Evela şunu söyleyim: Ebubekir SİFİL'in gerek konuşmalarını, gerekse kitaplarını çok fazla okumuş birisi olarak SİFİL'in ilmen yetersiz ve Arapça bilgisinin zayıf olmadığını gayet iyi biliyorum.
Ebubekir SİFİL, kasten "İdeolojisini" savunmak amacı ile tahrifat yapmaktadır.
Cariye hadisinin tek bir yoldan onun anlattığı gibi geldiğini, diğer bütün yollarda "Sema" lafzı olduğunu. Dolayısı ile eğer rivayet tercihi yapılacaksa "Sema" lafzının geçtiği rivayetlerin tercih edileceğini, aynı durumun "Sema'ya nüzül" içinde geçerli olduğunu oda gayet iyi biliyor.
Kâdı Ebu Ya'la(r.aleyh) için söylediklerinin iftira olduğunu, ve "Zındık ve Cehmilere reddiye" isimli eserin gerçekten İmam Ahmed'e ait olduğunu oda biliyor.
Hanbeli ulema'nın, kelam ehli için sarfettikleri sözleri "Ehli Sünnet itikadını akli delilleri ile savundukları için" değil akla göre bir Ehli Sünnet itikadı oluşturma girişiminde bulundukları için olduğunu oda biliyor
Mevlid okutmanın bidat olduğunu oda biliyor.
Maturidî bil âlim olan, İbni Abidin'in(r.aley); İbni Teymiyye hakkındaki müsbet ifadelerinden oda haberdar.
İbni Hacer el-Askalani'nin(r.aleyh), Şeyhul İslam'dan; "İmamdı" diye bahsettiğini oda biliyor oda biliyor.
Bu listeyi istediğim kadar uzatabilirim ama asıl söyleyeceğim şey şu; Ebubekir SİFİL'in yanlış yapması cehaletten değil. Bilakis kasıtlı.
İddialarına uzun uzun reddiye vermeyeceğim, zaten gerek bu mübarek platform; gerekse her Ehli Sünnet ekole müntesib muasır veya kadim ulema gerekse Seyda gerekli cevabları vermiş.
Kullandığı uslub ile alakalı tek bir şey söyleyeceğim, İmam Maturidi(r.aleyh) bunu görseydi acaba ne derdi?
Türkiye'de anlaşılmak istenmeyen nokta şu; İmam Rabbani'yi(r.aleyh) sevmekle Maturidi, Gazzali'yi(r.aleyh) sevmekle Eş'ari olunmadığı gibi; İbni Teymiye'yi(r.aleyh) sevmeklede Selefi olunmaz!
Hiçbir âlim, hiçbir ekolün kadrolu elemanı değildir!
Şeyh Usame(r.aleyh) bir Selefi olmasına karşın bir Maturidi olan Molla Ömer'e(r.aleyh) beyat etmişti.
Şark Medreselerinde okumuş birisi olarak söylüyorum, evet gereksiz derecede bir Sarf/Nahiv ezberletilmesi vardır. İnsanı boğar ve "Pratik Arapça" denilen alanda son yıllardaki cılız girişimlere rağmen yetersizdir.
Ama talebeninde gayreti ile birkaç senede Arab uleması ile yarışacak derecede iyi alimler yetiştirir.
Hele Fıkıh/Usulü Fıkıh ve Kelam/Akaid eğitimi son derece iyi düzeydedir, yanlız güncel meselelerde yetersiz kaldığı olsada yeni girişimler yapılmakta ve gerek Fıkıh/Usul Ul-Fıkıh gerek Kelam/Akaid konularında güncel eserlerde okutulmaktadır. Seyda'ya sırf Türkçesi bozuk diye "Cahil" demek için istiğfar getirmek gerekir Vesselam.
Siteye giren ve Şeyhul İslam hakkında, SiFiL ile benzer düşünen kardeşlere tek bir sorum var;
Ebu Hanife(r.aleyh) hakkında muasırlarının ne dediğinden haberdarmısınız?
Esas mesele ise SİFİL'in naklettiği gibi "İstiva" felan değildir.
Asıl mesele, İbni Teymiye'nin(r.aley), Selef Ulemasından sonra pek görülmeyen bir şekilde, devir siyasetçilerine direnmeleridir.
Halbuki devir siyasetçileri, Moğol ilerleyişini kırmış ve haçlıları ortadoğudan atmış kadrolardı! Allah'ın indirdikleri ile hükmediyorlardı.
Buna rağmen, Allahın rahmet ettiği; en ufak bir haksızlığa dahi tahammül göstermemiştir.
İslam iddia edipte, Şeriatı lağveden Gazan Han ve etbaı için verdiği fetvaları hepimiz biliyoruz zaten.
Aynı zamanda, Selef Uleması ve bir kısım muasır ulema dışında şu an misali aklıma pek gelmeyen bir örnektir İbni Teymiyye,(r.aleyh) bir Mücahiddir.
Eee, şimdi halkın uyanmaması için ne yapmak lazım?
En iyisi ya bu İmamların bu özelliklerini saklayalım yada "Bidat ehli" diye damgalayalım!
Artık harıl harıl kitaplar tercüme ediliyor, bir tuş ile ulaşılabiliyor.
Yani artık birinci yol pek mantıklı değil.
En iyisi ikinci yöntem.
Buradada bizim kardeşlere büyük sorumluluk düşüyor; Hanefi/Maturidi ve Şafii/Eşari ulemanın özellikle siyasi meseleler hakkında, sünnet/bidat meselesi ve İbni Temiyye başta olmak üzere Selefi ulema hakkındaki yazdıları eserleri ve metinleri halka sunmamız gerekiyor.
Her halde, İmam Rabbani(r.aleyh) hakkındada bir günde rücü edemezler ya...