Allah razı olsun Abdulmuizz Fida abi.
Ayrıca İslam'da yazının hükmü hakkında şu yazıları buldum, buraya kopyalıyorum:
Kâğıt üzerine yazmakla talakın (boşanmanın) vuku bulması - 72291
Bir erkek, karısına cep telefonuyla: "Sen, boşsun" diye mesaj yazsa, sonra da ben talakı kast etmemiştim derse, talak vuku bulur mu?
Hamd, yalnızca Allah'adır.
Birincisi:
"Kâğıt üzerine talak yazmakla, fakihlerin oybirliğiyle talak vuku bulur. Çünkü yazı, kendisinden talakın anlaşıldığı birtakım harflerden oluştuğu için onu dille telaffuz etmeye benzer. Ayrıca yazı, onu yazanın sözlerinin yerine geçer. Bunun delili; Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- risâleti tebliğ etmekle emrolunmuştur. Nitekim O, bu risâlet kimi zaman sözle, kimi zaman da yazıyla tebliğ etmiştir.
Talakın vuku bulduğu yazı, açık olan yazı şeklidir. Örneğin bir sayfanın veya duvarın veyahut da yerin üzerine okunduğunda anlaşılması mümkün olacak şekilde yazmak gibi.
Açık olmayan şekilde yazmaya gelince, -örneğin havaya veya suya veyahut da okunduğunda anlaşılması mümkün olmayan şekilde yazmak gibi-, bu durumda talak vuku bulmaz. Çünkü bu yazı, işitilmeyecek şekilde kendi kendine fısıldamak hükmündedir." ("el-Mevsûatu'l-Fıkhiyye"; c: 12, s: 217)
İkincisi:
Bir erkek, karısına: "Sen, boşsun" diye mesaj yazarsa, bu mesaj ister cep telefonu ile olsun, isterse bir kâğıdın üzerine yazmakla olsun, isterse elektronik posta (e-mail) ile olsun, onun bunu yazdığı andaki niyetine bağlıdır. Eğer talaka azmetmiş (karar vermiş) ise, talak vuku bulur. Yok eğer bunu yazmış ve talakı niyet etmemiş ve eşini üzmek veya başka bir amaçla yapmış ise, talak vuku bulmaz.
İbn-i Kudâme -Allah ona rahmet etsin- bu konuda şöyle demiştir:
"Talak, şu iki yerin dışında talak lafzından başkasıyla vuku bulmaz:
Birincisi: Konuşamayan kimse.
Tıpkı dilsiz kimse gibi. Bu kimse, eşini boşamak istediğinde işâretle onu boşarsa, eşi kendisinden boşanmış olur.
İkincisi: Talakı (bir kâğıt üzerine) yazar da talakı niyet ederse, eşi kendisinden boşanmış olur.
Talakı niyet etmeksizin yazarsa, İmam Ahmed'in iki rivâyetinden (görüşünden) birisine göre talak vuku bulur. Bu, Şa'bî, Nehaî, Zührî, Hakem, Ebu Hanife ve Mâlik'in görüşüdür. Şâfiî de bu görüştedir.
Eğer niyet etmeksizin talak yazarsa, cumhurun görüşüne göre talak vuku bulmaz. Çünkü yazı, ihtimallidir. Çünkü yazı ile kalemin nasıl yazı yazdığı denenmiş olabilir veya hattı güzelleştirmek veyahut da hanımı korkutmak kast edilmiş olabilir. Bu sebeple niyet edilmeksizin talak vuku bulmaz." ("el-Muğnî"; c: 7, s: 373)
Mustafa b. Sa'd es-Suyutî er-Ruhaybânî şöyle demiştir:
"Talakı yazan kimse: Ben hattımı güzelleştirmekten başka bir şeyi istememiştim veya hanımımı üzmekten başka bir şeyi kast etmemiştim derse, bu sözü kabul edilir. Çünkü o, kendi niyetini en iyi bilendir. Belki talaktan başka ihtimalli olanı şeyi kast etmiş olabilir... Hanımını üzmek için hakikatinin dışında talakı kast ederse, talakı niyet etmiş sayılmaz." (Metâlibu Uli'n-Nuhâ"; c: 5, s: 346)
Değerli âlim Abdulaziz b. Baz'a -Allah ona rahmet etsin:
"Bir adam, kızkardeşi ve hanımıyla otururken, kızkardeşinden bir kalem getirmesini istedi. Kızkardeşi kalemi getirdikten sonra adam bir kâğıdın üzerine, hiç kimsenin ismini yanına eklemeden: "Talak, talak" yazdı. Bunun üzerine kızkardeşi öfkelendi ve kalemi aldı ve üç defa: "Talak, talak, talak" diye yazdıktan sonra kâğıdı kardeşinin karısının üzerine attı ve ona: Bakar mısın, yazdıklarım doğru mudur? Dedi. Bu adam, bu sözleri hanımına yazmayı istememişti. (Bunun hükmü nedir?" diye sorulmuş, bunun üzerine o şöyle demiştir:
"Bu talak, eğer erkek talakı kast etmemişse, adı geçen kadın için talak vuku bulmaz. Bu, sadece yazıdan ibârettir veya talaktan başka bir şey kast etmiştir. Çünkü Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur:
"Ameller, ancak niyetlere göredir (niyetlere göre geçerlilik kazanır)."
Bu, ilim ehlinden pek çok kimsenin görüşüdür.Bazıları ise, bunun cumhurun görüşü olduğunu söylemişlerdir. Çünkü yazı, kinâye konumundadır.Âlimlerin iki görüşünden en doğru olanına göre niyet etmeden kinâye ile talak vuku bulmaz. Ancak yazı ile birlikte talakın vuku bulduğuna delâlet eden şeyin olmasıyla talak vuku bulur.
Adı geçen olayda talakın vuku bulduğuna delâlet eden hiçbir kasıt yoktur.Aslolan; nikahın kalıcı olması ve niyete göre amel edilmesidir."
Değerli âlim Muhammed b. İbrahim -Allah ona rahmet etsin (bir soruyu cevaplarken) şöyle demiştir:
"Cevap istediğiniz fetvânız bize ulaşmış ve içeriği anlaşılmıştır. Sorunuza göre bir adam, hanımı falancanın kızı filancanın talakını bir talak olarak yazmış, yazısını da imzası ve ismiyle sonlandırmış, fakat bununla eşinin talakının vuku bulmasını kast etmemiş, talakı da niyet etmemiş, aksine bu kâğıdı, eşini, kocasına karşı olan kötü davranışından vazgeçirmek için korkutmak ve tehdit etmek için yazmıştır....
Adı geçen adamın eşi için yazdığı bu talakın vuku bulup-bulmadığını soruyorsunuz.
Bunun cevabı şöyledir:
Hamd, Allah'a mahsustur. Durum, zikrettiğiniz gibi ise ve bu yazısıyla açıkça eşini boşamayı kast etmemiş, sadece onu kötü davranışından dolayı tehdit etmek ve korkutmak için yazmış, talakı kast etmemiş ve talaka asla niyet de etmemişse, adı geçen talak vuku bulmaz.
Başarı, Allah Teâlâ'dandır."("Muhammed b. İbrahim'in Fetvâları"; Soru:11, no: 3051)
Yine değerli âlim Muhammed b. İbrahim'e -Allah ona rahmet etsin-, karısını boşadığını bir kâğıda yazan, fakat bununla onu üzmeyi ve tehdit etmeyi isteyen kimse hakkında sorulmuş, bunun üzerine o şöyle cevap vermiştir:
"Göründüğü kadarıyla bu talak vuku bulmaz.Koca, bu kâğıtla sadece karısını üzmek ve onu tehdit etmek için istemiştir. Âlimler, kocanın, kâğıda talak yazmakla hattını güzelleştirmeyi veya hanımını üzmeyi kast etmişse, bu kastının kabul edileceğini söylemişlerdir.
Zâdu'l-Mustekni' şerhi yazarı şöyle demiştir:
"Bir kimse, talaka delâlet eden bir şeyle karısını boşadığını açıkça yazarsa, niyet etmese bile talakı vuku bulur. Çünkü talak yazısı, açıkça yazılmıştır.Eğer bu kimse,: Ben, hattımın güzel olması veya hanımımı üzmek için yazdım derse, bu sözü ondan kabul edilir.
Başarı, Allah Teâlâ'dandır."("Muhammed b. İbrahim'in Fetvâları"; Soru:11, no: 3050)
Islam Q&A
SORU SORMUŞLAR ,AŞIĞIDA CEVAB Verilmiş. KİTABIN ADI MÜHİM SORULARIN CEVABI.SAYFA 36 ALAEDDİN PALEVİ
Memur olurken küfrün ilke ve inkîlaplarını telaffuz etmek ya da bunları imzalamak kişiyi küfre götürür mü?
— Burada öncelikle konuya dair İslam âlimlerinden bazı nakilleri sunmak istiyorum. İbn-i Hacer el-Askalanî şöyle demiştir:
“Kim putlara tapınırsa, secde ederse İslam’a inansa bile küfre girer. Sübki bu konuda icma olduğunu söylemiştir.”
(memurluk yemini ve imza)[1]
Allame İbnu-l Arabî şöyle der: “İster şaka isterse ciddi olsun fark etmeksizin küfür lafzını söyleyen kimse küfre girer. Ümmet arasında bu konuda hiçbir görüş ayrılığı yoktur.”
(memurluk yemini ve imza)[2]
Ebu Bekir el-Cessas ise şöyle der: İkrah hali olmaksızın küfür lafzını şaka ya da ciddi olarak ikrar eden bir kimse kâfir olur.”
(memurluk yemini ve imza)[3]
Yine Allame Keşmirî şöyle der: “Sonuç olarak kim ciddi ya da şaka olarak küfür kelimesini söylerse kâfir olur. O kişinin inancına bakılmaz.”
(memurluk yemini ve imza)[4]
Tüm bu nakillerden anlaşılmaktadır ki, ikrah hali olmaksızın küfür kelimelerini telaffuz eden bir kimse kâfir olur. Bu konuda ümmet arasında icma vardır. Dolayısı ile Müslüman bir kimsenin birkaç kuruşluk dünya menfaati uğruna küfre girmesi düşünülemez. Bununla beraber küfür lafzını diliyle söylemeksizin bu maddelerin yazılı olduğu bir metne imza atmak meselesine
gelince bu konuda bir ayrıntı mevcuttur. Şöyle ki; İslam alimlerinden bir kısmına göre yazı söz gibi iken bir kısmına göre ise yazı söz gibi değil bilakis sözden kinayedir. Yazı söze benzemez ve burada kişinin niyetine itibar edilir. Buna göre “Yazı söz gibidir” diyen alimlere göre küfür ilke ve inkılaplarının altına imza atan kimse kâfir olurken “Yazı söz gibi değildir bilakis kinayedir” diyen alimlere göre ise bu şekilde bir imza atan kimse kâfir olmaz. Ancak büyük tehlike altındadır. Abdurrahman el-Cezerî yazının söz gibi olup olmadığı konusunda şöyle demektedir:
Hanefiler yazının iki şart dahilinde söz gibi sayılabileceğini söylemişlerdir. Bunlardan ilki yazının sabit olmasıdır. Yani yazı kâğıt ya da tahta gibi bir şey üzerine yazılmalıdır ve okunaklı olmalıdır. Aksi takdirde o yazıya itibar edilmez. Diğer şart ise adresinin belli olması lazımdır. Yani bunu şu kadına yazıyorum şeklinde yazının kime yazıldığı bilinmelidir. Aksi takdirde talak vaki olmaz. Malikiler yazı talaka sebeptir. Kim “Ben karımı boşadım” diye yazarsa boşanmış olur demişlerdir.
Şafiler ise yazı ile boşanmak ancak şu üç şart dâhilinde mümkün olur. Birincisi yazı niyet ile birlikte olmalıdır. Niyet olmaksızın boşanma gerçekleşmez. Zira yazı kinayedir. İkincisi üzerine yazı yazılan şeyin sabit olması (kâğıt gibi) gerekir. Üçüncüsü ise koca bunu kendisi yazmalıdır. Aksi takdirde boşanma vaki olmaz. Hanbeliler ise yazının su üzerine veya havaya olmaksızın sabit bir madde üzerine yazılması halinde boşanmanın gerçekleşeceğini söylemişlerdir.
(memurluk yemini ve imza)[1]
Dört mezheb arasında yazı noktasında bir ihtilafın olduğu malumdur. Bundan dolayı küfür maddelerinin altına imza atan kişinin bizzat tekfirinden uzak durmak gerekir. Ancak elimizden geldiği kadar böyle metinleri imzalamamak lazımdır. Mutlak surette başka alternatifler aramak gerekir. Böyle bir metni imzalamak ancak alternatif olmadığı zaman zaruret halinde söz konusu olabilir. Zira bazı durumlarda ihtiyaçlar zaruret durumundadır.
(memurluk yemini ve imza)[1] Dört Mezheb Fıkhı, 4/289.
(memurluk yemini ve imza)[1] Fethu-l Bari, 12/299.
(memurluk yemini ve imza)[2] Bunu İmam Kurtubi tefsirinde Tevbe Suresi’nin 65. ayetinin tefsirinde nakletmektedir.
(memurluk yemini ve imza)[3] Ahkamu-l Kur’an, 4/348.
(memurluk yemini ve imza)[4] İkrafu-l Mulhidi
esselemu aleykum! Malumunuz memurlar asaletlerini aldıklarında bir yemin ettirilir. Bu yemin tam anlamıyla küfür sözleri içermektedir. Benim sormak istediğim: Yemin törenine iştirak etmeksizin, o yemini dil ile söylemeksizin, sadece bu sözlerin yazılı olduğu kağıt parçalarını imzalamak kişiyi...
www.islam-tr.org