C. Askeriyesinde Generallerin Dikkat Çekici İsim ve Soyisimleri
Çevik Bir
mehmet otuzbiroğlu
batmaz dandin
kenan evren
saldıray berk
ergüder toptaş
ışık koşaner
doğu silahçıoğlu
tuncay çakan
ilker başbuğ
yaşar büyükanıt
aslan güner
hüseyin nusret taşdeler
ali akif vurucu
namık kemal çalışkan
sadık piyade
ergin celasin,
bilgin balanlı,
korcan pulatsü
salih omurtak
ismail hakkı karadayı
doğan güreş
Deniz Cora
T.C. Askeriyesinde Genelkurmay Başkanlığı Yapanların Dikkat Çekici Soyadları :
inönü
çakmak
orbay
gürman
yamut
baransel
tunaboylu
mengüç
erdelhun
gümüşpala
sunay
tural
tağmaç
gürler
sancar
evren
üruğ
torumtay
güreş
karadayı
kıvrıkoğlu
özkök
büyükanıt
Olması Muhtemel Genel Kurmay Adayları
sarp vatansever
efe yiğitsoy
tekin silahşör
muzaffer demiryumruk
Not : Yetimhane yurtlarından bilhassa kimsesi olmayanların (anası babası belli olmayan, p.ç) iman ve insaf duyguları olmadan bu ülkede muslumanlara (halka) merhametsizce muamele, para karşısında Amerika ve İsrail tağutlarına itaat etmeleri tecrube edildiği için özenle askeri okullara alınıp yerleştirildiği, Bu tür p.ç çocuklara da dinsiz imansız ahlaksız isim ve soy isimler ile kaydedildiği çeşitli medya kaynaklarında dile getirilmektedir.
Şeyh Faris ez Zehrani : Tağut orduların Askerlerine Nasihat
Dar'ul Harbde Bedelli (21 Gün) Askerlik Yapmak Caiz mi?
Çözüldü - Dar'ul Harbde Bedelli (21 Gün) Askerlik Yapmak Caiz mi?
SELAMUN ALEYKUM BENİM SORUM BEDELLLİ ASKERLİKLE İLGİLİ PARA ÖDEMEK TAĞUTA CAİZMİDİR Abi bu 21 günlük süre için de cevap verebilir misin ?
islam-tr.org

İlmi Konu - Şehid İstismarcılığı
ŞEHİD İSTİSMARCILIĞI ŞEHİD : "Şehid, kelime olarak kesin bir haberi veren, bildiğini söyleyen, hazır olan, bulunan, bir hadiseye şâhid olan, şâhidlik eden manalarına gelir. Dinî anlamda, ALLAH rıdası için, O'nun yolunda canını fedâ eden müslümana verilen isimdir. Ona bu ismin verilmesinin...
islam-tr.org
Çözüldü - Düşmanla Cihad Esnasında Öldürülmediği Halde, Şehid Sayılanların Hükmü ?
Düşmanla Cihad Esnasında Öldürülmediği Halde, Şehid Sayılanların Hükmü ? şehid hükmünde midir?
islam-tr.org