Magrib'teki el-Kaide Hamas'a Yüklendi
İslami Batı'daki el-Kaide Grubu'nun, Refah'ta Hamas tarafından gerçekleştirilen İbni Teymiyye Mescidi Katliamı hakkında yaptığı açıklamayı türkçe olarak sizlere sunuyoruz.
Rahman ve Rahim Olan Allah'ın Adıyla
İslami Batı'daki el-Kaide Grubu
Filistin'deki Refah Cürümü Hususunda Rapor
Allah'a hamd olsun, O ki Kitabında der ki: "Rabbim Allah'tır" diyen kimseyi öldürüyor musunuz?!"
Salat ve selam ardından peygamber gönderilmemiş olan Peygamber'e, ailesine, ashabına ve O'nun takipçilerine olsun.
Yahudilerin kendilerinden daha çok çekindikleri, dindar, dürüst mücahid kardeşlerimiz Şeyh Ebu'n-Nur el-Makdisi ve arkadaşlarına Refah'ta yapılan katliamı öğrendiğimizde, Mücahid kardeşler ve bacılar olarak oldukça şaşırdık. Şaşkınlığımız, katliamın rezaletini öğrendiğimizde ikiye katlandı.
Onlar başlarında Hakkı konuşan, şanlı ve davetçi bir şeyhin takipçisiydi ve Allah'ın mescidlerinin en büyüklerinden biri olan ve yıllarca Allah'ın adının anıldığı İbni Teymiyye Camii'nin içindeydiler. Günlerden Cuma idi, Müslüman bayramıydı ve her Müslümanın kalbinde kutsal sayılan bir gündü.
Dahası, musibetin daha da artmasına neden olan şey, katillerin melun Yahudiler olmadığıydı. Bilakis onlar Yahudiler gibi bunu adım adım yaptılar. Onlar uzun süredir desteklediğimiz Hamas hareketiydi. Ve biz Allah için onlara yardım etmiştik. Uzun zamanlar boyunca, birçok mevzuda yanlışları olduğunu düşünmemize rağmen onlarla savaşmaktan kendimizi alıkoyduk.
Hamas yapacağını yaptı ve yapmaması gerekenleri de yaptı. Müslüman kanı akıttılar. Mücahidleri öldürdüler. Allah'ın mescidini yakıp yıktılar. Şerre kapı araladılar. İyileşmesi çok zor olan derin bir yara açtılar. Bunların hepsini, İslamla ilgili tek bir harf bilen insanları dahi hayrete düşürecek sahte ve geçerli olmayan mazeretler öne sürerek yaptıklarını doğrulamaya çalıştılar. Bu bahaneler ve haklı çıkma girişimleri, Fetih hareketinin başta Dahlan ve Ebu Mazen olmak üzere seküler liderlerinin kokuşmuş mazeretlerini akla getirdi.
Aslında biz diyoruz ki: bu durum hakikatte köklerinde sarih bir akidevi sapması olan ve pek çok musibete ve sıkıntılara neden olan Müslüman Kardeşler hareketinin acı bir mahsülü değil midir? Ve bu musibetlerin en önde gelenleri bu hareketin Afganistan, Irak, Somali vb. ülkelerdeki kanatlarının işgal birlikleriyle yan yana hareket etmesidir... ve bu liste uzar gider.
Uzun zaman önce yaşanan Cezayir deneyimi bu musibetin en iyi tanığıdır. Bazılarının tahmin ettiği gibi!...Onlar sadece demokrası dinini seçmek istemediler. Onlar aynı zamanda kendi partilerine karşı başka Müslüman bir partinin seçimlerde muzaffer olması durumunda seçim sonuçlarını kabul etmeyecek kadar demokrasiyi reddeden mürted ve sekülaristlerin yanında durmayı da umut ediyorlardı. Birçok Müslüman Cezayirli onların bu projesini kabul etmişti bile... Bu hasetten ve haddini aşmaktan başka bir şey değildi. Tarih, 1991'de, seçimler sonrasında, İslami Selamet Cephesinin kazanması akabinde Cezayir ordusunun gerçekleştirdiği ihtilal sonrası "Cezayirli Müslüman Kardeşlerin" lideri Mahfuz Nehnah'ın utanç verici duruşunu kaydetmiştir.
O zaman bu adam takipçileriyle beraber mücrim generalleri desteklemiş ve İslami Cephe'nin liderleri arasında yer alan talihsiz kardeşlerimizin hapishanelere atılmasını desteklemiştir.
Önderlerin kemikleri vahşi işkencelerle kırılmıştır. Kanları Şehidler Meydanında oluk oluk akarken, o Güvenlik ve İstihbarat merkezlerinde durmuş ve ünlü sözlerinden birini, İslami Cepheyi, "kırılmış bir şişe" olarak tanımlarken sarf etmiştir.
Bugün ve yani 19 yıldır, Cezayir Hamas'ı, Müslüman ümmetini arkadan zehirli hançerle bıçaklayan ve Allah'ın hükümleri dışında kanunlarla yönetilen ve İslamın ve Müslümanların nefesini kesen Yahudiler ve Hıristiyanlarla müttefik olan mürted ülkeleri alttan altta destekleyen bir hareket olarak anılmaktadır.
Refah'taki mevcut katliam, bu acı mahsulün devamı ve İslami prensiplerin yozlaşmasının kaçınılmaz bir sonucudur.
Eğer yozlaşan bu prensipler ıslah edilmez ise, sapıklık zincirinin bir sonu olmayacaktır ve sözde İslamcı olan Seküler el-Fetih ve Hamas'ın arasındaki farkı ayırt etmek zorlaşacaktır.
Eğer bugüne kadar, Ceyşu'l-İslam'dan (İslam Ordusu) -Allah'ın selamı onların üzerine olsun- kardeşlerimize karşı işlenen suçlara sessiz kaldıysak, bu Hamas'taki bazı adamların yollarını düzelteceği ve silahlarını Yahudilere çevireceği, Selefi kardeşlerimizi kuşatacaklarına Yahudileri kuşatacaklarına olan inancımızdandı.
Bu büyük katliam ve rezil cürüm, hayalimizin alamayacağı kadar sınırları aşmış ve bizi derinden etkilemiştir. Bundan sonra bu duruma sessiz kalamayız ve Allah'tan yardım dileyerek diyoruz ki:
* Ümmete, "Beyaz Mescid"in şehitleri, faziletli Şeyh Ebu'n-Nur el-Makdisi ve lider Suriyeli Ebu Abdullah ve Cündü'l Ensarullah'tan mücahid kardeşler için taziyelerimizi sunuyoruz. Allah onları Firdevs cennetine kabul etsin. Vallahi, İslam ümmeti, domuzlar ve maymunların kardeşlerini titreten kılıçların sahibi olan Müslüman aslanlarını kaybetmiştir. Allah'tan geldik, Allah'a döneceğiz. Allah'tan kaybımız için sabır diliyor ve bize daha hayırlısını nasip etmesini niyaz ediyoruz.
* Hamas tarafından din kardeşlerimize karşı işlenen bu rezil cürmü kınıyor ve Hamas'tan bu olayın faillerini, yaraların onarılması adına dürüst bir adım olarak Şeriat Mahkemesine, mahkemeye getirmeye davet ediyoruz.
* Hamas'ın açık yalanlarını ve yanlış propagandalarını ve Hamas'ın liderlerinin utanmadan işlediği suçu örtmek için yaptığı umutsuz girişimlerini ve gülünç haksız iftiralarını kınıyoruz.
Bunların arasında :
Şehid Şeyh Ebu'n-Nur ve kardeşini, Filistin halkını kafirlikle suçladıkları iftirasını atmaları ve el-Fetih'le bağlantıları olduğunu ima etmeleri ve saldırıları başlatanın asıl onlar olduğunu belirtmeleri gibi ikiyüzlülüğe, aldatmaya ve yalancılığa teşebbüs etmeleri gibi... Hamas'ın liderlerine yalan söylemenin Allah tarafından nehyedildiğini ve İman edenlerin yalan söylemediğini hatırlatırız. Islami bir topluluğun liderlerinin utanmadan yalana teşebbüs etmeleri ne ayıptır.
* Hamas'ın şehid kardeşlerin 'menhec'i hususundaki 'darmadağın mantalite' tanımını merak ediyoruz. Biz bu tanımlarını 'darmadağın bir akide' olarak kabul ediyoruz ki bu da İslamcı olduğunu iddia eden bir grubun yozlaştığının açık bir göstergesidir.
* Hamas konusunda Allah'tan korkuyoruz ve onlara eğer bu suçları işleyerek, Yahudileri ve Hıristiyanları memnun etmek, Arap ve Batılı tağutların güvenini kazanmak peşindelerse, artık onlar da el-Kaide Mücahidleri için işbirlikçi sayılacaktır ve bu durum hiç şüphe yok ki onlar için kötü sonuçlara neden olacaktır diyoruz.
Çünkü Allah diyor ki:
"Dinlerine uymadıkça yahudiler de hıristiyanlar da asla senden razı olmayacaklardır." ve "Kim bir mümini kasten öldürürse onun cezası, içinde ebedî kalmak üzere gireceği cehennemdir. Allah ona gazab etmiş, onu lânetlemiş ve onun için büyük bir azap hazırlamıştır."
"İşte böyle. Her kim, kendisine verilen eziyetin dengi ile karşılık verir de, bundan sonra kendisine yine bir tecavüz ve zulüm vaki olursa, emin olmalıdır ki, Allah ona mutlaka yardım edecektir. Hakikaten Allah çok bağışlayıcı ve mağfiret edicidir."
* Orada zulüm gören kardeşlerimize sadakatimizi ve desteğimizi sunuyoruz. Allah'u Teala'nın da, tevhidi destekledikleri ve peygamberler silsilesinin hükümleri ve Allah'ın sözünü yüceltmek için döktükleri temiz kanlarını mübarek kılmasını umut etmemiz içinde bulundukları vaziyet için tek avuntumuz ve verebileceğimiz müjdemizdir. Yahudilere karşı yapılan bu cihadda hazırlıklı olmaya devam etmeye ve sabit kalmaya, bu vaziyetin üstesinden gelmek için nasıl mücadele edeceğimiz hususunda cihad liderlerine ve sadık şeyhlere ve İslam alimlerine ittiba etmeye davet ediyoruz.
Allah'tan İbn Teymiye mescidi şehidlerinin şehadetini kabul etmesini ve onları Firdevs cennetlerine mukim kılmasını niyaz ediyoruz.
Ey Allah'ım! Onların kanlarını, Nebi Aleyhisselam'ın Gece Yolculuğu yaptığı beldenin sakinleri için nur ve Kudüs'teki Tevhid Ağacı'nda bir tohum kıl.
Ey Allah'ım! Hamas içindeki muhlis kardeşlerimizin kalplerini bizim kardeşlerimizinki ile bir kıl. Ey Allah'ım! Hamas içindeki muhlis kardeşlerimizin kalplerini bizim kardeşlerimizinki ile bir kıl. Ey Allah'ım! Oklarını birbirlerinin göğüslerine değil, düşmanlarının göğüslerine yönelt!
Medya Komitesi
İslami Batı'daki El Kaide
Cuma, 30 Şaban (21.08.2009)
Kaynak: (el-Fecr Medya)
TAİFETUL MANSURA
Rahman ve Rahim Olan Allah'ın Adıyla
İslami Batı'daki el-Kaide Grubu
Filistin'deki Refah Cürümü Hususunda Rapor
Allah'a hamd olsun, O ki Kitabında der ki: "Rabbim Allah'tır" diyen kimseyi öldürüyor musunuz?!"
Salat ve selam ardından peygamber gönderilmemiş olan Peygamber'e, ailesine, ashabına ve O'nun takipçilerine olsun.
Yahudilerin kendilerinden daha çok çekindikleri, dindar, dürüst mücahid kardeşlerimiz Şeyh Ebu'n-Nur el-Makdisi ve arkadaşlarına Refah'ta yapılan katliamı öğrendiğimizde, Mücahid kardeşler ve bacılar olarak oldukça şaşırdık. Şaşkınlığımız, katliamın rezaletini öğrendiğimizde ikiye katlandı.
Onlar başlarında Hakkı konuşan, şanlı ve davetçi bir şeyhin takipçisiydi ve Allah'ın mescidlerinin en büyüklerinden biri olan ve yıllarca Allah'ın adının anıldığı İbni Teymiyye Camii'nin içindeydiler. Günlerden Cuma idi, Müslüman bayramıydı ve her Müslümanın kalbinde kutsal sayılan bir gündü.
Dahası, musibetin daha da artmasına neden olan şey, katillerin melun Yahudiler olmadığıydı. Bilakis onlar Yahudiler gibi bunu adım adım yaptılar. Onlar uzun süredir desteklediğimiz Hamas hareketiydi. Ve biz Allah için onlara yardım etmiştik. Uzun zamanlar boyunca, birçok mevzuda yanlışları olduğunu düşünmemize rağmen onlarla savaşmaktan kendimizi alıkoyduk.
Hamas yapacağını yaptı ve yapmaması gerekenleri de yaptı. Müslüman kanı akıttılar. Mücahidleri öldürdüler. Allah'ın mescidini yakıp yıktılar. Şerre kapı araladılar. İyileşmesi çok zor olan derin bir yara açtılar. Bunların hepsini, İslamla ilgili tek bir harf bilen insanları dahi hayrete düşürecek sahte ve geçerli olmayan mazeretler öne sürerek yaptıklarını doğrulamaya çalıştılar. Bu bahaneler ve haklı çıkma girişimleri, Fetih hareketinin başta Dahlan ve Ebu Mazen olmak üzere seküler liderlerinin kokuşmuş mazeretlerini akla getirdi.
Aslında biz diyoruz ki: bu durum hakikatte köklerinde sarih bir akidevi sapması olan ve pek çok musibete ve sıkıntılara neden olan Müslüman Kardeşler hareketinin acı bir mahsülü değil midir? Ve bu musibetlerin en önde gelenleri bu hareketin Afganistan, Irak, Somali vb. ülkelerdeki kanatlarının işgal birlikleriyle yan yana hareket etmesidir... ve bu liste uzar gider.
Uzun zaman önce yaşanan Cezayir deneyimi bu musibetin en iyi tanığıdır. Bazılarının tahmin ettiği gibi!...Onlar sadece demokrası dinini seçmek istemediler. Onlar aynı zamanda kendi partilerine karşı başka Müslüman bir partinin seçimlerde muzaffer olması durumunda seçim sonuçlarını kabul etmeyecek kadar demokrasiyi reddeden mürted ve sekülaristlerin yanında durmayı da umut ediyorlardı. Birçok Müslüman Cezayirli onların bu projesini kabul etmişti bile... Bu hasetten ve haddini aşmaktan başka bir şey değildi. Tarih, 1991'de, seçimler sonrasında, İslami Selamet Cephesinin kazanması akabinde Cezayir ordusunun gerçekleştirdiği ihtilal sonrası "Cezayirli Müslüman Kardeşlerin" lideri Mahfuz Nehnah'ın utanç verici duruşunu kaydetmiştir.
O zaman bu adam takipçileriyle beraber mücrim generalleri desteklemiş ve İslami Cephe'nin liderleri arasında yer alan talihsiz kardeşlerimizin hapishanelere atılmasını desteklemiştir.
Önderlerin kemikleri vahşi işkencelerle kırılmıştır. Kanları Şehidler Meydanında oluk oluk akarken, o Güvenlik ve İstihbarat merkezlerinde durmuş ve ünlü sözlerinden birini, İslami Cepheyi, "kırılmış bir şişe" olarak tanımlarken sarf etmiştir.
Bugün ve yani 19 yıldır, Cezayir Hamas'ı, Müslüman ümmetini arkadan zehirli hançerle bıçaklayan ve Allah'ın hükümleri dışında kanunlarla yönetilen ve İslamın ve Müslümanların nefesini kesen Yahudiler ve Hıristiyanlarla müttefik olan mürted ülkeleri alttan altta destekleyen bir hareket olarak anılmaktadır.
Refah'taki mevcut katliam, bu acı mahsulün devamı ve İslami prensiplerin yozlaşmasının kaçınılmaz bir sonucudur.
Eğer yozlaşan bu prensipler ıslah edilmez ise, sapıklık zincirinin bir sonu olmayacaktır ve sözde İslamcı olan Seküler el-Fetih ve Hamas'ın arasındaki farkı ayırt etmek zorlaşacaktır.
Eğer bugüne kadar, Ceyşu'l-İslam'dan (İslam Ordusu) -Allah'ın selamı onların üzerine olsun- kardeşlerimize karşı işlenen suçlara sessiz kaldıysak, bu Hamas'taki bazı adamların yollarını düzelteceği ve silahlarını Yahudilere çevireceği, Selefi kardeşlerimizi kuşatacaklarına Yahudileri kuşatacaklarına olan inancımızdandı.
Bu büyük katliam ve rezil cürüm, hayalimizin alamayacağı kadar sınırları aşmış ve bizi derinden etkilemiştir. Bundan sonra bu duruma sessiz kalamayız ve Allah'tan yardım dileyerek diyoruz ki:
* Ümmete, "Beyaz Mescid"in şehitleri, faziletli Şeyh Ebu'n-Nur el-Makdisi ve lider Suriyeli Ebu Abdullah ve Cündü'l Ensarullah'tan mücahid kardeşler için taziyelerimizi sunuyoruz. Allah onları Firdevs cennetine kabul etsin. Vallahi, İslam ümmeti, domuzlar ve maymunların kardeşlerini titreten kılıçların sahibi olan Müslüman aslanlarını kaybetmiştir. Allah'tan geldik, Allah'a döneceğiz. Allah'tan kaybımız için sabır diliyor ve bize daha hayırlısını nasip etmesini niyaz ediyoruz.
* Hamas tarafından din kardeşlerimize karşı işlenen bu rezil cürmü kınıyor ve Hamas'tan bu olayın faillerini, yaraların onarılması adına dürüst bir adım olarak Şeriat Mahkemesine, mahkemeye getirmeye davet ediyoruz.
* Hamas'ın açık yalanlarını ve yanlış propagandalarını ve Hamas'ın liderlerinin utanmadan işlediği suçu örtmek için yaptığı umutsuz girişimlerini ve gülünç haksız iftiralarını kınıyoruz.
Bunların arasında :
Şehid Şeyh Ebu'n-Nur ve kardeşini, Filistin halkını kafirlikle suçladıkları iftirasını atmaları ve el-Fetih'le bağlantıları olduğunu ima etmeleri ve saldırıları başlatanın asıl onlar olduğunu belirtmeleri gibi ikiyüzlülüğe, aldatmaya ve yalancılığa teşebbüs etmeleri gibi... Hamas'ın liderlerine yalan söylemenin Allah tarafından nehyedildiğini ve İman edenlerin yalan söylemediğini hatırlatırız. Islami bir topluluğun liderlerinin utanmadan yalana teşebbüs etmeleri ne ayıptır.
* Hamas'ın şehid kardeşlerin 'menhec'i hususundaki 'darmadağın mantalite' tanımını merak ediyoruz. Biz bu tanımlarını 'darmadağın bir akide' olarak kabul ediyoruz ki bu da İslamcı olduğunu iddia eden bir grubun yozlaştığının açık bir göstergesidir.
* Hamas konusunda Allah'tan korkuyoruz ve onlara eğer bu suçları işleyerek, Yahudileri ve Hıristiyanları memnun etmek, Arap ve Batılı tağutların güvenini kazanmak peşindelerse, artık onlar da el-Kaide Mücahidleri için işbirlikçi sayılacaktır ve bu durum hiç şüphe yok ki onlar için kötü sonuçlara neden olacaktır diyoruz.
Çünkü Allah diyor ki:
"Dinlerine uymadıkça yahudiler de hıristiyanlar da asla senden razı olmayacaklardır." ve "Kim bir mümini kasten öldürürse onun cezası, içinde ebedî kalmak üzere gireceği cehennemdir. Allah ona gazab etmiş, onu lânetlemiş ve onun için büyük bir azap hazırlamıştır."
"İşte böyle. Her kim, kendisine verilen eziyetin dengi ile karşılık verir de, bundan sonra kendisine yine bir tecavüz ve zulüm vaki olursa, emin olmalıdır ki, Allah ona mutlaka yardım edecektir. Hakikaten Allah çok bağışlayıcı ve mağfiret edicidir."
* Orada zulüm gören kardeşlerimize sadakatimizi ve desteğimizi sunuyoruz. Allah'u Teala'nın da, tevhidi destekledikleri ve peygamberler silsilesinin hükümleri ve Allah'ın sözünü yüceltmek için döktükleri temiz kanlarını mübarek kılmasını umut etmemiz içinde bulundukları vaziyet için tek avuntumuz ve verebileceğimiz müjdemizdir. Yahudilere karşı yapılan bu cihadda hazırlıklı olmaya devam etmeye ve sabit kalmaya, bu vaziyetin üstesinden gelmek için nasıl mücadele edeceğimiz hususunda cihad liderlerine ve sadık şeyhlere ve İslam alimlerine ittiba etmeye davet ediyoruz.
Allah'tan İbn Teymiye mescidi şehidlerinin şehadetini kabul etmesini ve onları Firdevs cennetlerine mukim kılmasını niyaz ediyoruz.
Ey Allah'ım! Onların kanlarını, Nebi Aleyhisselam'ın Gece Yolculuğu yaptığı beldenin sakinleri için nur ve Kudüs'teki Tevhid Ağacı'nda bir tohum kıl.
Ey Allah'ım! Hamas içindeki muhlis kardeşlerimizin kalplerini bizim kardeşlerimizinki ile bir kıl. Ey Allah'ım! Hamas içindeki muhlis kardeşlerimizin kalplerini bizim kardeşlerimizinki ile bir kıl. Ey Allah'ım! Oklarını birbirlerinin göğüslerine değil, düşmanlarının göğüslerine yönelt!
Medya Komitesi
İslami Batı'daki El Kaide
Cuma, 30 Şaban (21.08.2009)
Kaynak: (el-Fecr Medya)
TAİFETUL MANSURA