Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Modern ilerici (!) cahiliyye insanlarına gelince

E Çevrimdışı

ebuhasanelmakdisi

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Çağımızın insanlığı, cahiliyeye geri dönüş uğraşını vermektedir. Son Peygamber Hz. Muhammed (s.a.s.)'in kendilerini kurtardığı cahiliyeye...

Bu cahiliyenin değişik biçimleri vardır. Kimisi dinsizliğe ve Allah'ı inkara dayanmaktadır. Bu, itikadı ve ideolojik bir cahiliyedir.

Komünizm cahiliyesinin durumu budur. Kimi cahiliye, Yüce Allah'ın varlığını çarpıtmaya, günlük ibadetleri, tedeyyünü (boyun eğip, itaat etmeyi), bağlılık ve itaati saptırmaya dayanmaktadır: Buna örnek de hindu ve diğer putperestlerin, yahudî ve hıristiyanların içinde bulundukları cahiliyyedir.

Kimi cahiliyye ise Yüce Allah'ın varlığını doğru bir şekilde kabul etmekle beraber, "La ilahe illallah, Muhammedun Resulüllah (Allah'dan başka ibadete layık ilah yoktur ve Muhammed (s.a.s) Allah'ın Rasulüdür)" şahidliğinin gerçek muhtevasını tahrife uğratmaktadır. Bu cahiliyyede günlük ibadetler eda edilir; ama itaat, bağlılık ve tedeyyün konusunda Allah'a şirk koşulur. Buna örnek de, şehadet kelimelerini söyleyip günlük ibadetleri yapmakla yetinerek kendilerine "müslüman" adını veren ve bu halleriyle müslüman olduklarını, İslâmî sıfat ve hakları kazandıklarını sanan kimselerin içinde bulunduğu cahiliyyedir. Çünkü bu kimseler, "şahadet" in anlamını iyice anlamadıkları için teslimiyet ve tedeyyünlerini Allah'tan başkasına yapmaktadırlar.

Bu cahiliye biçimlerinin tümü cahiliyedir. Tümü Allah'ı inkar ve tümü Allah'a şirk koşmaktır. Bunların başları sonları ve sonları da başları gibidir.

İnsanlığın içinde yaşadığı bu apaçık vaka bize gösteriyor ki; çağımızın tüm insanlığı, kapsamlı bir cahiliyyeye dönüş yapmıştır. Cahiliyyeye yaptığı bu uğursuz dönüşle başı beladadır. İslâm'ın, kendisini defalarca ve en son Hz. Muhammed (s.a.s.)'in eliyle kurtardığı cahiliyyeye...

İşte bu apaçık gerçek bugün, İslâmî diriliş öncülerinin vazgeçilmez görevlerinin ne olduğunu, insanlığın kurtarılmasını sağlayacak temel davanın ve bu davaya başlangıç noktasının tabii özelliklerini ortaya koymaktadır.

İslâm diriliş öncülerinin görevi, insanlığı yeniden İslâm'a davettir. İnsanlığın dönüş yaptığı bu uğursuz cahiliyyeden çıkıp yeniden İslam'a girmesi daveti...

İslâm'ın temel muhtevasını belirleyecek bir davetle...

- Çünkü İslâm; bir tek Allah'ın ilahlığına inanmaktır.

- Günlük toplu ibadetleri sadece Allah'a yapmaktır.

- Tüm hayat işlerindeki tedeyyün, bağlılık, itaat ve boyun eğmişliği sadece Allah'a ait kılmaktır.

İşte bu muhteva (hep bir arada) bulunmadan, İslâm'a girilmiş sayılmaz, insanlara "müslüman" sıfatı verilmez ve İslam'ın can ve mal konusunda getirip düzenlediği hakların sahibi olunmaz.

Söz konusu muhtevalardan birinin bulunmayışı, tümünün bulunmayışı gibidir. Yani bu muhtevalardan birinden uzaklaşmak, insanların İslâm'dan çıkıp cahiliyyeye dönüşü demektir. Küfür veya şirkle karşı karşıya kalmaktır. Çünkü burada Îslâmî bir dönemden sonra gelen yeni cahili dönemler söz konusudur.

Bundan dolayı bu cahiliyyeyi ortadan kaldırıp insanları bir kere daha Allah'ın dinine yöneltecek onları kula kulluktan kurtarıp Allah'ın kulluğuna dahil edecek bir İslamî çıkış ve hareketin başlaması zorunludur.

İnsanlık hayatının bu uğursuz döneminde cahlliyeyi ortadan kaldırmaya çalışan müslüman kadronun, bu işin ciddiyetini kesin ve net bir şekilde anlaması zorunluluğu vardır.

Çünkü bu kesin, net ve açık tavır bulunmadan İslâm diriliş öncülerinin, insanlık tarihinin bu zor döneminde görevlerini tam anlamıyla ifa etmeleri mümkün değildir.

Cahiliye toplumu karşısında, İslâmi bir toplum zannıyla tereddütlere kapılıp hedefin gerçek tayininin yapılmadığı bir dönemde bu kesin tavra özellikle ihtiyaç vardır.

Çünkü mesele bir zan meselesi değildir. İnsanlığın fiilen içinde yaşadığı durum açısından başlangıç noktasının tayin edilemediği bu dönemde, gerçek hedefi çok iyi bir şekilde tesbit etmek gerekir.

Zannî değil, gerçek bir hedef tesbiti...

Çünkü zanla ortadaki gerçek arasında bulunan fark, gerçekten çok büyüktür.

İnsanların, İslâm risaletiyle tanıştıktan ilk günün başlangıç noktası neyse, şimdiki başlangıç noktası da odur. Bu da sırasıyla:

Yeryüzünün bir bölgesinde "La ilahe illallah, Muhammedun Resulullah (Allah'dan başka ibadete layık ilah yoktur ve Muhammed (s.a.s) Allah'ın Rasulüdür)" şahidliğini getirip hak dini benimseyen insanların bulunması...

İkinci olarak bu insanların hakimiyet ve kanun koyma açısından sadece Allah'a itaat edip İlahî şeriatı günlük hayatlarına uygulamaları...

Bunu da gerçekleştirdikten sonra, İslâm davasını tüm dünyaya ilan etmeleri. Yani insanlığın kurtuluşu için cihad etmeleri.
 
Üst Ana Sayfa Alt