Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

İlmi Konu Louai Sakka B. Muhammed'den Çok Önemli Bildiri

ABDULHAK Çevrimdışı

ABDULHAK

الإذلال هو بعيد عنا
Admin
lou 2.jpg

Hamd Allah’a mahsustur salât ve selam rehberimiz ve komutanımız Rasulullah (s.a.v) üzerine olsun… Selam hakkı gördüğü anda tabi olan hak yolunun yolcularına….. ve selam olsun batılın batıllığını idrak eder etmez kınayanın kınamasından çekinmeden batılı terk edenlere…

Şunu biliyoruz ki bizler Muhammed (s.a.v) in getirdiği hidayete tabi olmuş ve yine Rasul (s.a.v) in haber verdiği “Taifetul mansura” olan Cihad erleriyiz bu yüce nimetin hakkını vermeye memuruz dolayısıyla Akidemiz ve menhecimizin bulandırılmasına ve saptırılmasına engel olmamız gerekmektedir!!!

El-Kaide sancağı altında toplanmış Mücahid ilim ehlinin ortaya koyduğu ve Şeyh Usame bin Ladin, Şeyh Zevahiri ve Şeyh Zerkavi’nin tüm Dünyada mucahidlerden tabi olmalarını ve uymalarını istedikleri, Akide Fıkıh ve menhec ışığında son günlerde gelişen tartışmalara bir nokta koymak istiyorum..

Allah (c.c.) bu mukaddes yolun aydınlığını ve bereketini kalplerimize yerleştirsin. İnsi ve cinni şeytanların şerrinden hepimizi muhafaza etsin. (Amin)…


El-Kaide’nin

1-) Akidesi = Selefi Salihin olan sahabenin, tabiinin ve tebei tabiinin saf ve berrak akidesidir.

2-) Hedefi = Yeryüzünde din tamamen Allah’ın oluncaya kadar ve Raşid bir hilafet kuruluncaya kadar Cihad etmektir..

3-) Menheci = Ummetin muteber imamlarının asırlardır uygulaya geldikleri sırat-ı müstakim olan net ve tek yoldur.



A-) Kelimeyi şehadeti söyleyene Müslüman deriz başka bir şey demeyiz.. Ta ki kendisinde cehalet, ikrah ve tevil olmaksızın küfür bir söz veya küfür bir amel ortaya çıkana kadar..
Küfür söz veya amel ortaya çıkınca bakarız! Bunu bir cehalet ile mi yapmış-söylemiş- veya bunu bir ikrah altında mı yapmış veya bu söz ve ameli bir farklı tevil ile mi yapmış… Eğer bunlardan biri dahi olmadan yapmış ise o kişi (ler) halis kâfirdir. İsterse başka İslam alametleri taşısınlar. Namaz, Oruç, Hac, Zekat gibi…

Bunlardan (yani cehalet, ikrah, te’vil) biri dahi O kişide varsa biz bunlara kafir demeyiz Ulema böylelerini bid’at ve Hurafe ehli diye isimlendirmiştir çünkü bu kişiler küfür olan söz ve ameli Cehalet, ikrah ve te’vil ile yapmış olabiliyorlar.. Elbette cehalet, ikrah ve te’vil in meşru bir sınırı ve tanımı vardır. Bu meşru (Kabul edilebilir) sınırın dışında hiçbiri küfre engel değildir.



B-) Kafiri tekfir etmenin durumu =
Biz iman ederiz ki küfrü açık ve net olanın tekfir edilmesi her bir Müslüman’a vaciptir. Kim küfrü açık ve net olanı tekfir etmez ise kendisi kâfir olur. “Ebu Cehil kâfir değildir” diyen kâfir olur, “İsa Allah’ın oğludur” diyenlere kâfir değildir diyen birisi kâfir olur.
Çoğu zaman bazı kişilerce ve gruplarca karıştırılan kural işte bu kuraldır… Ulemanın ortaya koyduğu bu kaide, bu kişi ve gruplar tarafından bilerek ve çoğunlukla genelleştiriliyor. Ve küfrü açık ve net olmayanında her kes tarafından istisnasız tekfir edilmelerini istiyor ve tekfir etmeyenlerde tekfir ediliyor.

“Yarım hoca dinden eder”e iyi bir örnek bu olsa gerek küfrü herkes tarafından rahatça anlaşılmayan kâfir-i (yani münafıktır aslında) tekfir etmeyeni tekfir etmeyiz.

Örneğin, kendisi din kisvesi altında vaazlar veriyor, kalabalık cemaatler yönetiyor, ağzından ayet ve hadisler dökülüyor, Allah aşkıyla ağlıyor görülüyor. Bu kişinin küfrünü biz biliriz fakat bilemeyen halk için durum farklıdır, bunun İslami görünen sıfatları hatta hocalığı için halk kendisini tekfir etmezse biz tekfir etmeyeni tekfir etmeyiz. Zira bu küfrü açık olan kişi gibi değildir.


C-) Tekfirin engelleri =

1-) Cehalet ihtimali olanı tekfir etmeyiz.
2-) İkrah ihtimali olanı tekfir etmeyiz.
3-) Te’vil i olanı tekfir etmeyiz.
4-) Lazım ile tekfir etmeyiz.


1–2–3) Cehalet, ikrah ve te’vil küfre engeldir. Bu konuda Ulemanın eserlerine başvurulabilir…

4-) Tekfir bil- Laz
ım = Kendisi küfür ameli olmadığı halde bünyesinde küfür amellerinin ortaya çıkabileceği şey.

Bir örnek verirsek: Bir anne- baba çocuğunu gayri İslami okula gönderiyor.
Okuma yazma öğrensin diye gönderiyor fakat çocuk okulda küfür bilgilerde öğrene bilir. İşte bu örnekte olduğu gibi.. Okula göndermenin kendisi küfür değil fakat bu gönderme ile ortaya çıkan yeni durum (Küfür bilgiler öğrenmesi yapması…..)

Ulema tarafından “Tekfir bil-Lazım” diye isimlendirilir. Ve Ulema icma ile şöyle demiştir, “Lazım” ile tekfir olmaz
Örneğimize dönersek.
Anne baba çocuğunu okula okuma yazma öğrensin diye göndermiştir. Okulda öğrendiği şeylerden razı olmadan bu anne baba sadece çocuğu gönderdiği için kâfir olmaz. Eğer o küfür bilgilerinden razı ve onları kabul ediyorsa okula göndermese bile kâfir olur. Buna rağmen biz deriz ki okula çocuk göndermek caiz değildir, günahtır ama küfür değildir….. inşaallah anlaşılmıştır!


4- A-) Kafir veya mürted rejimlerin silahlı kuvvetlerinin (Ordu, Polis, İstihbarat) hükmü =


Bunlar küfür taifesidirler. İçlerinde mazeret sahibi olan Müslümanlar olsa bile bunlar topluluk olarak küfür taifesidirler. Elimize esir düşmedikçe her bir ferdin durumunu incelemek ile mükellef değiliz. Bu küfür taifesi içinde Pek çok insan mazeret sahibi Müslüman dahi olabilirler fakat biz bunları da mümteni olarak kabul ederiz ve küfür taifesinin herhangi bir mensubu olarak işlem yaparız. Varsa mazeretleri Ahirette Rablerine sunarlar, onlara hak ettiklerini verir. Yada mümteni sıfatı kalktığında durumu incelemek için şer’i mahkemeye sunulur…

D-) Asli küfür – irtidat =
Yine bu ümmetin en hayırlıları ve onların izlerini adım adım takip eden Ulema ittifak etmiştir ki “Şehadet kelimesini” söyleyen herkes bizim kılıcımızdan canını ve malını korumuştur. Yani “Müslüman’dır”.
Aynı şekilde “Kelime-i Şehadet” söyleyen insanlardan oluşan toplumda Müslümanlardan oluşan toplumdur.. Asli kâfir olan toplum ise kâfir anne babadan meydana gelmiş kendiside kâfir olan insanlardan oluşan toplumdur. Batı toplumu, Japon, Çin gibi…..


İslam dünyası olarak bilinen toplumlar ise aslen Müslümandırlar.
İçlerinde, müşrik, Münafık, Mürted, Bid’at’çı veya hurafeye düşmüş olanlar olsa bile.. Pakistan, Türkiye, Sudan … vs. gibi halklar… Bu halklardan şahıs olarak küfrünü gördüğümüz ve yukarıda sayılan engelleri olmayan kişiler kâfirdirler.

E-) Demokrasi, Seçimler, Oy kullanma =

Demokrasi asıl itibarıyla küfürdür seçimlerde oy kullanmak aynen küfürdür. İsterse boş oy atsın aynen küfürdür. Zira boş oy atmakta Demokrasinin verdiği bir haktır..
Boş oy atmak şu anlama geliyor; Demokrasiye “Evet” fakat partilerin hepsine “hayır”. Bu sebeple küfürdür.
Fakat her küfür ameli sahibini ancak şu üç şarttan biri yoksa küfre sokar… (Cehalet, ikrah, te’vil) yani oy vermenin Demokrasiden razı olmak olduğunu dolayısıyla küfür olduğunu bilerek cehalet, Ikrah, Te’vil olmadan Oy kullananlar halis kâfirdir. Zira bunlar Tevhid’e rağmen Demokrasiye, şerr’i ilahiye rağmen beşerin hükmüne razı olmuştur. Türkiye halkının da içinde olduğu aslen Müslüman olan halklara gelirsek bu halklar oy verdikleri için tekfir edilmezler. Hüccet ikame edilmesi, cehalet, ikrah ve te’vil var ise bunların bertaraf edilmesidir. Sonra hala oy kullananlar tekfir edilir.

F-) Hüccet ikame nasıl olmalı =

Ulema ittifak etmiştir ki cehaleti ve bulanıklığı ortadan kaldırırken yeni bir şüphe ve belirsizlik oluşturulmamalıdır. Yani bir delili ortaya koyan kişi, dinleyenler tarafından en azından o konuya vakıf olmakla vasıflandırılmalıdır. Bir çiftçinin bir topluma delil sunması ulemanın şart koyduğu yukarıdaki sınıra uymaz özellikle günümüz toplumunda dinin belli kişi ve kurumlardan (Ulema, imam, Prof. Doç) öğrenmeye alışmış halk içinde…… delil sunanın ilmi seviyesi ve vasıfları, konusunda, Şüphe oluşturması dinleyenlerin kafasında “acaba” doğrumu, ya yanlışsa!! bu nerden bilecek ki……” Şeklinde bulanıklıklar ve şüpheler oluşturulması hüccet ikame edilmesini engelleyecektir.
Bu sınırlara ve şartlara itibar edilmeden sözde hüccet ikame edilmesi geçersizdir ve doğru değildir..


Türk halkının da içinde bulunduğu nice asli Müslüman halka Şirk’in çağdaş çeşitleri konusunda hüccet ikame edilmemiştir. Dolayısıyla bu eksiklikten öncelikle hiçbir şeyden haberi olmayan halk değil, görevini hakkıyla yerine getirmeyen birde kolaylığa, koşarak tüm halkı tekfir edenler sorumludurlar!!!!

Yine Ulemanın ittifakı ile Beyan (açıklama) etmek’de Hüccet ikame etmek değildir yani “Ey insanlar ben size bildiriyorum. Beyan ediyorum’ki Demokrasi küfürdür Oy, veren kâfirdirdemek tek başına yeterli değildir. Hidayet ve istikamet Allah’tandır… Ona tevbe ederiz..

Tekrarlayacak olursak topluma hüccet ikame etmek için gerekli olan yeterli donanım ve vasıflara sahip olmayanlar kolaycılığa ve toptancılığa sarılarak tüm toplumu bir celsede tekfir etmekle kendilerini tekfirin koyu karanlığına mahkûm etmektedirler.
Allah (cc) bizi ve ümmeti bu fırkanın şerrinden ve fitnesinden ve onların akıbetinden korusun. Bu sapkın ve aşkın fırka hem kendilerini hemde ümmetin saf ve samimi evlatlarına “Tekfir” etmeyen kafir olur” diyerek baskı uygulamaya ve de şeytanlığa sarılabiliyorlar..

Ey Müslüman mucahid kardeşlerim!!!

Allah’a yemin ediyorum ki sizlerin gönül verdiği Mu'minler, Mucahidler ve nice Şehidler böyle değillerdi. Ahmed b. Hanbel’den ibni Teymiye ye ve hatta Şeyh Zerkavi’ye kadar bildiğiniz nice nice Hak yolcuları Müslüman Ümmeti tekfire kalkmadılar…

Denilmektedir ki: ”Türkiye’nin kendine has durumu vardır Cehalet Türkiye halkı için mazeret değildir Türk halkı asli kâfirdir. Şeyh Usame ve Şeyh Zevahiri Türkiye’nin şartlarını bilmez bilmedikleri için…. “Ey Müslüman Türk halkı demişlerdir…””

Yukarıdaki sözleri söyleyenler Allah’tan korksun.
Bir gerçeği nasıl çarpıttıklarının farkına varsınlar ve Allah’tan korksunlar… Şeyh Usame ve Şeyh Zevahirinin İslam dünyasını nasıl Profesyonel ve dakik bir şekilde tetkik ettiğini, Planlar ve Stratejiler çizdiğini görseler eminim ki yere bakacaklardır.
Böyleleri, Türkiye’yi Siyasi, Ekonomik ve Sosyal yönden kesinlikle Şeyh Usame ve Şeyh Zevahiri den daha iyi tanımamaktadırlar Dünyanın dört bir yanından yanlarına gelen her seviyeden ve her yaştan binlerce insan ve aralarında nice akıl ve fikir önderleri…. Şeyhlerin çevresinde danışman olarak sürelerce kalmaktadırlar. Bu itibarla bu bilinçsiz ve
Haddi aşan ifadelerin mahşerde karşılarına çıkmasını istemeyenler tevbe etmelidir ve cihada, mucahidlere ve onların kudretli komuta kademesine şüphe ve iftira atmaktan vaz geçmelidirler. Allah bizi günahlarımızdan ve günahlarımızın şerrinden korusun.(Amin)

Bizler El-Kaide olarak bey’at alırken ve görev verirken akide ve menhec yönünden bir kısım konularda ittifak ararız. Ancak ondan sonra bey’atları kabul ederiz. Tek taraflı olarak bey’at ettim demekle kimse El-Kaide Olamaz. Bu fıkhın en temel kaidesidir. Evlilikte bile vardır. Yani bir anlaşmanın akidleşmenin bey’atın olabilmesi için taraflardan birinin icabeti yani bey’at ettim demesi lazım yine diğer tarafta bey’atı kabul ettim, demesi lazımdır. Fıkıhta bu konu etraflıca anlatılır..

Bey’at iki Şarta bağlıdır:
1-) icabet 2-) Kabul
Bu itibarla diyoruz ki; Tek taraflı Bey’at ettik iddiasında bulunanlara Sizin bey’atınız batıldır, siz şuan itibarıyla El-Kaide mensubu değilsiniz…

Gündemimizle alakalı aşağıdaki maddelere dikkatinizi çekiyorum

Şu düşünce sahiplerine tekfirci gözüyle bakarız ve onlardan her ortamda berii olduğumuzu ilan ederiz…

1-) Türkiye halkının tamamına mürted veya asli kâfir diyen
2-) Küfür söz amel sarf eden insanlara küfürlerine engel bir hal (Cehalet, ikrar, tevil) varmı yokmu diye araştırmadan bu insanları tekfir eden.
3-) Cehalet, ikrah, Te’vil sebebiyle, küfür işleyeni tekfir etmeyeni de tekfir eden.
4-) Ulemanın icmasına rağmen tekfir bil-Lazım a sarılanlar yani Lazım ile tekfir edenler (Tekfir bil-Lazım açıklanmıştı)….



….. “Ben Muhammed oğlu Luai Sakka”… Şeyh Usame bin Ladin adına, Şeyh Eymen El-Zevahiri adına, Şeyh Ebu Musab Zerkavi adına ve gerçek El-Kaide mucahidleri adına bu kimselere diyorum ki… Sizler El-Kaide değilsiniz, bu fikir ve Akidenizle asla El-Kaide olamazsınız… Sizler tekfircisiniz bid’atçisiniz, Şeyh Zerkavi sizler gibi nicelerini bizzat benim yanımda kovmuştur…

Ey cehalet çöllerinde sahipsiz kalan İslam ümmetinin tekfircilik bataklığına düşmüş şaşkın evlatları!!! Ben cihadın en başından itibaren Şehid Zerkavi ile omuz omuza mucadele etmiş birisi olarak sizlere sesleniyorum. Şehid Zerkavi hiçbir zaman tekfircilik batağına düşmedi. Tüm sertliğine ve keskin prensiplerine rağmen ben Allah’ın huzurunda şahdim ki, Selefi Salihin menhecinden bir an ayrılmadı. O ümmetin muteber imamlarının yolunu kendisine yol bildi Onun sözlerinin bir kısmını alıp çarpıtanlar ise bu vebal ile mahşerde baş başa kalacaklardır. Şaşırmalarının ve şaşırttıkları insanların vebali ne ağırdır. Onların çarpıtmalarından şüphesizki “şehidlerin emiri” Zerkavi ye bir vebal yoktur. Tüm günah, hakkı batıla karıştıranların, onlara ses çıkarmayarak ortak olanlarındır.

Bu büyük cürme cüret edenlere diyorum ki.. Allah tan korkun, bu girdiğiniz yol çıkmaz sokak, sonu ise cehennem. Oysa sizler samimi ve coşkulu insanlarsınız. Cehaleti ve taşkınlığı bırakın, Mucahid kardeşlerinizin yanında yerinizi alın, tekfirciliği bırakın. Ve şunu da bilin ki Allahu Teala sizleri bu hastalığınız nedeniyle kendi yolunda Cihaddan mahrum etmiştir. Buna karşılık derseniz ki; altında savaşacağımız bir sancak yoktur o yüzden Cihad etmiyoruz.
İşte Cihad meydanları açıktır, eğer sözünüzde samimi iseniz altında savaşacağınız sancağı siz kaldırın ve Cihad edin, bizde saflarımıza sizi de katalım.
Son Sözümüz. Elhamdulillahi Rabbil âlemin…


lou 3.jpg
257684-jpg.291
lou 1.jpg

Muhammed Oğlu Louai Sakka / Kandıra F Tipi Cezaevi

 

Ekli dosyalar

  • 257684.jpg
    257684.jpg
    25 KB · Görüntüleme: 2,105
KavlulFasl Çevrimdışı

KavlulFasl

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
(!) İlginç Tesbitler akxi...Hayret verici ama ...Doğru Bizim Malımızdır,buluyoruz alıyoruz,ancak Şahsın Bizim sorunlarımızı Bilmesi durumu itibarı ile Onu Kahraman İlan etmek sakıncalıdır...Loi Sakka yı Tam Manası ile kimse tanımoyor TC de tutulması 4 yıldır Gündeme sık sık Bişirilip İlginç yorumları ile getirilmeside İlginçtir...
 
ensarullah Çevrimdışı

ensarullah

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
ahi ilginç olabilecek tek yorumu ben olsaydım askeri bir bölgeye operasyon yapardım(11 eylül için) demesidir bu da normal karşılanmalıdır.ayrıca benim ahinin bir lafı çok hoşuma gitmişti(ajanslardan öğrendiğim kadarıyla) hakimin karşısında ayağa kalkmaması ve ben amerikalı öldürdüm sizin karşınızda ayağa kalkmam demesi :) Allah onu kurtarsın ve kollasın
 
ANTİ_BİDAT Çevrimdışı

ANTİ_BİDAT

Üyeliği İptal Edildi
Banned
tekfirde aşırı gitmek elbette iyi bir amel değildir.. ama bu hiç kimseyi tekfir etmeyeceksin anlamında hiç değildir.. dışardaki zat sakallı veya müslümana benzer alametler taşıyabilir.. ama söylemleri ve amelleri tevhidi çizgiye uymuyorsa ?? bunada müslüman denmez herhalde.. örnek olarak tasavvufcuları verebiliriz.. zahirine baktığınızda sakalıda var cübbeside üstelik 5 vakitde namaz kılıyor teheccüd'de dahil.. ama amelinde ŞİRK var.. şimdi buna müslüman hükmü verilirmi ??
 
!sLaM4eVeR Çevrimdışı

!sLaM4eVeR

لا اله الا الله
Admin
Anti bidat kardeş sana tek soru soracağım, senin dediğin sakallı zatlar yani açıkca yazım sufilerden bahsediyorsun. Bana söyler misin bu sufiler sadece bizim dönemdemi vardı. Bir bak bakım sufilere imam ibn teymiyye r.a ve imam abdulvahab nasıl yaklamış. Bir bak bakım onlarda senin gibi direk tekfir mi etmişler.

Yazılarınızı takip ettiğim kadarıyla çok keskin konuşuyorsunuz. Bir tabir vardır, vur dedik ama siz öldürdünüz. Yani sözlerinizin ucunun nereye dokunduğunu bilmeden yazıyorsunuz. Bir insanı yaptığı hatadan dolayı yerden yere vurmak başka , insanı direk kafir edip: malı canı karısı kızının helal olması çok başka.

Günümüz gençlerine göre müslüman deyince akla, şeksiz şüphesiz katıksız olarak sadece ve sadece HZ İbrahim a.s geliyor. Her türlü şirkden uzak, tağuta her türlü rest çeken bir tipleme arar olmussunuz. Ancak şu bir gerçek ki bırakın cahil ve dinden uzaklaştırılmış halkı acaba bizler tevhidi konularda ne kadar dik durabildik?
 
ANTİ_BİDAT Çevrimdışı

ANTİ_BİDAT

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Anti bidat kardeş sana tek soru soracağım, senin dediğin sakallı zatlar yani açıkca yazım sufilerden bahsediyorsun. Bana söyler misin bu sufiler sadece bizim dönemdemi vardı. Bir bak bakım sufilere imam ibn teymiyye r.a ve imam abdulvahab nasıl yaklamış. Bir bak bakım onlarda senin gibi direk tekfir mi etmişler.

Yazılarınızı takip ettiğim kadarıyla çok keskin konuşuyorsunuz. Bir tabir vardır, vur dedik ama siz öldürdünüz. Yani sözlerinizin ucunun nereye dokunduğunu bilmeden yazıyorsunuz. Bir insanı yaptığı hatadan dolayı yerden yere vurmak başka , insanı direk kafir edip: malı canı karısı kızının helal olması çok başka.

Günümüz gençlerine göre müslüman deyince akla, şeksiz şüphesiz katıksız olarak sadece ve sadece HZ İbrahim a.s geliyor. Her türlü şirkden uzak, tağuta her türlü rest çeken bir tipleme arar olmussunuz. Ancak şu bir gerçek ki bırakın cahil ve dinden uzaklaştırılmış halkı acaba bizler tevhidi konularda ne kadar dik durabildik?





ben kimsenin malını canını veya namusunu helal görenlerden değilim. sen beni aşırı uçta gidenlerle karıştırma. hz.ibrahim gibi iman edenlerden bu dünyada elbette var. öylelerinide elbette arıyorum. bunda bir sakıncamı var yoksa ?

bizler tevhidi konularda ne kadar dik durabiliyoruz demişsin. güzel bi soru. ben şahsen elimden geldiği kadar dik durmaya gayret ediyorum.



ben sufileri örnek verdim doğru.. ibn teymiyye ve şeyh abdulvehhab R.A dönemindede vardı bu tip kişiler oda doğru.. onlar direk tekfir etmediler buda doğru.. fakat TEKFİR ETTİLER neye göre peki ? kur'an ve sünnete ters hareket ettiklerinden veya açık açık ŞİRK koştuklarından.. işte benim tekfir ettiklerimde bu tip kişilerdir.. sen diğer yazılarımdanda bunu anlamışsındır veya hiç anlayamadın.. belkide beni zevk için tekfir eden tiplerle karıştırmış olabilirsin. ama ben bunlardan uzağım.. şirk ve bid'at konusunda kur'an ve sünnette olmayan şeyleri islamdan gibi göstermeye çalışan tiplerle benim mücadelem. özellikle açık deliller olmasına rağmen hala bu konuda ısrarla inat edenleredir..


şimdi bana şöyle diyebilirsin.. tebliğ böylemi olur ? ben zaten bu sitede kimseye tebliğ yapmıyorum.. çünkü sitede bu konuda bir sürü DELİL VAR.. isteyen herkes açar okur..
 
!sLaM4eVeR Çevrimdışı

!sLaM4eVeR

لا اله الا الله
Admin
Öncelikle şuna yanıt vereyim özel zevkine tekfir etseydiniz bu sitede 3. kez mesaj yazmadan size müdahale ederdik.

Ayrıca soruma tam yanıt vermediniz yada bilmiyorsunuz. Ne Muhammed bin abdulvehab ne de imam ibn teymiyye sufileri olduğu gibi toptan tekfir etmemişlerdir. İmam ibn teymiyye şahıs tekfirinde kendisinin alimler arasında en şedid olduğunu söyleyip kendisi bile tekfir ederken kılı kırk yaran bir isimdir. imam abdulvahab ise sufileri olduğu gibi tekfir etmemiştir.

Sorun kendinizin yada kendiniz dışındaki bir kaç kişinin tevhidi konularda dik durması değil. Sorun herkesi hz ibrahim gibi görmektir. Bırakın herkesi hz ibrahim gibi görmek şu dünyada 10 bin düzgün hz ibrahim ahlakından , sünnetinden müslüman olsa dünyada yer yerinden oynardı. 2*2 'nin 4 etmesi gibi müslümanım diyen birini hz.ibrahim profilinde görmek çoğu zaman mümkün değildir.

Kuran ve sünneti görüp hala inkar yada ters hareket edenlerle mücadelenizin olduğunu demissiniz, ancak burada bir eksiklik var herkes sizin anlatmanızla kuran sünneti görecek diye birşey yok. Öncelikle sizin tam olarak kuran sünnete hakim olup, karşıdaki kişiye tam olarak yanıt vermeniz lazım. Bu iş asla karşıdaki kişiyi mat etmekle, yada onu ulu orta bozmakla olmaz.

imam teymiyye ve imam abdulvahabin aktardığım düşüncelerinde benim yanlış olduğumu düşünüyorsanız bana onların kitaplarından sufilerden şahıs olarak kaç kişiyi tekfir ettiğini yazabilirsiniz. Tek tek isim isim ve delillerle.
 
ABDULHAK Çevrimdışı

ABDULHAK

الإذلال هو بعيد عنا
Admin
Louai Sakka hakkında bilgisi olmayanlar, güvensizlik içeren ifadeler kullanmasın .

Biraz ciddi araştırma yaparlarsa (musluman, mucahidlerden) kim olduğunu öğrenilecektir.

Louai Sakkanın akidesini eleştirenlerin , tekfir edenlerin!, kendilerinin akidelerini ve Mahkemeye düştüklerindeki tavırlarını mukayese etmek için fırsat :


Louai Sakka'nın İzzetli Tavrı

Louai Sakka'nın Izzetli Tavrı
 
ABDULHAK Çevrimdışı

ABDULHAK

الإذلال هو بعيد عنا
Admin
Öncelikle şuna yanıt vereyim özel zevkine tekfir etseydiniz bu sitede 3. kez mesaj yazmadan size müdahale ederdik.

Ayrıca soruma tam yanıt vermediniz yada bilmiyorsunuz. Ne Muhammed bin abdulvehab ne de imam ibn teymiyye sufileri olduğu gibi toptan tekfir etmemişlerdir. İmam ibn teymiyye şahıs tekfirinde kendisinin alimler arasında en şedid olduğunu söyleyip kendisi bile tekfir ederken kılı kırk yaran bir isimdir. imam abdulvahab ise sufileri olduğu gibi tekfir etmemiştir.

Sorun kendinizin yada kendiniz dışındaki bir kaç kişinin tevhidi konularda dik durması değil. Sorun herkesi hz ibrahim gibi görmektir. Bırakın herkesi hz ibrahim gibi görmek şu dünyada 10 bin düzgün hz ibrahim ahlakından , sünnetinden müslüman olsa dünyada yer yerinden oynardı. 2*2 'nin 4 etmesi gibi müslümanım diyen birini hz.ibrahim profilinde görmek çoğu zaman mümkün değildir.

Kuran ve sünneti görüp hala inkar yada ters hareket edenlerle mücadelenizin olduğunu demissiniz, ancak burada bir eksiklik var herkes sizin anlatmanızla kuran sünneti görecek diye birşey yok. Öncelikle sizin tam olarak kuran sünnete hakim olup, karşıdaki kişiye tam olarak yanıt vermeniz lazım. Bu iş asla karşıdaki kişiyi mat etmekle, yada onu ulu orta bozmakla olmaz.

imam teymiyye ve imam abdulvahabin aktardığım düşüncelerinde benim yanlış olduğumu düşünüyorsanız bana onların kitaplarından sufilerden şahıs olarak kaç kişiyi tekfir ettiğini yazabilirsiniz. Tek tek isim isim ve delillerle.

Evet burası ilmi munazara bölümü.

İlmi bir konudan konuşacaksak gerçekten kendi yorumlarımız , düşüncelerimiz yerine bunları destekleyen alimlerin açıklamalarını aktarmamız itibar edilecektir.
Tekfir etmek isteyenlerin delillerini sunmaları gerekmektedir
 
!sLaM4eVeR Çevrimdışı

!sLaM4eVeR

لا اله الا الله
Admin
Kaçamak yanıtlar. bilhassa ilmi münazaralar bölümünü delil üzere konuşmak için açtık.

Ben sizden imam teymiyye ve imam abdulvahab'ın kaç tane sofiyi ismen tekfir ettiğini yazın dedim. Siz geçmiş ben sizi tanıyorum kelime oyunlarını biliyorsun diyorsun. Burada kelime oyunu oynamıyoruz. Burada saklambaç oyunuda oynamıyoruz. Beni tanıyıp tanımaman, yada benim senin gelip buraya başka bir nickle gelip yazman benim umrumda değil.

Konuyu saptırmadan sizden hala delil bekliyorum...

İmam teymiyye ve imam abdulvahap ismen kaç tane sufiyi tekfir etti. Tek tek isimlerini buraya yaz.
 
R Çevrimdışı

rambo

Üyeliği İptal Edildi
Banned
ALLAH U EKBER !!!!
Rabbim bu satırları buraya kadar getirip yazan vede aracı olanlardan razı olsun .Tekfir de kızdıgımız ne var ise açıklanmış bu sözlerin üzerine hala cahil aklıyla tekfire kalkan olursa aklından şaşarım .Malın sahibi varken mal sahibi adına ahkam kesen olursa zaten yazacagını yazmış inş bu seviyeden sonra bu sitede ferdi başına ona şuna buna kafir diyen çıkmaz konular adam gibi tartışılır umuduyla .Allah razı olsun yazıyı yazandan getirenden selam ve dua ile
 
İ Çevrimdışı

İlim Uğruna

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Selamun Aleykum

Yazıyı okudum ve dikatimi çeken bazı şeylere değinmek istiyorum.

Bunlardan (yani cehalet, ikrah, te’vil) biri dahi O kişide varsa biz bunlara kafir demeyiz Ulema böylelerini bid’at ve Hurafe ehli diye isimlendirmiştir çünkü bu kişiler küfür olan söz ve ameli Cehalet, ikrah ve te’vil ile yapmış olabiliyorlar..

İslam alimleri ikrah (zorlama) ile kufur sozu soyleyenleri bid'atci veya hurafe diye mi isimlendirmişlerdir. İkrah ile kufur sözünü soyleyen Ammar bin yasir (ra) a bid'atci veya hurafe mi denildi?

İslam alimleri gecerli bir tevil ile kufre duşen bir muslumanı bidatci diye mi isimlendirmişlerdir. Bu durumda Maide suresindeki ayeti hatalı te'vil ederek İckiyi kendilerine helal kılan Kudame İbni Ma'zun (ra) ve arkadaşları bid'atci veya hurafe mi olmuşlardı.

Yine alimler kapalı meselelerde veya sıfatlar konusunda cehaleten kufre duşen kimseleri de bid'atci ve hurafe diye isimlendirmediler.

Hem nasıl olurda bunlar tekfirin engelleri sayılırken, engele takılan musluman bidatci veya hurafe olmaktadır. Engel ne demektir?
 
ABDULHAK Çevrimdışı

ABDULHAK

الإذلال هو بعيد عنا
Admin
Selamun Aleykum

Yazıyı okudum ve dikatimi çeken bazı şeylere değinmek istiyorum.



İslam alimleri ikrah (zorlama) ile kufur sozu soyleyenleri bid'atci veya hurafe diye mi isimlendirmişlerdir. İkrah ile kufur sözünü soyleyen Ammar bin yasir (ra) a bid'atci veya hurafe mi denildi?

İslam alimleri gecerli bir tevil ile kufre duşen bir muslumanı bidatci diye mi isimlendirmişlerdir. Bu durumda Maide suresindeki ayeti hatalı te'vil ederek İckiyi kendilerine helal kılan Kudame İbni Ma'zun (ra) ve arkadaşları bid'atci veya hurafe mi olmuşlardı.

Yine alimler kapalı meselelerde veya sıfatlar konusunda cehaleten kufre duşen kimseleri de bid'atci ve hurafe diye isimlendirmediler.

Hem nasıl olurda bunlar tekfirin engelleri sayılırken, engele takılan musluman bidatci veya hurafe olmaktadır. Engel ne demektir?

İkrah konusunda olmasa da cehalet veya tevil konusunda Mesela Kudame b. maz'un r.a. hataları yüzünden (tevil) içki konusunda helal görerek bid'at çıkarmıştı . Tabi Ömer (r.anh) O'nun tevilindeki hatayı düzeltmiş ve hatalı teville helal sanma bid'atini ortadan kaldırmıştır.
Bu cürümlerin adlarına bid'at , hurafe vs denilip denmemesi demogojiden başka bir şey değildir. Mucahidin demek istediği ve konumuz gayet açıktır, o da tekfir edilmesinden önce tekfiri engelleyecek mazeretlerin araştırılılmasdır.
 
İ Çevrimdışı

İlim Uğruna

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Bu cürümlerin adlarına bid'at , hurafe vs denilip denmemesi demogojiden başka bir şey değildir.

Mubarek cumlelerdeki fıkıhsızlık ortada iken neden demagoji yapayım. Başka işim mi kalmadı ki.

Mucahidin demek istediği ve konumuz gayet açıktır, o da tekfir edilmesinden önce tekfiri engelleyecek mazeretlerin araştırılmasıdır.

Anlıyorum
 
R Çevrimdışı

rizademir

Üyeliği İptal Edildi
Banned
esselamun aleykum

sakka bu davaya en samimi şekilde gönül vermiş mücahid kardeşlerşmizden birtanesidir. ama sakka benim kanatimce ir yerde hata etmiştir türkiyede içinde bulnduğu vakıa yı bilmeden halis hocaya ağır ithamlarda bulunarak bir risale yazmıştır bu r,salelerin tamamını okumanızı kullanılan uslubu ve hemen ardındanda halis hocanın bu risalelere karşı yazmış olduğu cevap niteliğinde risaleyi okumanızı tafsiye edrim. o risaleye cvp yazıldığında halis hoca ile birlikte kandıra 2 nolu f tipinde beraber yatmaktaydık şunuda söyleyim o risaleyi hoca nefsinden yazmadı risaleyi okuduktan sonra yırtıp attı nefsine uyup cevap yazmaktan bu risaleyi (reddiyeyi)yazmasının tek sebei kendisine günde yaklaşık 15-20 mektup geliyordu sakka ve ubeydullahın yazdıkları risalelere istinaden. hepsine cveap yazmayı ytiştiremediği için onlara reddiye babında bir risale yazmıştır.
 
!sLaM4eVeR Çevrimdışı

!sLaM4eVeR

لا اله الا الله
Admin
Aleykum selam tek kelime diyorum sizin de dediğiniz gibi ,bu sizin kişisel fikriniz. Kafanızda kurguladığınız gibi anlamak ve insanları oynatmak istiyorsunuz.
 
hebbit kerrih Çevrimdışı

hebbit kerrih

İslam-tr Mudâvimi
Site Emektarı
fehmeddin hocanın ihlas derslerinde bu kardeşten bahsediyor bu kardeşle beraber cezaevinde kalan bir abi louai sakka'nın ayakkabıyla yattıgını goruyormuş bir gün dayanamamış sormuş "üstad neden ayakkabıyla yatıyorsun?" cevaben "yakında çıkacağım çıkarken vakit kaybetmemek için rabbim isterse beni burdan çıkarır." demiş daha da bir sürü yatacak zamanı varken.
 

Benzer konular

Üst Ana Sayfa Alt