Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Mezheb ve Mezhebcilik?

Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Ebukutub' Alıntı:
Mezhep ve Mezhepçilik?

Yanlış okumadıysam mezhepçilik kötü mezhep iyi:)

Asıl konular Ebu Hanife(rh.a) benden sonra daha sağlam bi nass bulursanız benim fetvamı birakip on

Aleykum selam we rahmetullah kardeşim ;

Aynen dediğin gibi Mezheb caiz, mezhebcilik haramdır.
Ehli sunnetin Mezheb alimleri (Hanefi, Şafi, Maliki, Hanbeli) hepsi selef alimlerdir. Yine hepsi, yaşadığı dönemdeki delillerle anlayabildiği çözümleri ve fetvaları söylemişler. Yakınındaki ve bölgesindeki avam da , kendilerini takip etmişlerdir.
Mezheb imamları, ameli (namaz, abdest, oruc vb) konulardaki meseleleri genelde Kuran ve Sunnet/Hadislerle çözmeye gayret etmişler, bu sebeble Ahmed b. Hanbel aynı zamanda muhaddis olup 1 milyondan fazla hadis ezbere bildiği rivayet edilmiş, Musned isimli hadis eserini yazmıştır. Yine İmam Malik, meşhur hadis eseri Muvatta'yı yazmış, İmam Şafii Muvatta hakkında : "Yeryüzünde Kitabullah'tan sonra en sahîh kitap Muvatta'dır" demiştir. Aynı mânada olmak üzere şu sözler de Şâfiî'ye atfedilir: "Yeryüzünde Kur'ân'a Mâlik'in kitabından daha yakını yoktur." "Kitabullah'tan sonra en faydalı kitap Muvatta'dır"

Ahmed b. Hanbel, İmam Şafii hakkında: "Şâfi'î, Allah'ın Kitâbı ve Rasûlullah'ın Sünneti üzerinde insanların en âlim ve fakihidir; ancak hadîs furûuna ait tahsîli azdır.", "Şâfi'î'den ders alıncaya kadar hadîste nâsih ve mensûh konusunu öğrenememiştim."

İmam Şafii, kendisinden ders alan İmam Ahmed hakkında : "İmam Şâfi'î, öğrencileri İbn Mehdî ve Ahmed b. Hanbel'e şöyle demiştir: "Siz hadîsi benden daha fazla biliyorsunuz, sıhhatini tesbit ettiğiniz hadîsleri (size göre sahih olan hadîsleri) bana da bildirin ki, onları hüküm ve ictihadımda kullanayım."

İmam Şafii gençliğinde İmam Malikden der de almıştır : "birisinin kendisine "Bu fesâhat ve zekâya rağmen fakih olmaman bana ağır geliyor, bir de fakih olsaydın zamanın efendisi olurdun" demesi ve İmam Mâlik'i tavsıye etmesi üzerine Muvatta'ı birinden emanet almış, kısa bir zaman içinde ezberlemiş ve yirmi yaşında İmam Mâlik'e giderek bizzat ondan Muvatta'ı okumuştur."

İmam Malik ise İmam Ebu hanifeden ders aldığı olmuştur : "İmam Mâlik, ilimde olgunlasip dersler vermeye basladiktan sonra, bilgilerini daha da derinlestirmek ve farkli fikhî görüsleri, incelikleriyle kavrayabilmek için âlimler ile iliskisini yogun bir sekilde sürdürmüstür. Hacca gelen âlimlerle görüsüp, onlarla ilim alisverisinde bulunurdu. O, büyük fakih Ebu Hanife ile de görüsür, onunla münazaralarda bulunurdu. Onlarin bu görüsmeleri gayet nezih bir sekilde cereyan eder ve herbiri digerinin fikihtaki üstünlügünü överdi.

Ebu Hanife ise : "Hocasi Hammâd b. Ebî Süleyman, Ibrahim en-Nehaî ve Sa'bî gibi iki büyük âlimden fikih okudu. Abdullah b. Mes'ud ve Ali'nin fikhina sahib Kadı Sureyh, Alkame b. Kays, Mesruk b. el-Ecda'in fikhindan faydalandi.
Ebu Hanife; İmam Yusuf, İmam Muhammed, İmam Zufer gibi çok büyük alimler yetiştirmiştir.
İmam Ebu Hanife, Hadisten çok rey ekolunun sahibidir. Ebû Hanife'nin yasadigi yer ve çagda itikâdi firkalar çogalmis, bir sürü sapik firkalar ortaya çikmis, Emevi hükümdarlarinin Ehl-i Beyt'e zulmü devam etmistir. Mantigi çok kuvvetli olan Numân b. Sâbit hiçbir firkaya baglanmadan ilim tahsilini ilerletti ve kelâm ilmine yöneldi. Tartismak (cedel) için sik sik Basra'ya gitti, ancak kelâm ve cedel'in din disi oldugunu görerek fıkh'a yöneldi. "Arkadasini tekfir etmek isteyen ondan önce küfre düşer" diyordu (Hatib el-Bagdâdî, Târihu Bagdâd, XIII, 333).

Kendisi bunu şöyle anlatır: "Sahâbi ve tâbiin, bize gelen konulari bizden iyi anladilar. Aralarında sert munâkaşa ve mücâdele olmadi ve onlar fikih meclisleri ile halki fikha teşvik ettiler; fetvâ verdiler, birbirinden fetvâ sordular. Bunu anlayinca ben de münakâsa, cedel ve kelâmi biraktim; selefin yoluna döndüm. Kelâmcilarin selefin yolunda olmadigini; cedelcilerin kalpleri kati, ruhlari kaba, nasslara muhâlefetten çekinmeyen, verâ ve takvâdan uzak kimseler olduklarini gördüm" (Ibnu'l Bezzâzi, Menâkîbu Ebî Hanife, I, 111).

Zemahşerî şöyle der:
Yüce Allah'ın, "sözü dinleyen ve en güzeline uyanlar" (Zumer 18) mealindeki kelâmı şunu ifâde eder: Mu'minlerin, din hususunda iyiyi kötüden ayıracak şekilde meseleleri tenkid süzgecinden geçirmeleri ve güzel ile en güzeli ve üstün ile en üstünü birbirinden ayırt edecek nitelikte olmaları gerekir. Mezhebler ve onların, delili en sağlam, alâmeti en açık olanını seçmek de bu hükme girer. Mu'minlerin, mezhebleri konusunda, "bağlanan ve dolayısıyle emre uyan deve gibi olma" ata sözünde söylendiği gibi olmamaları gerekir.
(Keşşaf, 4/9)

*******

Anlaşılan o ki mezhebler bir çırpıda bir kenara bırakılacak anlayışlar değildir. Milyonlarca insana fıkhını, amellerini, ibadetlerini öğretmişlerdir. Burada iş avamın , mezhebini veya mezheb alimini peygamberin önüne geçirmemesidir. Hatta bir toplulukta, din adına adeten yapılan işleri, Mezhebe ithaf eden , fakat mezheb aliminin bundan haberi olmadığı pek çok şey vardır. Bu kişilere, İmam-ı azam Ebu Hanife'den bunun delilini getir dediğin zaman , çoğu defa tüm çabalarına karşın apışıp kalmıştır. Maalesef bu durum günümüzde de yaşandığı gibi oldukça fazladır.

İmam Şafii ve İmam Ebu Hanife'nin dediği gibi "Delillerimizi bilmeden, bizim fetvalarımızla amel etmek taklidcilere helal değildir."
"Bu fetva bizim ulaşabildiğimiz sonuçtur. Bizim görüşümüzün tersine sahih bir hadis bulursanız, bizim sözümüzü taşa çalıp, sahih hadisle amel ediniz."

Anlaşıldığı gibi Mezheb alimlerin delillerini araştırarak, bilerek (neden bu fetvayı vermiş, aldığı delil ne?) amel etmesi cazidir. Fakat bir kişinin illa belli bir mezhebe bağlanması, diğer mezheb alimlerinin delillerine ve delillerinin kuvvetliliğine bakmaması, Kur'an ve sunnetle ilişkisini sorgulamaması düşünülemez.


007_MUKALLIDIN IMANI 1

008_MUKALLIDIN IMANI 2
 
Ebukutub Çevrimdışı

Ebukutub

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Allah razi olsun.

''Fakat bir kişinin illa belli bir mezhebe bağlanması, diğer mezheb alimlerinin delillerine ve delillerinin kuvvetliliğine bakmaması, Kur'an ve sunnetle ilişkisini sorgulamaması düşünülemez. ''

:) Abi burda ne demek istiyorsun?Herhangi bir mezhebe müntesip olmadan olmaz mı demek istiyorsunuz yoksa tam tersimi?

Allah razı olsun yazıdan inşaAllah çok faydalandık...
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Allah razi olsun.

''Fakat bir kişinin illa belli bir mezhebe bağlanması, diğer mezheb alimlerinin delillerine ve delillerinin kuvvetliliğine bakmaması, Kur'an ve sunnetle ilişkisini sorgulamaması düşünülemez. ''

:) Abi burda ne demek istiyorsun?Herhangi bir mezhebe müntesip olmadan olmaz mı demek istiyorsunuz yoksa tam tersimi?

Allah razı olsun yazıdan inşaAllah çok faydalandık...


Yani illa 4 mezhebden birine bağlanmazsan, sapıtırsın, kafir olursun, amellerin geçersiz olur demek değildir. Bir kişi ister bu mezheblerin birine bağlı olsun olmasın, diğer mezheb alimlerin de görüşlerine , delillerine bakabilir , bakabilmeli; Fetvalarının Delilleri, Kurân ve Sunnete arz durumlarını tetkik edebilmeli; aynı zamanda selef menheci ile de amel edebilir.
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Fetvalarına bakmadan direk Kur'an ve Sünnet ile amel edebilirmiyiz peki...?


Ehli sunnet ; Kur'an ve sunnet bilgisine sahib olan ; ehli sunnet alimlerinin anlayışlarını ve fetvalarının sebeblerini göz önünde bulundurarak, Nasih, mensuhu, nuzul, vurudu, siyak sibak, gibi özellikleri bilib araştırarak Kur'an ve sunnetle amet (Mezheblerden birine uymayı şart görmeden) edilebilir.


Art niyetle sormuşsan; Sen kafana göre takılabilirsin!!
 
M Çevrimdışı

musab99

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Ehli sunnet ; Kur'an ve sunnet bilgisine sahip olan ; ehli sunnet alimlerinin anlayışlarını ve fetvalarının sebeblerini göz önünde bulundurarak, Nasih, mensuhu, nuzul, vurudu, siyak sibak, gibi özellikleri bilip araştırarak Kur'an ve sunnetle amet (Mezheblerden birine uymayı şart görmeden) edilebilir.


Art niyetle sormuşsan; Sen kafana göre takılabilirsin!!
Abdulmuizz Fida kardesim hocam bu mezhep konusunda kafam cok karisik. Turkiyede tanidigim bazi kardeslerim son gordugumde namazda ellerini kaldiriyordu. Normalde eskiden hanefi mezhebindeydi.

Neden ellerinzi kaldiriyorsunuz diye sordum, guclu bir sunnet oldugunu soylediler sizde bilirsinizki hanefi mezhebinde namazda eller kaldirilmaz, ayrica belli bir mezhebe tabi olmadiklarina gordum.

Burda mesele namazda elleri kaldirmak degil bir zihniyet anlatmaya calisiyorum bir cok fikhi meselede ayni zihniyet isliyecek nasil olacak bu.

Bu insanlar ne fikih usulu okudular nede hadis usulu. Bir arkadas bize hasan karakaya hocaefendinin fikih usulu eserinden yararlanarak bu tip meselelerde yardimci olmusti hatta Muhammed Ebu zehranin mezhepler tarihi kitabini okutmustu.

Bana soyledigi sey suydu belli bir mezhep takip etmemek icin muctehid olmaniz lazim. Onun icin mezhep taklit etmeniz gerekli demisti. Ben hala ayni gorusteyim belli bir mezhep taklit edilmesinden yanayim. Genede kafam cok karisik sinir neresi
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
musab99 kardeşim;

Bahsettiğiniz namazda ellerini kaldıran kişiler, eskiden hanefi mezhebindeyken , sonradan belli bir mezhebe bağlı kalmayı değilde, sahih hadislerle Kur'an ve sunnete uyarak amel etmeyi uygun görmüş olabilirler. Ya da bu meselede (el kaldırmada) delillerini benimsediği görüşün (mezhebin) delilini daha sahih gördüğünden amel etmeye uygun görmüş olabilir. Yukarıda dediğimiz gibi; Mezhebe uymak caiz, mezhebcilik haramdır.

Bir kişi şöyle düşünebilir, mezheblerden birini alıp 3 ünü atana kadar, hepsini alıp değerlendirip, ayrıca Kuranda ve sunnetteki sahih hadisleri değerlendirerek Selef(i) görüşle amel edebilirim. Bunda bir beis olmadığı gibi güzel bir yoldur. Bir mezhebi taklid eden mukallidlerin pek çoğu körü körüne taasub ile taklidciliğe uyarak, mezhebinin içerisindeki uyguladığı amellerin delillerini araştırma sebebi görmeden, zayıf sahih amellerle iman edip uygulamaya koyuyor. Hatta öyle oluyor ki; hangisi mezheb alimi, hangibi peygamber karıştırıyor. Böyle kişilere diyeceğiz; "kitaplığından shaih hadisleri çıkart, yerine mezheb alimlerinin kitaplarını koy!".

Namazda rukuya giderken ve rukudan kalkış esnasında ellerin kaldırılması sahihtir. Sahih pek çok hadislerde rivayetler vardır. Bunun gibi Hanefi mezhebinde sahih olmayan "abdestte enseyi mesh", "Yatsı namazının ilk dört rekat sunneti", "Ölünün kılmadığı namazlarının, yakınları tarafından 'Iskat' adı altında para ile ödenmesi(!)" vs. gibi mezvular zayıf veya mevzudur!. İlla hanefiyim diye amel edilmemelidir. Bu gibi durumlarda Mezheb taklidçilerinin ypması gereken, "bu konuda mezheb alimine konu hakkında delil gelmemiş, ya da o anki mevcut olan kısıtlı delillerle amel etmek zorunda kalmış olduğundan isabet etmemiş olabilir" diye düşünerek sahih delillerle amel etmelidir. Ayrıca pek çok mesele de mezheb taklidcileri , yaptığı amellerin kaynağını ve delillerini bilip araştırmadan, örf ve adet ya da farklı alimlerin amellerini, mezhebe dayayabilmekte; bu sebeble farkında olmadan mezheb alimini karalayabilmektedir.

Fıkıh usulu okuyan kişi, haddini bilir. Her mezhebin pek çok meselede farklı ayet ve hadislerle kendi düşüncelerine delil getirdiklerini görebilmekteyiz. Bir konuda bir mezhebin delilini okuduğunuzda, diyorsunuz ki tamam en doğru budur, diğerleri bu kadar kuvvetli olamaz. Fakat sonra diğer mezheblerin delillerini dinleyince bu sefer onun görüşünü doğru buluyor, diğerini okuyunca bu da doğru diyorsunuz. Bu da mezheblerin kucunmsenmesinin , aşağılanmasının ne kadar yanlış olduğunu gösterir.
Yapılması gereken, ister bir mezhebe uyarak olsun , ister olmasın, uygulanan ameller Kuran ve sahih hadislerle delilli olmalıdır.

Muctehid olan kendi mezhebini (görüşünü) amel etmek zorundadır. Çünkü kendisinin içtihadı odur. Buna rağmen kendisi gibi içtihad eden başka bir muctehidin görüşüyle amel etmesi uygun değildir. Kur'an-ı kerim ve Sahih hadislerle amel edemeyecek derecede olan kimselerin mezheblerin delillerini araştırıp, kıyaslayarak amel etmeleri de caizdir.
 
Ebukutub Çevrimdışı

Ebukutub

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
musab99 kardeşim;

Bahsettiğiniz namazda ellerini kaldıran kişiler, eskiden hanefi mezhebindeyken , sonradan belli bir mezhebe bağlı kalmayı değilde, sahih hadislerle Kur'an ve sunnete uyarak amel etmeyi uygun görmüş olabilirler. Ya da bu meselede (el kaldırmada) delillerini benimsediği görüşün (mezhebin) delilini daha sahih gördüğünden amel etmeye uygun görmüş olabilir. Yukarıda dediğimiz gibi; Mezhebe uymak caiz, mezhebcilik haramdır.

Bir kişi şöyle düşünebilir, mezheblerden birini alıp 3 ünü atana kadar, hepsini alıp değerlendirip, ayrıca Kuranda ve sunnetteki sahih hadisleri değerlendirerek Selef(i) görüşle amel edebilirim. Bunda bir beis olmadığı gibi güzel bir yoldur. Bir mezhebi taklid eden mukallidlerin pek çoğu körü körüne taasub ile taklidciliğe uyarak, mezhebinin içerisindeki uyguladığı amellerin delillerini araştırma sebebi görmeden, zayıf sahih amellerle iman edip uygulamaya koyuyor. Hatta öyle oluyor ki; hangisi mezheb alimi, hangibi peygamber karıştırıyor. Böyle kişilere diyeceğiz; "kitaplığından shaih hadisleri çıkart, yerine mezheb alimlerinin kitaplarını koy!".

Namazda rukuya giderken ve rukudan kalkış esnasında ellerin kaldırılması sahihtir. Sahih pek çok hadislerde rivayetler vardır. Bunun gibi Hanefi mezhebinde sahih olmayan "abdestte enseyi mesh", "Yatsı namazının ilk dört rekat sunneti", "Ölünün kılmadığı namazlarının, yakınları tarafından 'Iskat' adı altında para ile ödenmesi(!)" vs. gibi mezvular zayıf veya mevzudur!. İlla hanefiyim diye amel edilmemelidir. Bu gibi durumlarda Mezheb taklidçilerinin ypması gereken, "bu konuda mezheb alimine konu hakkında delil gelmemiş, ya da o anki mevcut olan kısıtlı delillerle amel etmek zorunda kalmış olduğundan isabet etmemiş olabilir" diye düşünerek sahih delillerle amel etmelidir. Ayrıca pek çok mesele de mezheb taklidcileri , yaptığı amellerin kaynağını ve delillerini bilip araştırmadan, örf ve adet ya da farklı alimlerin amellerini, mezhebe dayayabilmekte; bu sebeble farkında olmadan mezheb alimini karalayabilmektedir.

Fıkıh usulu okuyan kişi, haddini bilir. Her mezhebin pek çok meselede farklı ayet ve hadislerle kendi düşüncelerine delil getirdiklerini görebilmekteyiz. Bir konuda bir mezhebin delilini okuduğunuzda, diyorsunuz ki tamam en doğru budur, diğerleri bu kadar kuvvetli olamaz. Fakat sonra diğer mezheblerin delillerini dinleyince bu sefer onun görüşünü doğru buluyor, diğerini okuyunca bu da doğru diyorsunuz. Bu da mezheblerin kucunmsenmesinin , aşağılanmasının ne kadar yanlış olduğunu gösterir.
Yapılması gereken, ister bir mezhebe uyarak olsun , ister olmasın, uygulanan ameller Kuran ve sahih hadislerle delilli olmalıdır.

Muctehid olan kendi mezhebini (görüşünü) amel etmek zorundadır. Çünkü kendisinin içtihadı odur. Buna rağmen kendisi gibi içtihad eden başka bir muctehidin görüşüyle amel etmesi uygun değildir. Kur'an-ı kerim ve Sahih hadislerle amel edemeyecek derecede olan kimselerin mezheblerin delillerini araştırıp, kıyaslayarak amel etmeleri de caizdir.
Abi güzel anlatmışsın.Peki biz yaptığımız amellerin delillerini nasıl araştıracaz?hangi kaynaklardan öğrene biliriz? yani örnek olarak yukardak refle(elleri kaldırma) konusu.Ben bu fiilin delillerini nerden bakabilirim?Ve bu konularda araştırma yapabilmem için hadis üsulü'mü mü öğrenmemiz gerekir?
 
E Çevrimdışı

ENSARİ

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
s.a. kardeşlerim güzel bir izahatlar var ama şimdi biz 4 mezhep imamınıda hak görür onların içtihadları ile hareket ederiz ama burada her 4 mezhep imamının görüşlerinide hem kabul görüp hemde işimize geldiği şekilde birbirlerinden ayrı olan hususlarında bir diğerini taklit etme yani belli bir mezhebe tabi olmama direk olarak Kur'an ve Sünnete tabi olma gibi bir içtihadi bir durumumuz yoksa illaki bir mezhebe tabi olmamız gerekmiyormu..? dahası misal abdeste Şafi mezhebinde kan abdesti bozmaz iken,hanefide bozmaktadır..şafi de kadın eline değidiğinde abdest bozulmakta iken hanefide bozulmamaktadır..şimdi burada bizlerin gerektiğinde hem şafi gerekse hanefi mezhebine göre amel etmemiz caizmi olmaktadır..
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
s.a. kardeşlerim güzel bir izahatlar var ama şimdi biz 4 mezhep imamınıda hak görür onların içtihadları ile hareket ederiz ama burada her 4 mezhep imamının görüşlerinide hem kabul görüp hemde işimize geldiği şekilde birbirlerinden ayrı olan hususlarında bir diğerini taklit etme yani belli bir mezhebe tabi olmama direk olarak Kur'an ve Sünnete tabi olma gibi bir içtihadi bir durumumuz yoksa illaki bir mezhebe tabi olmamız gerekmiyormu..? dahası misal abdeste Şafi mezhebinde kan abdesti bozmaz iken,hanefide bozmaktadır..şafi de kadın eline değidiğinde abdest bozulmakta iken hanefide bozulmamaktadır..şimdi burada bizlerin gerektiğinde hem şafi gerekse hanefi mezhebine göre amel etmemiz caizmi olmaktadır..


Aleykum selam we rahmetullah

Mezheblerin fetvalarını suistimal ederek , kolay olduğu için duruma göre değişerek değil de, Mezheblerin farklı görüşlerini ve her iki görüşün delillerini bilerek, gerçekten doğruluğuna kalbimizin yatıştığı görüşle amel edebiliriz. Yoksa, şurada hanefi , şurada şafi, şunda hanbeli, şunda maliki diyerek her şeyin en kolay ve yuzeysel, huşudan uzak, her işin kolaycıllığına koşup oynak bir tavır sergileyemeyiz.
Muslumanın işi, Kur'an ve sunnetle delillerini bilerek , Mezhebin fetvasının sahih delilini bilerek amel etmesi caizdir. Kalpleri en iyi Allah bilir.
 
M Çevrimdışı

musab99

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
s.a. kardeşlerim güzel bir izahatlar var ama şimdi biz 4 mezhep imamınıda hak görür onların içtihadları ile hareket ederiz ama burada her 4 mezhep imamının görüşlerinide hem kabul görüp hemde işimize geldiği şekilde birbirlerinden ayrı olan hususlarında bir diğerini taklit etme yani belli bir mezhebe tabi olmama direk olarak Kur'an ve Sünnete tabi olma gibi bir içtihadi bir durumumuz yoksa illaki bir mezhebe tabi olmamız gerekmiyormu..? dahası misal abdeste Şafi mezhebinde kan abdesti bozmaz iken,hanefide bozmaktadır..şafi de kadın eline değidiğinde abdest bozulmakta iken hanefide bozulmamaktadır..şimdi burada bizlerin gerektiğinde hem şafi gerekse hanefi mezhebine göre amel etmemiz caizmi olmaktadır..

Hocam basta bende sizin gibi dusunmustum ama ole sandiginiz gibi degil. Gene belli bir cizgiyi koruyorsun yani nefsani hareket etmiyorsun. Herhangi bir meselede daha guclu bir delil karsilasirsan onu tercih ediyorsun.

Ornek olarak namazda elleri kaldirma olayi hanefi fikhinda yoktur ama guclu bir sunnet oldugu icin uygulanabilir. Bunun gib bir cok fikhi meselede boyle dusunebilirsin. Yani ne mezheb lackalasiyor nede sunnet terkediliyor.

Yanlisin varsa Abdulmuiiz Fida hocam duzeltsin
 
İZZETLİ Çevrimdışı

İZZETLİ

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Hocam basta bende sizin gibi dusunmustum ama ole sandiginiz gibi degil. Gene belli bir cizgiyi koruyorsun yani nefsani hareket etmiyorsun. Herhangi bir meselede daha guclu bir delil karsilasirsan onu tercih ediyorsun.

Ornek olarak namazda elleri kaldirma olayi hanefi fikhinda yoktur ama guclu bir sunnet oldugu icin uygulanabilir. Bunun gib bir cok fikhi meselede boyle dusunebilirsin. Yani ne mezheb lackalasiyor nede sunnet terkediliyor.

Yanlisin varsa Abdulmuiiz Fida hocam duzeltsin

eğer mezheplerin hepsini taklik edecek bir amel varsa önce o tercih edilmeli yok ise en kuvvetli delili olan tercih edilmeli
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Hocam basta bende sizin gibi dusunmustum ama ole sandiginiz gibi degil. Gene belli bir cizgiyi koruyorsun yani nefsani hareket etmiyorsun. Herhangi bir meselede daha guclu bir delil karsilasirsan onu tercih ediyorsun.

Ornek olarak namazda elleri kaldirma olayi hanefi fikhinda yoktur ama guclu bir sunnet oldugu icin uygulanabilir. Bunun gib bir cok fikhi meselede boyle dusunebilirsin. Yani ne mezheb lackalasiyor nede sunnet terkediliyor.

Yanlisin varsa Abdulmuiiz Fida hocam duzeltsin

Verdiğin misal konu için olumlu bir örnektir. Kişi genelde tabii olduğu bir mezhebte , zayıf veya olmayan (bahsi geçmeyen) amellerde, diğer mezheblerde olan sahih hadislerle delillerini inceleyerek farklı mezhebdeki sahih olan racih amelleri uygulamasında sakınca yoktur. Aynı şekilde mesela Hanefi mezhebini taklid eden biri; delillerini incelediği zaman abdestteki enseye mesh konusunda zayıf delil ile hareket ettiğinden, diğer mezhebler gibi enseye meshi terk edecektir. Bunlar güzel olan uygulamalardır. Körü körüne değil , sahih amellere yönelmektir.
 
Ebukutub Çevrimdışı

Ebukutub

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Verdiğin misal konu için olumlu bir örnektir. Kişi genelde tabii olduğu bir mezhebte , zayıf veya olmayan (bahsi geçmeyen) amellerde, diğer mezheblerde olan sahih hadislerle delillerini inceleyerek farklı mezhebdeki sahih olan racih amelleri uygulamasında sakınca yoktur. Aynı şekilde mesela Hanefi mezhebini taklid eden biri; delillerini incelediği zaman abdestteki enseye mesh konusunda zayıf delil ile hareket ettiğinden, diğer mezhebler gibi enseye meshi terk edecektir. Bunlar güzel olan uygulamalardır. Körü körüne değil , sahih amellere yönelmektir.


tamam oldu.Sahih hadislerle delilleri incelemek demişsiniz?Abi biz hangisi daha kuvvetli hadis onu nerden anlıyacaz?Birde namaz ile alakalı bir kitap temin ettim.
Muhammed ebu said el-yarbuzi / Kitap ve Sünnete göre namaz.İçinde hiçbir mezhebin fetvası yok.Sadece Nebi as. ne yapmışsa onu yazmışlar kitaba.
 
Üst Ana Sayfa Alt