İslamofobinin nihai hedefi ne?
Tüm dünya medyası nefesini tutmuş, Boston’daki bombalama olayının faillerinin yakalanmasını bekliyor, ABD menşeli tam bir curcuna yaşanıyor, gazete ve televizyonlarda, ekranlar “terör uzmanlarından” geçilmiyor.
Olayın faillerinin yakalanması an meselesi imiş, bu satırlar yazılırken, ABD medyaları hazır-ol’da bekliyor olayı Müslümanlara yıkmak için, bu saatten sonra artık failler “biz bunu ABD okullarında İncil’e aykırı öğretiler eğitim diye veriliyor, bunu protesto etmek için yaptık” deseler bile kimse Hristiyani teröristler diye manşet atmayacak, zaten faillerin olası fotoğrafları üzerinden tüm sosyal medyalar, blogcular bahisler açmış durumda, “şüphelilerin resimleri orta-doğululara benziyor, öyle mi değil mi?” diye.
Bütün bu hengame içinde Paul Kevin Curtis isimli bir ABD vatandaşı Başkan Obama’ya ve bir senatöre zehirli mektup gönderdi ama bu şahıs ile ilgili çok ufak haberler çıkıyor, ne de olsa beyaz bir Hristiyan Paul Kevin Curtis. Hristiyani terörist Obama’yı zehirlemek istedi diye manşet atılmıyor.
ABD’li Müslümanların sosyal medyada söyledikleri herşeyi özetliyor aslında, dua ediyorlarmış, “Aman Müslüman çıkmasın bu Boston bombacıları.” diye
Bu saatten sonra fark etmez, medyayı ABD polisi öyle güzel ayarladı ki, ABD’de düşüşte olan İslamofobi bu sayede tekrar ivme kazanacaktır.
Peki dert ne? ABD halkı kapitalist-obezlere dönüşmüş, sadece midelerini değil, beyinlerini de gereksiz bir sürü önlerine konan enformasyon ile dolduruyor, her gün Irak’ta, Afganistan’da ölen çocuklarına haberlerine tınmıyor bile.
ABD’nin artık işgal edebileceği Müslüman bir ülke de kalmadı ki? Bu İslamofobi dalgasının kökeni ne?
Bunu Hollywood’da aramak lazım.
Bunu ABD’nin müzik endüstrisinde aramak lazım.
Bunu ABD’nin oyun ve eğlence sektöründe aramak lazım.
Tüm dünya gençliğini zombiye çevirmeden rahat duramayacaklar, muazzam bir ruhsal boşluk yaratmadan kendi şeytani-nihai “yeni dünya düzeni” planlarını devreye sokamazlar.
Bu muazzam ruhsal boşluk yaratılırken, elde cep telefonu, gözler ekranlara kilitlenmiş, damarlarında her türlü kimyasal maddeyi gıda diye dolaştıran insanlık, olur da başka mecralara yönelirler diye ödleri kopuyor.
Bütün bu medya sirklerine rağmen, 11 eylülden sonra en çok satan kitap ABD’de, Kuran-ı Kerim.
İşte bu yüzden dolayı İslamofobi sürekli canlı tutulmak zorunda.
Ruhsal açlık yaratılmazsa insanlar bu şeytani-nihai sistemi, planı sorgulamak zorunda kalabilirler, sistem dışına çıkmak isteyebilirler.
11 eylülde startı verilen plan artık iyice şekillendi, bundan böyle ABD’deki derin odakların herhangi bir “terör olayı” tertiplemesine gerek yok, doğal kaynaklarını sömürmesi için bir yerleri işgal etmesine zaten gerek yok.
Önümüzdeki yıllarda bolcana İslamofobi kaynaklı haberle birlikte özellikle tüm dünya gençliğinin ruhsal açlığını azdıran, yaralarını kaşıyan haberler göreceğiz, örneğin acayip bir fortmatta “ufoculuk” yepyeni bir kurtarıcı, bir din diye sunulacak.
İnsanların dikkatlerini uzaya, göklere, “acaba uzaydan mı geldi atalarımız?” diye zırva sorulara çevirecekler.
Kısacası “kadim vahiy kültürünün” yerine “uzay kültürü” geçirmeye çalışacaklar.
Kendini araştırmacı-yazar zanneden bir sürü şaklaban tvlere çıkıp antik gizemlerden, ruhsal enerji patlamalarından, tüm dünyanın yeni bir “spiritüel enerji boyutuna” girdiği vs. gibi her türlü “mistik zırvalıktan” bahsedecek, tüm insanları “yeni bir dine” hazırlayacaklar.
Bütün bu süreçte, olur da ruhsal açlığa mahkum edilen gençlik, maazzallah, İslamiyet’i araştırmaya başlarsa diye, en başında önlem alıyor, şeytan ve işbirlikçileri.
Allah’ın dilemesi müstesna, planları şu an itibari ile tıkır tıkır işliyor.
ABD’li Müslümanlar gece gündüz “dua ediyorlar”, olmuş bitmiş bir olay ile ilgili olarak “aman inşaallah Müslüman değildir” diye, çünkü korku halindeler. Olmuş, bitmiş bir olay ile ilgili dua edilir mi, o da ayrı bir sorun.
Bu Boston bombalama olayları ne şekilde sonuçlanırsa sonuçlansın, toplum mühendisleri artık bir şeyi çok iyi not etmişler : Tek bir görüntü bile yetiyor, ABD’deki İslamofobiye tekrar ivme vermeye, onu canlı tutmaya.
Barış Tarımcıoğlu/Haricihaber.com
Tüm dünya medyası nefesini tutmuş, Boston’daki bombalama olayının faillerinin yakalanmasını bekliyor, ABD menşeli tam bir curcuna yaşanıyor, gazete ve televizyonlarda, ekranlar “terör uzmanlarından” geçilmiyor.
Olayın faillerinin yakalanması an meselesi imiş, bu satırlar yazılırken, ABD medyaları hazır-ol’da bekliyor olayı Müslümanlara yıkmak için, bu saatten sonra artık failler “biz bunu ABD okullarında İncil’e aykırı öğretiler eğitim diye veriliyor, bunu protesto etmek için yaptık” deseler bile kimse Hristiyani teröristler diye manşet atmayacak, zaten faillerin olası fotoğrafları üzerinden tüm sosyal medyalar, blogcular bahisler açmış durumda, “şüphelilerin resimleri orta-doğululara benziyor, öyle mi değil mi?” diye.
Bütün bu hengame içinde Paul Kevin Curtis isimli bir ABD vatandaşı Başkan Obama’ya ve bir senatöre zehirli mektup gönderdi ama bu şahıs ile ilgili çok ufak haberler çıkıyor, ne de olsa beyaz bir Hristiyan Paul Kevin Curtis. Hristiyani terörist Obama’yı zehirlemek istedi diye manşet atılmıyor.
ABD’li Müslümanların sosyal medyada söyledikleri herşeyi özetliyor aslında, dua ediyorlarmış, “Aman Müslüman çıkmasın bu Boston bombacıları.” diye
Bu saatten sonra fark etmez, medyayı ABD polisi öyle güzel ayarladı ki, ABD’de düşüşte olan İslamofobi bu sayede tekrar ivme kazanacaktır.
Peki dert ne? ABD halkı kapitalist-obezlere dönüşmüş, sadece midelerini değil, beyinlerini de gereksiz bir sürü önlerine konan enformasyon ile dolduruyor, her gün Irak’ta, Afganistan’da ölen çocuklarına haberlerine tınmıyor bile.
ABD’nin artık işgal edebileceği Müslüman bir ülke de kalmadı ki? Bu İslamofobi dalgasının kökeni ne?
Bunu Hollywood’da aramak lazım.
Bunu ABD’nin müzik endüstrisinde aramak lazım.
Bunu ABD’nin oyun ve eğlence sektöründe aramak lazım.
Tüm dünya gençliğini zombiye çevirmeden rahat duramayacaklar, muazzam bir ruhsal boşluk yaratmadan kendi şeytani-nihai “yeni dünya düzeni” planlarını devreye sokamazlar.
Bu muazzam ruhsal boşluk yaratılırken, elde cep telefonu, gözler ekranlara kilitlenmiş, damarlarında her türlü kimyasal maddeyi gıda diye dolaştıran insanlık, olur da başka mecralara yönelirler diye ödleri kopuyor.
Bütün bu medya sirklerine rağmen, 11 eylülden sonra en çok satan kitap ABD’de, Kuran-ı Kerim.
İşte bu yüzden dolayı İslamofobi sürekli canlı tutulmak zorunda.
Ruhsal açlık yaratılmazsa insanlar bu şeytani-nihai sistemi, planı sorgulamak zorunda kalabilirler, sistem dışına çıkmak isteyebilirler.
11 eylülde startı verilen plan artık iyice şekillendi, bundan böyle ABD’deki derin odakların herhangi bir “terör olayı” tertiplemesine gerek yok, doğal kaynaklarını sömürmesi için bir yerleri işgal etmesine zaten gerek yok.
Önümüzdeki yıllarda bolcana İslamofobi kaynaklı haberle birlikte özellikle tüm dünya gençliğinin ruhsal açlığını azdıran, yaralarını kaşıyan haberler göreceğiz, örneğin acayip bir fortmatta “ufoculuk” yepyeni bir kurtarıcı, bir din diye sunulacak.
İnsanların dikkatlerini uzaya, göklere, “acaba uzaydan mı geldi atalarımız?” diye zırva sorulara çevirecekler.
Kısacası “kadim vahiy kültürünün” yerine “uzay kültürü” geçirmeye çalışacaklar.
Kendini araştırmacı-yazar zanneden bir sürü şaklaban tvlere çıkıp antik gizemlerden, ruhsal enerji patlamalarından, tüm dünyanın yeni bir “spiritüel enerji boyutuna” girdiği vs. gibi her türlü “mistik zırvalıktan” bahsedecek, tüm insanları “yeni bir dine” hazırlayacaklar.
Bütün bu süreçte, olur da ruhsal açlığa mahkum edilen gençlik, maazzallah, İslamiyet’i araştırmaya başlarsa diye, en başında önlem alıyor, şeytan ve işbirlikçileri.
Allah’ın dilemesi müstesna, planları şu an itibari ile tıkır tıkır işliyor.
ABD’li Müslümanlar gece gündüz “dua ediyorlar”, olmuş bitmiş bir olay ile ilgili olarak “aman inşaallah Müslüman değildir” diye, çünkü korku halindeler. Olmuş, bitmiş bir olay ile ilgili dua edilir mi, o da ayrı bir sorun.
Bu Boston bombalama olayları ne şekilde sonuçlanırsa sonuçlansın, toplum mühendisleri artık bir şeyi çok iyi not etmişler : Tek bir görüntü bile yetiyor, ABD’deki İslamofobiye tekrar ivme vermeye, onu canlı tutmaya.
Barış Tarımcıoğlu/Haricihaber.com