Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Lübnanlı Şeyh Ahmed El Esir’den Yeni Ses Kaydı

Ş Çevrimdışı

Şuayb bin Salih

Üye
İslam-TR Üyesi
1045005_330783497053159_1137803886_n.jpg
Elhamdulillah, İnşaAllah Şeyh Ahmet El Esir'den Yeni Ses Kaydı Var....


Şeyh El Esir bu konuşmasında kendilerine karşı düzenlenen komplonun hakikatini anlattı. Sünni halkı ise Allah’tan başka kimseden korkmamaya çağırdı.


Incanews / Haber Merkezi

Lübnan’da imamlık yaptığı Bilal bin Rabah Camii’ne kısa bir süre önce Hizbullah’ın desteğiyle Lübnan Ordusu tarafından düzenlenen saldırıda yanında destekçilerinden bir grupla kaçmayı başaran Şeyh Ahmed El Esir’e ait 27 dakika 9 saniyelik yeni bir ses kaydı yayınlandı. El Esir konuşmasının başında kendisi ve şehit aileleri için taziye, yaralılar için şifa, tutuklananlar için acılarının hafiflemesi, Allahu Teala’nın tüm suçlulardan en kısa zamanda intikam alması dileklerinde bulundu.

El Esir sözlerini şöyle sürdürdü: ‘Onlar kimlere saldırdıklarını, kimleri öldürdüklerini bilmiyorlar. Lübnan’ın en hayırlı evlatlarını öldürdüler. Sayda’nın en hayırlı evlatlarını öldürdüler. Onlar, her türlü insani ve başka yardımlar için insanların kendilerine yöneldiği kimselerdi. Örneğin kan bağışına ihtiyacı olan herkes Bilal Camii’ne geliyordu. Allah o öldürülen iyi kalpli gençlerin intikamını, öldürenlerden ve suça ortak olanlardan en kısa zamanda inşallah alacaktır.’
El Esir daha sonra Abra’da işlenen katliamın tarihinden ve yaşanan olayların seyrinden bağımsız bir hadise olmadığına işaret ederek defalarca Hizbullah, Emel Hareketi ve Lübnan Ordusu tarafından İran’a ve Suriye’deki suçlu rejime hizmet adına saldırılara maruz kaldıkları yönünde seslerini yükselttiklerini vurguladı. Saldırıların tüm Sünni halkı kapsadığını, tehdit edildiklerini, gençlerin hapse atılarak işkencelere maruz kaldığını, sorgulamalarının mezhebi esasa dayalı olarak, kışkırtıcı bir şekilde yapıldığını belirtti.
Lübnanlı Sünni Şeyh El Esir, son olaylardan önce ordu tarafından kışkırtıldıklarını, buna karşın orduyla karşı karşıya gelmek istemediklerini açıkladıklarını ancak yine de orduyla karşı karşıya gelme senaryosunun kendileri için hazırlandığını da gayet iyi bildiklerini ifade etti. Bu senaryonun hazırlanmasının gerekçesinin ise Hizbullah’ın kendileriyle karşı karşıya geldiği takdirde Suriye’nin El Kusayr kasabasında olduğu gibi kaybedeceğini iyi biliyor olması olduğunu söyledi. Ardından şöyle ekledi: El Kusayr’da, İslam dünyasında çok şeyi kaybetti. Gerçek yüzü ve projesi ortaya çıktı. Bize karşı Lübnan’da, Sayda’da, Bilal Camii’nde savaşmaya kalksa ne olurdu acaba??? İşte bu nedenle orduyla karşı karşıya gelmemiz senaryosu hazırlandı.’
7 aydır seslerini yükselttiklerini, barışçıl olduklarını ifade ettiklerini ancak sözlerinin kaile alınmadığını, aksine ordunun daireleri korumak, kendilerine, kadınlarına baskı için geldiğini dile getirdi. İnsanların binalardan kovulduğunu, yoğun şekilde kendilerine karşı silahlanıldığını, ilgili makamlara Şiilerin kendileriyle büyük bir savaşa girmeye hazırlandığını bildirdiklerini ancak kimsenin bir şey yapmadığını söyledi.

Ordunun sırf kendilerine baskı yapmak için gündüzleri; namaz vakitlerinde Bilal bin Rabah Camii önünde barikat kurduğunu, geceleri durum tehlikeli olduğu esnada ise gidip uyuduklarını vurguladı.
Şeyh El Esir, son olaylarda 28 saat boyunca aralıksız üzerlerine ateş edilip bombardımana tutulduklarını söyledikten sonra bu saldırının sadece bir kontrol noktasına düzenlenen saldırı ve bir subayla bir askerin öldürüldüğü yönündeki sahte gerekçeyle düzenlenmediğini, aksine bunun daha önceden alınmış planlı bir karar olduğunu belirtti. Ardından şöyle dedi: ‘Eğer biz gerçekten orduyla karşı karşıya gelmek isteseydik neden Şeyh Ahmed çıkıp kendileriyle karşı karşıya savaşmadı? Neden gençlerimiz çıkıp kendileriyle yüz yüze savaşmadı?’Şeyh Ahmed El Esir, kendisinin öldürülmek istendiğini, bunun için planlar yapıldığını, içişleri bakanından dolaylı şekilde ‘Ahmed El Esir’in kellesi isteniyor. Ahmed El Esir’in ölmesi lazım’ mesajı aldıklarını açıkladı. Kendisinin öldürülmesi yönünde kesin bir kararın olduğunu, ellerinde hazır ‘orduya saldırma’ gibi yalan bir bahane de varken bu fırsatı kaçırmak istemediklerini, bunun delilinin de bombardıman sırasında aracı olan kesimlerin ateşkes yapılıp kendisiyle görüşme talebinin reddedilmesi olduğunu söyledi. Ordunun, bombardıman ve katliam sırasında kendilerine ne istedikleri, şartlarının ne olduğu sorulduğunda da hiçbir cevap vermediğine dikkat çekti.

Şeyh El Esir, olay yerinde fotoğraf çekilmesinin ve caminin etrafında yaşayan komşularla görüşmenin yasaklanmasının da sözlerine ayrı bir delil teşkil ettiğini ifade etti.
Hizbullah’ın Lübnan Ordusu’nun kendilerine karşı düzenlediği saldırıya katılmasına ilişkin olarak ise şöyle konuştu: ‘Ortada görgü tanıkları var. Lübnan Ordusu’ndan bazı Sünni askerler, gençlerimize ve camiye ateş etmeyi reddedince Esed’in şebbihalarının yaptığı gibi safa dizilip öldürüldü.’Ardından şöyle ekledi: ‘Muhakeme edilmeleri hususuna gelince; bu ülkede adalet varsa, bazı yetkililerin onuru, şerefi varsa şu an Lübnan Ordusu’nun Hizbullah yönetiminde böyle bir çatışmaya girmesine karar veren herkesin yargılanması gerekir. Çünkü Hizbullah destek ve katılım tarzından bu savaşa ortak olmamıştır. Zira ordunun desteğe de kimsenin katılımına da ihtiyacı yoktur. Hizbullah’ın katılımı liderlik, idare ve denetim doğasına sahiptir. Öyle ki ordu, emirleri istedikleri gibi uygulamış mı emin olsunlar.’
Lübnan Ordusu’nun İran ve Hizbullah tarafından yönetildiğini vurgulayan El Esir: ‘Ordu komutanı, bu ordu, çatışmayı Hizbullah’ın yönettiğini ve direk katıldığını bilen tüm yetkililer için bu bir utanç kaynağıdır’ dedi.
Şeyh El Esir, amacın 2 buçuk senedir yükselen seslerinin kesilmesi olduğuna işaret ettikten sonra Sünni gençlerin öldürülmesi, hapse atılıp işkence görmeleri suçlarına karışanlara şöyle seslendi: ‘Allah’ın cezasından kurtulabileceğinizi mi sanıyorsunuz? Rabbimiz intikam sahibidir. O hesabı çabuk görendir. Kanlarımızın laneti, kadınlarımızın ahları, çocuklarımızın ağlayışları sizi izleyecek. Hepinizi her yerde takip edecek. Kıyamete kadar yataklarınızda, uçaklarda ve çocuklarınızın arasında sizi izleyecek ve Allahu Teala sizden intikam alacak. Zulmedenler Allah’ın izniyle hangi dönüş yerine döneceklerini yakında bilecekler.’Şeyh Ahmed El Esir taraftarlarına ve genel olarak Sünnilere ise şöyle hitap etti: ‘Kardeşlerime, destekçilerime ve genel olarak Sünni mezhebi evlatlarına gelince diyorum ki: ‘Bir şeyden hoşlanmadığınız halde o sizin iyiliğinize olabilir. Abra hadisesi ibret olmalı, üzüntüyü ortadan, Nasrallat ve projesi üzerinden örtüyü kaldırmalıdır. Sadece bu da değil. Çatışmanın doğasını tamamen anlamalıyız. Onlar Sünnilerin varlık göstermesini istemiyor. Bu ülkede Sünnilerin gerçek ortak olmasını istemiyorlar.’
Bunun birçok delili olduğunu ifade eden Şeyh El Esir şöyle devam etti: ‘Bu kadar yeter, bu kadar korku yeter. Korkuyu kırmalı ve Allah’tan başkasından korkmamalıyız. Ve ancak günahlarımızdan korkmalıyız. Dürüst insanların etrafında toplanmalıyız. Yoksa bu taifeyi şahsi, ailevi ve özel menfaatleri için tarla gibi kullanma gayesiyle tüccarlığını yapanların etrafında değil! Onlar kitaba ve sünnete bağlılıktan her gün uzaklaşıyor ve beraat ediyor. Dünyada hayatımız kısa. Aslolan kafirler nefret etse de İslam üzere yaşamak ve İslam üzere ölmektir. Allah'ın nurunu ağızlarıyla söndürmek istiyorlar. Ama kâfirler istemese de Allah nurunu mutlaka tamamlayacaktır. Hepimiz öleceğiz. Ancak onlarla aramızdaki fark; onlar ulusçuluk, barış ve ortak yaşam iddialarında bulunuyorlar. Yalancılar! İftiracılar! Yalan üzerine yaşıyor, yalan üzerine ölüyor ve yalancılar olarak diriltiliyorlar. Bizler ise Allah’ın lütfuyla dürüstlük üzerine yaşıyor, dürüstlük üzere ölüyor ve Allah’ın izniyle sadıklarla beraber diriltiliyoruz.’
Şeyh Ahmed El Esir son olarak ülkedeki Sünnileri bugün Cuma namazından sonra güvenilir şeyhlerle koordineli olarak suçluların yargılanması talebiyle sembolik, barışçıl eylem düzenlemeye çağırdı. Cuma’nın adının ise ‘Onurumuzun hafife alındığı yeter’ konmasını istedi. Ülkenin dört bir yanında kendilerini destekleyen tüm Müslümanlara teşekkürlerini sundu.




1045005_330783497053159_1137803886_n.jpg
 
farkındayız Çevrimdışı

farkındayız

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
كلمة صوتية للشيخ أحمد الأسير بعد طول انتظار 15 - 1 - 2014


في رسالة صوتية الشيخ الأسير: هناك حرب كونية تُشن على أهل السنة في كل مكان
وكالة الأنباء الإسلامية – حق
وجَّه القيادي السني الشيخ أحمد الأسير رسالة للعالم الإسلامي قال فيها ان أهل السنة يتعضون لحرب كونية في العراق ولبنان وسوريا وبورما والأحواز واليمن وفلسطين وغيرها.
وقال الأسير في كلمة صوتية: “في خضم الأحوال التي نعيشها اليوم, أذكِّركم أن الله هو المتصرف بأحوالنا, لذلك عندما تسوء أحوالنا علينا أن نتوجه لكتاب ربنا الذي جعله هدى للناس, وعلينا التمسك بالكتاب والسنة. مطلب رباني”. وأضاف: “الواقع يدعونا للتمسك بهما”, متسائلًا: “ألا نرى الحرب الكونية التي تشن على أهل السنة تحت عناوين عديدة؟ وكلما بهت عنوان اخترعوا آخر أمثال: الحرب على الإرهاب, الأصولية, التطرف, التكفيريين”.

وشدد الأسير قائلًا: “لا أنفي وجود أخطاء”، متسائلًا: “ما حجم هذه الأخطاء أمام حجم الظلم الواقع علينا سواء في فلسطين قديمًا وحديثًا وفي أفغانستان وبورما والصومال وسوريا وكشمير ولبنان؟ هذا الظلم على أيدي الصهاينة ومن معهم كالإدارة الأمريكية وبعض الغربيين وروسيا، وكذلك على أيدي المشروع الإيراني الصفوي الجديد في إيران وفي الأحواز وفي العراق وفي سوريا ولبنان واليمن”. وأوضح: “مئات الآلاف من الضحايا من شبابنا ونسائنا يقتلون بأبشع الطرق”، منددًا بدور الإعلام في تبريره الحرب على السنة قائلًا: “الحرب الإعلامية تصور التدين بالتطرف وخاصة عندما يشنها التيارات الليبرالية والعلمانية”.
الرسالة كاملة:

anlayanlar özet aktarırsa sevinirim

 
Üst Ana Sayfa Alt