( Menzil Şeyhi ) Fevzeddin Erol Sapıklığına Ubeydullah Arslan Cevap Veriyor

Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Cihad'ın çeşitleri fardır..Allah'a swt ulaşmanın TEK yolu Can ile cihad değildir..

Ama içlerinden en EFDALİ diyebiliriz...

Ayrıca islam'da TOPYEKÜN can ile cihada çıkma yoktur... Bazı ameli kavramları iyi idrak etmek lazım diye düşünüyorum..

Sufizm ehlinin yaptığı gibi ; İSLAM SADECE ZİKR'DEN İBARET sanmaları gibi , bizlerde islamı sadece CAN İLE CİHAD saymamamız lazımdır..

yoksa her ikiside aynı yanlış düşüncedir..

Cihaddan kasıt Kıtal'dır, yani Allah yolunda öldürmek ve ölmektir. (Tevbe 111).
Allah Rasulu (s.a.v.) , "Cihad, başın üzerinde kılıçların şakıldamasıdır"(Ahmed. b. Hanbel) buyurmuştur.

Cihadın kıtaldan başka diğer türevleri, lugat anlamındaki mucadele kapsamındadır. Bunlar yapılırken şehid olunmaz!
Ehli sunnet cihad denilince "Kıtal"ı anlamıştır. Kıtal'ın haricinde suda boğulmaya, yıkıntı altında kalarak ölmeye, taundan ölene, vs şehid denmesi "manen şehid" denilebilir. Yoksa Allah yolunda canıyla malıyla cihad edib öldürülüb şehid olan hukmunde değildir.

Cihad farz-ı ayn olduğu durumlarda cihad topyekun olur. Tıpkı Tebuk seferi (ve katılmayan 3 sahabenin kınanması), Hendek savunması gibi durumlarda topyekun cihad olur.

"... Muşrikler size karşı topyekün savaştıkları gibi siz de onlara karşı topyekün savaş açın. Ve iyi bilin ki, Allah muttakilerle beraberdir." (Tevbe 36)

"Ey iman edenler! Düşmana karşı her türlü savunma tedbirinizi alınız. Onlara karşı ya küçük birlikler halinde hareket ediniz veya topyekün seferber olunuz." (Nisa 71)

Cihad farz-ı kifaye olduğu durumlarda mu'minlerin topyekun cihada katılmaları gerekmez, anne babasına bakmakla yükümlü olanlar vb izinle katılmayabilirler.

"Bununla beraber mu'minlerin hepsinin birden topyekün savaşa katılmaları uygun değildir. Her kabileden bir kısım insanlar da din ilimlerinde derinleşmeli ve kabileleri savaştan dönüp gelince onları uyarmalıdır ki, böylece Allah'ın azabından sakınırlar." (Tevbe 122)
 
L Çevrimdışı

la illa kelamullah

Üye
İslam-TR Üyesi
Cihad ile kıtal/harb farklı şeylerdir. Allah yolunda kurşun sıkarak çaba sarf eden silahşör de mücahiddir ve öldürülürse şehiddir. Allah yolunda kalem oynatarak çaba sarf eden kalemşör de mücahiddir ve öldürülürse şehiddir. Allah yolunda harcamak üzere para kazanarak çaba sarf eden komprador da mücahiddir ve öldürülürse şehiddir. Şehid olabilmenin şartı, Allah yolunda öldürülmektir. Allah yolunda öldürüldükten sonra arenada, daktilo başında ya da ofiste olmanın bir önemi yoktur.
 
A Çevrimdışı

asrinsirri

İslam-tr Sakini
İslam-TR Üyesi
Eğer kalem ile cihad yapılacaksa, hele ki bu devirde; İnsanların şirk ve bid-at bataklığı içerisinde olduğu bu dönemde Seyyid Kutub'un, Mevdudi'nin yaptığı gibi yapmalıdır, yöneticiler rahatsız edilmelidir, Halk bilinçlendirilmelidir... bu seni şehid etmelerine yetecektir zaten...
 
M Çevrimdışı

Muvahhidah

Üye
İslam-TR Üyesi
Cihaddan kasıt Kıtal'dır, yani Allah yolunda öldürmek ve ölmektir. (Tevbe 111).
Allah Rasulu (s.a.v.) , "Cihad, başın üzerinde kılıçların şakıldamasıdır"(Ahmed. b. Hanbel)buyurmuştur.

Cihadın kıtaldan başka diğer türevleri, lugat anlamındaki mucadele kapsamındadır. Bunlar yapılırken şehid olunmaz!
Ehli sunnet cihad denilince "Kıtal"ı anlamıştır. Kıtal'ın haricinde suda boğulmaya, yıkıntı altında kalarak ölmeye, taundan ölene, vs şehid denmesi "manen şehid" denilebilir. Yoksa Allah yolunda canıyla malıyla cihad edip öldürülüp şehid olan hukmunde değildir.

Cihad farz-ı ayn olduğu durumlarda cihad topyekun olur. Tıpkı Tebuk seferi (ve katılmayan 3 sahabenin kınanması), Hendek savunması gibi durumlarda topyekun cihad olur.
"... Muşrikler size karşı topyekün savaştıkları gibi siz de onlara karşı topyekün savaş açın. Ve iyi bilin ki, Allah muttakilerle beraberdir." (Tevbe 36)
"Ey iman edenler! Düşmana karşı her türlü savunma tedbirinizi alınız. Onlara karşı ya küçük birlikler halinde hareket ediniz veya topyekün seferber olunuz." (Nisa 71)

Cihad farz-ı kifaye olduğu durumlarda mu'minlerin topyekun cihada katılmaları gerekmez, anne babasına bakmakla yükümlü olanlar vb izinle katılmayabilirler.
"Bununla beraber muminlerin hepsinin birden topyekün savaşa katılmaları uygun değildir. Her kabileden bir kısım insanlar da din ilimlerinde derinleşmeli ve kabileleri savaştan dönüp gelince onları uyarmalıdır ki, böylece Allah'ın azabından sakınırlar." (Tevbe 122)


7460cihadbanner.jpg

Biraz dediklerimi karıştırmışsın galiba ahi..

Ben cihad mertebelerinden bahsetmedim , dikkat edersen ALLAH'A swt ULAŞMADAKİ yollardan bahsettim..

Bir kardeş , Allah'a swt ulaşmak istiyorsanız o zaman cihad(can ile) edin demiş , bende ona cevaben yazmıştım..

Yoksa Cihad kur'ani anlamla Can ile olandır elbette...

Ama Allah swt yolunda mal , kalem , sağlık vs.. ilede cihad olur ama içlerinden en EFDALİ can ile olanıdır...

Bunların hepsiylede Allah'a swt ulaşılır , ama can ile Allah'a swt ulaşmak tabiki farklıdır ve efdal olanıdır..
 
laylay Çevrimdışı

laylay

İslam-tr Sakini
Site Emektarı
Burdaki şahıs şimdiki menzil cemaatinin şeyhinin amca oğlu mu ?
 
K Çevrimdışı

Kutbul-Evliya

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
Es Selamün Aleyküm Rahmetullah Sahabelerden
Sahabeden Süfyan b. Abdullah es-Sakafî r.a., Hz. Peygamber s.a.v.’e gelir ve “Ey Allah’ın Rasulü!” der; “İslâm’ı yaşama hususunda bana öyle bir söz söyleyiniz ki bir daha sizden başkasına bir şey sorma ihtiyacı hissetmeyeyim.”
Rasul-i Ekrem s.a.v. şöyle buyurur:
“Allah’a iman ettim de, sonra da dosdoğu ol!”
Büyük alimlerimizden Kâdî İyâz rh.a., Efendimiz s.a.v.’in bu talimatının “cevâmi’ul-kelîm”den, yani az kelamla çok mana anlatan sözlerden olduğunu, Hz. Peygamber s.a.v.’in 23 senelik risaleti müddetince tebliğ eyledikleri her şeyin bu hadiste özetlendiğini söyler.
İslâm’ı yaşama konusunda Süfyan b. Abdullah r.a.’ın şahsında hepimize verilen bu kısa talimatı hayata aktarmak göründüğü kadar kolay değildir. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de de “dosdoğru olma”yı emreden ayetler vardır ve bunlardan Fahr-i Kâinat Efendimiz’e hitaben gelen “Emrolunduğun gibi dosdoğru ol!” (Hud, 112) buyruğu, O’na “Hud suresi beni ihtiyarlattı” dedirtecek kadar ağır sorumluluklar içermektedir.
Dil ile “inandım, iman ettim” demek kolaydır. Bütün mesele inandığımızı yaşamakta, yalpalamadan istikamet üzere yürümekte, rüzgâr nereden eserse essin, müstakim yani dosdoğru olmaktadır ki çetin iştir. Dosdogru bir yolda olmak için Ehli sünnet vel cemaat dan ayrılmamız lazım menzil cemaati içerisinde 10 yıldır bulunmaktayız ve sünnet dışı bir hareket görmek şirk nedir önce onu detaylı bilmek lazım insanlar rabıtaya şirk diyor rabıta demek bağlılık , bağlanmak demektir mürşidi kamil in süretini göz önünde canlandırıp ona inen ALLAH DOSTLARINA inen feyz ve bereketten nasip almak manevi haz duymak lazım tıpkı sahabeler gibi ya Rasulallah wc de dahi aklımdan çıkmıyorsunuz demesi gibi sürekli allah dostları ile birlikte olmak lazım. Peygamber efendimiz Ümmetimin Alimleri beni israil peygamberleri gibidir Buyuruyor hadis i şerifinde. Diğer hadis i şerifinde. Peygamberlerin Varisleri Alimlerdir. Yani zamanın evliyasını bulup araştırmak böyle ubeydullah arslan gibi ağızdan sözlerle araştırmak değil gidip göreceksin takip edeceksin sünnet ve kuran dışında bir hareket görülmez biz böyle iman etmişizdir şunuda unutmamak gerekiyor Allah dostlarının zamana göre bir takip yenileme yetkileri vardır bir takım şeylerle alakalı yani manevi bir işaretle ne yapılması gerekiyorsa onlarda yaptırırlar mübareklerde manevi bir uyarı gelmeden ve manevi bir işaret almadan hiç iş yapmazlar vesselam

Üçler, kutbul’akdab, gavs,
yediler ahyar,
kırklar ebdal,
nekabalar-necebalar.
Üçlerin evveli kutbul gavs dir ikincisi kutbul aktapdır büyükleri kutbul gavs dır varisi nebidir iki kutbul aktaplar vezirleridir.
741.ht6.gif

“Yani ulema Peygamberlerin varisleridir buyuruyor.”[1]
Yediler ahyardır Peygamberimizin ahyari ümmeti dediği bunlardır yedidirler eshabi Resulun varisleridir kıyamete kadar dünyada biri ölse yerine başka evliyaullah’tan biri gelir kırklar ebdaldırlar bunlara ebdal derler. Hadisi şerif.
“Ümmetimden kırk nefer kimse ebdaldir Hak Teala onlar hürmetine yeryüzüne rahmet verir muharebede müminlere nusrat verir” dedi.
Necaba-70 nekaba-300 lerdir evliyaullah’tır kıyamete kadar yeryüzünden eksik olmazlar ölenlerin yerine ümmeti Muhammed’den alırlar bunların cümlesi kadarda kadınlardan vazifeli evliya vardır o kadın velilerin imamlarıda vardır kıyamete kadar böyle olur.
EBDALLAR
Evvelden beri her zaman her asırda böyle insanların zihnini, itikatlarını bozanlar olduğu gibi, Allah’ın kanunlarını da ve Resulü’nün hadislerini ve sünnetlerini bulup, yine insanları ikaz, irşad ediciler de bitmemiştir. Bu kimseler de ümmet-i Muhammed’in içinde kıyamete kadar vardır. Kırk kişiden üç yüz kişiye kadardırlar. Hadis-i Şerif’in ravisi Enes (r.anh),
741.ht7.gif

Buyurdu ki, “Ebdal kırk erkek ve kırk da kadındır. Erkeklerden biri ölünce, yerine Allahu Teala birini tebdil eder, getirir. Kadınlardan biri ölünce Allahu Teala yerine birini bedel getirir.”[2]
İşte böyle yirmiye yakın hadis-i şerif vardır. Bunların kıyamete kadar böyle olacaklarına İmam-ı Ali’den, kalpleri İbrahim aley-hisselam kalbi gibidirler dediği, hadisinde sahihliğine bir hadis-i şerifte Enes(r.anh)’den: yeryüzünde boş kalmazlar, bunlardan kıyamete kadar gelir, Halil aleyhisselam kalbinde olurlar dedi. Hadis-i Şerif’in ravisi Hazret-i Ali (kerremallahu vechehu)
741.ht8.gif

Buyurdu ki, “Ebdallar altmış kişidir. Onlar kendi menfaatlerini aramazlar. Onlar asla bid’at da işlemezler Onlar her dünya işlerinde çok derinlere dalmazlar. Onlar bu nail oldukları devlete çok namaz kılmakla ve çok oruç tutmakla ve çok sadaka vermekle ermediler ve nail olmadılar ve lakin şunlar ile nail oldular. Birincisi kendi nefislerinde gayet çok cömert olurlar ikincisi kalblerini dünya endişeliri ile dünya kaygıları ve bağları ve sevgileri olan şeylerden kalblerini selamete çıkarmışlardır. Ve Allah’ın kullarına Allah için nasihatları hiçbir menfaat beklemiyerek nasihatları gayet bol olup, kendi reislerine bile hükümdar olsa bile sakınmadan söylerler ve nasihat ederler. İşte bunlar bu devlete bunlar ile nail olur. Ve oldular. Tahkik ve muhakkaki Ya Ali onlar ümmetim içindedirler. Diyebilirimki ve deriz ki Ya Ali kırmızı kirbit başı gibidirler. Ümmetimi derhal tutuştururlar. Aşılarlar. Yanlarına gelip onlara teslim olanları bir ateşe düşmüş gibi yakarlar.”[3] diye buyurdu. Başka bir hadiste:
741.ht9.gif

“Ümmetimin içinde kırk kişi hiç eksik olmaz, kalpleri İbrahim aleyhisselam kalbi gibidir. Yer yüzünü Allahu Teâlâ onlarla korur. Onlara Ebdallar derler. Onlar bu mertebeye namazla, oruçla, sadaka ile ermediler ne ile erdiler. Ya Resulullah dediler, dedi ki, onlar cömertlikle ve müslümanlara nasihatla buldular.”[4]
Yani namazla oruçla ve sadaka ile ne kadar çalışan kimse bu ikisini de üstelik yapmaz ise o mertebeye eremez demektir. Yoksa namazsız oruçsuz ve sadakasız erdiler demek değildir. Onlarla beraber olursa demektir.
Ey kardeşim, dikkat et. Fırsat elde iken gözünü aç, sen de bunlara yakın ol, seni de aşılasınlar. Kardeşim, gözünü aç, bu dünya deviri dönüyor. Ömür bitip gidiyor. Hadisi şerif
741.ht10.gif

“Ümmetimden kırk kişiden yer yüzü boş kalmaz. Bunlar İb*rahim Halilürrahman gibidirler, onlarla yağmur yağar, onlarla zaferler olur, Harpler kazanılır onlardan birisi ölse Allahu Teâlâ başkasını yerine getirir. Tebdil eder, kıyamete kadar böyle devam eder.”[5]
İbrahim Halilullah kalbi deyince anladın mı bu ümmette neler var insanda ne var ki ne beklenir deme. Bu ümmetin için de bunlar mevcuttur Hadisi Şerife bak, Muteriz hoca senin neden haberin var An Ebu saidilhudri Ebu Emâme radıyallahu anh ve ibni Ömer radıyallahu anh rivayetleri ile Kâle Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem;
741.ht11.gif

“Müminin ferasetinden sakınınız onlar Allahu Teâlâ'nın nuru ile bakarlar.”[6] Gizli hallerinizi görürler. Allahu Teâlâ göstermek isterse görürler. Onlara bazı kere gösterir.

[1] (İbn Hibbân, Sahih, 1/289, 290; Tirmizî, İlm (2682); Ebu Dâvud, İlm (3641); İbn Mâce, Mukaddime (223); Heysemî, Mecmau’z-Zevaid, 1/126)“

[2] El-Hilal fi Keramati’l – Evliya, Deylemi El-Firdevsi bi Me’sûru-l-Hıtâb c.1.s.119-120/405 (Beyrut), Münavi Feyzu-l-Kadir c.3.169 (Mısır), Ramuz-el-Ehadis c.1.s.187/7

[3] İbn Ebi-d-Dünya. Kitabu-l-Evliya c.1.s.12/8 (Beyrut)

[4] Ebu Naim Hilyetü-l-Evliya c.4.s.173 (Beyrut), Tabarani El-Kebir c.10.s.181/10390 (Musul)

[5] İmamı Tabrani Mu’cemu-l-Kebir c.4.s.247/4101 (Kahire)

[6] Süneni Tirmizi c.5.s.298/3127 (Beyrut), Tabarani Mu’cemu-l-Evsat c.3.s.312/30254 (Kahire)-Mu’cemu-l-Kebir c.8.s.102/7497 /Musul)
 
Ömer İbn Abdulaziz Çevrimdışı

Ömer İbn Abdulaziz

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Es Selamün Aleyküm Rahmetullah Sahabelerden
Sahabeden Süfyan b. Abdullah es-Sakafî r.a., Hz. Peygamber s.a.v.’e gelir ve “Ey Allah’ın Rasulü!” der; “İslâm’ı yaşama hususunda bana öyle bir söz söyleyiniz ki bir daha sizden başkasına bir şey sorma ihtiyacı hissetmeyeyim.”
Rasul-i Ekrem s.a.v. şöyle buyurur:
“Allah’a iman ettim de, sonra da dosdoğu ol!”
Büyük alimlerimizden Kâdî İyâz rh.a., Efendimiz s.a.v.’in bu talimatının “cevâmi’ul-kelîm”den, yani az kelamla çok mana anlatan sözlerden olduğunu, Hz. Peygamber s.a.v.’in 23 senelik risaleti müddetince tebliğ eyledikleri her şeyin bu hadiste özetlendiğini söyler.
İslâm’ı yaşama konusunda Süfyan b. Abdullah r.a.’ın şahsında hepimize verilen bu kısa talimatı hayata aktarmak göründüğü kadar kolay değildir. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de de “dosdoğru olma”yı emreden ayetler vardır ve bunlardan Fahr-i Kâinat Efendimiz’e hitaben gelen “Emrolunduğun gibi dosdoğru ol!” (Hud, 112) buyruğu, O’na “Hud suresi beni ihtiyarlattı” dedirtecek kadar ağır sorumluluklar içermektedir.
Dil ile “inandım, iman ettim” demek kolaydır. Bütün mesele inandığımızı yaşamakta, yalpalamadan istikamet üzere yürümekte, rüzgâr nereden eserse essin, müstakim yani dosdoğru olmaktadır ki çetin iştir. Dosdogru bir yolda olmak için Ehli sünnet vel cemaat dan ayrılmamız lazım menzil cemaati içerisinde 10 yıldır bulunmaktayız ve sünnet dışı bir hareket görmek şirk nedir önce onu detaylı bilmek lazım insanlar rabıtaya şirk diyor rabıta demek bağlılık , bağlanmak demektir mürşidi kamil in süretini göz önünde canlandırıp ona inen ALLAH DOSTLARINA inen feyz ve bereketten nasip almak manevi haz duymak lazım tıpkı sahabeler gibi ya Rasulallah wc de dahi aklımdan çıkmıyorsunuz demesi gibi sürekli allah dostları ile birlikte olmak lazım. Peygamber efendimiz Ümmetimin Alimleri beni israil peygamberleri gibidir Buyuruyor hadis i şerifinde. Diğer hadis i şerifinde. Peygamberlerin Varisleri Alimlerdir. Yani zamanın evliyasını bulup araştırmak böyle ubeydullah arslan gibi ağızdan sözlerle araştırmak değil gidip göreceksin takip edeceksin sünnet ve kuran dışında bir hareket görülmez biz böyle iman etmişizdir şunuda unutmamak gerekiyor Allah dostlarının zamana göre bir takip yenileme yetkileri vardır bir takım şeylerle alakalı yani manevi bir işaretle ne yapılması gerekiyorsa onlarda yaptırırlar mübareklerde manevi bir uyarı gelmeden ve manevi bir işaret almadan hiç iş yapmazlar vesselam

Üçler, kutbul’akdab, gavs,
yediler ahyar,
kırklar ebdal,
nekabalar-necebalar.
Üçlerin evveli kutbul gavs dir ikincisi kutbul aktapdır büyükleri kutbul gavs dır varisi nebidir iki kutbul aktaplar vezirleridir.

Sen neyi isbat etmeye çalışıyorsun? Allah'ın veli kullarını, dostlarını inkar eden mi var?

Fakat bu Şeyh Fevzettin gibi Tağutların Allah dostu olduğunun vesikası nedir? İki tane cinlenmiş, şeytanlaşmış adamın çığlık atıp kendini parçalaması? Ayrıca insanlar Rasulullah(aleyhisselatu vesselam)'ın sözünü, vaazını dinlerlerdi de bu şizofrenler gibi çığlık atıp bağırmazlardı.

Bizde bugün tasavvuf tarikatlarındaki şarlatan şeyhlerin Allah dostu olmadığını, şeytanın dostları olduğunu söylüyoruz. Yoksa Allah'ın dostları zahidler elbette vardı ve hala da vardır. Nitekim Buhari'nin rivayet ettiği bir kudsi hadiste Allah buyuruyor ki:"Her kim benim veli kullarımdan birisine düşmanlık ederse, muhakkak ben ona savaş açarım."

Bu sebeple bize Allah'ın velileri olduğunu isbat etme. Biz bunu zaten biliyoruz. Bize Kur'an'dan, Sünnetten, Sahabeden ve onlara en güzel şekilde uyan alimlerden, Ebu Hanife'den Evzai'den, Malik'ten, Şafiî'den, Ahmed'ten bahset. Sizin yaptığınız bunca sapıklık, bidat, hurafe İslam'ın neresinde varmış bundan bahset.

Ayrıca GAVS ne demek anlat bakalım. Bu kelime İslam tarihinde herhangi bir insan için kullanılmış mı? buyur delillerini bekliyorum.
 
E Çevrimdışı

Ebu Katade

Misafir
site yine karışmış....
ibnul harise neden banlandı onu anlamadım
 
A Çevrimdışı

asrinsirri

İslam-tr Sakini
İslam-TR Üyesi
Allahtan Korkun Vallahi Bu Gavsımın Başına gelenler bütük evliyaların başınada gelmişti. Kardeşim Bakın Ben Bu Cemaatteyim ve Daha önce gittiğim Cemaatlerin Hiç Birisinde Bu Huşuyu Göremedim.. VALLAHİDE BİLLAHİDE BU GERÇEK BİR MÜRŞİDİ KAMİLDİ Gidip Bir GÖR aLLAH rIZASI iÇİN.. ONDAN SONRA BU YAZILARI YAZABİLRİMİSİN BAKALIM. Selamün Aleyküm.
TAGUT'u sorar mısın bir dahaki gidişinde Gavs'ınıza ? Birde Suriyedeki insanların halini sor, eğer bu 2 soruya cevap verirse, İslam'da CİHAD kavramını sor...
 
Coolumsu Çevrimdışı

Coolumsu

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Bu videoları tarikatçılar mı telif nedeniyle şikayet ediyor?
 
Üst