Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Maliki Mezhebinde Nafile Namazda Mendubun Terkinde Sehiv Secdesi Yapılır mı?

bismillah-06 Çevrimdışı

bismillah-06

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Hocam malikide iki mendubun terki bir sünnetin terkine eşit oluyor.Peki diyelim iki rekatlik nafile namazda her iki rekattede fatihadan sonra zammi sure okumayinca iki mendubun terkimi soz konusu oluyor yoksa bir mendubun terkimi?
(yani malikide sehiv secdesi gerekiyormu)?
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Hanbelîlerle Şâfiîler, sünnet ile mendub, mustehab ve tatavvu'un aynı anlama geldikleri, bunları işleyenin sevâb kazanacağı, terkedeninse âhiratte hesaba çekilmeyeceği hususunda ittifak etmişlerdir. Namazın sünnetlerinin tümünü veya bir kısmını terk eden kişiye âhirette Cenâb-ı Allah hesâb sormaz. Yalnız terketmekten ötürü bunları işleme savâbından mahrum olur. Ki bu hususta Mâlikîler de bu iki mezhebe muvafakat etmişlerdir. Yalnız Mâlikîler, sünnetle mendub, mustehab ve tatavvu'un ayrı / farklı anlamlara geldiklerini kabul etmişlerdir. Şunu da söylemekte yarar vardır ki; Müslüman bir kimsenin sünnetleri hafife almaması îcâb eder. Zîrâ namazdan maksad, kâinatı yaratan Yüce Allah'a yaklaşmaktır. Buna göre sünnetleri yapmakta kesin ve mutlak faydalar vardır. Bu faydaların başında cehennem azabından kurtulmak, cennet nimetlerinden istifade etmek gelmektedir. Bu durumda aklı başında bir kimsenin, namazın sünnetlerini hafife alıb terk etmesi doğru olmaz. Bunları terkeden sevâbdan yoksun kalır. Yoksunluğun da bir ceza olduğu, aklı başında kimselerce bilinen açık bir husustur. Çünkü sevâbdan yoksun olan, cennet nimetlerinden tam olarak yararlanamaz. Mükellefin şeriat koyucu tarafından konulan emirleri farz olsun sünnet olsun yerine getirmesi önemli hususlardandır. Adamın biri çıkıb da, “Şeriat koyucu namaz fiillerinin bir kısmını farz, bir kısmını da zorunlu olmayan unsurlar olarak belirlemiştir. Bunun sebebi nedir?” diyecek olursa kendisine verilecek cevâbımız şu olacaktır:
Merhametlilerin en merhametlisi olan Yüce Allah, kullarının yükünü hafifletmek dilemiş, bu nedenle onları sayısız nimetlere kavuşturmak ve sonsuz sevablara nail etmek için bazı fiilleri yapıp yapmamakta kendilerini serbest bırakmıştır. Eğer bu fiilleri kendi istekleriyle terk ederlerse sadece sevâbdan yoksun kalırlar. Cehennem azâbıyla da azablandırılmazlar. Bu da insanların omuzlarından sıkıntı ve güçlükleri kaldıran İslâmiyet'in en güzel ve en mükemmel bir yönünü yansıtmaktadır. Böylelikle de insanlar, güzelliğe rağbet edecek, iyiliklere de imreneceklerdir.
Mâlikî ve Hanefîlerse mendubla sünnet arasında ayırım yapmaktadırlar.




Mâliki mezhebine göre: “Sünnet, Mendub, Mustehab/fazilet” kavramlarının farklı manaları vardır.

Sünnet: Şâri'in yapılmasını tâleb ettiği, durumunu pekiştirdiği, oldukça önemsediği, cemaat/topluluk içinde izhar ettiği, bununla beraber vâcib olduğunu gösteren bir delilin bulunmadığı bir mükellefiyettir. Bunun yapan sevab kazanır, yapmayan günah kazanmaz.

Mendub: Şâri'in yapılmasını tâleb ettiği, fakat -sünnet gibi- üzerinde fazla durmadığı bir teklifin adıdır. Sünnet için geçerli olan “Yapanın sevab kazandığı, yapmayana bir günahın olmadığı” prensibi bunun için de geçerlidir.

Fazilet: Mâliki'ler, mendub olana fazilet de der. Örneğin, öğle namazından önce dört rekat namaz kılmak bir mendub ve fazilettir. (Abdurrahman Cezırî, el-Fıkhu Alala’l-Mezahibi’l-Arbaa - Dört Mezhebe Göre İslâm Fıkhı- Çağrı Yayınları, 7. Baskı, İstanbul, 1993: C: 1, 60-61, 325-326)



Şafîi mezhebine göre: "
Sünnet, Mendub, Mustehab, Tetavvu" kavramları aynı manaya gelir.
Şâri tarafından, mükelleften -kesin olmayan bir taleble- yapılması istenen şeylerdir. Bu talebi yerine getiren sevab kazanır, yerine getirmeyen ise günah kazanmaz.


Şafîi mezhebine göre, sünnet iki çeşittir:

1.: Sünnet-i ayn: Tek tek bütün mükelleflere aynı seviyede hitab eden sünnettir. Namazın sünnetleri gibi.
2.: Sünnet-i kifâye: Mükelleflerin topluluğuna hitab eden, onların bir kısmının yapmasıyla hepsinin üzerinden düşen sünnettir.
Misalen aynı sofrada yemek yiyen insanlardan yalnız bir tanesinin Besmele çekmesiyle diğerlerinden düşmesi gibi. Sevab Besmeleyi çekene mahsus olmakla beraber, sünnettin yerine getirilmiş olması, hepsi için geçerlidir. (Abdurrahman Cezırî, el-Fıkhu Alala’l-Mezahibi’l-Arbaa - Dört Mezhebe Göre İslâm Fıkhı- Çağrı Yayınları, 7. Baskı, İstanbul, 1993: C: 1, 60-61, 325-326)



Hanefi mezhebine göre: Sünnet, iki kısma ayrılır: Muekked ve gayr-ı muekked.

1. Sünnet-i Muekkede: Farzdan aşağı bir mertebede olmakla beraber, yine de vâcib veya “farz-ı ameli”, yani (itikatta farz kabul edilmemekle beraber), yapılması farz gibi kabul edilen bir mükellefiyettir. Yapan sevab kazandığı gibi, yapmayan da günah kazanır. Vitir namazı gibi.
Bununla beraber, sünnet-i muekkede denilen bu vâcibi terk etmenin cezası, farzları terk etmenin cezasıyla aynı değildir. Bunun cezası cehennemden ziyade, Peygamberin şefaatinden mahrum olmak söz konusudur.

2. Sünnet-i gayr-ı muekkede: Buna “Mendub ve Mustehab” da denmektedir. Bunu yapan sevab kazanır, yapmayan günah kazanmaz. (Abdurrahman Cezırî, el-Fıkhu Alala’l-Mezahibi’l-Arbaa - Dört Mezhebe Göre İslâm Fıkhı- Çağrı Yayınları, 7. Baskı, İstanbul, 1993: C: 1, 60-61, 325-326)



Hanbeli mezhebine göre:
"Sünnet, Mendub, Mustehab, Tetavvu" kavramları -muteradif lafızlar olub- aynı manaya gelir. Şafîi mezhebi gibi düşünmektedir. Hanbeli mezhebi Sünneti ikiye ayırmışlardır:

1. Sünnet-i Muekkede: Vitir, sabah namazının sünneti, teravih namazı böyledir. Bunu yapan sevab kazanır, yapmayan kerahet işlemiş olur.
2.
Sünnet-i gayr-ı muekkede: Sunneti muekkede olarak zikredilen sünnetler dışında kalan sünnetlerdir. Bunları yapan sevab kazanır, yapmayan kerahet işlemiş sayılmaz ve günah kazanmaz. (Abdurrahman Cezırî, el-Fıkhu Alala’l-Mezahibi’l-Arbaa - Dört Mezhebe Göre İslâm Fıkhı- Çağrı Yayınları, 7. Baskı, İstanbul, 1993: C: 1, 60-61, 325-326)

*********


Mâliki Mezhebinde iki Mendub'un terki, bir sünnetin terkine eşit olmasının sebebi nedir?

Mâliki Mezhebine göre, bir sünnetin terki için sehiv secdesinin yapılması 3 şart vardır:

1) Terk edilen sünnet, sünnet-i muekkede olmalı.
Şayet sehven terk edilen, sünnet-i muekked değilse, secde-i sehiv gerekmez. Bu gayr-ı muekked sünnetler, iki şekilde değerlendirilmiştir:

a- Sünnet-i hafife / muhaffefe: Ruku veya secdelerin tekbirlerinden bir tanesini sehven terk etmek gibi.
b- Mendub olan: Sabah namazının kunutunu sehven terk etmek gibi.

2) Terk edilen sünnet namazın içinde olacak.

3) Terk edilen sünnet, -bilerek değil- bir sehiv sonucu terk edilmiş olacak.

Anlaşılması gereken; Mâliki mezhebine göre, mendub, sünnet-i muhaffefe veya fazilet denilen Gayr-ı muekked sünnetin sehven terk edilmesiyle sehiv secdesi gerekmez.

Şayet bir mendubun sehven terkinden ötürü selamdan önce sehiv secdesi yapılırsa namaz batıl olur. Ancak bunlardan iki tane sehven unutulursa sehiv secdesi yapılır. (Abdurrahman Cezırî, el-Fıkhu Alala’l-Mezahibi’l-Arbaa - Dört Mezhebe Göre İslâm Fıkhı- Çağrı Yayınları, 7. Baskı, İstanbul, 1993: C: 1, Sf: 413; Vehbe Zuhayli, el-Fıkhu’l-İslami, C: 2, Sf: 270-272)


İki Mendub'un, Bir Muekked sünnet gibi kabul edilmesinin hikmeti şudur:

Muekked sünnet, “derecesi katlanarak / iki katına çıkarak kuvvetlenmiş” sünnet demektir.
Mendub ise, muhaffef sünnet demektir. Muhaffef ise, normal muekked sünnetin derecesinden iki kat aşağı düşerek zayıflamıştır. Bu sebeble, bunun iki tanesi ancak diğerinin bir tanesine eşit olmuştur.



Mâliki mezhebine göre, bir sünnet-i muekkede veya en az iki sünnet-i gayr-ı- muekkedenin sehven terk etmesiyle sehiv secdesi yapılır. (el-Hulasatu’l-Fıkhıye, ala mezhebi’s-sadati’l-Mâlikiye, C: 1, Sf: 102) Bu durumda bir kimse nafile namazında zamm-ı sureyi unutursa, sehiv secdesi gerekmez. (Metnu’l-Ahdari, C: 1, Sf: 22-23)
Mesela sorduğunuz suale cevab olması hasebiyle
“iki rekatlık nafile namazda, her iki rekatta da Fatiha'dan sonra zamm-ı sure okumayınca, iki Mendub'un terki söz konusu olur ve sehiv secdesi yapılır.”

Hanefi mezhebi dışında üç mezhebe göre, sehiv secdesi vâcib değil sünnettir.
 
bismillah-06 Çevrimdışı

bismillah-06

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Hocam sizden Allah razı olsun sorularıma cevap oldunuz Allah sizi hayırla mükafatlandırsın.
 
bismillah-06 Çevrimdışı

bismillah-06

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Hocam anlattiklarinizdan hareketle tahiyyattan sonra salavat getirmek muekked sunnet malikide sehivi gerektirir ve gece nafilelerinde sesli kiraat mendup deniliyor o zaman iki rekatlik gece nafilesinde her iki rekattede sessiz kiraatte bulununcada sehiv gerekir.Dogrumu anladim hocam?
 
Üst Ana Sayfa Alt