KUR'AN OKUYAN TAĞUTLAR
Maalesef zamanımızda Kur'an'ın içindeki emirler bir kenara atılmış ve Kur'an sadece bir takım konferansların açılışında, mevlitlerde, ramazanlarda okunur bir hale gelmiştir.
Kur'an'ı tatbik etmediği halde İslam devleti olduklaını iddia eden arap devletleri, televizyon veya radyolarını açıp kapatırken Kur'an okuturlar. Bunu, içindeki hükümleri öğrenmek, uygulamak veya uygulatmak için değil adet olduğu veya halkı kandırmak için yaparlar.
Oysa ne arap devletleri ne de kendilerini İslam'a nisbet eden diğer devletler İslam devletidirler. Çünkü bu devletler Kur'an'ı yürürlükten kaldırarak bir takım batılı ülkelerden aldıkları heva ve heveslere dayanan kanunları insanlara tatbik etmektedirler.
Buna rağmen bunlara Kur' an hakkında sorulduğunda: «Kur'an'ın başımızın üstünde yeri vardır. Biz Kur'an'ı seven kimseleriz. Bizler müslümanlarız. İnsanlara da bu kitabı anlasınlar diye okuyor ve okutuyoruz» derler.
Hatta televizyon veya radyolardan Kur'an ve İslam hakkında yayınlar yaptırırlar, konferanslar verdirirler, cuma ve bayram gibi bazı günlerde bizzat namazlarda bulunurlar. Bu kimseler bunları; Kur'an'a olan bağlılıkları üzerinden cahil halkı kandırmak için yaparlar. Çünkü bu şekilde cahil halkı kandırmak onlar için daha kolaydır.
Cahil halk da onların bu gibi İslami hallerini görünce: «Allah'a hamd olsun. Allah devletimizden razı olsun. Bakın ne güzel şeyler yapıyor ve yaptırıyor. İslam'ı bu kadar güzel açıklayan bir devlet daha var mı ki?» derler. Fakat bu sözü söyleyenler bilmezler ki bu, kendilerini aldatmak için yapılan bir oyundan ibarettir.
Bu sözleri söyleyip tağutlara tabi olduklarını belirterek onların hükmü altına girmeleri tağutların amaçladıkları şeyin ortaya çıkmış olduğunu göstermektedir ve bu durum tağutların işine gelmektedir.
Ancak Allah (c.c)'nun indirdiği kitaba hakkıyla iman eden kişiler Kur'an'ı bir hayat sistemi olarak kabul eder ve ona göre hayatlarını düzenlerler. İşte onlar yalnız Kur'an'dan emir alır ve Kur'an'ı Allah'ın emirlerini tatbik etmek için okurlar.
Fakat Allah (c.c)'nun kitabını hayatlarına tatbik etmek için okumayanlar ne kadar Allah (c.c)'nun kitabına inandıklarını iddia etseler de pratikte onu inkar etmektedirler. İşte böyle yapan kimseler hem dünyada hem de ahirette kaybedenlerden olacaklardır.
Maalesef zamanımızda Kur'an'ın içindeki emirler bir kenara atılmış ve Kur'an sadece bir takım konferansların açılışında, mevlitlerde, ramazanlarda okunur bir hale gelmiştir.
Kur'an'ı tatbik etmediği halde İslam devleti olduklaını iddia eden arap devletleri, televizyon veya radyolarını açıp kapatırken Kur'an okuturlar. Bunu, içindeki hükümleri öğrenmek, uygulamak veya uygulatmak için değil adet olduğu veya halkı kandırmak için yaparlar.
Oysa ne arap devletleri ne de kendilerini İslam'a nisbet eden diğer devletler İslam devletidirler. Çünkü bu devletler Kur'an'ı yürürlükten kaldırarak bir takım batılı ülkelerden aldıkları heva ve heveslere dayanan kanunları insanlara tatbik etmektedirler.
Buna rağmen bunlara Kur' an hakkında sorulduğunda: «Kur'an'ın başımızın üstünde yeri vardır. Biz Kur'an'ı seven kimseleriz. Bizler müslümanlarız. İnsanlara da bu kitabı anlasınlar diye okuyor ve okutuyoruz» derler.
Hatta televizyon veya radyolardan Kur'an ve İslam hakkında yayınlar yaptırırlar, konferanslar verdirirler, cuma ve bayram gibi bazı günlerde bizzat namazlarda bulunurlar. Bu kimseler bunları; Kur'an'a olan bağlılıkları üzerinden cahil halkı kandırmak için yaparlar. Çünkü bu şekilde cahil halkı kandırmak onlar için daha kolaydır.
Cahil halk da onların bu gibi İslami hallerini görünce: «Allah'a hamd olsun. Allah devletimizden razı olsun. Bakın ne güzel şeyler yapıyor ve yaptırıyor. İslam'ı bu kadar güzel açıklayan bir devlet daha var mı ki?» derler. Fakat bu sözü söyleyenler bilmezler ki bu, kendilerini aldatmak için yapılan bir oyundan ibarettir.
Bu sözleri söyleyip tağutlara tabi olduklarını belirterek onların hükmü altına girmeleri tağutların amaçladıkları şeyin ortaya çıkmış olduğunu göstermektedir ve bu durum tağutların işine gelmektedir.
Ancak Allah (c.c)'nun indirdiği kitaba hakkıyla iman eden kişiler Kur'an'ı bir hayat sistemi olarak kabul eder ve ona göre hayatlarını düzenlerler. İşte onlar yalnız Kur'an'dan emir alır ve Kur'an'ı Allah'ın emirlerini tatbik etmek için okurlar.
Fakat Allah (c.c)'nun kitabını hayatlarına tatbik etmek için okumayanlar ne kadar Allah (c.c)'nun kitabına inandıklarını iddia etseler de pratikte onu inkar etmektedirler. İşte böyle yapan kimseler hem dünyada hem de ahirette kaybedenlerden olacaklardır.
