Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Molla Ömer’den bayram mesajı

K Çevrimdışı

Küresel Haber

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Afganistan Taliban Hareketi Lideri Molla Muhammed Ömer, kurban bayramı münasebetiyle bir bayram mesajı yayınlayarak Müslümanların bayramını kutladı. Zafere eskisinden çok daha yakın olduklarını belirten Molla Ömer, bu zafer yolunda mücahitlere verdiği destekten ötürü Afgan halkını övdü. Ardından İslam Emirliği davet ve irşad komitesinin vasıtasıyla çok sayıda kişinin emirlik saflarına geçtiğinin altını çizerek birlik çağrısında bulundu.Ayrıca askeri eylemler yanında siyasi ofisin karşılıklı anlayış adına yabancı güçlerle görüşmelerini sürdüreceğini belirtti.

Küreselhaber / Haber Merkezi / Özel Haber

Molla Ömer’in mesajının tam metni şöyle: Hamd, alemlerin rabbi Allah’a salat ve selam kainatın efendisi, peygamberlerin en şereflisi, mücahitlerin komutanı peygamberimiz Muhammed Mustafa sallallahu aleyhi ve seleme, ehline ve tüm ashabına olsun. Ve sonra:

Euzu billahimineşşeytanirracim: ‘İnkar edenler mallarını, Allah’ın yolundan alıkoymak için harcarlar ve harcayacaklar da. Sonra bu onlar için yürek acısı olacak, sonra yenilecekler ve inkar edenler cehenneme sürüleceklerdir.’ (Enfal Suresi, 36. Ayet) Allahu Teala ayrıca şöyle buyurmaktadır: ‘Hatırla ki, Meryem oğlu İsa: Ey İsrailoğulları! Ben size Allah’ın elçisiyim, benden önce gelen Tevrat’ı doğrulayıcı ve benden sonra gelecek Ahmed adında bir peygamberi de müjdeleyici olarak geldim, demişti.’ (Saff Suresi, 6. Ayet).

Müslüman Afgan halkını, işgalcilere karşı direnen kahraman mücahitleri, şehit ve gazi ailelerini, sevgili hacıları ve dünyanın dört bir yanındaki Müslümanları özveri, fedakarlık ve sevinç günü olan mübarek Kurban Bayramı’nın gelmesi münasebetiyle kutluyorum. Allahu Teala’dan bu günleri tüm İslam ümmeti için sevinç, güven ve yükseliş günleri kılmasını niyaz ediyorum. Özellikle de gayretli halkımızı ve bu yıl büyük askeri zaferler kazanan cesur mücahitleri kutluyorum. Allahu Teala’dan hepimize istikamet nasip etmesini, mazlum halkımızı üzerlerine gerçekleştirilen haksız saldırıdan kurtarmasını diliyorum. İşte zafer anları; inşallah hiç olmadığı kadar yaklaştı.

Mücahit kardeşlerim! Sizler gerçekliği kendi gözlerinizle görüyorsunuz. Cihat safları gün geçtikçe kuvvet kazanıyor. Yiğit halkımızın mücahitlerle birleşmesi ve onların yanında fedakarlıkları giderek artıyor. Yeni cihadi yöntemlerle düşmanın büyük üslerine büyük saldırılar düzenleniyor. Öyle ki düşman, mücahitlerin korkusundan askeri üslerinden ve merkezlerinden çekilmeye başladı. Aynı şekilde işgalcilerin kurduğu idare safları dahilinde de Müslüman fidai askerler tarafından işgalci, hilekar düşmana kırıcı, ağır saldırılar düzenleniyor. Tüm bunların yanında davet ve irşad komitesinin çabaları neticesinde düşman saflarında aldatılanlardan çok sayıda kişi İslam Emirliği’ne katılıyor. Bunun benzeri diğer hızlı değişimler de dahil olmak üzere bu kazançların hepsi için hep birlikte Allahu Teala’ya şükretmemiz gerekir.

Hedeflerimizi gerçekleştirmede daha başarılı olabilmek için hepimiz başarıyı Allahu Teala’dan daha çok yakarışta bulunup acziyetimizi itiraf ederek istemeliyiz. Cihadi umutlarımıza ve hedeflerimize karşı sözlerimizi yerine getirmeli, vefalı olmalıyız. Nefislerimize kanmamalıyız. Cihad hedeflerini yerine getirmede ve saygın yürüyüşümüzü sürdürmede ihmalkarlık etmemeliyiz. Bu nedenle de Allahu Teala’nın rızasını ve Emire itaati, cihad yönetmeliklerini dikkate almayı, İslami rejim kurmak için çalışmayı, Afgan halkını mutlu etmeyi cihadımızın hedefi kılmalıyız. Çünkü kendisinin bir parçası olduğumuz halkımız, 30 yıldan fazla süredir talihsizlikler ve acılar yaşadı. Ona şefkat göstermemiz, yumuşak ve iyi davranmamız, ona kalbimizde yer açmamız üzerimizdeki hakkıdır. Çünkü tüm alanlarda yenilgiyle karşılaşana kadar en büyük, kibirli güce karşı başarılı bir şekilde savaşı sürdürmemize bu sevgili halkın fedakarlığı, özverililiği ve kendini kurban etmesi imkan vermiştir.

Hepimizin bu halkın acısıyla acı çekmemiz, tasasıyla tasalanmamız gerekir. Bilin ki sizler düşmanınızı önce Allahu Teala’nın yardımı sonra da halkınızın işbirliğiyle vuruyor ve kendilerine karşı zafer kazanıyorsunuz. İslam Emirliği’nin tüm yetkililerinin ve mensuplarının aralarında birlik ve sevgi bağlarını kuvvetlendirmesi, ayrılık ve ihtilaftan uzaklaşması, dayanışma ve istişare atmosferinde cihadi işleri kolaylaştırması, düşmanı vurmak için yeni planlar hazırlaması, bu planları dikkatli bir şekilde, itina göstererek uygulaması gerekir. aynı şekilde halkın genel bireyleri için mümkün olan kolaylıkları sağlamaya, kendilerini işgalcilerin ve yerel militanlarının zulmünden korumaya, sivillerin saflarında hasar olmasını engellemek için tüm tedbirleri almaya çalışmalıdırlar. Çünkü düşman sivillerin saflarındaki kayıpların suçunu mücahitlerin üzerine atmaya çalışmaktadır.

Aynı şekilde mücahitler, düşman safına nüfuz edebilme çabalarını artırmalı, aralarında hassas ve geniş çaplı eylemler organize etmelidir. Zira Allah’ın izniyle gelecekte bu taktiğin güzel sonuçları kendini gösterecektir.

Mücahitlerin sorumlularına mücahitleri eğitmeye özen göstermeyi, kendilerine cihatla ilgili zorunlu hükümleri öğretmeyi, aynı şekilde askeri terbiyenin yanında mücahitleri ahlaken ve fikirsel olarak terbiye etmeye önem vermeyi tavsiye ediyorum. Aynı şekilde yetimler, gaziler ve esirler karşısındaki sorumluluklarını idrak etmelerini öneriyorum. Şunu bilmelilerdir ki dini menfaatlere aykırı hareketler ve duygusal, gelişigüzel eylemlerin olumsuz ve tehlikeli sonuçları olabilir.

Bu münasebetle (bayram münasebetiyle) işbirlikçi hükümetin saflarında duran Afganları İslam’ı ve ulusal çıkarları savunma adına bir kez daha dürüstçe mücahitlerle işbirliği yapmaya ve ülkeyi işgalden kurtarma sürecinde kendilerine katılmaya çağırıyorum.

Düşman askerlerinin ve militanlarının safları dahilinde cihadi faaliyetlerde bulunmak en etkili cihat yöntemlerindendir. Gelecekte bu faaliyetler inşallah daha geniş noktalara yayılacak ve çok daha organize ve tehlikeli olacak.

İşgalci ve işbirlikçi kuvvetlerin safları dahilinde cihadi eylem yapma fırsatı bulması mümkün tüm soylu Afganları bu fırsatı değerlendirmeye, din ve vatan düşmanlarını kendi kaleleri içinde vurmaya, düşmana darbe indirmede mevcut tüm yolları, yöntemleri ve fırsatları kullanmaya çağırıyorum. Çünkü cihad herkese farz. Ülkenin kurtarılması ve bağımsızlığın yeniden kazanılması bu halkın tüm bireylerinin dini ve vicdani sorumluluğudur. Mücahitlerin üzerine düşen ise daha fazla onurlandırılıp kendilerine ikramda bulunulması ve ödüllendirilmeleri için bu tür kahramanları İslam emirliği liderliğine tanıtmaktır.

Bu ülkenin geleceğine ilişkin siyasi kaderine gelince bir kez daha söylüyorum: Biz yönetimi tekel altına almayı düşünmüyoruz. İşgalcilerin ayrılmasından sonra iç savaş hayali de kurmuyoruz. Tek çabamız ülkenin siyasi kaderinin, dünyadaki büyük devletlerle komşu ülkelerin müdahalelerinden uzak olarak Afganların kendilerince belirlenmesi, İslami ve saf Afgan karakterine sahip olmasıdır.

Ülkenin özgürleştirilmesinden sonra Allahu Teala’nın yardımıyla, tüm ırkçılık ve asabiyetten uzak, işleri ehline bırakacak, vatan topraklarının bütünlüğünü koruyacak, güvenliği sağlayacak, şeriatı uygulayacak, erkek-kadın; ülkenin tüm bireylerinin haklarının yerine getirilmesini güvence altına alacak, ülkenin ekonomisinin alt yapısının yeniden inşası için çalışacak, ülkedeki toplumsal kurumları güçlendirecek, İslami usuller ve ulusal çıkarlar ışığında tüm halka eğitim kolaylıkları sağlayacak bir hükümet kurmak için çabalayacak şer’i ve ulusal rejimin keyfini çıkaracağız. Bu hükümet bilimsel ve kültürel işlerin doğru yönde yürütülmesi için çalışacak. Gururlu halkının yardımıyla, iç savaş çıkarıp ülkeyi bölmeyi düşünenlerin kötü hedeflerinin gerçekleşmesi yolunda engelleyici bir bariyer olacak.

Ayrıca Afgan halkının ahmak bir halk olduğu ve kardeş kabilelerle güçlü ideolojik, kültürel, sosyal ve tarihi bağlarını keseceği ya da bölünmeye razı geleceği sanılmamalıdır. Sovyetler Birliği de ülkeyi bölme reçetesini uygulamayı denemek istedi. Ancak çabalarının sonucu tersine dönüp kendine uygulandı.

Bizler, İslami, egemen ve bağımsız bir devlet olarak Afganistan’a saygı gösteren, Afganistan’la ilişkisi ve alakası otoriter, sömürgeci bir yapıya sahip olmayan tüm kesimlerle iyi ilişkileri koruyacağız. Öyle ki her özgür, Müslüman Afgan’ın istek ve umudunun bu olduğunu düşünüyorum.

Yabancı güçlerle karşılıklı anlaşma konusunda da diyorum ki: İslami ve ulusal hedeflerimizi ve umutlarımızı gerçekleştirebilmek için askeri çalışmamız yanında siyasi mücadelemizi de sürdüreceğiz. Nitekim siyasi süreci takip etmesi için siyasi ofis çerçevesinde özel bir taraf tayin ettik. Siyasi ofis, yabancılara, İslami ve cihadi menfaatlerimiz uyarınca muamele etmektedir.

Şunu da beyan etmem gerekir ki bizim karşı tarafla birbirimizi anlama adına siyasi ofisimiz dışında bir kanadımız bulunmamaktadır. Çünkü biz bu konuda gizli politikalar izlemiyoruz. Buna tahammül de edemeyiz. Aksine karşı tarafla anlayış için siyasetimizi dini ve milli değerlerimiz ışığında belirledik ve bunu herkese de açıkça ilan ettik.

Eğer işgalci ülkelerin istihbari ve diplomat kanalları kendisine müzakerelerde bulunabileceği sahte yüzler ve kanallar arıyorsa ve bu kanallar etrafında bir medya yaygarası koparmak istiyorsa bu iş kendilerine zaman kaybetmekten başka bir şey kazandırmaz. Böylece ancak kendilerini ve halklarını kandırmış olacaklardır.

Özgürlük herkesin hakkı olduğuna göre bizler de tüm dünyadan, Uluslararası Toplumdan, özellikle de İslami devletlerden ve İslam Konferansı Örgütü’nden; herkesten İslami ülkemizin kurtuluşu ve işgalin sona erdirilmesinde sorumluluğunu hissederek yanımızda durmasını istiyoruz. Yine bu kesimlerin Guantanamo, Bagram hapishaneleri ile diğer hapishanelerde ve aynı şekilde komşu ülkelerin hapishanelerinde mazlum olarak tutulan esirlerimize karşı insani sorumluluklarını yerine getirmelerini talep ediyoruz. İnsan hakları derneklerini de soruşturmalar sırasında tüm kanunlara aykırı olarak işkencelere maruz kalan, baskı ve işkenceler neticesinde kendilerinden zorla itiraflar alınan, tüm temel insanlık haklarından mahrum bırakılan, hatta bazıları soruşturmalar sırasında öldürülen, bazıları da engelli kalan mazlum esirlere karşı sorumluluklarını taşımaya çağırıyoruz.

Ben, Allah Resulü’ne (s.a.s.) hakaret içerikli filmi kınıyor ve şöyle diyorum: İslam düşmanları İslam’ın imajını karalamak için her şeyi yaptıkları gibi işte şimdi de Allah Resulü’nün (s.a.s.) zatına hakaret içerikli tasarrufta bulunuyorlar. Peygamberlerin en şereflisi (s.a.s.) hakkında selim bir vicdanın normal bir insana yapılmasına dahi katlanamayacağı şeyler yaptılar.

Batı, Allah Resulü’ne hakareti, Kur’an-ı Kerim nüshalarının yakılmasını, düşünce ve beyan özgürlüğünün bir göstergesi sayıyor. Ancak aynı zamanda insanlara Allahu Teala’nın kitabından cihat ayetlerini okuyan, insanlara tefsir eden, haklarını ve özgürlüklerini isteyenleri ‘terör’le suçluyor, hapsediyor ve kendilerine işkence ediyor.

Batı filmleri dünyasındaki batıl söylenti, asabi ruh hali ve tasarruflar Batı’nın dar görüşlülüğüne delil teşkil etmektedir ve üzerlerine utanç ve ayıbı çekmekten başka bir işe yaramayacaktır. Allahu Teala şöyle buyuruyor: ‘Allah’ın nurunu ağızlarıyla söndürmek istiyorlar. Ama kâfirler istemese de Allah nurunu tamamlayacaktır.’ (Saff Suresi, 8.ayet).

Müslümanlar bu suç karşısında sadece protesto ve sözle yetinmemeli, aksine dinlerine sımsıkı sarılmalı, nebevi sünneti (o sünnetin sahibine en güzel salat ve selam olsun)ameli olarak tatbik etmeli, aralarında birlik olmalı, işgale ve işgalcilere karşı pratik cihada kalkışmalıdır. Zira Allahu Teala şöyle buyurmaktadır: ‘Andolsun ki, Allah’ın peygamberinde, sizin için, Allah’ı ve ahiret gününü uman ve Allah’ı çokça ananlar için güzel bir örnek vardır.’ (Ahzap Suresi, 21.Ayet).

Bizler kimseye hücum etmedik. Kimsenin toprağına saldırmadık. Ancak biz topraklarımıza saldıran işgalcilere karşı; işgal tamamen sona erene kadar cihadımızı sürdüreceğiz. Bizler düşmana 11 sene önce Afganistan’a gelişlerinin kolay olacağını ancak bu topraklarda kalışının ve buradan çıkışının yanında birçok problem getireceğini söylemiştik. İşte düşmanın bugünkü durumu, o vakit tahmin ettiğimiz gibi.

Bugün bizler cihadı uzum zaman sürdürebilmek için gerekli yeterlilik ve uzun soluğun, güçlü bir şekilde Allah’a itimat etmenin tadını çıkarıyoruz. Yürüyüşü sürdürmek için yeterli beşeri güce sahibiz. Tüm bu olanakları birinden ödünç almadık, bunları bize biri de bağışlamadı. Bu bize ancak Allahu Teala’nın lütfüdür. Allah’ın izniyle çabalarımız ve düzenlemelerimizle düşmanın tüm planlarını boşa çıkaracağız. Cihadi yürüyüşümüz önce Allah’ın lütfüyle sonra uluslararası İslami destek, halk dayanışması, uygun araçlara ulaşma vasıtasıyla düşmana inşallah askeri alanda kötü ve şaşırtıcı hezimetler verdirmemizi sağlayan bir aşamaya ulaştı.

Son olarak tüm varlıklı hayırseverlerden ve hayır kuruluşlarından mübarek bayram günlerinde, evlatlarına gösterdikleri gibi mücahitlerin ailelerine, fakirlere; özellikle de şehit ve esir çocuklarına şefkat göstermelerini, yardımlarını kendilerine -bayram sevinçlerine onları da ortak etmek için- direk ya da İslam Emirliği ekonomik işler komitesi aracılığıyla ulaştırmalarını rica ediyorum.

Allahu Teala’dan bu hayırlı günlerde, Amerika’nın önderliğindeki uluslararası küfür ittifakına karşı savaşlarında on seneden fazla mücahitleri sevgi ve mertlikle mücahitlere yardım edip kendilerini destekleyen mümin, mücahit halkımıza ecrini vermesini niyaz ediyorum. Önce Allahu Teala’nın lütfü sonra da bu destek sayesinde cihadımız inşallah zaferin eteklerine ulaştı. Allahu Teala’dan, evlatları ve akrabaları Allah yolunda cihada şehit olanların ya da düşmanın bombardımanı sırasında ve evlerini bastığı esnada şehit düşen ya da yaralananların ya da düşmanın elinde esir düşen veya mali zararlara katlananların ailelerine güzel sabır, istikamet ve büyük ecir vermesini diliyorum. Yine Allah’tan bu halkın umutlarını gerçekleştirmesini ve bu ülkede İslam bayrağını yükseltip dalgalandırmasını niyaz ediyorum.

Amin ya rabbelalemin.
Allah’ın selamı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun. İslam’ın hizmetçisi Molla Muhammed Ömer (Mücahid) 23.10.2012 Küresel Haber için çeviren: Selda Öz

 
eL_Muhacir Çevrimdışı

eL_Muhacir

İlimsiz Mucâhid, kâtil; Cihâdsız âlim, belâm olur
Frm. Yöneticisi
RABBİM,emir ve mücahidlerimizi muhafaza eylesin amin
 
Üst Ana Sayfa Alt