Haber Mescidi Aksa'yı Yıkma Konusunda Çeşitli Planlar Geliştiriliyor.

Siyonistler, El-Aksa Alanı Üzerinde Havra ve Askeri Bir Köprü Yapmak İstiyor



1948’de işgal edilmiş topraklardaki İslami Hareket’in lideri Şeyh Raid Salah, Mescidi Aksa ve Kubbetu’s-Sahra çevresiyle ilgili Siyonist işgalcilerin gizli planlarını ortaya çıkaran bazı belgeleri kamuoyuyla paylaştı. Gizli belgelerden bazıları Mescidi Aksa ile Kubbetu’s-Sahra’yı kamuya açık alan olarak gösterirken, bazı belgeler de güneybatı kesimde havraların yapılacağını ve Meğaribe kapısında 18m genişlikte askeri bir köprünün inşa edileceğini gösteriyor.

Şeyh Salah bugün (13 Ağustos Çarşamba) Kudüs’te yaptığı basın toplantısında, söylediklerinin bir analiz ve yorum olmadığını ifade ederek, toplantıya katılanlara gizli belgeleri gösterdi. Belgelere göre düzenli bir şekilde bölgelerin değiştirileceğini söyleyen Raid Salah, planın Heykel Tepesi ile Ağlama Duvarı’ndan açık alana, açık alandan da Heykel Tepesi ile Burak duvarına kadar ki alanı kapsadığını söyledi.

Şeyh Salah, Siyonist belgelerde, Mescidi Aksa’nın Heykel Tepesi, Mescidi Aksa’ya bitişik Burak Duvarı’nın ise Ağlama Duvarı olarak işaretlendiğini ifade etti.

Şeyh Salah basın toplantısında şöyle konuştu: “Plana göre önce Mescidi Aksa kamuya açık bir yer olarak tanıtılacak. Daha sonra, Mescidi Aksa’nın içinin de kamuya açık yer olduğu ileri sürülecek ve arkasından bu mübarek bölge Heykel Tepesi diye iddia ettikleri bir yere dönüştürülecek. Son aşamada ise Mescidi Aksa’nın enkazı üzerinde Süleyman Tapınağı inşa edilecek.”

Yahudi cemaatleri Mescidi Aksa ve Kubbetu’s-Sahra’nın da içinde bulunduğu tepeyi Heykel Tepesi olarak adlandırmaktadır.

Hamas, Kudüs’ü Yahudileştirme Çabaları Karşısında Ümmeti Kararlı Olmaya Çağırdı

İslami Direniş Hareketi (Hamas), İslam ümmetini Siyonistlerin Mescidi Aksa’yı Yahudileştirme ve onu yıkma planları karşısında kararlı bir şekilde durmaya çağırdı. Ümmetin göstereceği tepkinin Siyonistlerin planlarının çok üstünde olması gerektiğini belirterek, ümmetin mukaddesatını himaye edebileceğini net bir şekilde göstermesi gerektiğini belirtti.

Hamas sözcüsü Sami Ebu Zuhri, deşifre edilen Mescidi Aksa’nın içinde havraların yapılmasını öngören planların; Kudüs ve Mescidi Aksa’nın Yahudileştirilmesi sürecinin tehlikeli bir boyutta olduğunu gösterdiğini ifade etti.

Hamas sözcüsü bugün (13 Ağustos Çarşamba) Filistin Enformasyon Merkezi’ne yaptığı özel açıklamada, Kudüs’te anlamsız görüşmelerin devam ettiği bir süreçte bu bilgilerin deşifre olmasının, Siyonistlerin mukaddes yerlerle ilgili cürümlerini örtme konusunda Filistin Özerk Yönetimi’nin oynadığı rolü açıkça ortaya koyduğunu ifade etti.

Kudüs ile ilgili kurum ve kuruluşların bu tür sinsi planları deşifre etmeye devam etmelerini isteyen Sami Ebu Zuhri, Mescidi Aksa ile ilgili bu tehlikeli tehdit karşısında İslam âlemiyle Arap âlemini sorumluluk alarak tavır belirlemeye çağırdı.

Hamas hareketinin, Kudüs’ü bu tür sinsi planlardan kurtarmak için mümkün olan bütün araçları kullanacağını belirten Ebu Zuhri, Siyonistlerin bu düzeyde bir planının olduğunun ortaya çıkmasının, Siyonistlerin halkları adam yerine koymadığını ve Yahudileştirme politikalarına karşı hiç kimsenin ses çıkarmayacağına inandıklarını gösterdiğini belirtti.

1948 de işgal edilmiş topraklar üzerinde çalışmalarını sürdüren İslami Hareket’in lideri Şeyh Raid Salah, bugün Mescidi Aksa ve Kubbetu’s-Sahra çevresiyle ilgili Siyonistlerin gizli planlarını ortaya çıkaran bazı belgeleri kamuoyuyla paylaşmıştı. Gizli belgelerde Mescidi Aksa ile Kubbetu’s-Sahra kamuya açık alan olarak gösterilirken, bazı belgelerde güneybatı kesimde havraların yapılacağını ve Mağaribe kapısında 18m genişliğinde askeri bir köprünün inşa edileceğini gösteriyor.

FİEM

yıllardır altını delik deşik ederek yıkamadıkları aksayı şimdide yeni metodlarla yıkmaya çalışıyorlar. hamasın çağrısına nasıl karşılık verilmeli orası aklımı biraz karıştırdı. aksa için en azından türkiye dahilinde bir ümmet bilinci gerçekleşemediki bu konuda türkiye çapında bir kararlılık olsun... rabbim yardımcımız olsun. müslümanların ilk kıblesi yıllardır esaret altında kaldıktan sonra birde yıkılırsa rabbim bunun hesabını bizlere sormazmı

Mescidi Aksa’nın üzerinde dolaşan tehlike bulutları Filistin halkını korkutuyor.

Filistin Meclisi’ndeki Kudüs Komisyonu Başkan vekili milletvekili Ahmed Ebu Halebiyye, Siyonist işgalcilerin yaptıkları kazıların Mescidi Aksa’nın temellerine kadar indiğini belirtti.

Siyonistlerin Mescidi Aksa’nın bitişiğinde bulunan Mescidi Mervani’nin altında 800m uzunluğunda bir tünel kazdıklarının ortaya çıktığını söyleyen Ebu Halebiyye, tünelden dolayı mescidin duvarlarında özellikle de güney cephesindeki duvarında çatlakların ve zemininde de yer yer çökmelerin meydana geldiğini belirtti.

Aynı zamanda Uluslararası Kudüs Müessesesi’nin Gazze şubesi başkanı olan Ebu Halebiyye açıklamasının devamında, duvarlarda meydana gelen bu çatlakların yer yer 1- 1.5m’yi bulduğunu belirterek, aynı çatlakların civar evlerde de görüldüğünü ifade etti. Ebu Halebiyye işgalcilerin Mescidi Aksa’ya zarar vermeye ve mukaddes mekânları kirletmeye kesintisiz olarak devam ettiklerini de sözlerine ekledi.

Ebu Halebiyye bugün (15 Ağustos Cuma) “Filistin” adlı gazetede yayınlanan açıklamasında Siyonist işgalcilerin bu uygulamalarla yetinmediklerini, Kudüs ahalisini Mescidi Aksa’da namaz kılmaktan menettiklerini, cami giriş-çıkışlarında kadın ve erkeklere yaş sınırı getirdiklerini, cami güvenliğinin görevlerini yapmasına mani olduklarını ve zaman zaman da onları tutukladıklarını belirtti.

Ebu Halebiyye yaptığı açıklamada ayrıca, yapılan istatistiklerin; Siyonist işgal devletinin 1967 yılından beri Yahudi yerleşim birimleri inşa etmek için Filistinlilere ait 50 bin dönüm araziyi gasp ettiğini gösterdiğini belirtti.

Kudüs’teki evleri yıkma, yeni yerleşim birimleri yapma, Filistin halkını yurtlarından çıkarma, İslami görüntüleri yok etme ve buraların isimlerini Arapçadan İbraniceye çevirmenin Kudüs’ü Yahudileştirmeyi hedeflediğini belirten Ebu Halebiyye, Kudüs’te 13 İslami esere el koyan Siyonistlerin buraların isimlerini İbraniceye çevirdiklerini ifade etti.

Siyonist işgal yönetiminin sudan bahanelerle Kudüs ahalisinin kimliklerini ellerinden alıp evlerine de el koyduğunu belirten Ebu Halebiyye, şimdiye kadar 35 bin Kudüslünün kimliğine el koyan işgal yönetiminin yaklaşık 50 bin eve de ruhsatları olmadığı (!) iddiasıyla el koyduğunu, Filistinlileri de şehrin dışına çıkmaya zorladığını belirtti.

Kudüs Komisyonu Başkan vekili Ebu Halebiyye, Siyonistlerin Kudüs’teki mukaddes mekânlara tecavüzlerinin çok ileri boyuta ulaştığını belirterek, buradaki mukaddes mekânların bar, kumarhane ve dans merkezlerine dönüştürüldüklerini, gizlice sahabe kabirlerinin açılıp içindeki medfûn zatların kemiklerinin bilinmeyen yerlere götürüldüklerini de belirtti.

Komisyon Başkan vekili Ebu Halebiyye, Mahmut Abbas’a Kudüs’e yönelik bu vahşi ve barbar saldırılar kesintisiz bir şekilde devam ederken, sürdürdüğü anlamsız görüşmelere son vermesini istedi.

FİEM

deli ' Alıntı:

yıllardır altını delik deşik ederek yıkamadıkları aksayı şimdide yeni metodlarla yıkmaya çalışıyorlar. hamasın çağrısına nasıl karşılık verilmeli orası aklımı biraz karıştırdı. aksa için en azından türkiye dahilinde bir ümmet bilinci gerçekleşemediki bu konuda türkiye çapında bir kararlılık olsun... rabbim yardımcımız olsun. müslümanların ilk kıblesi yıllardır esaret altında kaldıktan sonra birde yıkılırsa rabbim bunun hesabını bizlere sormazmı

Genişletmek için tıkla ...

Allah razı olsun, karşılık verme konusunda ben de muzdaribim, özellikle mescidi aksa yı yıkma planları adı altında verdiklerimizin internet efsanesi adıyla anılır olması sinirlerimi yıpratıyor, elimden gelen bu şahsım adına ,mescidi aksa yıkılmak isteniyor, kubbetus sahranın tüm yayın organlarınca kullanılıyor oluşu mescidi aksanın yıkılmasını üstü kapalı yapmaktan ziyade , yıkım gerçekleşip süleyman mabedi kurulacak olursa kubbetus sahra da yıkılacak anladığım kadarıyla, iş böyle iken mescidi aksa yerine kubbetus sahranın resimlerinin kulanılıyor oluşuna internet efsanesi diyenlere karşı duyduğum hayreti yineliyorum!

Vakıflar Bakanlığı, Kudüs ve Mescid-i Aksa’ya destek için kampanya düzenliyor.

İsmail Heniyye başkanlığındaki Filistin Hükümetindeki Vakıflar ve Din İşleri Bakanlığı, işgal altındaki Kudüs’e destek için uluslararası bir kampanya düzenlemeye hazırlandığını bildirdi. Bakanlık düzenleyeceği kampanya ile işgal yönetiminin Kudüs ve Mescid-i Aksa’ya yönelik kirli emellerini ortaya çıkarıp dünya kamuoyuna duyurmayı hedefliyor.

Bakanlığın basın bürosundan 18 Ağustos Pazartesi günü yapılan ve Filistin Enformasyon Merkezi’ne de ulaşan açıklamasında düşünülen kampanyanın iki hafta süreceği ve bu süre içinde Kudüs’e destek için bir milyon imza toplanmasının hedeflendiği belirtildi.

Vakıflar ve Din İşler Bakanı Dr. Talib Ebu Şair, uluslararası kampanyanın; Kudüs’ün Filistin devletinin başkenti olduğunu ve bunun Filistin’in pazarlık konusu olmayan sabitelerinden biri olduğunu ortaya koymayı hedeflediğini belirtti.

Dr. Ebu Şair, bu kampanyanın aynı zamanda Kudüs’ün karşı karşıya olduğu tehlikeleri ortaya koymayı amaçladığını söyledi. Kudüs’teki toprakların gasp edildiğini, hızla yeni yerleşim birimleri yapıldığını, utanç duvarının inşasına devam edildiğini, halkın zorla göç ettirildiğini, evlerin yıkıldığını, Mescid-i Aksa’nın temeline kadar tünellerin kazıldığını belirten Vakıflar Bakanı, bu tehlikeleri bir bir anlatmak ve Müslümanların yüreğinde Kudüs’ü canlı tutmak için bu kampanyayı düşündüklerini belirtti.

FİEM

Kudüs Komisyonu, Kudüs'ün tahrip edilmesine ve Yahudileştirilmesine karşı imza kampanyası başlattı.



“Siyonist İşgalcilerin Yaptıkları Kazılar Mescid-i Aksa’yı Tehdit Ediyor”

Filistin Meclis Başkan Vekili Dr. Ahmed Bahr, Vakıflar Bakanlığı bünyesindeki Kudüs Komisyonunun Kudüs’e yardım için başlattığı imza kampanyası çerçevesinde Gazze’deki ofisinde Vakfılar Bakanı Dr. Talib Ebu Şair’den “Kudüs Sözleşmesi”ni teslim aldı.

Vakıflar Bakanlığını Kudüs’ü sahiplenmesinden ve yarın başlatmayı düşündüğü Kudüs’e destek kampanyasından dolayı takdir ettiklerini belirten Dr. Bahr, Kudüs’ün şu anda yoğun bir Yahudileştirme operasyonuna maruz kaldığını ve yapılan kazıların Mecsid-i Aksa’nın temelline kadar indiğini ifade etti.

Kudüs’ü Yahudileştirme ve Mescid-i Aksa’yı tehlikeye sokacak kazılar konusunda Siyonistleri uyaran Dr. Ahmed Bahr, bu yoğun faaliyetlerin Kudüs’ün yakılmasının yıldönümüne denk gelmesinin de dikkat çekici olduğunu belirtti.

Diğer taraftan Vakıflar Bakanı Dr. Talib Ebu Şair de, Mecsid-i Aksa’dan vazgeçmeyi ve bu konuda taviz vermeyi haram sayan bir karar çıkaran, Filistin devletinin başkenti Kudüs başta olmak üzere Filistin’in olmazsa olmaz sabitelerine sımsıkı sarılan Filistin Meclisi’ni takdir ettiklerini ifade etti.

Ebu Şair, “Lebbeyk Ya Kudüs!”sloganıyla yarın; Siyonistlerin yerleşim birimleri kurarak, Kudüs’ün İslami çehresini değiştirerek Kudüs’ü Yahudileştirme çabalarına tepki olarak uluslararası bir imza kampanyası başlatacaklarını belirtti.

http://www.alquds.gov.ps/ adresine girerek Filistin Vakıflar Bakanlığına bağlı Kudüs Komisyonunun hazırladığı kampanyaya imza verilebiliyor. İnternet adresindeki للمشاركة في التوقيع على وثيقة الوفاء للقدس linki veya hemen altındaki To sign on this Agreement linki tıklanıp oy kullanılabiliyor.

FİEM

hepimizin gözünün önünde vahşet yaparken imza kampanyasını kim dinler hocam :benkizgin kime vercekler imzaları...

Yıllardır tüm ümmet sırtını döndü filistin ve ilk kıblemize.israil itleri kaç yıldır alttan alttan siyasi manevralarla bir çok aşamayı geçti.Biz ise hala hareket etmeyi bırakın ortadaki sorunu idrak edecek zekaya sahip değiliz.
Sözüm ona lafa geldi mi mangalda kül bırakmayız.Nerede bizim İslam kardeşliğimiz?Bu mu bizim müslümanlık anlayışımız.Vallahi Allah benim iman ettiğim Allah bunun hesabını bize kat be kat sorar.Kardeşlerimiz ,namuslarımız ayaklar altına alınırken,çocuklar kadınlar insanlar yardım diye feryad ederken bizim hala aptalca yorumlar peşinde olmamızın hesabını Rabbim soracak elbet.
Zannediyormuyuz ki tekerlekli sandalyeye mahkum bir insan olmasına rağmen ömrü mücadele ile geçmiş ömrünün her anını Allah'a ve dinine adamış canını kanını bu dine feda etmiş şeyhin şikayeti dikkate alınmaz?
İşin özü dostlar söze geldi mi hepimizin edecek iki kelamı var muhakkak.;Ama iş yardım etmeye,iş fedakarlık yapmaya gelince ........Yazacak çok sözümüz var:var ama yazacaklarımızı artık herkes biliyor.Artık uyanma zamanı,artık evimizde geçirdiğimiz her boş zamandan Allah'a sığınma zamanı,artık sıcak yuvalarımızda evladımızı kucağımıza alıp severken ar etme zamanı,artık başımızı huzur içinde yastığa koyma değil!yatağa girdiğinde ümmetin haline ,düşülen acze kısaca halimize ağlama vakti.

imza kampanyasına gösterilecek iştirak onlar için önem arzediyordur belki!

bu işler imzayla hallolunacak gibi değil galiba kardeş. problem çok büyük. şehadet81abinin dediğine de bir noktada katılmıyorum. bilmiyoruz hacı abi... bildirmiyorlar, bilmemize müsade etmiyorlar. zaten bilmediğimiz için hala yerlerimizde rahatça oturuyor ve bu zulme seyirci kalıyoruz. değil mescid-i aksayı, kubbetuh sahrayı, oraları çevreleyen duvarın tek bir taşını bile yıkmalarına izin vermememiz lazım normalde. çünkü isra süresi 1. ayette çevresini mübarek kıldığımız Mescidi Aksa diye geçiyor. yani hem kendisi hem çevresi kutsal sayılan bir toprktan ve orayı savunmaya çalışan bir avuç müslümandan bahsediyoruz. mescid-i aksa nın değerini bilmiyoruz. hz.Süleymanın yaptığı mescid, beytül makdisti. mescid-i aksa hz. ömer zamanında beytül makdis in temelleri üzerine kurulmuştur. mescidi aksa ile mescidil kuba arasındada yahudilerin ortalığı karıştırma olayları vardır. bu masallara maalesef hemen kanıyoruz. nitekim Yahudilerin büyülü mabed olarak gördüğü, Hz. Süleyman' ın tevhidi temele dayalı binasının olduğu yere (Harem-i Şerif) kudüsün hz ömer tarafından fethi döneminde, Süleyman peygamberin tevhid mücadelesinin bir sembolü olarak Kubbetü' s-Sahra inşa edilmiştir. ve bu mescidin tam ortasında da Allah rasulünün miraca yükseldiği kaya hala durmaktadır. bu nedenle kubbetu sahranın da değeri müslümanlar açısından çok önemlidir. bu bölgede yaşayan peygamberleri saymaya gerek yok zaten. hz. musa ve hz. harunun kızıl denizin yarılmasından sonra ve yahudilerin tih çölüne düşmesinden önce geldikleri mekan filistin topraklarıdır. hz ibrahimin mancınıkla atıldığı ateşten hanımları hz. hacer ve hz. sare validemiz ve yeğenleri hz.lut ile birlikte geldiği yer yine filistindir. hz ismail ve ishak peygamberin doğduğu topraklar yine burasıdır. hz.ishak ın peygamber olarak görevlendirildiği mekan yine bu topraklardır. hz davut calutu öldürdüğü ve peygamberliğinin verildiği ve hz. süleymana muhteşem bir saltanat ve peygamberlik verildiği yer yine burasıdır. hz. yahya ve hz. zekeriya bu bölgede hizmet etmişlerdir. hz. meryem beytül makdise, yani bizim bu gün mescid-i aksa dediğimiz yere adandığı ve orada hayatını idame ettirdiği, haz isayıda orada doğurup büyüttüğünü bilmekteyiz. yine dedesi hz. ismailin doğduğu bu topraklara mirac amacıyla gelen Allah rasulünün durumunu, meydana gelen hadiseleri bilmekteyiz. müslümanların ilk kıblesinin yine beytül makdis, yani mescid-i aksa olduğunu biliyoruz. kudsiyet bakımından daha ne olsun. bizlere emanet edilen bu toprakların zerresine zarar gelse Allah bunun hesabını bizlere sormazmı. peki ya ahirette bu bölgeyi canları pahasına koruyan peygamberlerin yüzlerine nasıl bakarız. orada yine bu beldeyi korumak adına canlarını, mallarını, ırzlarını kaybeden insanlardan hangi yüzle helallik isteriz. bunları hiç düşündünüzmü.

ALLAH razı olsun