Kur'an'ı Okurken Neden Ağlamıyoruz?

Muddessir Çevrimdışı

Muddessir

الحمد الله
Site Emektarı
Değerli kardeşlerim; bazen Kur-an okurken: " Neden sahabenin etkilendiği gibi etkilenmiyoruz ? Neden sahabenin ağladığı gibi ağlamıyoruz?" diye soruyoruz.
Cevabi biliyor musunuz ?

Çünkü sahabe bizim psikolojimizden başka bir psikoloji ile bizim niyetimizden başka bir niyet ile kur-an'ı dinliyorlardı.
Onlar anında emri yerine getirmek için bekleyen bir asker psikolojisi ile kur-an'ı dinliyorlardı; sevgiyle , haşyetle ve ümitle... Çok iyi anlayarak Allah-u Teala'nın şu buyruğunu uyguluyorlardı :

"Allah ve Rasulü bir işe hüküm verdiği zaman mü'min bir erkek ve mü'min bir kadın için o iş hususunda kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur ."


Allah'a itaatle , isyan arasında bir seçim onlardan asla
vârid olmuş değildir .

-Ayetleri , karanlıkta onlara yol gösterecek meşaleler gibi bekliyorlardı. Allah'ın kelamını beklerken onların ruhları, kanmak için yağmuru bekleyen susamış toprak gibiydi.
Suya kanmasıyla iman tohumları o ruhlarda en parlak meyvelerini verirdi. Onların bütün çabası:
" Allah'ın emirlerini, O'nun istediği şekilde nasıl uygularız" anlayışında toplanırdı. Işte böylesine tertemiz bir psikoloji sahibi vahiyle muhatab olur olmaz , kalp atışları hızlanır,sesleri titrer ve gözleri yaş dökerdi ..


Ya bizler? Açık olalım ..
Çoğumuz kur-an'ı tembel bir ruhla okuyor!
Emirlerden kaçmak istiyor ve geçici lezzetten etkileniyoruz .

Bazı kimseler kur-an okuduğu sırada esnasında bir emir , ya da yasak olan ve arzularına ters düşen bir ayete rastlasa, Sırf uygulamadan kaçmak için mazeretlerden bir ordu toplar :

"Belki ayetin tefsiri zahirinden anlaşılan gibi değildir"
"Belki bu konu da ihtilaf vardır"
"Artık zaman değişti"
"Bu emri uygulamayacağım ama Allah da Gafûrdur,
Rahîm'dir. "


Ve daha bunun gibi nice mazeretler!
Nefsin derinliklerinden gelen bir ses ise onu kınayarak der ki :

"Size hayat verecek şeylere çağırdığı zaman Allah'a ve Rasulü'ne icabet edin"


Bir an tereddüt eder , suçluluk hissederiz , sonra da bu sesi duymazlıktan gelir , ve onu bastırarak okumaya devam ederiz.
Ve bundan sonra da Kur-an'ı Kerim'in bize sahabeye ettiği gibi tesir etmesini bekleriz!

Kur-an'dan sahabe gibi etkilenmek istiyorsan cesur bir karar almalısın...

Allah'a itaat ile isyan arasında seçim yapmayacaksın, aksine itaat yegane seçimin olmalı.
Bu karar zor , ancak Allah'ın rahmetine ve hikmetine güvenirsen gerçekten kolaylaşacaktır. Yüce Allah Sana ancak dünya ve ahirette faydana olacak , kolaylık ve rahmet getirecek şeyler emreder.


Ey Erkek ve kız kardeşlerim...
Muhakkak bir karar almak gerekir... Allah'a itaatten başka seçim yok ; sen Mü'minsin!

"Allah ve Rasulü bir işe hükmettiği zaman mümin bir erkek ve mümin bir kadın için o işde kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur."

Dr. İyad El - Kuneybi
 
Ummu Aişe Çevrimdışı

Ummu Aişe

حسبنا الله ونعم الوكيل
Site Emektarı
Değerli kardeşlerim; bazen Kur-an okurken: " Neden sahabenin etkilendiği gibi etkilenmiyoruz ? Neden sahabenin ağladığı gibi ağlamıyoruz?" diye soruyoruz.
Cevabi biliyor musunuz ?

Çünkü sahabe bizim psikolojimizden başka bir psikoloji ile bizim niyetimizden başka bir niyet ile kur-an'ı dinliyorlardı.
Onlar anında emri yerine getirmek için bekleyen bir asker psikolojisi ile kur-an'ı dinliyorlardı; sevgiyle , haşyetle ve ümitle... Çok iyi anlayarak Allah-u Teala'nın şu buyruğunu uyguluyorlardı :

"Allah ve Rasulü bir işe hüküm verdiği zaman mü'min bir erkek ve mü'min bir kadın için o iş hususunda kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur ."


Allah'a itaatle , isyan arasında bir seçim onlardan asla
vârid olmuş değildir .

-Ayetleri , karanlıkta onlara yol gösterecek meşaleler gibi bekliyorlardı. Allah'ın kelamını beklerken onların ruhları, kanmak için yağmuru bekleyen susamış toprak gibiydi.
Suya kanmasıyla iman tohumları o ruhlarda en parlak meyvelerini verirdi. Onların bütün çabası:
" Allah'ın emirlerini, O'nun istediği şekilde nasıl uygularız" anlayışında toplanırdı. Işte böylesine tertemiz bir psikoloji sahibi vahiyle muhatab olur olmaz , kalp atışları hızlanır,sesleri titrer ve gözleri yaş dökerdi ..


Ya bizler? Açık olalım ..
Çoğumuz kur-an'ı tembel bir ruhla okuyor!
Emirlerden kaçmak istiyor ve geçici lezzetten etkileniyoruz .

Bazı kimseler kur-an okuduğu sırada esnasında bir emir , ya da yasak olan ve arzularına ters düşen bir ayete rastlasa, Sırf uygulamadan kaçmak için mazeretlerden bir ordu toplar :

"Belki ayetin tefsiri zahirinden anlaşılan gibi değildir"
"Belki bu konu da ihtilaf vardır"
"Artık zaman değişti"
"Bu emri uygulamayacağım ama Allah da Gafûrdur,
Rahîm'dir. "


Ve daha bunun gibi nice mazeretler!
Nefsin derinliklerinden gelen bir ses ise onu kınayarak der ki :

"Size hayat verecek şeylere çağırdığı zaman Allah'a ve Rasulü'ne icabet edin"


Bir an tereddüt eder , suçluluk hissederiz , sonra da bu sesi duymazlıktan gelir , ve onu bastırarak okumaya devam ederiz.
Ve bundan sonra da Kur-an'ı Kerim'in bize sahabeye ettiği gibi tesir etmesini bekleriz!

Kur-an'dan sahabe gibi etkilenmek istiyorsan cesur bir karar almalısın...

Allah'a itaat ile isyan arasında seçim yapmayacaksın, aksine itaat yegane seçimin olmalı.
Bu karar zor , ancak Allah'ın rahmetine ve hikmetine güvenirsen gerçekten kolaylaşacaktır. Yüce Allah Sana ancak dünya ve ahirette faydana olacak , kolaylık ve rahmet getirecek şeyler emreder.


Ey Erkek ve kız kardeşlerim...
Muhakkak bir karar almak gerekir... Allah'a itaatten başka seçim yok ; sen Mü'minsin!

"Allah ve Rasulü bir işe hükmettiği zaman mümin bir erkek ve mümin bir kadın için o işde kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur."

Dr. İyad El - Kuneybi
CezakAllahu hayran; yazan için ve ileten için..
 

Benzer konular

Geri
Üst Ana Sayfa Alt