Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Mevlid Kötü Bid'at Mıdır?

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
M Çevrimdışı

morueqq

لا إله إلا الله
İslam-TR Üyesi
SÜNNETE UYMAK ve DÎNDE BİD’AT ÇIKARMAKTAN YASAKLAMA KONUSUNDA EHL-İ SÜNNET İMAMLARININ TAVSİYELERİ



Muâz b. Cebel:

" Ey insanlar! İlim kaldırılmadan önce, ilim öğrenmeye bakınız. Şunu biliniz ki ilmin kaldırılması, ilim ehlinin gitmesidir.Bid’atlerden, bid’at çıkarmak-tan ve aşırıya gitmekten sakınınız, siz eski halinize uymaya bakınız."
[İbn-i Vaddâh; "el-Bideu ven-Nehyu Anhâ"]


Huzeyfe b. Yemân:

"Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem-’in ashâbının ibâ-det diye yapmadığı hiçbir ibâdeti siz de yapmayın. Çünkü önce gelen, sonra gelene söyleyecek söz bırakmamıştır. Ey âlimler topluluğu! Allah’tan korkun. Sizden öncekilerin izlediği yolu tutun."
[İbn-i Batta, "el-İbâne" adlı eserinde rivâyet etmiştir]

Abdullah b. Mes’ud:
"Sizden kim başkasının izinden gidecekse, ölenlerin sünnetine uysun. Onlar bu ümmetin en hayırlısı, kalpleri en iyi, ilimleri en derin ve kendilerini en az külfete sokan Muhammed-sallallahu aleyhi ve sellem-'in ashâbıdır. Onlar, Allah Teâlâ'nın Peygamberine arkadaşlık yapmaları ve dînini taşımaları için seçtiği bir topluluktur. Siz de ahlâkınızı onların ahlâkına ve yolunuzu da onların yoluna benzetin. Çünkü onlar dosdoğru yol üzereydiler."
[Beğavî, "Şerhus,Sunne" adlı eserinde rivâyet etmiştir]

Yine şöyle der:

"(Sünnete) uyun,bid’at çıkarmayın. Sizin başka bir şeye ihtiyacınız yoktur (dîniniz tamamlanmıştır). Siz eski yola uymaya bakınız."
[Dârimî, süneninde rivâyet etmiştir.]


Abdullah b. Ömer:

"İnsanlar öncekilerin izlerine uydukları sürece doğru yol üzere kalmaya devam edeceklerdir."
[El-Lâlekâî; "Ehl-i Sünnet vel-Cemaat İtikâdının Esasları Şerhi"nde rivâyet etmiştir.]

"İnsanlar onu güzel görseler dahi, her bid’at dalâlettir."
[El-Lâlekâî; "Ehl-i Sünnet vel-Cemaat İtikâdının Esasları Şerhi"nde rivâyet etmiştir.]


Büyük sahâbî Ebud-Derdâ:

"Sen öncekilerin izini izlediğin sürece asla sapıtmazsın."
[İbn-i Batta, "el-İbâne" adlı eserinde rivâyet etmiştir]


Mü’minlerin emîri Ali b. Ebî Tâlib:

"Eğer dîn görüşe göre olsaydı, mestlerin alt tarafının meshedilmesi, üst tarafının meshedilmesin-den daha uygun olurdu.Ancak ben Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem-’i mestlerin üstünü meshederken gördüm."
[İbn-i Ebî Şeybe, "el-Musannef" adlı eserinde rivâyet etmiştir.]



Abdullah b. Amr b. el-Âs:

"Hiçbir bid’at çıkarılmasın ki o devam etmiş olmasın. Hiçbir sünnet ortadan kaldırılmasın ki onun ortadan kayboluşu devam etmiş olmasın."
[İbn-i Batta, "el-İbâne" adlı eserinde rivâyet etmiştir.]



Âbis b. Rabîa:

Ben, Ömer b. Hattâb’ı Hacer-i Esved’i öperken ve bu arada şunları söylerken gördüm:
"Ben, senin ne fayda, ne de zarar verebilen bir taş olduğunu çok iyi biliyorum. Eğer Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem-’i seni öperken görmüş olmasaydım, ben de seni öpmezdim."
[Buharî ve Müslim]



Adâletli halife Ömer b. Abdulaziz:

"O kavmin durduğu yerde sen de dur. Çünkü onlar bilerek durmuşlardır.Derin bir görüş ile uzak kalmışlardır. O durdukları noktayı açığa çıkarmakta onlar daha güçlü idiler. Eğer bu işte bir fazîlet olsaydı, onu yapmaya da daha layık idiler. Şâyet sizler 'onlardan sonra meydana geldi' diyecek olursanız, şüphesiz onların yoluna aykırı hareket eden ve sünnetinden yüz çevirenden başkası bu yeni şeyi ortaya çıkarmış değildir. Onlar şifâ için yeterli olacak kadarını söylediler, yetecek kadar söz söylediler. Onlardan öteye giden aşırıya gitmiş, onlardan geri kalan hata yapmış olur. Birtakım kimseler onlardan geriye kaldığından dolayı onlar uzak düştüler, kimisi de onları geride bıraktığından dolayı aşırıya gittiler. Onlar ise bu ikisi arasında hiç şüphesiz dosdoğru bir yol üzerinde idiler."
[İbn-i Kudâme; "Lum'atul-İ'tikâd el-Hâdî İlâ Sebîlir-Raşâd"]



İmam Evzaî:

"İnsanlar seni reddetseler bile sen selef’in izinden gitmeye bak. Sözleriyle sana süslü gösterseler bile insanların görüşlerinden uzak dur. Çünkü böyle yapacak olursan, sen dosdoğru yol üzere olduğun halde mesele senin için açıklık kazanır."
[el-Hatîb; "Şerafu Ashâbil-Hadîs" adlı eserinde rivâyet etmiştir.]



Eyyûb Sıhtiyanî:

"Bid’at sahibinin gayreti ne kadar artarsa, Allah’tan da o kadar uzaklaşır."
[İbn-i Vaddâh; "el-Bideu ven-Nehyu Anhâ"]


Hassân b. Atiyye:

"Bir topluluk dînleri hakkında bir bid’at çıkardılar mı, mutlaka onun benzeri olan bir sünnet onların arasından çekilip alınır."
[El-Lâlekâî; "Ehl-i Sünnet vel-Cemaat İtikâdının Esasları Şerhi"nde rivâyet etmiştir]



Muhammed b.Sîrîn:

"Şöyle diyorlardı:Kişi öncekilerin izi üzere yürümeye devam ettikçe,doğru yol üzerinde devam ediyor demektir."
[El-Lâlekâî; "Ehl-i Sünnet vel-Cemaat İtikâdının Esasları Şerhi"nde rivâyet etmiştir]



Süfyan-ı Sevrî:

"Bid’at çıkarmak, İblis'e günah işlemekten daha sevimlidir. Çünkü kişi günahtan tevbe eder, bid’atten ise tevbe edilmez."
[Beğavî, "Şerhus,Sünne" adlı eserinde rivâyet etmiştir.]


Abdullah b. Mubârek:

"Dayandığın şey, eser (öncekilerin izlediği yol) olsun. Sen, görüşlerden hadisi açıklayacak kadarını al."
[Beyhakî; "Sunenul-Kubrâ"da rivâyet etmiştir.]


İmam Şafîi:

"Sünnete aykırı olarak hakkında konuştuğum ne kadar mesele varsa, ben ondan hayatımda da, ölümümden sonra da dönüyorum, vazgeçiyorum."
[El-Hatîb; "el-Fakîh vel-Mütefakkih" adlı eserinde rivâyet etmiştir]


Rabî’ b. Süleyman:

"Şafiî bir gün bir hadis rivâyet etti.
Bir adam ona: Ey Abdullah’ın babası sen de bu hadisi delil olarak alıyor musun? deyince, Şâfiî ona şöyle dedi:
"Ben Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem-’den sahih bir hadis rivâyet edip de onu delil olarak kabul etmezsem şâhit olunuz ki aklımı başımdan yitirmişim demektir."
[İbn-i Batta, "el-İbâne" adlı eserinde rivâyet etmiştir]


Nuh el-Câmî:

"Ebu Hanife'ye-Allah ona rahmet etsin- şöyle dedim: İnsanların ârâz ve cisimler hakkında söylediklerine ne dersin? O şöyle dedi:"Bunlar felsefecilerin görüş-leridir.Sen esere ve selefin izlediği yola uymaya bak. Sonradan çıkarılmış, her şeyden sakın.Çünkü o bir bid’attir."
[El-Hatîb; "el-Fakîh vel-Mütefakkih" adlı eserinde rivâyet etmiştir.]



İmam Mâlik b.Enes:
"Sünnet Nuh'un gemisidir. Ona binen kurtulur, ondan geri kalan suda boğulur."
[Suyûtî; "Miftâhul-Cenne Fil-İ'tisâm Bis-Sünne"]

Yine şöyle der:
"Şâyet kelâm bir ilim olsaydı, sahâbe ve tâbiîn, ahkâm hakkında konuştukları gibi, kelâm hakkında da konuşurlardı.Ancak o bir bâtıla delâlet eden bir bâtıldır."
[Beğavî, "Şerhus,Sünne" adlı eserinde rivâyet etmiştir.]


İbn-i Mâcişûn:

"Ben Mâlik’i şöyle derken işittim:

'Her kim İslam’da güzel görüp bir bid’at çıkarır-sa, Muhammed-sallallahu aleyhi ve sellem-’in risâleti edâ etmede ihânet ettiğini iddiâ etmiş olur. Çünkü Allah Teâlâ: 'Bugün sizin için dîninizi tamamladım' diye buyurmaktadır. Bu sebeple o gün dîn olmayan hiçbir şey bugün de dîn olamaz."
[İmam Şâtıbî; "el-İ'tisâm"]



Ehl-i sünnet imamı İmam Ahmed b. Hanbel :

"Bize göre sünnetin esasları, Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem-’in ashâbının izlediği yola sımsıkı sarılmak, onları örnek almak ve bid’atleri terketmektir. Çünkü her bid’at bir sapıklıktır."
[El-Lâlekâî; "Ehl-i Sünnet vel-Cemaat İtikâdının Esasları Şerhi"nde rivâyet etmiştir.]


Hasan-ı Basrî:

"Bir kimse eğer ilk selef’e yetişmiş olup da, sonra bugün diriltilmiş olsaydı,İslam’dan bildiği hiçbir şey göremezdi. -Bu arada elini yanağına koyduktan sonra sözlerine şöyle devam etti:
Ancak şu namaz müstesnâ -Sonra şunları söyledi- :
Allah’a yemîn ederim, ancak şu tanınmadık hal içerisinde yaşayıp da o selef-i sâlih’e de yetişmemiş olan kimse bir bid’atçinin bid’atine dünyalık isteyen bir kimsenin dünyasına dâvet ettiğini görmekle birlikte, Allah bu işten o kişiyi koruyup da kalbinin o selef-i sâlih’e arzu duymasını sağlar, böylece o kimse onların yolunu sorup,izini takib etmeye, yolunu izlemeye koyulursa, hiç şüphe yok ki bunların (bid’at ve dünyalığın) yerine ona pek büyük bir ecir verilecektir. Allah’ın izniyle siz de böyle olun."
[İbn-i Vaddâh; "el-Bideu ven-Nehyu Anhâ"]



İlmiyle âmil Fudayl b. İyâd'ın:

"Hidâyet yollarına uy.O yolu izleyenlerinin az oluşu sana zarar veremez. Dalâlet yollarından ise sakın. Helâk olanların çokluğuna da aldanma."
[İmam Şâtıbî; "el-İ'tisâm"]



Abdullah b. Ömer :

Kendisine bir mesele hakkında soru sorup da baban bu işi yasaklamıştı, diyen kimseye şöyle söylemişti:

"Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem-’in emrine uyulması mı daha uygundur? Yoksa babamın emrine mi?"
[İbn-i Kayyim; "Zâdul-Meâd"]



Abdullah b. Ömer:

Adamın birisi aksırıp, "elhamdulillah ves-salâtu ves-selâmu alâ rasûlillah" dediğini duyunca, İbn-i Ömer ona şöyle demişti:

“Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- bize böyle öğretmedi. Aksine : Sizden biriniz aksırdığında elhamdulillah desin, diye buyurdu. Rasûlullah’a salât ve selâm getirsin, demedi."
[Tirmizî süneninde hasen bir senedle rivâyet etmiştir.]



İbn-i Abbas :
Ebu Bekir ve Ömer'in sözleri ile sünnete karşı çıkana şöyle demiştir:

"Bu gidişle fazla geçmeden gökten üzerinize taş yağacaktır.Ben sizlere Rasûlullah-sallahu aleyhi ve sellem- buyurdu diyorum, siz bana Ebu Bekir ve Ömer şöyle şöyle dedi, diyorsunuz."
[Abdurrezzâk; "el-Musannef" adlı eserinde sahih bir senedle rivâyet etmiştir]

sünneti nitelendirdiği bu sözleri ne kadar doğrudur:
"Sünnet ehlinden bir kimseye bakmak, sünnete dâvet eder ve bid’ati yasaklar."
[El-Lâlekâî; "Ehl-i Sünnet vel-Cemaat İtikâdının Esasları Şerhi"nde rivâyet etmiştir.]



Süfyan-ı Sevrî:

"Doğuda bir adamın sünnete bağlı olduğuna dâir sana bir haber ulaşırsa, sen de ona selâm gönder. Çünkü sünnet ehli (sünnete bağlı) kimseler azalmıştır."
[El-Lâlekâî; "Ehl-i Sünnet vel-Cemaat İtikâdının Esasları Şerhi"nde rivâyet etmiştir.]


Eyyûb Sıhtiyanî:

"Bana sünnet ehlinden birisinin öldüğü haber verildiğinde sanki organlarımdan birisini kaybetmiş gibi oluyorum."
[El-Lâlekâî; "Ehl-i Sünnet vel-Cemaat İtikâdının Esasları Şerhi"nde rivâyet etmiştir.]


Câfer b. Muhammed:

"Ben Kuteybe’yi-Allah ona rahmet etsin- şöyle derken işittim:
'Bir adamın Yahya b. Saîd, Abdurrahman b. Mehdî, Ahmed b. Hanbel, İshak b. Râhaveyh -ve daha başka kimseleri de zikrederek- gibi hadis ehli olan kimseleri sevdiğini görürsen, şüphesiz ki o kişi sünnete uyan bir kimsedir. Bunlara muhalefet eden kimse de bil ki o bid’atçi birisidir."
[El-Lâlekâî; "Ehl-i Sünnet vel-Cemaat İtikâdının Esasları Şerhi"nde rivâyet etmiştir]


İbrahim Nehaî:

"Eğer Muhammed-sallallahu aleyhi ve sellem-’in ashâbı bir tırnağın üzerini meshetmiş olsalardı, ben de onlara uymanın fazîletini elde etmek için onu yıkamazdım"
[Ebû Dâvûd, süneninde rivâyet etmiştir]


Abdullah b. Mubârek:

"Ey kardeşim, şunu bil ki bugün ölmek; sünnet üzere Allah’ın huzuruna çıkacak her müslüman için bir lutuf ve ikramdır. Elbette biz Allah’a âitiz ve O’na döneceğiz. Yalnızlığımızdan, kardeşlerin gidip bizi bırakmasından, yardımcıların azlığından, bid’atlerin ortaya çıkmasından ötürü Allah’a şikayet ederiz. İlim adamlarının,sünnet ehlinin gitmesi, bid’atlerin ortaya çıkması gibi, bu ümmetin başına gelen büyük musibetlerden dolayı da şikâyetimiz Allah’adır."
[İbn-i Vaddâh; "el-Bideu ven-Nehyu Anhâ"]



Fudayl b. İyâd:

"Şüphesiz Allah’ın kendileri vasıtası ile ülkelere hayat verdiği kulları vardır ki onlar sünnet ashâbı kimselerdir."
[El-Lâlekâî; "Ehl-i Sünnet vel-Cemaat İtikâdının Esasları Şerhi"nde rivâyet etmiştir.]



İmam Şafiî :

Ehl-i sünneti nitelendirdiği şu sözleri ne kadar doğrudur:

"Ben, hadis ashâbından bir adamı gördüğüm zaman sanki Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem-’in ashâbın-dan birisini görmüş gibi oluyorum."
[el-Hatîb; "Şerafu Ashâbil-Hadîs" adlı eserinde rivâyet etmiştir]



İmam Mâlik :

Sözünü ettiğimiz bütün imamların sözlerini özetleyen büyük bir kâideyi şu sözleriyle ortaya koymaktadır:
"Bu ümmetin başı ne ile düzelmişse, sonu da ancak onunla düzelir. O gün dîn olmayan hiçbir şey bugün de dîn olamaz."
[Kadı İyâd;" eş-Şifâ". Cilt: 2, sayfa: 88]



Bunlar Ehl-i Sünnet vel-Cemaat olan selef-i sâlih’in önderlerinden bazılarının söyledikleri sözlerdir. Onlar insanlara en iyi nasihat eden, insanlar arasında ümmetinin iyiliğini en çok isteyen, onların ne ile düzeleceklerini ve ne ile hidâyet bulacaklarını en iyi bilenlerdi.
Onlar, Allah Teâlâ'nın kitabı ve Rasûlünün sünnetine sımsıkı sarılmayı tavsiye etmekte, sonradan ortaya çıkmış işlerden ve bid’atlerden sakındırmakta, Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem-’in onlara haber verdiği şekilde kurtuluş yolununun Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem-’in sünnetine ve onun yoluna sımsıkı sarılmak olduğunu bildirmektedirler

BİD’AT EHLİNE KARŞI EHL-İ SÜNNET’İN TUTUMU


Ehl-i Sünnet vel-Cemaat olan selef-i sâlihin akîdesinin esaslarından birisi de, dinden olmayan şeyleri ortaya çıkarıp dîne yerleştiren hevâ ve bid’at ehline buğzeder,onları sevmez, onlarla arkadaşlık etmez, sözlerini dinlemez, onlarla oturup kalkmaz, din hususunda onlarla tartışmaz ve onlarla münâzaraya girişmezler.Kulaklarını onların bâtıl sözlerine karşı korumayı, onların hal ve kötülüklerini açıklamayı, ümmeti onlardan sakındırıp, insanların onlardan uzak kalmalarını sağlamayı da gerekli görürler.

Nitekim Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem- bu konuda şöyle buyurmaktadır:


((مَا مِنْ نَبِيٍّ بَعَثَهُ اللَّهُ فِي أُمَّةٍ قَبْلِي إِلاَّ كَانَ لَهُ مِنْ أُمَّتِهِ حَوَارِيُّونَ وَأَصْحَابٌ، يَأْخُذُونَ بِسُنَّتِهِ وَيَقْتَدُونَ بِأَمْرِهِ، ثُمَّ إِنَّهَا تَخْلُفُ مِنْ بَعْدِهِمْ خُلُوفٌ، يَقُولُونَ مَا لاَ يَفْعَلُونَ، وَيَفْعَلُونَ مَا لاَ يُؤْمَرُونَ، فَمَنْ جَاهَدَهُمْ بِيَدِهِ فَهُوَ مُؤْمِنٌ، وَمَنْ جَاهَدَهُمْ بِلِسَانِهِ فَهُوَ مُؤْمِنٌ، وَمَنْ جَاهَدَهُمْ بِقَلْبِهِ فَهُوَ مُؤْمِنٌ، وَلَيْسَ وَرَاءَ ذَلِكَ مِنْ الْإِيمَانِ حَبَّةُ خَرْدَلٍ )) [ رواه مسلم ]


"Benden önceki ümmetler arasında Allah’ın gönderdiği ne kadar peygamber varsa, mutlaka onun ümmeti arasından sünnetini alan, emrine uyan birtakım havârilerle ashâbı olmuştur. Onlardan sonra birtakım kimseler gelir, yapmadıkları şeyi söyler, emrolunmadıkları işleri yaparlar. Bunlara karşı eliyle cihad eden kimse mü’mindir, diliyle cihad eden mü’mindir, kalbiyle cihad eden mü’mindir. Bunun ötesinde ise îmândan hardal tanesi kadar dahi bir şey yoktur."
[Muslim]


Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem- bu konuda yine şöyle buyurmaktadır:

(( سَيَكُونُ فِي آخِرِ أُمَّتِي أُنَاسٌ يُحَدِّثُونَكُمْ مَا لَمْ تَسْمَعُوا أَنْتُمْ وَلاَ آبَاؤُكُمْ، فَإِيَّاكُمْ وَإِيَّاهُمْ )) [ رواه مسلم ]


"Ümmetimin son zamanlarında ne sizin, ne babaları-nızın duydukları şeyleri size söyleyecek kimseler olacaktır. Onlardan sakının, onlardan sakınınız."
[Muslim]



Ehl-i Sünnet vel-Cemaat’in bid’at tarifi:


Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem-’den sonra ortaya çıkartılmış hevâlarla dîn kemâle erdikten sonra dîn diye uydurulan şeylerdir.Kur'an ve sünnetten yapılmasına dâir dînî bir delil bulunmayan her iş, bid'attir.


Bid'at, aynı zamanda ibâdet etmek ve Allah’a yakınlaşmak amacıyla şeriate benzer, dîn diye ortaya konulan her yoldur. Bundan dolayı bid’at sünnetin karşıtıdır.Bu sebeple bid'at, sünnetin karşıtıdır. Ancak sünnet, hidâyet, bid’at ise, dalâlettir.



Ehl-i Sünnet vel-Cemaat'e göre bid’at, tevhidin kemâline aykırı olup şirke götüren yollardan birisidir. Bid’at, Allah’ın meşrû kılmadığı bir şekilde Allah’a ibâdet etmek maksadını güder. Bir maksada ulaşmak için ortaya atılan yollar da o maksadın hükmünü taşırlar. Allah’a ibâdet hususunda şirke götüren her yolun kapatılması ve dînde ortaya çıkan her bid’atin önünün tıkanması gerekir. Zirâ dîn kemâle erdirilmiştir.



Nitekim Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır:



{الْيَوْمَ أَكْمَلْتُ لَكُمْ دِينَكُمْ وَأَتْمَمْتُ عَلَيْكُمْ نِعْمَتِي وَرَضِيتُ لَكُمُ الإِسْلاَمَ دِينًا} [سورة المائدة الآية: 3]


"Bugün size dîninizi kemâle erdirdim. Üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve din olarak size İslâm’ı beğenip seçtim." [Mâide:3]


Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem- de bu konuda şöyle buyurmaktadır:


((مَنْ أَحْدَثَ فيِ أَمْرِناَ هَذاَ ماَ لَيْسَ مِنْهُ فَهُوَ رَدٌّ)) [رواه البخاري ومسلم]


"Her kim, bu işimizde (dînimizde) olmayan bir şeyi ona ihdâs ederse, o ihdâs ettiği şey kendisine iâde olunur."
[Buhârî ve Muslim]


Başka bir hadiste ise şöyle buyurmaktadır:

(( مَنْ عَمِلَ عَمَلاً لَيْسَ عَلَيْـهِ أَمْرُنـاَ فَهُوَ رَدٌّ )) [ رواه مسلم ]

"Her kim, bu işimizden (dînimizden) olmayan bir şey yaparsa, o yaptığı şey kendisine iâde olunur."
[Muslim]

(( فَإِنَّ خَيْرَ الْحَدِيثِ كِتَابُ اللَّهِ، وَخَيْرَ الْهَدْيِ هَدْيُ مُحَمَّدٍ، وَشَرَّ الْأُمُورِ مُحْدَثَاتُهَا وَكُلَّ بِدْعَةٍ ضَلاَلَةٌ )) [ رواه مسلم ]

"Şüphesiz sözün en hayırlısı, Allah’ın kitabı, yolun en hayırlısı Muhammed’in yoludur. İşlerin en kötüsü ise sonradan uydurulanlardır, her bid’at bir sapıklıktır."
[Muslim]

( Dinde ortaya çıkmış ilk bid’at,namaz ile zekât arasında ayırım gözetmek ve zekâtın ancak Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem'e ödeneceğini iddiâ etmek olmuştur Ebu Bekir Sıddîk-Allah ondan râzı olsun- onlara karşı çıkmış, onlarla savaşmış ve güçlenme imkanı bulamadan onların sonlarını getirmiştir.Şâyet onları halleri üzere bırakmış olsaydı, onların bu iddiâları günümüze kadar dîn oluverecekti. Ömer-Allah ondan râzı olsun- döneminde ise küçük bazı bid’atler ortaya çıkmış, o da bunların sonlarının gelmesini sağlamıştı. Osman-Allah ondan râzı olsun- döneminde büyük fitnenin başlangıcı meydana gelmişti. Bu ise hak olan imama kılıç ile karşı çıkmak bid’ati idi. Onların bu bid’atleri onu öldürmekle son bulmuştur. Bu ise günümüze kadar devam eden Hâricîlerin fitnesinin başlangıcını teşkil ediyordu. Daha sonra bid’atler arka arkaya gelmiş, Kaderiye, Mürcie, Rafıziler, zındıklık, bâtınî fırkaları, Cehmiye, isim ve sıfatları inkâr edenler... ve daha başka bid’atler ortaya çıkmıştır. )



Ehl-i Sünnet vel-Cemaat’in görüşüne göre bid’atler aynı mertebede değildir. Aksine bid’atler farklıdır. Kimisi dînden çıkarır, kimisi büyük günahlar seviyesindedir. Kimisi de küçük günahlardan sayılır. Ancak hepsinin ortak vasfı, dalâlet olmasıdır.

Onlara göre küllî bid’at, cüz’î bid’at gibi değildir. Birkaç bid’atten meydana gelen karmaşık bid’at, basit bid’at gibi değildir. Gerçek bid’at izâfi (göreceli) bid’at gibi değildir. Hem zatı itibariyle bir değildir, hem hükmü itibariyle. Aynı şekilde bid’atlerin kimisi küfür, kimisi fâsıklık olduğu, hükümleri arasında farklılık bulunduğu gibi, bid’atleri işleyen kimsenin hükmü de farklıdır. İşte bundan dolayı Ehl-i Sünnet vel-Cemaat, bid’at ehli olan kimseler hakkında tek bir hüküm vermezler. Aksine kişiden kişiye,bid’atine göre hüküm farklılık arzeder.Cahil ve te’vilci bir kimse, neye dâvet ettiğini bilen bir kimse gibi değildir.

İçtihad edebilen âlim birisi, bid’atine dâvet eden ve hevâsına uyan bir âlim gibi değildir. Yine bundan dolayı bid’atini açıktan açığa işleyen kimseye veya o bid’ate dâvet edip propagandasını yapan kimseye muamele ettikleri gibi, bid’atini gizleyen kimseye davranmazlar. Çünkü bid’atinin propagandasını yaparak ona çağıran kimsenin zararı başkasına da erişir. Böyle birisinin alıkonulması, açıktan yaptığının reddedilmesi gerekir. Bunun bu halini sözkonusu etmek gıybet olmaz.

Ayrıca bu işten vazgeçmesini sağlayacak şekilde cezalandırılması gerekir. Bid’atinden vazgeçinceye kadar onun için bu onun bir cezâdır. Çünkü bu kimse münker şeyleri açıkça işlediğinden dolayı cezalandırılmayı haketmiştir.

Bu sebeple ehl-i sünnet herkese karşı farklı bir tutum takınırlar. Genel olarak bid’at ehline ve onları taklid edenlere acırlar, onlara hidâyet bulmaları için duâ ederler. Sünnete bağlanıp hidâyete uymalarını ümit ederler. Tevbe edinceye kadar da bu hususta onlara açıklamalarda bulunur. Onlar hakkında zâhire göre hüküm verirler. Kalplerinde olanları ise -eğer bid’atleri küfre götürmeyecek türden ise- Allah Teâlâ'ya havâle ederler.


Bid’at Ehlinin Alâmetleri:


Bid’at ehlinin üzerinde görülen ve onunla tanındıkları birtakım alâmetleri vardır.Nitekim Allah Teâlâ, onlardan sakındırmak ve izledikleri yolu izlemekten uzak tutmak için onları kitabında ve Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- sünnetinde bize haber vermiştir.Onların alâmetlerinden bazıları şunlardır:


Şeriatın maksadını bilmemek, ayrılık, dağınıklık, cemaatten uzak durmak, tartışmak,düşmanlık etmek, hevâya uymak, aklı nakle tercih etmek, sünneti bilmemek, müteşâbihlere dalmak, sünnetin Kur’ân ile çakıştığını ileri sürmek, şahısları yüceltmede aşırıya gitmek, ibâdette aşırı gitmek, kâfirlere benzemeye çalışmak, ehl-i sünnet’e lakablar uydurmak, hadis ehline buğzetmek, Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem-’in haberlerini taşıyanlara düşmanlık edip onları hafife almak, kendilerine muhâlefet edenleri, delilsiz olarak kâfir saymak, hak ehline karşı yönetici ve devlet başkanlarından yardım istemektir.


Ehl-i Sünnet vel-Cemaat’e göre bid’at esasları dörttür:


Râfızîlik, Hâricîlik, Kaderîye ve Mürcie’dir. Sonra da bu fırkaların her birinden birçok fırkalar doğmuş ve nihayet Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem-’in haber verdiği gibi yetmiş iki fırkayı bulmuşlardır.

Ehl-i Sünnet vel-Cemaat’in bu hevâ ve bid’at ehline karşı koyma konusunda oldukça güzel gayret-leri olmuş ve onlara karşı dâima tetikte beklemişlerdir. Bid’at ehli hakkında söyledikleri sözleri pekçoktur. Hepsini kaydetmek maksadıyla değil de örnek olmak üzere bu sözlerin bir bölümünü zikredelim:



İmam Ahmed b. Sinan el-Kattân der ki:

"Dünyada ne kadar bid’atçi varsa, mutlaka hadis ehline buğzeder. Çünkü adam bid’at ortaya koydu mu kalbinden hadisin lezzeti sökülüp, alınır."
[İmam Nevevî: "et-Tezkira".]



İmam Ebu Hâtim el-Hanzalî er-Razî der ki:


“Bid’at ehlinin alâmeti, hadis âlimlerine dil uzatmaktır.Zındıkların alâmeti ise hadis âlimlerini Haşeviye diye adlandırmalarıdır. Onlar böylelikle hadisleri ortadan kaldırmak isterler.

Cehmiye’nin alâmeti ehl-i sünneti, müşebbihe diye adlandırmalarıdır. Kaderiye’nin alâmeti,ehl-i sünneti Cebriyeciler diye adlandırmalarıdır. Mürcie’nin alâmeti, ehl-i sünneti muhalifler ve noksancılar diye adlandırmalarıdır. Râfızîlerin alâmeti, ehl-i sünnete Nevâsıb diye adlandırmalarıdır. Ehl-i sünnete ise ancak bir isim uygun düşebilir. Bütün bu isimlerin onlar hakkında kullanılmalarına imkân yoktur."
[Râzî; "Sünnet ve Dînin İtikâdı" kitabı.]



İmam Ahmed b. Hanbel’e , Mekke’de İbn-i Kuteyle’ye hadis ehli hakkında söz edilince, onun: Hadis ehli, kötü bir topluluktur dediği söylenince, Ahmed b. Hanbel elbisesini silkeleyerek kalkarken şöyle dedi: "O zındıktır,o zındıktır, ozındıktır" sözlerini eve girinceye kadar tekrarlayıp durdu. [İmam Ebu Muhammed Hasan b. Halef el-Berbehârî; "Şerhus-Sünne]



Allah Teâlâ hadis ve sünnet ehlini kendilerine nisbet edilen bütün bu kusurlardan korumuştur. Onlar ancak sünnet-i seniyye ehlidirler. Onların yaşayışları beğenilen bir yaşayış, yolları düzgündür, onlar güçlü ve tartışılmaz delillerin sahipleridir. Allah Teâlâ onları kitabına uymak, peygamberinin sünnetine bağlanmak, onu ve din önderlerinin ilimleriyle amel eden ümmetin âlimlerini sevmekte onların gönüllerini açmaya muvaffak kılmıştır.Kim bir topluluğu severse, o da onlardandır.

Nitekim Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmaktadır:

"Kişi (kıyâmet günü) sevdiği ile beraberdir."[Buhârî]

Buna göre her kim, Rasûlullah s.a.v.’i ve onun ashâbını, hidâyet önderleri, şeriat âlimleri, hadis ve eser ehli olup faziletleri belirtilen ilk üç nesilden gelen tâbiîn ve etbâut-tâbiîn ile daha sonra günümüze kadar onlara uyanları severse, bilsin ki o sünnet sahibidir.
 
E Çevrimdışı

Ebu & Dücane

Misafir
Ve Aleykumus Selam Kardeşim.

“İşlerin en kötüsü sonradan ihdas edilenler / ortaya çıkarılanlardır.”
[ Muslim, Cuma, 43.]

“Sonradan ihdas edilen her şey bid’attir”
[ Nesâi, Îdeyn, 22; İbn Mâce, Mukaddime, 7]


--

Burada kastedilen mana : Kuran,Sünnet ve İcmaya ters olarak sonradan çıkarılan muhdesattır.

-Peygamberimiz(sav) döneminde Kuran-ı Kerim kitap halinde değildi.Resulullah sav vefat ettikten sonra Kitap haline getirildi.Bu Muhdesattır.Sonradan ortaya çıkarılmıştır.Peki bu yukarıda ifade edilen sapıklık mıdır? Tabiki Hayır.Öyleyse Kuran,Sünnet ve İcmaya ters olmayan muhdesatlar da vardır.


Bu gibi Hadisleri en iyi Selef yorumlamıştır.

وَرَوَى الْبَيْهَقِيُّ بِإِسْنَادِهِ فِي مَنَاقِبِ الشَّافِعِيِّ عَنِ الشَّافِعِيِّ قَالَ: الْمُحْدَثَاتُ مِنَ الْأُمُورِ ضَرْبَانِ، أَحَدُهُمَا: مَا أُحْدِثَ مِمَّا يُخَالِفُ كِتَابًا أَوْ سُنَّةً أَوْ أَثَرًا أَوْ إِجْمَاعًا، فَهَذِهِ الْبِدْعَةُ الضَّلَالَةُ، وَالثَّانِي: مَا أُحْدِثَ مِنَ الْخَيْرِ لَا خِلَافَ فِيهِ لِوَاحِدٍ مِنْ هَذَا، وَهَذِهِ مُحْدَثَةٌ غَيْرُ مَذْمُومَةٍ

Beyhaki Meşhur Medhal ala Sünenul Kübra adlı eserinde naklediyor:

İmam Şafi şöyle diyor: İşlerden ihdas olan şeyler(sonradan çıkan şeyler) 2 misaldir.

Birincisi : Kitap,Sünnet,Eser ve İcmaya muhalif olaarak ihdas edilen şeylerdir.İşte bu Bida'tu'd Dalaledir.(Kötü olan Bid'attır)

İkincisi de : Yine bunlardan hiçbirine muhalif olmayan hayırlı olarak ihdas edilen şeylerdir.İşte bu kötü ihdas değildir(İyi bid'attır)

(El-Medhal İlas' Sunenil Kubra,Cilt:1 Sayfa:206)

Yukardaki Rivayeti İbn Hacer Sahihi Buhari de nakletmiştir.İbn Hacer Allemetul Kebirdir, büyük bir Alimdir.Ve Mevlid için doğru kutlandığı takdirde caizdir diyor.

Kuranın mushafı ve toplanması gibi islamda var olan din inancını daha da kolaylaştırmaya ve hızlandırmaya sebep olan yenilikler muhdesat değil çığır açmadır.çığır açma bidatin tam tersidir.Çığır açma akan suyun önündeki çer ve çöpleri yada yürüyen bir insanın yoldaki çakıl taşlarını;
suyun daha rahat akması,yolcunun daha kolay yürümesi için yaptığı ve açtığı hayır yollarıdır.İslamda bidat çıkarmak ta dinde kötü çığır açmaktır.


“İslâm’da iyi bir çığır açan kimseye, bunun sevabı vardır. O çığırda yürüyenlerin sevabından da kendisine verilir. Fakat onların sevabından hiçbir şey noksanlaşmaz. Her kim de İslâm’da kötü bir çığır açarsa, o kişiye onun günahı vardır. O kötü çığırda yürüyenlerin günahından da ona pay ayırılır. Fakat onların günahından da hiçbir şey noksanlaşmaz.” Müslim, Zekât 69. Ayrıca bk. Nesâî, Zekât 64
 
EBU HANİFE Çevrimdışı

EBU HANİFE

İslam-tr Mudâvimi
İslam-TR Üyesi
Okudum.Sen İbn Hacerin naklini bulabildin mi?
Tercümede bab'a tr anlam verilmiş,ondan biraz zorladım bulmaktan, biraz okudum ama sakin bi kafayla okumam lazım... inşallah ilerleyen saatlerde yazarım...
ibn teymiyye nin gorusuyle senın yazdıgın arasında bır bağ kurabıldın mı ?
 
İ Çevrimdışı

İbnHacer El-Askalani

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Kuranın mushafı ve toplanması gibi islamda var olan din inancını daha da kolaylaştırmaya ve hızlandırmaya sebep olan yenilikler muhdesat değil çığır açmadır.çığır açma bidatin tam tersidir.Çığır açma akan suyun önündeki çer ve çöpleri yada yürüyen bir insanın yoldaki çakıl taşlarını;
suyun daha rahat akması,yolcunun daha kolay yürümesi için yaptığı ve açtığı hayır yollarıdır.İslamda bidat çıkarmak ta dinde kötü çığır açmaktır.


“İslâm’da iyi bir çığır açan kimseye, bunun sevabı vardır. O çığırda yürüyenlerin sevabından da kendisine verilir. Fakat onların sevabından hiçbir şey noksanlaşmaz. Her kim de İslâm’da kötü bir çığır açarsa, o kişiye onun günahı vardır. O kötü çığırda yürüyenlerin günahından da ona pay ayırılır. Fakat onların günahından da hiçbir şey noksanlaşmaz.” Müslim, Zekât 69. Ayrıca bk. Nesâî, Zekât 64
Dikkat edersen Hadis diyor ki: İşlerin en şerlisi muhdes olanlardır. (Sahihi Buhari)

Muhdes sonradan ortaya çıkan şey demektir.


وَرَوَى الْبَيْهَقِيُّ بِإِسْنَادِهِ فِي مَنَاقِبِ الشَّافِعِيِّ عَنِ الشَّافِعِيِّ قَالَ: الْمُحْدَثَاتُ مِنَ الْأُمُورِ ضَرْبَانِ، أَحَدُهُمَا: مَا أُحْدِثَ مِمَّا يُخَالِفُ كِتَابًا أَوْ سُنَّةً أَوْ أَثَرًا أَوْ إِجْمَاعًا، فَهَذِهِ الْبِدْعَةُ الضَّلَالَةُ، وَالثَّانِي: مَا أُحْدِثَ مِنَ الْخَيْرِ لَا خِلَافَ فِيهِ لِوَاحِدٍ مِنْ هَذَا، وَهَذِهِ مُحْدَثَةٌ غَيْرُ مَذْمُومَةٍ

İmam Şafi şöyle diyor: İşlerden muhdes şeyler 2 gruptur

Birincisi : Kitap,Sünnet,Eser ve İcmaya ters olarak ihdas edilen şeylerdir.İşte bu Bida'tu'd Dalaledir.(Kötü olan Bid'attır)


İkincisi de : Yine bunlardan hiçbirine ters olmayan hayırlı olarak ihdas edilen şeylerdir.İşte bu kötü ihdas değildir(İyi bid'attır)

Görüldüğü gibi burada İmam Şafi , Muhdesin kötü olanına Bidatud Dalale diyor.(Kötü Bid'at)

Muhdesin Kuran,Sünnet ve İcmaya ters olmayanına ise , Muhdes diyor.Fakat yanına da ''Ğayri Mezmume'' (Kötü olmayan) demek. Yani Kötü olmayan Muhdes diyor.O halde yukarıdaki ''İşlerin en şerlisi muhdes olanlardır.'' hadisini İmam Şafi çok güzel açıklamış bulunuyor.


Kısaca Kardeşim Hadisi şöyle açıklamış oluyor:

İşlerin En şerlisi (Kuran,Sünnet ve İcmaya ters olarak) muhdes olanlardır.

(El-Medhal İlas' Sunenil Kubra,Cilt:1 Sayfa:206)

Tercümede bab'a tr anlam verilmiş,ondan biraz zorladım bulmaktan, biraz okudum ama sakin bi kafayla okumam lazım... inşallah ilerleyen saatlerde yazarım...
ibn teymiyye nin gorusuyle senın yazdıgın arasında bır bağ kurabıldın mı ?

Hadis no:6849

Bab başlığı: Resulullah(sav)'in sünnetine iktida (uyma)

Şu rivayetin Şerhi: Sözlerin en doğrusu Allah'ın Kitabıdır, yolların en hayırlısı Muhammed'in yoludur. İşlerin en şerlisi muhdes olanlardır

Bu rivayetin Şerhinde Allame İbn Hacer , İmam Şafinin sözünü naklediyor.Muhdesin kötü olanları da olabilir iyi olanları da olabilir görüşünü benimsiyor.Zaten Mevlidi caiz gördüğünü ve bu konuda 2 hadis delil getirdiğini en başta Arapça nakliyle beraber yazdım.(El-Havi Lil Fetava)
 
Sayfullah at-Turki Çevrimdışı

Sayfullah at-Turki

حَسْبُنَا ٱللَّهُ وَنِعْمَ ٱلْوَكِيل
İslam-TR Üyesi
Akhi sayet Imam Safii bunu demis olsa bile senin kastettigin anlami kastetmemistir.

1. Kandilin kutlanmasi zaten Kuran, Sünnet, Icma ve Kiyasa terstir, dolayisiyla bidattir, ibadetlerde her bidat sapikliktir.
2. Bu senin kastetmis oldugun mana da "Ibadetlerde Aslolan Haramlik Oldugudur" kaidesine terstir.
3. Imam Safii'nin kastetmis oldugu dünya islerinde yeni cikan seyler (bidatler) olabilir cünkü haram olduguna dair delil olmazsa esyalarda aslolan mübahliktir veya bir dönem unutulup veya uygulanmayip sonradan sünneti tekrar canlandirmak olabilir, Hz Ömerin topluca 20 rekat teravih namazi kilinmasina "bu ne güzel bidattir" demesi gibidir, burada Hz Ömer (ra) bidat kelimesini seri bidat olarak degil de lugavi bidat olarak kullanmistir.

Es selamu aleykum ve rahmetullah
 
M Çevrimdışı

morueqq

لا إله إلا الله
İslam-TR Üyesi
imam şafi r.a bir sözünde derki: Benim sözüm ictihadım kuran ve sünnetle çelişirse onu alın ayağınızın altında ezin, siz kuran ve sünnete tabii olun
 
İ Çevrimdışı

İbnHacer El-Askalani

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Akhi sayet Imam Safii bunu demis olsa bile senin kastettigin anlami kastetmemistir.
1. Kandilin kutlanmasi zaten Kuran, Sünnet, Icma ve Kiyasa terstir, dolayisiyla bidattir, ibadetlerde her bidat sapikliktir.

Es selamu aleykum ve rahmetullah

Ne kastettiği konusunu ben söylemiyorum.Koskoca Allame İbn Hacer , Sahihi Buhari Şerhinde söylüyor.Ve Mevlide caiz diyor.Böyle bir Alimin caiz demesi ki, kendisi Hafız ve Güvenilirdir.Ayrıca Şafi mezhebinde Kadılık yapan bu büyük Alim mi bilecek yoksa bizim gibi eften püften adamlar mı?


imam şafi r.a bir sözünde derki: Benim sözüm ictihadım kuran ve sünnetle çelişirse onu alın ayağınızın altında ezin, siz kuran ve sünnete tabii olun

Kuranda yada Hadiste Mevlide dair bir yasak sözkonusu değildir.Varid olmamıştır.İmam Suyuti böyle söylemiştir.El Havi Lil Fetava eserine bakınız.İmam Şafi yukarıdaki sözünün aynısını zaten üstte belirttiğim gibi söylemiştir.Kuran,Sünnet ve İcma ile çelişmeyen muhdesat(sonradan çıkan şeyler) vardır.Bunlar Bidatu'd Dalale kısmından değildir demiştir.Eğer çelişirse Bidatud Dalale olur''Bunu İmam Şafi söylemiştir.Beyhakinin Medhal eserine bakınız.

Allah razı olsun.Yukarıdaki nakille bana destek çıkmış oldunuz.
 
EBU HANİFE Çevrimdışı

EBU HANİFE

İslam-tr Mudâvimi
İslam-TR Üyesi
Dikkat edersen Hadis diyor ki: İşlerin en şerlisi muhdes olanlardır. (Sahihi Buhari)
Muhdes sonradan ortaya çıkan şey demektir.


وَرَوَى الْبَيْهَقِيُّ بِإِسْنَادِهِ فِي مَنَاقِبِ الشَّافِعِيِّ عَنِ الشَّافِعِيِّ قَالَ: الْمُحْدَثَاتُ مِنَ الْأُمُورِ ضَرْبَانِ، أَحَدُهُمَا: مَا أُحْدِثَ مِمَّا يُخَالِفُ كِتَابًا أَوْ سُنَّةً أَوْ أَثَرًا أَوْ إِجْمَاعًا، فَهَذِهِ الْبِدْعَةُ الضَّلَالَةُ، وَالثَّانِي: مَا أُحْدِثَ مِنَ الْخَيْرِ لَا خِلَافَ فِيهِ لِوَاحِدٍ مِنْ هَذَا، وَهَذِهِ مُحْدَثَةٌ غَيْرُ مَذْمُومَةٍ

İmam Şafi şöyle diyor: İşlerden muhdes şeyler 2 gruptur

Birincisi : Kitap,Sünnet,Eser ve İcmaya ters olarak ihdas edilen şeylerdir.İşte bu Bida'tu'd Dalaledir.(Kötü olan Bid'attır)


İkincisi de : Yine bunlardan hiçbirine ters olmayan hayırlı olarak ihdas edilen şeylerdir.İşte bu kötü ihdas değildir(İyi bid'attır)

Görüldüğü gibi burada İmam Şafi , Muhdesin kötü olanına Bidatud Dalale diyor.(Kötü Bid'at)

Muhdesin Kuran,Sünnet ve İcmaya ters olmayanına ise , Muhdes diyor.Fakat yanına da ''Ğayri Mezmume'' (Kötü olmayan) demek. Yani Kötü olmayan Muhdes diyor.O halde yukarıdaki ''İşlerin en şerlisi muhdes olanlardır.'' hadisini İmam Şafi çok güzel açıklamış bulunuyor.


Kısaca Kardeşim Hadisi şöyle açıklamış oluyor:

İşlerin En şerlisi (Kuran,Sünnet ve İcmaya ters olarak) muhdes olanlardır.

(El-Medhal İlas' Sunenil Kubra,Cilt:1 Sayfa:206)
Ne kastettiği konusunu ben söylemiyorum.Koskoca Allame İbn Hacer , Sahihi Buhari Şerhinde söylüyor.Ve Mevlide caiz diyor.Böyle bir Alimin caiz demesi ki, kendisi Hafız ve Güvenilirdir.Ayrıca Şafi mezhebinde Kadılık yapan bu büyük Alim mi bilecek yoksa bizim gibi eften püften adamlar mı?
Sanki sayfullah kardes ictihad etmis gibi konusuyorsun...Oda nakil yapiyor senin gibi.
 
!sLaM4eVeR Çevrimdışı

!sLaM4eVeR

لا اله الا الله
Admin
ibn hacer, burasi kopy paste yapilip al oku diyebilecegin bir site degildir.

Suan piyasada kandiller adi altinda islam disi isler yapilmakta.

Söylermisin saydigin alimlerden hangisi, karili kizli erkekli koro halinde cikip müzikli calgili, top sakallisi, basörtülüsü, dinlisi dinsizi el ele kol kola cikip hu muhammed cicek muhammed demeye cevaz veriyor, söylermisin hangi alim bu gecelerde yapilan ibadetlere cevaz veriyor.

Sen git önce kandillerin cikis tarihini islam kaynaklarindan oku ve sonra gel türkiyede bu gün ve gecelerde yapilan durumlara bak sonra gel buraya konu ac bizde sana bu gecelerde yapilan din adina hem bidatleri hem de sirkleri sayalim.

Kisaca yapilanlar Allah rasulu savin getirdigi dine aykiridir, tutupda güzel isimleri bu pislige birde alet ediyorsun ya..

https://www.islam-tr.org/konu/kandil-geceleri-ve-bin-yillik-yanilgi-muhtesem-bir-kitap.16541/

bu kitabi okumani tavsiye ediyorum, kitabi oku sonra gel her türlü münaza ederim sizinle, ama bu sekilde bos kopy pasta yazmana vakit ayiramayiz.

Ayrica hic bir alim demis oldugum sekilde bir kutlamaya cevaz vermiyor.

Ha sen buna inaniyorsan, git o acik kiz, küpeli top sakalli ne hüdügü belirsiz kisilerle hu muhammed cicek muhammedim diye korada halay cek...

Sonra insanlara o günde su kadar namaz kilanin herseyi af olurlara katil.

SubhanAllah, baska hayirli meselelerle ugrassan hepimiz icin hayir olur.

Bu konuda samimi isen vermis oldugum kitabi okuyup gelirsin.

https://www.islam-tr.org/konu/kandil-geceleri-ve-bin-yillik-yanilgi-muhtesem-bir-kitap.16541/

selametle..

Konu kilit.
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Benzer konular

Üst Ana Sayfa Alt