Es Selamün Aleyküm Rahmetullah Sahabelerden
Sahabeden Süfyan b. Abdullah es-Sakafî r.a., Hz. Peygamber s.a.v.’e gelir ve “Ey Allah’ın Rasulü!” der; “İslâm’ı yaşama hususunda bana öyle bir söz söyleyiniz ki bir daha sizden başkasına bir şey sorma ihtiyacı hissetmeyeyim.”
Rasul-i Ekrem s.a.v. şöyle buyurur:
“Allah’a iman ettim de, sonra da dosdoğu ol!”
Büyük alimlerimizden Kâdî İyâz rh.a., Efendimiz s.a.v.’in bu talimatının “cevâmi’ul-kelîm”den, yani az kelamla çok mana anlatan sözlerden olduğunu, Hz. Peygamber s.a.v.’in 23 senelik risaleti müddetince tebliğ eyledikleri her şeyin bu hadiste özetlendiğini söyler.
İslâm’ı yaşama konusunda Süfyan b. Abdullah r.a.’ın şahsında hepimize verilen bu kısa talimatı hayata aktarmak göründüğü kadar kolay değildir. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de de “dosdoğru olma”yı emreden ayetler vardır ve bunlardan Fahr-i Kâinat Efendimiz’e hitaben gelen “Emrolunduğun gibi dosdoğru ol!” (Hud, 112) buyruğu, O’na “Hud suresi beni ihtiyarlattı” dedirtecek kadar ağır sorumluluklar içermektedir.
Dil ile “inandım, iman ettim” demek kolaydır. Bütün mesele inandığımızı yaşamakta, yalpalamadan istikamet üzere yürümekte, rüzgâr nereden eserse essin, müstakim yani dosdoğru olmaktadır ki çetin iştir. Dosdogru bir yolda olmak için Ehli sünnet vel cemaat dan ayrılmamız lazım menzil cemaati içerisinde 10 yıldır bulunmaktayız ve sünnet dışı bir hareket görmek şirk nedir önce onu detaylı bilmek lazım insanlar rabıtaya şirk diyor rabıta demek bağlılık , bağlanmak demektir mürşidi kamil in süretini göz önünde canlandırıp ona inen ALLAH DOSTLARINA inen feyz ve bereketten nasip almak manevi haz duymak lazım tıpkı sahabeler gibi ya Rasulallah wc de dahi aklımdan çıkmıyorsunuz demesi gibi sürekli allah dostları ile birlikte olmak lazım. Peygamber efendimiz Ümmetimin Alimleri beni israil peygamberleri gibidir Buyuruyor hadis i şerifinde. Diğer hadis i şerifinde. Peygamberlerin Varisleri Alimlerdir. Yani zamanın evliyasını bulup araştırmak böyle ubeydullah arslan gibi ağızdan sözlerle araştırmak değil gidip göreceksin takip edeceksin sünnet ve kuran dışında bir hareket görülmez biz böyle iman etmişizdir şunuda unutmamak gerekiyor Allah dostlarının zamana göre bir takip yenileme yetkileri vardır bir takım şeylerle alakalı yani manevi bir işaretle ne yapılması gerekiyorsa onlarda yaptırırlar mübareklerde manevi bir uyarı gelmeden ve manevi bir işaret almadan hiç iş yapmazlar vesselam
Üçler, kutbul’akdab, gavs,
yediler ahyar,
kırklar ebdal,
nekabalar-necebalar.
Üçlerin evveli kutbul gavs dir ikincisi kutbul aktapdır büyükleri kutbul gavs dır varisi nebidir iki kutbul aktaplar vezirleridir.
“Yani ulema Peygamberlerin varisleridir buyuruyor.”
[1]
Yediler ahyardır Peygamberimizin ahyari ümmeti dediği bunlardır yedidirler eshabi Resulun varisleridir kıyamete kadar dünyada biri ölse yerine başka evliyaullah’tan biri gelir kırklar ebdaldırlar bunlara ebdal derler. Hadisi şerif.
“Ümmetimden kırk nefer kimse ebdaldir Hak Teala onlar hürmetine yeryüzüne rahmet verir muharebede müminlere nusrat verir” dedi.
Necaba-70 nekaba-300 lerdir evliyaullah’tır kıyamete kadar yeryüzünden eksik olmazlar ölenlerin yerine ümmeti Muhammed’den alırlar bunların cümlesi kadarda kadınlardan vazifeli evliya vardır o kadın velilerin imamlarıda vardır kıyamete kadar böyle olur.
EBDALLAR
Evvelden beri her zaman her asırda böyle insanların zihnini, itikatlarını bozanlar olduğu gibi, Allah’ın kanunlarını da ve Resulü’nün hadislerini ve sünnetlerini bulup, yine insanları ikaz, irşad ediciler de bitmemiştir. Bu kimseler de ümmet-i Muhammed’in içinde kıyamete kadar vardır. Kırk kişiden üç yüz kişiye kadardırlar. Hadis-i Şerif’in ravisi Enes (r.anh),
Buyurdu ki, “Ebdal kırk erkek ve kırk da kadındır. Erkeklerden biri ölünce, yerine Allahu Teala birini tebdil eder, getirir. Kadınlardan biri ölünce Allahu Teala yerine birini bedel getirir.”
[2]
İşte böyle yirmiye yakın hadis-i şerif vardır. Bunların kıyamete kadar böyle olacaklarına İmam-ı Ali’den, kalpleri İbrahim aley-hisselam kalbi gibidirler dediği, hadisinde sahihliğine bir hadis-i şerifte Enes(r.anh)’den: yeryüzünde boş kalmazlar, bunlardan kıyamete kadar gelir, Halil aleyhisselam kalbinde olurlar dedi. Hadis-i Şerif’in ravisi Hazret-i Ali (kerremallahu vechehu)
Buyurdu ki, “Ebdallar altmış kişidir. Onlar kendi menfaatlerini aramazlar. Onlar asla bid’at da işlemezler Onlar her dünya işlerinde çok derinlere dalmazlar. Onlar bu nail oldukları devlete çok namaz kılmakla ve çok oruç tutmakla ve çok sadaka vermekle ermediler ve nail olmadılar ve lakin şunlar ile nail oldular. Birincisi kendi nefislerinde gayet çok cömert olurlar ikincisi kalblerini dünya endişeliri ile dünya kaygıları ve bağları ve sevgileri olan şeylerden kalblerini selamete çıkarmışlardır. Ve Allah’ın kullarına Allah için nasihatları hiçbir menfaat beklemiyerek nasihatları gayet bol olup, kendi reislerine bile hükümdar olsa bile sakınmadan söylerler ve nasihat ederler. İşte bunlar bu devlete bunlar ile nail olur. Ve oldular. Tahkik ve muhakkaki Ya Ali onlar ümmetim içindedirler. Diyebilirimki ve deriz ki Ya Ali kırmızı kirbit başı gibidirler. Ümmetimi derhal tutuştururlar. Aşılarlar. Yanlarına gelip onlara teslim olanları bir ateşe düşmüş gibi yakarlar.”
[3] diye buyurdu. Başka bir hadiste:
“Ümmetimin içinde kırk kişi hiç eksik olmaz, kalpleri İbrahim aleyhisselam kalbi gibidir. Yer yüzünü Allahu Teâlâ onlarla korur. Onlara Ebdallar derler. Onlar bu mertebeye namazla, oruçla, sadaka ile ermediler ne ile erdiler. Ya Resulullah dediler, dedi ki, onlar cömertlikle ve müslümanlara nasihatla buldular.”
[4]
Yani namazla oruçla ve sadaka ile ne kadar çalışan kimse bu ikisini de üstelik yapmaz ise o mertebeye eremez demektir. Yoksa namazsız oruçsuz ve sadakasız erdiler demek değildir. Onlarla beraber olursa demektir.
Ey kardeşim, dikkat et. Fırsat elde iken gözünü aç, sen de bunlara yakın ol, seni de aşılasınlar. Kardeşim, gözünü aç, bu dünya deviri dönüyor. Ömür bitip gidiyor. Hadisi şerif
“Ümmetimden kırk kişiden yer yüzü boş kalmaz. Bunlar İb*rahim Halilürrahman gibidirler, onlarla yağmur yağar, onlarla zaferler olur, Harpler kazanılır onlardan birisi ölse Allahu Teâlâ başkasını yerine getirir. Tebdil eder, kıyamete kadar böyle devam eder.”
[5]
İbrahim Halilullah kalbi deyince anladın mı bu ümmette neler var insanda ne var ki ne beklenir deme. Bu ümmetin için de bunlar mevcuttur Hadisi Şerife bak, Muteriz hoca senin neden haberin var An Ebu saidilhudri Ebu Emâme radıyallahu anh ve ibni Ömer radıyallahu anh rivayetleri ile Kâle Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem;
“Müminin ferasetinden sakınınız onlar Allahu Teâlâ'nın nuru ile bakarlar.”
[6] Gizli hallerinizi görürler. Allahu Teâlâ göstermek isterse görürler. Onlara bazı kere gösterir.
[1] (İbn Hibbân, Sahih, 1/289, 290; Tirmizî, İlm (2682); Ebu Dâvud, İlm (3641); İbn Mâce, Mukaddime (223); Heysemî, Mecmau’z-Zevaid, 1/126)“
[2] El-Hilal fi Keramati’l – Evliya, Deylemi El-Firdevsi bi Me’sûru-l-Hıtâb c.1.s.119-120/405 (Beyrut), Münavi Feyzu-l-Kadir c.3.169 (Mısır), Ramuz-el-Ehadis c.1.s.187/7
[3] İbn Ebi-d-Dünya. Kitabu-l-Evliya c.1.s.12/8 (Beyrut)
[4] Ebu Naim Hilyetü-l-Evliya c.4.s.173 (Beyrut), Tabarani El-Kebir c.10.s.181/10390 (Musul)
[5] İmamı Tabrani Mu’cemu-l-Kebir c.4.s.247/4101 (Kahire)
[6] Süneni Tirmizi c.5.s.298/3127 (Beyrut), Tabarani Mu’cemu-l-Evsat c.3.s.312/30254 (Kahire)-Mu’cemu-l-Kebir c.8.s.102/7497 /Musul)